Ekonomi Bakanı Zeybekci: O bayrağı savunan polis kardeşimizi kutluyorum

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İstanbul Gaziosmanpaşa’da polis merkezinin bayrağını indirmeye çalışan Ali Uçkun’u vurarak etkisiz hale getiren polisi kutladığını söyledi. Zeybekci, memleketi Denizli'de Çamlık Ofis'te basın toplantısı...

Google Haberlere Abone ol
Ekonomi Bakanı Zeybekci: O bayrağı savunan polis kardeşimizi kutluyorum

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İstanbul Gaziosmanpaşa’da polis merkezinin bayrağını indirmeye çalışan Ali Uçkun’u vurarak etkisiz hale getiren polisi kutladığını söyledi.

Zeybekci, memleketi Denizli'de Çamlık Ofis'te basın toplantısı düzenledi Toplantıya Denizli Valisi Abdülkadir Demir, AK Parti Denizli milletvekilleri Bilal Uçar, Nurcan Dalbudak ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da katıldı. Toplantıda, gündemdeki konuları değerlendiren Zeybekci, AB ve ABD arasında sürdürülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (İTİP) anlaşması bittiğinde, Türkiye orada değilse Türkiye için Gümrük Birliği'ni sürdürebilmenin imkânsız hale geleceğini söyledi. Zeybekci, “Bunu alternatifler arasında asla görmüyoruz. Artık öyle bir hale geldi ki dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye'nin, dünyanın yeni çizilen ekonomik haritalarının dışında kalması gibi bir lüksü yoktur. ‘Türkiye Gümrük Birliği'nden vazgeçer bu anlaşmayı iptal eder’ cümlesini asla kullanmayacağız. Çözüm bulacağız inşallah.” dedi.

Merkez Bankası’nın faiz indirimi hakkında da değerlendirmede bulunan Zeybekci, Türkiye’de faizden kimsenin mutlu olmadığını ileri sürdü. Zeybekci, “Faiz demek yatırım yapmamak demek, istihdam yapmamak demek, büyümemek demek, ihracat yapmamak demek, insanların, ekonominin ithalata doğru yönelmesi demek, ihracat yapmaması demek, ithalata dayalı bir büyüme formülasyonunun tekrar tercih edilmesi demek. Neden böyle bir şey? Eğer faizler yüksekse memlekette uluslararası piyasaları, sıcak para piyasaları diyelim biz ona, Türkiye’deki sıcak faizi cazip bulurlar ve Türkiye’ye doğru bir akım başlar ve Türk Lirası'na bir aşırı talep gelir. Türk Lirası'na aşırı bir talep geldiğinde arkadaşlar aşırı değerlenen bir TL ile karşılaşırız ve aşırı değerlenen TL demek ihracatın önünde ihracatı zorlaştıran bir unsurdur. İhracatın zorlaşması, ihracatın yavaşlaması Türkiye’de şu anda yakaladığımız büyümenin yavaşlaması, istihdamın yavaşlaması, üretimin yavaşlaması demek. Aşırı değerlenen TL, diğer taraftan ithalatı teşvik eder, ithalatı kolaylaştırır. Türk ekonomisi için gerekli olmayan ithalat ürünleri, tüketim ürünleri Türkiye’de kolaylaşır ve çok fazla ithalat yapılmaya başlanır ve ithalata dayalı bir büyüme söz konusu olur.” diye konuştu.

"FAİZİN YÜKSEK OLMASINDA HAKLI SEBEPLER OLABİLİR"

Faiz konusunda, gerek hükümette gerekse Merkez Bankası’nda görüş farklılığının olmadığını vurgulayan Zeybekci, “Sadece bununla ilgili oranlar ve zamanlamayla ilgili bir sıkıntı yaşıyoruz. Bunun da belki haklı sebepleri olabilir. Yani Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası’nın yani Amerikan Merkez Bankası’nın almış olduğu parasal daralma kararları ve yakın bir sürede faiz artırımına gideceğim sözleri belki piyasalarda tedirginlik yaratıyor olabilir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler veyahut kırılgan beşli diye dünyada isim takılan ama asla öyle bir şeyi kabul etmediğimiz piyasalarda, ülkelerde tedirginlik yaratıyor olabilir. Ama Türkiye’nin konumu farklı arkadaşlar. Türkiye, bu farklılığını her hali ile gösteriyor. Yani o kırılgan beşli ile ilgili yani daha doğrusu uluslararası kurumların Dünya Bankası’nın, IMF’nin, Standart and Poors’un veyahut ta Fitch’in bu tarz kredilendirme kuruluşlarının, Türkiye’nin büyümesi ile ilgili yılbaşında yaptıkları yani Ocak’ta, Şubat’ta yaptıkları aşağı yönlü büyüme revizyonlarını Ocak, Şubat, Mart’ta ben o gün söylemiştim size, dedim ki bu sığ bir çalışmadır. Türkiye’yi bilmemek demektir, Türk ekonomisini bilmemek demektir, Türk ekonomisinin geleceğini okuyamamak demektir. Burada o gün söylediğimiz sözü tekrar ediyorum; ‘aşağı yönlü revizyonlarını tıpış tıpış revize edecekler’ demiştim ve Dünya Bankası’ndan başlamak üzere 2,4’ten 3,5’e çıkararak büyümeleri, büyüme beklentilerini revize ettiler.” şeklinde konuştu.

Amerika Merkez Bankası’nın yaklaşımı, dünyadaki olumsuz beklentilerle ilgili diğer yaklaşımların Türkiye’nin anlaşılmasını biraz zorlaştırdığını dile getiren Zeybekci, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de şöyle piyasalara bakarsanız ortalama olarak yüzde 10 büyüyor. Bu ayda göreceksiniz Haziran rakamları yüzde 10 ve hatta belki biraz da üzerinde gelebilme ihtimali vardır ve bu ihracatın bu şekilde artması, doğrudan Türkiye’nin büyümesine yaklaşık olarak yıl sonu itibari ile söylüyorum yüzde 2 oranında baz getirecek yani yüzde 2 oranında bir temel getirecek. Yüzde 2 oranında gelen bir temelin üzerine Türkiye ihracata dayalı diğer büyümelerini de gerçekleştirecek ve iç piyasadan kaynaklanan büyümeleri ile yıl sonunda inşallah Türkiye yüzde 4, hatta yüzde 4’ün de üzerinde büyüyecek.” dedi.

Merkez Bankası’nın piyasanın önüne düşmesi gerektiğini ifade eden Zeybekci, “Piyasanın önüne düşerek Merkez Bankası piyasadaki faizleri aşağıya doğru yönlendirmeli, çekmeli piyasayı, arkadan takip ederek, piyasanın Merkez Bankası'nı yönlendirmemesi gerekiyor. Şu anda maalesef yaşadığımız bu, piyasalar Merkez Bankası'nı yönlendiriyor, aşağı yönlü yönlendiriyor. Bu da bizim sabrımızı biraz zorluyor. Tabi ki yani bir an önce olsun istiyoruz. Bir an önce biraz daha farklı bir şekilde yani benim şahsi beklentim yüzde 1,5 seviyesinde idi. Ortaya çıkan rakam da bunun yarısı oldu. Onun için de yüzde 1,5’luk, yüzde 1’lik faizin Türk ekonomisi için ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz arkadaşlar. Yüzde 1’in bir yıllık maliyetini gayet iyi biliyoruz 4-5 milyar civarında TL.” ifadelerini kullandı.

"ASKERİ KIŞLA İÇİNDE BAYRAĞI İNDİREN İYİ EĞİTİLİP PLANLANMIŞ"

Ayrıca, bayrak indirme olaylarına tepki gösteren Zeybekci, Türkiye’de durup dururken bir şey gündeme geldiğinde buna şüpheyle yaklaştığını anlattı. Zeybekci, “Askeri kışla içinde o bayrağı indirtilen o zavallı meczup diyelim, ona iyi bir yerde eğitilip o şekilde planlanıp çok hızlı bir şekilde girip o bayrağı alıp götürdü. Bayrağa yapılan saldırı milletin onuruna ve şerefine yapılan bir saldırıdır. Bayrağımıza yapılan her türlü haksızlığı da aynı derecede şiddetle karşılarız. Bu olay arkadaşlar çok farklıdır. Türkiye’de ne zaman bir şey bir anda ortaya yeni bir gündem maddesi olarak ortaya konduğunda, ben genelde şüpheyle yaklaşırım. O bayrağı indiren organizasyon, o bayrağı indirirken o bayrağı indiren meczubun, maşanın orada vurulmasını planladılar. O gerçekleşmedi. Gerçekleşseydi tabi çok daha başka şeyler yapmaya çalışacaklardı. Gerçekleşmedi bu sefer, diğerleri devreye girdi. ‘Vay bayrağı nasıl indirttirsin’ diye diğer grup devreye girdi. Ne kadar birbirinden faydalanıldıklarını burada dikkatlerinizi çekmeye çalışıyorum. Asla kabul edilebilir bir şey değildi.”şeklinde konuştu.

İstanbul’daki bayrağı indirmeye çalışan kişiyi “meczup” diye nitelendiren Zeybekci, buna engel olan polisi kutladı: “Yine 15 gün önce Güneydoğu Anadolu bölgesinden gelmiş olan birisi bir anda coşarak orada özel bir hastanenin önündeki bayrağı indiriyor. Emniyet kuvvetlerinin oraya giderek diğer bayrağı da indirmek üzereyken bazı sloganlar atarak yapıyor bunları. Bu da bence arkasında çok farklı planların olduğu bir provokasyondur diye düşünüyorum. Öncelikle orada o bayrağı savunan polis kardeşimizi kutluyorum. Keşke olmasaydı ama böyle bir şekilde onu etkisiz hale getirdiği için kutluyorum ama arkadaşlar burada söylemeye çalıştığım. Bu ülkede yaşayan 76 milyonun kahir ekseriyeti yüzde 99 ekseriyetinin bayrakla problemi olmadığını düşünüyoruz.”

CİHAN

Yorumlar