Destici: Devlet ancak adil kanunlarla ayakta durabilir

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, devletin ancak adil kanunlarla ayakta durabileceğini belirtti.

Google Haberlere Abone ol
Destici: Devlet ancak adil kanunlarla ayakta durabilir

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, devletin ancak adil kanunlarla ayakta durabileceğini belirtti. Destici, "Ülkemiz ‘kanun devleti’ değil ‘hukuk devleti’ olmalı. Hukuk devletinin saç ayaklarından; bireylerin eşitliği, hukukun üstünlüğü ve temel hak ve hürriyetlerin vazgeçilmezliği ilkeleri kesinlikle zaafa uğratılmamalıdır. Sadece vatandaş değil, yönetenler de hukuka bağlı kalmalı, hukuk herkese ve aynı şekilde uygulanmalıdır.” dedi.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, 2014 yılı Yerel seçimleri ile ilgili değerlendirmesi ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Destici, "2014 Yerel Seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize, şehirlerimize (il, ilçe, belde), köylerimize, siyasi partilerimize ve adaylarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum." ifadelerini kullandı. Öncelikle sandıktan çıkan sonuçların herkesin ve her kesimin rıza göstermesi, millet iradesine saygı duymanın ve demokratlığın birinci şartı olarak görülmesi, ona göre söz söylenmese ve davranış sergilenmesi gerektiğini ifade eden Destici, "Bu sebepten, seçimlerden 1. sırada çıkan iktidar partisini tebrik ediyor, seçilen tüm adaylara (belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, muhtar) başarılar diliyorum. Rabbim hayırlı, doğru, millete ve ülkeye hizmet gayesi ile yapılan işlerde yardımcıları olsun." diye konuştu.

"İLKLERİN YAŞANDIĞI BİR SEÇİM OLDU"

"Bu seçim haksızlıkların, adaletsizliklerin, partizanlığın, baskının, devlet imkânlarını seçim meydanlarında pervasızca kullanmanın, kontrollü ve kontrolsüz gerilimin, kamplaşmanın, yönlendirme ve medya manipülasyonlarının, menfaat ve çıkar ilişkilerinin en yoğun yaşandığı, dolayısıyla seçim sonuçlarına doğrudan etki ettiği bir seçim olmuştur." diyen Destici, "Öncelikle bu seçimleri (en azından siyasi iktidar) için bir önceki yerel seçimlerden ziyade bir önceki genel seçimlerle kıyaslamak gerektiği gün gibi ortada. Zira ne kampanya sırasında belediyecilik konuşuldu, ne de zafer nutuklarında. Yani seçimlerin adı mahalliydi lakin başından sonuna kadarki süreci genel seçim niteliği taşımaktaydı. Sonuçta da en çok itirazın yapıldığı, pek çok seçim çevresinde seçim sonuçlarının kabullenilemediği, kıl payı kazanılan bölgelerde birinci ile ikinci arasındaki farkın dört veya beş katı olarak çizelgelere geçen “geçersiz oy sayısının” makul bir açıklamaya muhtaç olduğu gibi birçok “ilkin” yaşandığı bir seçim olmuştur." şeklinde konuştu.

"ÖZERKLİĞİN ÖNÜ AÇILDI"

Seçim öncesi yapılan bir takım yasa değişiklikleri (özellikle büyükşehir yasası) seçimin sonucuna doğrudan etki etmiş büyükşehirlerde seçimi bir yerel seçim gerçeğinden çıkartarak genel seçim havasına dönüştürdüğünü anlatan Destici, "Öngörülerimiz haklı çıkmış bu yasanın nimetlerinden iktidar partisi ana muhalefet partisi ve terör örgütünün partileri karlı çıkmıştır. Ayrıca terör örgütünün siyasi uzantılarının seçim meydanlarında dillendirdiği “özerkliğin” önü açılmıştır." ifadelerini kullandı.

BÜYÜK BİRLİK PARTİSİNİN ALMIŞ OLDUĞU OYLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR

Destici açıklamasını şöyle sürdürdü: "İnsanlar, kötülük karşısında tarafsız kalmak hakkına sahip değildirler" sözünün gereği ya da "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." hadis-i şerifinden yola çıkarak muhalif düzlemde bir seçim yürütmüştür. Güçlü yolsuzluk algısı, 'artık şehit cenazeleri gelmiyor' sığlığı içinde 'barış' ambalajı ile millete sunulan bir “özerklik” projesi olan çözüm süreci ve liderimizin şahadet sürecinde hükümetin ve ona bağlı kurumların bilhassa güçlü deliller ışığında suikast iddialarının adli ve idari anlamda çözülmesindeki artan ilgisizliği ve duyarsızlık muhalif duruşumuzun üç saç ayağını oluşturmaktadır. Medyadaki belli besleme mihraklar seçim sonuçlarını değerlendirirken (Partimizin bir önceki seçimlere göre oylarını yüzde yüz elli oranda artırdığını ve birçok seçim bölgesinde ikinci ve üçüncü siyasi parti olduğunu görmezden gelerek) yanlı ve yanlış servis etmeye ya da yorumlamaya çalışsa da gerçek ortadadır. Seçim sürecinde sergilenen taraflı ve adaletsiz tavır, seçim sonuçlarını yansıtırken de yorumlarken de devam etmekte, burada da sürmektedir. Bu süreçte özellikle basında, medyada yorumcu ya da köşe yazarı sıfatıyla “belamlaşarak” fitne ateşini körüklemeye çalışanların, kraldan çok kralcı kesilenlerin asıl niyetlerinin kendi menfaatleri ya da efendilerinin çıkarları olduğunu asla gözden kaçırmamalıyız. Burada seçim sonuçlarını objektif ve tarafsız bir şekilde yansıtan ve yorumlayan medya kuruluşlarına ve basın mensuplarına da bütün siyasi partilerimizin ayrıca bir teşekkür borcu vardır."

"Devlet, ancak adil kanunlarla ayakta durabilir." diyen Destici, "Ülkemiz “kanun devleti” değil “hukuk devleti” olmalı. Hukuk devletinin saç ayaklarından; bireylerin eşitliği, hukukun üstünlüğü ve temel hak ve hürriyetlerin vazgeçilmezliği ilkeleri kesinlikle zaafa uğratılmamalıdır. Sadece vatandaş değil, yönetenler de hukuka bağlı kalmalı, hukuk herkese ve aynı şekilde uygulanmalıdır." dedi.

"İKTİDAR TÜRKİYE MESAJINI İYİ OKUMALI"

“İdari ve Hukuki açıdan “hesap verebilirliği” yani “denetimi” devre dışı bırakıp sadece politik açıdan sandıkta hesap verebilirliği ön plana çıkaran Ak Parti iktidarı, hesap verebilirlik anlamında hukukun dışında bir süreç yönetmeyi bir an evvel bırakmalı, “devlet” ile kendisini bir an evvel dengelemelidir.” Diyen Destici, “Haklı-haksız, güçlü-güçsüz denklemi içerisinde kim güçlü ise o haklı gibi görünebilir. Hani “siyasette maharet, en güçlü olduğunuz zaman, kendinize ilkelerden ve yasalardan sınırlar çizmesini bilmektir.” derler ya; eğer sınır çizmezseniz, oyunun kurallarını beğenmeyince oyunu değiştirmek yerine kural koymaya kalkarsanız, sahip olduğunuz güç ve otorite bir gün sizi esir edebilir! İktidar sahibi olmak, denetimi, denetim ise hesap verebilirliği ve eleştirilerle karşı karşıya olmayı beraberinde getirir. Siyasi iktidar bu bilinçle hareket etmeli seçim sonuçlarını sadece kemiyet açısından elde ettiği üstünlükle değil, ayrıntıları içerisinde gizlenen ve ancak akl-ı selim’in görebileceği “kavgasız” ve “çatışmasız” bir Türkiye mesajını iyi okumalıdır.” değerlendirmesini yaptı. CİHAN

Yorumlar