Destici: Uluslararası arenada Türkiye yasakçı bir ülke olarak adlandırılacak
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye’de dün gece itibariyle dünyaca ünlü mikroblog sitesi Twitter'a erişimin yasaklanmasını eleştirdi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici,
Türkiye’de dün gece itibariyle dünyaca ünlü mikroblog sitesi
Twitter'a erişimin yasaklanmasını eleştirdi. Uluslararası arenada
Türkiye’nin yasakçı bir ülke olarak adlandırılacağını, Türkiye’yi
bu duruma düşürenin de hükümet olduğunu kaydeden Destici, “Seçim
öncesi özellikle bazı ses kayıtlarının yayınlanacağı noktasında bir
takım dillendirmeler vardı. Bunların bir korkusu olarak bu
yasakların getirildiği gibi toplumda bir kanaat var.Tabi gerçekleri
gizlemek kolay değildir. Gerçeklerin böyle bir tarafı var. Mutlaka
bir gün ortaya çıkar. 3-5 gün geciktirmiş olabilirsiniz ama
neticede bunlar bir gün toplumla buluşur.” dedi.
Destici, Gaziantep Havalimanı çıkışında Kahramanmaraş’a gitmeden
önce gazetecilere gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Niğde'de yol kontrolü yapan polis ve jandarma ekiplerine karşı
düzenlenen silahlı saldırıyı nefretle kınadığını ve lanetlediğini
ifade eden Destici, “Tabi aslında biraz göre göre geldi de
diyebiliriz. Çünkü maalesef sınırlarımız, bu Suriye hadisesi
başladığı günden bu yana çok güvenli olduğunu söylemek mümkün
değil, giriş çıkışlar konusunda. Biliyorsunuz vize uygulanmıyor.
Sınırlarımız delik deşik olmuş durumda. Oradan Türkiye içine bir
takım saldırılar yapılabileceği, kuvvetle ihtimal olarak
gözüküyordu.” şeklinde konuştu. Destici, “İnşallah bundan sonra
gerçekleşmez. Bundan hükümet, Türkiye’yi yönetenler, devleti idare
edenler iyi bir ders alır, diye düşünüyorum. Bedeli ağır oldu ama
inşallah bundan sonra tekrar etmez.” diye konuştu.
“TİWETTER YASAĞINDAN DÖNÜLMELİ”
Twitter'a erişimin yasaklanması ile ilgili değerlendirmelerde
bulunan Destici, “Gerçekten yasakları ortadan kaldıracağız diye
iktidar olan hükümetin son dönemde, özellikle 17 Aralık yolsuzluk
ve rüşvet operasyonundan sonra tamamen yasakçı bir zihniyete
bürünmüş olmasının bir tezahürü ve sonucu Tiwetter’in kapanması.
Baktığımız zaman gerçekten kişi hak ve hürriyetlerinin
engellenmesi, erişim hakkının engellenmesi olarak
değerlendirebiliriz bunu net bir şekilde. Sadece Türkiye
içerisindeki insanların, siyasetçilerin, bizlerin vereceği tepkinin
daha büyüğü uluslararası arenada, dış dünyada, Türkiye yasakçı bir
ülke olarak adlandırılacak. Yasakçı bir ülke gözüyle bakacaklar.
Türkiye’yi bu duruma düşüren hükümettir. Dolayısıyla da ben bir an
önce bu yanlış karardan dönülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Endişelerimiz var bu yasağın diğer Facebook olsun, Youtube olsun,
oralara sirayet etmesi noktasında. Tabi burada millette oluşan
algı, bizde oluşan algı, seçim öncesi özellikle bazı ses
kayıtlarının yayınlanacağı noktasında bir takım dillendirmeler
vardı. Bunların bir korkusu olarak bu yasakların getirildiği gibi
toplumda bir kanaat var. Tabi gerçekleri gizlemek kolay değildir.
Gerçeklerin böyle bir tarafı vardır. Mutlaka bir gün ortaya
çıkarlar. 3-5 gün geciktirmiş olabilirsiniz ama neticede bunlar bir
gün toplumla buluşurlar.” açıklamasında bulundu.
Yasağın, BBP’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu’yla ilgili bazı
ses kayıtlarının düşmesiyle ilgili olup olmadığı yönündeki bir
soruyu cevaplandıran Destici, “Biz doğmamış çocuğa don biçmeyiz.
Bir şey yayınlanmadan veya ortaya çıkmadan, şaibeler üzerine
hareket edecek değiliz. Ama toplumda oluşan algı önümüzdeki birkaç
gün içerisinde birtakım ses kayıtlarının yayınlanacağı noktasında
özellikle sosyal medyada çok dillendirmeler yapılmıştı. Bu
kapatmanın da bunlarla ilintili olduğu gibi toplumda oluşan bir
kanaat var.” diye konuştu.
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 5 gündür yayınlanan röportajındaki
üslup farkına ilişkin bir soruya da yanıt veren Destici şunları
söyledi: “Biz 17 Aralık’tan sonra kullanılan üsluptan çok
rahatsızız. Bu üslubun Türkiye’ye fayda vermediğini düşünüyoruz.
Özellikle devleti yönetenlerin, hükümet edenlerin böyle bir üsluba
girmesi çok vahim bir durum. Çünkü toplumun huzurundan birliğinden,
beraberliğinden, kardeşliğinden mesul olanların daha dikkatli
olması lazım. Yani bazen aklıma gelmiyor değil. Diyorum, ‘Acaba
Sayın Başbakan aklını mı yitirdi?’ Gerçekten hiç kullanmaması
gereken, kendisine de yakışmayan, bırakın bir Başbakan’ı, normal
bir vatandaşın bile kullanamayacağı derecede çok ağır hakaretler,
cümleler kullanıyor. Bu kime kullanılırsa kullanılsın, kabul
edilemez, doğru değildir. Siyasi edebe de, ahlaka da, nezakete de
sığmaz. Böyle görüyorum. Bizim inancımız, kültürümüz Mevlana’da
sevgiyi, Yunus Emre’de hoşgörüyü öğrenmiş, ona göre hayatını
şekillendirmiş insanlarız. Herkesin bence Mevlana sevgisine, Yunus
Emre hoşgörüsüne, Hacı Bektaşi Veli’nin o kucaklayıcı tavrına
dönmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“FEZLEKELERİ KAMUOYUNUN GÖZÜNDEN DÜŞÜRMEK İSTİYORLAR”
TBMM’ye 4 bakan ile ilgili getirilen fezlekelerin içeriklerinin
açıklanmaması konusundaki görüşlerini de bildiren Destici, şöyle
devam etti: “Ben bunların tamamen soruşturmaların üzerini örtme ve
olayın uzun bir sürece yayma gayretleri, stratejileri olarak
değerlendiriyorum. Tabiî ki önümüzdeki günlerde seçimden sonra,
tekrar Cumhurbaşkanlığı seçimi, daha sonra genel seçimler var.
Komisyona havale ettirerek bunları unutturmak, kamuoyunun gözünden
düşürmek, belli bir süre sonra da zaten çoğunluğu var hükümetin. Bu
çoğunluğuyla birlikte bunları sümen altı edecekler ve toplumdan
gizleyecekler diye düşünüyorum. Toplumda zaten belli bir algı
oluştu. Bence yanlış yapıyorlar. Tam tersine hukuk önünde bana göre
herkesin aklanma hakkını kullanması gerektiğini düşünüyorum. Öyle
olursa, uzun vadede muhataplarını da daha çok zor duruma
düşürmekten kurtarır diye düşünüyorum.”
CİHAN
Yorumlar