DP milletvekillerinin özlük haklarının iadesi davasının ilk duruşması yapıldı

11. Dönem Demokrat Parti (DP) Manisa Milletvekili Orhan Ocakoğlu’nun oğlu Samet Ocakoğlu ile 27 Mayıs mağduru 9 DP milletvekilinin çocukları tarafından, darbe nedeniyle milletvekillerine ödenmeyen 18 aylık milletvekili maaşının ve diğer özlük...

Google Haberlere Abone ol
DP milletvekillerinin özlük haklarının iadesi davasının ilk duruşması yapıldı

11. Dönem Demokrat Parti (DP) Manisa Milletvekili Orhan Ocakoğlu’nun oğlu Samet Ocakoğlu ile 27 Mayıs mağduru 9 DP milletvekilinin çocukları tarafından, darbe nedeniyle milletvekillerine ödenmeyen 18 aylık milletvekili maaşının ve diğer özlük haklarının iadesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya Ocakoğlu ve diğer milletvekillerinin avukatı Gökhan Karateke, TBMM avukatı ve Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal katıldı.

Duruşma sonunda dava ile ilgili açıklama yapan Bal, Türkiye’de birçok darbe yaşandığını hatırlattı. Önümüzdeki günlerde 1960 darbesinin 54. seneyi devriyesi olduğunu dile getiren Bal, “Tabi ki günümüzdeki siyasi iktidar darbelere karşı, vesayete karşı mücadele ettiğine dair ciddi bir algı oluşturma bağlamında bir komisyon oluşturdu ama gerçekte ise yaralar sarılmadı. Hala sıkıntılar var. Bakınız bugün 5. Asliye Hukuk’ta bir dava var. O dönemde milletvekilliği sona eren insanlar var ve Mayıs 1960 ile Kasım 1961 arasında bunlar maaşlarını alamadılar. Sosyal alanda mağdur edildiler. Diğer taraftan 1960’lardan bugüne ciddi müdahalelere şahit olduk ve 2010 yılında tatbikî bir referandum oldu. Bu referandumla beraber yeni bir kapı aralandı. 1961 Anayasası ve 1982 Anayasası'na göre darbecilerin yaptıkları işlerle ilgili yargı yolu kapalıydı. Yargı yolu tekrar açıldı ve Meclis'te de bir komisyon kuruldu darbelerle ilgili. Ben de o komisyonun üyesiydim. 1500-2000 sayfa civarında bir çalışma hazırlandı. Fakat bunun gereği yerine getirildi mi? Henüz getirilmedi. Zira komisyonlar biraz böyle halkı tatmin etme, biraz kamuoyu oluşturma, biraz toplum mühendisliği için kullanılabiliyor. Bundan dolayı bugünkü dava çok çok önemlidir. Büyük önemi vardır. Artık söylemler ötesine geçilmeli, mağduriyetler giderilmelidir. Bunun ötesinde darbelerle, vesayetle mücadele ettiğini söyleyen bir iktidar olmasına rağmen şu anda ciddi anlamda hukuku zorlamamıştır. Darbe meşru olmayan yollarla gücü elde etmek demektir.” dedi.

“DARBE DAVALARI İLE İLGİLİ ADIMLAR ATILMALI

Bal açıklamalarına şöyle devam etti: “Şu anda adı koyulmamış bir şekilde hukuk, anayasa zorlanmıştır. Yargı üzerinde, devlet kurumları üzerinde ciddi vesayet oluşturulmuştur. 20 bin 000 civarında polis oradan oraya savrulmuştur. HSYK düzenlemesi iptal edilmeseydi yargı üzerinde de çok ciddi baskı vardı. Bu düzenleme iptal edilmeden çok stratejik noktalara tayinlerle yine yargı üzerinde baskı devam ettirilmek istenmektedir. Burada ciddi bir samimiyetsizlik vardır ve acilen bizim ülke olarak normalleşmemiz lazım. Öncelikle bırakın eski darbeleri şu anda hükümet, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve Meclis'in çoğunluğu ciddi anlamda devlet kurumları üzerinde baskı yapmaktadır. Medya üzerinde, yargı üzerinde, polis üzerinde, istihbarat üzerinde; bunun normalleşmesi gerekir. Zira başbakanlar, siyasetçiler gelir geçer ama devlet kurumları ve devlet var olmaya devam eder. DNA’sı ile oynamamak lazım. Devlet kurumlarının, polisin, istihbaratın, yargının saygınlığına zarar vermemek gerekiyor ve bununla beraber samimi olmak gerekiyor. 60-71-80 ve diğerleriyle ilgili bu darbe ve müdahalelerle ilgili somut adımlar atılmalı, mağduriyetler giderilmeli ama gelin görün ki, darbelerle alakalı davalar ciddi anlamda sulandırılmıştır. Ben siyasi iradenin de ciddi anlamda bu sulandırmadan sorumlu olduğunu düşünüyorum. Hatta karar verilen davalarla ilgili tekrar yargılama gibi yeni bir kapı açılmaktadır. Siyasi iradeyi davet eden insanlar, aktörler, konuşmacılar kumpas gibi söylemlerle aslında darbeye karşı, vesayete karşı mücadele hususunda samimi olmadıklarını da ispat etmişlerdir. Bizim samimiyete ihtiyacımız var. Demokrat olarak nerede ne zaman darbe oldu ise mağduriyet varsa bunun çözümlenebilmesi için mağduriyetlerin giderilebilmesi için adım atmamız gerekiyor ve her şeyden önemlisi acilen normalleşmemiz gerekiyor. Şu anda günümüzde olanlar normal değildir. Şu anda adı konulmamış şekilde güç elde edilmiştir. Yargı, polis ve diğer kurumlar üzerinde baskı vardır.”

Avukat Gökhan Karateke ise şu ifadeleri kullandı: “Bugün bizim açmış olduğumuz 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dava 1961 askeri darbesiyle mağdur olan 9 Demokrat Parti milletvekillerinin çocuklarının açmış olduğu bir davadır. Bunların merhum milletvekilleri babaları 1957 Kasım ayında milletvekili olarak seçilmişlerdi. 4 yıllığına milletvekili olarak seçildiler. 1961 Kasım ayında milletvekillikleri sona erecekti. 27 Mayıs 1960'ta bir askeri darbe yapıldı. Askeri darbe yapılmasıyla milletvekillikleri hukuka aykırı bir şekilde sona erdi. Bu 18 aylık maaş ve sosyal haklar için TBMM aleyhine bir dava açtık. Bu görülecek dava onla ilgilidir.” CİHAN

Yorumlar