DP: Bu iktidar, PKK ve İmralı’daki bölücü başını kuvvetli hale getirdi
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, iktidarın, PKK ve İmralı’daki bölücü başını, tarihinde olmadığı kadar kuvvetli hale getirdiğini söyledi.
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, iktidarın, PKK
ve İmralı’daki bölücü başını, tarihinde olmadığı kadar kuvvetli
hale getirdiğini söyledi. Uysal, "Bugün 2002 yılından öncekileri
yok sayan ama 2002’den önceki bütün ganimetleri, bu ülkenin
birikimlerini, yok pahasına satan bir iktisadi ve siyasi anlayışn,
geçmişini de tüketti." dedi.
1946 yılında kurulan Demokrat Parti’nin 67. yıldönümü nedeniyle
Ankara’da gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Gültekin
Uysal,
iktidar partisinin, PKK ve İmralı’daki bölücü başını, tarihinde
olmadığı kadar kuvvetli hale getirdiğini belirtti.
Uysal, “Son 10 yılı aşan sürede, Türkiye’nin topyekün terörle
mücadelede istikrarlı bir politika izleyemediği ortadadır. PKK ve
İmralı’daki bölücü başının tarihinde olmadığı kadar kuvvetli hale
getirildiği bu iktidar tarafından söyleniyor. Terör hususunda
tereddüt göstererek meselelerin üzerine gidebilme imkanınız
yoktur.” açıklamasını yaptı.
“MİLLETİN ÖNCELİKLİ MESELELERİ TBMM GÜNDEMİNE GELEMEDİ”
Türkiye’de bugün milletin öncelikli hiçbir meselesinin, TBMM
gündemine gelemediğini dile getiren Uysal, “Türkiye’nin bütün bu
kronikleşen meselelerinin çözüm noktası, siyasi partiler ve seçim
yasalarıdır.
Çünkü, Türkiye’de bugün milletin öncelikli hiçbir meselesi, TBMM
gündemine gelemiyor. Gündemine almaması gereken ne kadar mesele
varsa, millet vicdanında karşılık bulmayacak pek çok şeyin Meclis
gündemine geldiğini görüyoruz. 1 Kasım 2012 tarihi itibarı ile 25.
kez değişen kamu ihale yasası ile iktidarın hangi tercihi ortaya
koyduğu ortadadır. “ diye konuştu.
“DYP-ANAP BİRLEŞMESİ BAŞARILI DEĞİLDİ”
DYP- ANAP birleşmesinin de başarılı olduğunu düşünmediğine işaret
eden Uysal, “İnsanlarımızın beklentisine cevap verebilecek bir
süreci maalesef yürütmedik. Türkiye’nin bugünkü halinde bir nebze
sorumluluğumuz olduğunu da ifade edebilirim. O dönemde de
görevlerim vardı.” dedi.
“DARBE VE MUHTIRALARIN HEM MAĞDURU HEM MUHATABI OLDUK”
Acısıyla, tatlısıyla, doğrularıyla, yanlışlarıyla bir siyasal
hareket nasıl doğmuşsa öyle devam etiğini belirten Gültekin Uysal,
söylerini, “Kendi meşru zeminlerinde değerlendirmelerini yapar, biz
de yapıyoruz.
2007 yılından itibaren pek çok kongre yaptık. 1960 darbesiyle
başlayıp muhtıralarla, yine 12 Eylül’le ve başka süreçlerin, hem
mağduru olmuş, hem muhatabı olduk ve bu süreç içerisinde bizler de
kırılmalar yaşadık.
2007 yılından itibaren de büyük bir umutla bu birleşmeyi yapmak
adına mücadeleye soyunuldu. 2009 yılında Anavatan Partisi ve Doğru
Yol Partisi kök hücrede birleşerek, kök isimde buluşarak bugün
Demokrat Parti isminde devam ediyoruz.” diye sürdürdü.
GENÇLİKLE İLGİLİ KISITLAMAYI KALDIRMAK LAZIM”
Uysal, açıklamasına, “Türkiye’de tabii bir kısıtlamayı kaldırmak
lazımdır. Ama siyasetin de objektif şartları vardır. Ben de çok
genç yaşlar içerisinde bazı görevlere geldim. Ama ‘gençlik’ sıfatı,
sadece bizim atfettiğimiz değerleri, birikimi yaşıyor mu, çağının
ruhunu, tarihin temposunu hazmetmiş mi, kendisi o müktesebatı almış
mı diye, biraz da ona bakmak lazım.” diye devam etti.
“BÜTÜN GENEL BAŞKANLARIMIZIN DESTEKLERİNİ ARIYORUZ”
Gültekin Uysal, “Başta 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel olmak
üzere bütün genel başkanlarımızla, hem iyi hem kötü günlerde
beraber olmaya gayret ediyoruz. Sıklıkla görüşlerine başvuruyoruz,
desteklerini arıyoruz. Bu büyük tecrübeye sırtımızı dönmedik,
dönmemeye gayret ediyoruz. Bugün, dünden kopuk değildir. Yarın da
bugünden. Eğer biz bir geleneksek, bir birikim varsa bütünlüğü
dünden bugüne, bugünden yarına taşıyabilmektir bizim amacımız.”
şeklinde konuştu.
“İNSANLAR, KAVGALAR VE KAVGA EDENLERİN PEŞİNDEN SÜRÜKLENİYOR”
Karşıtlık üzerinden ifade edilen negatif siyasetin, Türkiye’ye bir
yararı olmadığının ortada olduğunu vurgulayan Uysal, “Kavganın prim
yapmadığı söyleniyor. Ama kavgaların, kavga edenlerin peşinden
insanların sürüklendiği bir süreci yaşıyoruz.
Aklı selimin temsilcisi olarak doğruya doğru diyebilme, yanlışa
yanlış diyebilmekten gücünü alan bir siyaset modeline Türkiye’nin
geçmesi lazım. Aksi takdirde meşru çizgiler içerisinde meseleleri
tartışarak çözüm üretebilme şansı yoktur.” dedi.
SAHSİLEŞTİRİLMİŞ TAKVİMLEMELER
DP Genel Başkanı, anayasa tartışmasının Türkiye gündemini çok uzun
süredir meşgul ettiğini hatırlatarak,” Bu Türkiye’nin gündeminde
Tanzimat'tan itibaren iki asırlık bir meseledir. Anayasalar
değişecek ve Türkiye’nin bütün meseleleri çözülecekmiş gibi bir
algı yaratılarak bugünlere kadar gelindi. 1960 darbesi sonrası aynı
şeyler yapıldı. Türkiye’de bugün anayasa tartışmaları maalesef,
ülke yönetiminin daha etkin, daha verimli, hem demokratikleşme hem
hukukunun tam anlamıyla yerleşmesi, kalkınma hızını artıracak bir
altyapının çerçeveye alınmasından daha çok, siyasi iktidarın kendi
öncelikleri ile beraber kendi varlığını tahkim etmek adına
Türkiye’nin önüne bir dayatma olarak gelmektedir.
Kendi genel başkanlarının siyasi hayatını uzatmak ve sistem
içerisinde konumlandırmak adına bu derece şahsileştirilmiş
kanunlar, takvimlemeler içerisine girdiler.
Bundan sonra deyim yerinde ise masada iki kişi bir birinin
parmağını ısırmış önce kimin canı acıyacak da bırakıp masadan
kalkacak beklentisi ile bu işi yürütmekle buradan bir pazarlık
çıkmaz. Çıksa da çok düşük profilli bir anayasa çıkar.”
değerlendirmesini yaptı.
"BUGÜN 2002’DEN ÖNCEKİLERİ YOK SAYAN BİR HÜKÜMET VAR”
Uysal sözlerini, “Çok partili siyasi hayata geçtiğimiz günden
bugüne Türkiye’nin önemli sıçramalarının altında imzası olmuş bir
siyasi çizgiyiz. İnsanlar gibi kurumların da zafiyet içerisine
düştüğü dönemler oluyor. Türkiye’nin değişen şartları içerisinde
ivmemizi kaybettiğimiz zamanlar oldu. Türkiye’de herkesin hukukunu
koruyacak yeniden Türkiye’nin gücünü potansiyelini açığa çıkartacak
bir siyasetin adı olmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Köklü bir geçmişimiz var, Türkiye’nin pek çok yerinde taşlara
kazınmış izlerimiz var. Bugün 2002’den öncekileri yok sayan ama
2002’den önceki bütün ganimetleri, bu ülkenin birikimlerini, yok
pahasına satan bir iktisadi ve siyasi anlayış, geçmişini de
tüketmektedir.” cümleleriyle sonlandırdı.
CİHAN
Yorumlar