Destici: Sayın Cumhurbaşkanı sürece müdahale etmeli
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den rüşvet, yolsuzluk ve kara para aklama operasyonuyla başlayan sürece müdahale etmesini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da ‘yanlışa yanlış’ diyebilmesi gerektiğini s.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den rüşvet, yolsuzluk ve kara para
aklama operasyonuyla başlayan sürece müdahale etmesini, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın da ‘yanlışa yanlış’ diyebilmesi gerektiğini
söyledi.
Mustafa Destici, yaptığı açıklamada, BBP olarak her zaman
birleştirici ve bütünleştirici olduklarını belirterek, “Birileri
ayrıştırıcı, kamplaştırıcı, bölücü olabilir ama biz hiçbir siyasi
hesap yapmadan, hiçbir oy hesabı içerisinde olmadan doğruları
söyleyeceğiz, birleştirici ve bütünleştirici olacağız. Asla
milletimizi bölmeye çalışanlara, milletimizin arasına nifak tohumu
sokmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz.” dedi.
En büyük sorumluluğun hükümete ve hükümetin başında olan Başbakana
düştüğünü ifade eden Destici, “Sayın Cumhurbaşkanımıza büyük
görevler düşmektedir. Bu süreçte sessizliğini bozmalıdır, müdahale
etmelidir. Bu süreçte iktidar partisi kaybedebilir. Şahıslar
kaybedebilir. Ama bizim korkumuz ve endişemiz ülkemiz kaybetmesin,
milletimiz kaybetmesin, bunun bedelini ve faturasını da bu garip
Türk milleti ödemesin. Bu bedel, sadece 75 milyona ödetilecek bedel
değil. Türkiye Cumhuriyeti hazinesi sadece 75 milyon kişinin ümit
beklediği hazine değil. Türk İslam coğrafyasındaki, Balkan'daki,
Kırım'daki, Orta Asya’daki, Kafkaslar'daki, Irak'taki, Suriye’deki,
Filistin’deki, Myanmar’daki, Somali’deki, Sudan'daki bütün mazlum
milletlerin bu hazineden beklentisi vardır. Bu büyük Türkiye
Cumhuriyeti'nden beklentileri vardır. Onun için biz devletimizin
yıpranmasından, ülkemizin ve milletimizin zarar görmesinden büyük
endişe duyarız.” değerlendirmesini yaptı.
“Sayın Cumhurbaşkanı bu sürece el atmalıdır. Sonra Sayın Başbakan
da bu sürece el atmalıdır.” diye sözlerini tekrarlayan Destici,
şöyle devam etti: “Öfke ile kalkan zarar ile oturur. Sayın
Başbakan, yanlışa yanlış diyebilmelidir. Hükümeti ve partisi
içerisinde yanlış yapanları başta kendisi hukuka ve adalete teslim
etmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve hükümetini bu yolsuzluk
ve hırsızlık çarkından kurtarmalıdır.”
“MİLLETİMİZ BÜYÜK BİR HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI”
Mustafa Destici, Türkiye’nin nasıl rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık
çarkı içerisinde olduğunun ülke genelinde konuşulduğuna işaret
ederek, “Az çok bürokrasiyle iş yapanlar, siyasetle ilgisi olanlar,
okuyup yazanlar, bu işe ilgi duyanlar Türkiye’nin böyle bir çarkın
içinde boğulduğunu biliyorlar. Türkiye; dünyada da rüşvet ve
yolsuzluklar ile anılan bir ülkedir. Dünyada en fazla
yolsuzlukların yapıldığı, rüşvetin alındığı ya da verildiği
ülkelerin başında geliyor. Bu, bizim için bir sürpriz olmadı. Bu,
aslında Türk milleti için de bir sürpriz olmadı. Bence olsa olsa
bir hayal kırıklığı oldu. Milletimiz kime umudunu teslim etse, kime
iktidarı teslim etse, bu hayal kırıklığını yaşattılar. Büyük Birlik
Partisi kadroları dışında Atatürkçüyüm dediler, bu ülkeyi
yönettiler, milliyetçiyim dediler bu ülkeyi yönettiler, laikiz
dediler bu ülkeyi yönettiler, liberaliz dediler, demokratız dediler
bu ülkeyi yönettiler, İslamcıyız dediler bu ülkeyi yönettiler,
muhafazakâr demokratız dediler bu ülkeyi yönetiyorlar. Milletimiz
bu son durum ile büyük bir hayal kırıklığına uğradı.” açıklamasında
bulundu.
“BAŞBAKAN AYAKKABI KUTULARINDAKİ DÖVİZLERDEN HİÇ SÖZ ETMEDİ”
Destici, Başbakan'ın her çıktığında; ihracatı ne kadar
artırdıklarından, Türkiye’nin dünyanın 16. büyük ekonomisi
olduğundan, işsizlikle nasıl mücadele ettiklerinden ve döviz
rezervlerinden söz ettiğini dile getirdi. Başbakan'ın ayakkabı
kutuları içerisindeki döviz rezervlerinden hiç bahsetmediğine
işaret eden Destici, “Evlerde çıkan kasa kasa döviz rezervlerinden
bahsetmedi. Döviz rezervleri deyince biz Merkez Bankası'ndaki döviz
rezervlerini anladık. Meğer Başbakan, başka döviz rezervlerinden
bahsediyormuş, onu da savcılarımızdan ve polislerimizden öğrendik.
Buradan onlara teşekkür ediyorum.” dedi.
“MİLLET ALDATMACALARLA KARŞI KARŞIYA“
Milletin aldatmacalar ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Destici,
sözlerini şöyle sürdürdü: “2002 yılında ihracat 36 milyar dolardı.
Şu anda 150 milyar dolar. Bu hükümet zamanında ihracat rakamları 4
kat artmış. Peki, ithalat ne olmuş? İthalat da 50 milyar dolardan
250 milyar dolara gelmiş. İhracat 4 kart artarken ithalat beş kart
artmış. Bu rakamları asla söylemiyor. Bir ülkenin ekonomisini
ortaya koyan en önemli rakamlardan bir tanesi dış ticarettir.
Baktığımız zaman 150 milyar ihracat, 250 milyar dolar ithalat.
Kafadan 100 milyar dolar bizim dış ticaret açığımız var. Cari
açığımızın temel nedeni de bu dış ticaretten kaynaklanıyor. Ülkeyi
dış ticaret açığından kurtaramadılar.”
“HANİ FAİZ LOBİLERİNE KARŞIYDINIZ”
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, kredi kartı kullanıcılerının
yüzde 25-30 faiz ödediğini belirterek, Başbakan’a, “Sen hani faiz
lobilerine karşıydın. Sen gelmeden önce vatandaşların kredi borcu
17 milyardı. Şimdi 327 milyar. Başbakan bununla övünüyor. Biz
geldiğimiz zaman 60-70 bin esnafımız kredi kullanırken, şu anda
300-400 bin kişi kredi kullanıyor diyor. Bu neyin göstergesi? Bu
esnafın battığının göstergesidir. Sayın Başbakan, esnafın ne kadar
çok kredi kullandığı ile övünüyor. Bunu hangi başbakan söylüyor?
Faizi haram diyen Başbakan söylüyor. Faiz lobilerine savaş açtığını
ilan eden Başbakan söylüyor. Sıkıştığı zaman, zor durumda kaldığı
zaman sizde kredi kartı kullanmayın diyen Başbakan söylüyor.” diye
seslendi.
“TAKIM TUTAR GİBİ PARTİ TUTMAYIN”
Vatandaşların ezberi bozması gerektiğini vurgulayan Mustafa
Destici, “Takım tutar gibi parti tutmaktan vazgeçilmesi lazım.
Doğru neredeyse, doğruyu arayıp bulması lazım. Bizim yükümlülüğümüz
nasıl doğruları söylemek, doğruların yanında durmak, bedeli ne
olursa olsun yanlışların karşısında durmaksa, vatandaşımızın
yükümlülüğü de doğrularla beraber olmaktır. Doğruları kim
söylüyorsa onu desteklemesi gerekmektedir. Takım tutar gibi parti
tutmaya devam ederseniz, partinizi, her türlü haksızlığına,
yolsuzluğuna, hırsızlığına ve her şeyi göz yumar ve her şey
gözünüzün önüne serilmesine rağmen desteklemeye devam ederseniz
bunun vebaline ortak olursunuz. Hem bu dünyada hem de ahirette
bunun hesabı sizlerden sorulur. Sanmayın ki sadece yapanlara
sorulmaz, onları destekleyenlere de onlara göz yumanlara da hesabı
sorulur.” ikazını yaptı.
“HÜKÜMET SORUŞTURMADAN ELİNİ AYAĞINI ÇEKMELİ”
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili soruşturma ve yargının
sonucunu herkesin beklemesi gerektiğini söyleyen Destici, "Bu
soruşturmanın selameti açısından hükümetin soruşturmadan elini
ayağı çekmesi lazım. Kişiye, şahsa, duruma göre yargıda yeniden
paketler çıkartırsanız milletin yargıya olan güveni kalmaz. Türkiye
hiçbir şekilde demokratikleşmedi. Yeni sivil demokratik bir Anayasa
yapmadılar. Meclis'tekiler Türkiye'nin demokratikleşmesini
istemiyor. İktidarlar, bu iktidarlar yargı ve polisin hep kendi
emirlerinde olsun istediler. Polis kendi kolluk kuvveti gibi
hareket etsin istediler. Bugünkü sonuç da budur.” dedi.
“BAŞBAKAN KİMİN İNİNE GİRECEK BİLEMİYORUM”
Mustafa Destici, Başbakan'ın son açıklamalarına da tepki
göstererek, PKK'nın yıllardır inine girilemediğini ve ülkede kan
dökenler için gözyaşı dökülmeye başlandığını kaydetti.
“Başbakan kimin inine girecek bilmiyorum” diyen Destici, şunları
ifade etti: “İnine girilecek biri varsa o da 30 yıldır ülkeyi kan
gölüne çeviren PKK’dır. Keşke onların inlerini dağıtmış olsalardı.
Ama onların inlerine giremediler. Türkiye'nin sözde milletvekilleri
her gün bu inlere gidip geliyorlar. Keşke bunlar yapılsaydı. Keşke
İmralı canisini asabilselerdi. Keşke millete, devlete meydan
okuyanları, sözde milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp
hukukun önüne çıkartabilselerdi. Bunu söyleyenler bundan vazgeçti
ve o milletvekillerini Meclis'e nasıl getiririz onun telaşındalar.
Gözyaşları içinde millet tarafından seçilmiş milletvekillerinin
demir parmaklıların arkasında kalmasını hazmedemiyoruz diyorlar.
Bunu da ağlayarak söylüyorlar. Bunu kim için söylüyorlar. PKK'nın
kurucusu. PKK'ya hizmet etmiş. Mehmetçiğe kurşun sıkmış 17 yıl
mahkûm olmuş adam için söylüyorlar. Onun için gözyaşı
döküyorlar.”
“BURALARDA KUR’AN-I KERİM HADİS KİTAPLARI BULURLAR”
Başbakan'ın inlere girmekle neyi kastettiğini anlayamadığını
aktaran Destici, “İnlere girmekten öğrenci evleri, dershaneleri ve
yurtları kastediyorlarsa, bulacakları şey Kur'an-ı Kerim, hadis
kitapları olur. Risaleler olur. Kırık Mızraplar olur. Başka bir şey
bulamazlar." şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ, AKP EBEDİ İKTİDAR OLSUN DİYE KURULMADI”
Destici, son olarak, “Türkiye Cumhuriyeti, AKP ebedi iktidar olsun
diye kurulmadı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir siyasi partinin
iktidarlarına mahkûm değil. Bu büyük Türk milletinin geleceği ile
bir siyasi partinin geleceği ile endekslenemez. Onun çok ötesi ve
üzerindedir.” dedi.
CİHAN
Yorumlar