Devlet Bahçeli: 30 Mart rüşvetin aklanacağı tarih değildir
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart’ın rüşvetin aklanacağı tarih olmadığını söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
30 Mart’ın rüşvetin aklanacağı tarih olmadığını söyledi.
Başbakan’ın hakkındaki iddialardan arınmak için görevinden
ayrılması gerektiğini belirten Bahçeli, “Türk milletinin başhırsız,
başçalan, başyürüten, başgötüren dediği bir kişi iktidarda kalamaz,
koltukta oturamaz. Başbakan için seçenekler ikiye düşmüştür. Ya
paşa paşa hesap verecektir, ya da tarihi nitelikli
yolsuzluklarından dolayı gün gelecek ülkeden kaçmak zorunda
kalacaktır.” dedi.
Bahçeli, partisinin genel merkezinde gündeme dair açıklamalar
yapmak için basın toplantısı düzenledi. Yolsuzluk ve rüşvet
operasyonuna da değinen Bahçeli, “Rüşvetçiler dışarıda ve rahattır,
adalet ise hüküm giymiştir. Yolsuzluğa adı karışan kim varsa
korumaya alınmış, güvenceye kavuşturulmuştur. Başbakan rüşveti
komplo, tuzak sözleriyle örtmeye teşebbüs etmiştir. Başbakan
hırsızlığı iktidar gücüyle kapatma telaşındadır. Soyguna milli
irade kılıfı geçirmenin ve bu yolla kendisine zırh oluşturmanın
arayışındadır. Bilinmelidir ki, ayakkabı kutusu sandıkla
saklanamaz. Hazine yağmacıları, devletin kasasına, milletin
kesesine göz koyanlar sandığa gizlenemez. Türk milleti kirlenen,
harama bulaşan Bakan ve Başbakan çocuklarını haklı ve meşru
göremez, görmez. 30 Mart rüşvetin aklanacağı tarih değildir. 30
Mart hortumcuların temize çıkacağı tarih değildir. 30 Mart 17 ve 25
Aralık’ın rövanşı değildir. İnanıyorum ki sandık, haram yiyenleri
milli vicdanlarda mahkum edecektir. Demokrasi; otoriter eğilimleri,
diktatör hevesleri, bana kimse dokunamaz diyen yeni yetme iktidar
zümresini alt edecektir. 30 Mart yenilenmedir, ama Yeni Türkiye
isimli karanlık mecraya sapma hali değildir. 30 Mart istiklalimize
değerli bir katkıdır, fakat istiklal mücadelesi veriyoruz
diyenlerin de bozgunu olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“BAŞBAKAN HEDEF SAPTIRMAKTADIR”
Başbakan Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne yönelik sözlerine de değinen
Bahçeli, “Hain, casus, ajan, paralel yapılanma, örgüt, maşa, kaset
montajcıları, takiyyeci, haşhaşi, virüs, sülük, vaiz lobisi, kan
lobisi, faiz lobisi diyerek hedef saptırmaktadır. Tam 102 gündür,
itibar suikastçıları, dindar kisvesine bürünmüş iftiracılar, milli
irade hırsızları, yalancı peygamberler, içi boş alim müsveddeleri
beyanlarıyla akılları karıştırmaktadır. Başbakan Erdoğan gerçekleri
boğmak için ananas polemiğine girmiştir. Rüşvetin üzerini örtmek
için tespihlerin gelip gittiğinden bahsetmiştir. Başbakan hedef
yaptığı grupların inlerine gireceğiz derken yolsuzluk ininde
kendisinin saklandığını gözlerden uzak tutmaya kalkışmıştır.
Maalesef bugün, hukuk çalışamaz haldedir. Devlet durmuş
vaziyettedir. Hırsızlar yetki ve unvan sahibidir. Başbakan Erdoğan
milletimizi, partisine oy veren kardeşlerimi namertçe
aldatmaktadır. Hortumcuları korumakta, şakır şakır haram yiyen,
usulsüzlüğün dibini boylayan yandaşlarını ve mahdumlarını
kollamaktadır.” şeklinde konuştu.
“BAŞBAKAN İÇİN SEÇENEKLER İKİYE DÜŞMÜŞTÜR”
Fezlekeler konusuna da değinen Bahçeli konuşmasını şöyle tamamladı:
“Rüşvet ve yolsuzluğa adı karışan bakanlarını hukuktan muhafaza
etmek için milli iradeyi dolandırmakta, milli iradeyi
çarpıtmaktadır. Gazi Meclis’in tarihinde ilk defa çok ciddi iddia
ve suçlamalara konu olan dört bakan hakkındaki fezlekeler
okunmamış, milletvekillerinin bilgisine sunulmamıştır. Başbakan
korkudan titremiş, ne yapacağını şaşırmıştır. Rüşvetçileri sayısal
çoğunluğuyla şimdilik emniyete almıştır. Başbakan madem bu eski
bakanları masum görmektedir, madem bunların suçu olmadığına
inanmaktadır, o halde hesap vermelerinin de önünü açmalı ve temize
çıkmalarını acil olarak temin etmelidir. Suçsuzluğuna inanılan
bakanların Yüce Divan’a gitmelerinden çekinecek ve korkacak bir şey
yoktur. Ve Başbakan Erdoğan’da kendisi hakkındaki iddialardan
arınmak için görevinden derhal ayrılmalı, arkasından da bağımsız
yargının huzuruna çıkmalıdır. Yoksa bu kadar isnat ve olağanüstü
suçlamalarla Başbakanlık görevini yürütemeyecektir. Zira aldığı
kararlar, attığı imzalar, yaptığı idari tasarruflar gayri meşru ve
gayri ahlaki olacaktır. Türk milletinin başhırsız, başçalan,
başyürüten, başgötüren dediği bir kişi iktidarda kalamaz, koltukta
oturamaz. Başbakan için seçenekler ikiye düşmüştür. Ya paşa paşa
hesap verecektir, ya da tarihi nitelikli yolsuzluklarından dolayı
gün gelecek ülkeden kaçmak zorunda kalacaktır.”
CİHAN
Yorumlar