Davutoğlu: Yurt dışındaki Türk okulları önemli bir temsil görevi ifa ediyor
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yurt dışındaki Türk okullarının önemli bir temsil görevi ifa ettiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yurt dışındaki Türk
okullarının önemli bir temsil görevi ifa ettiğini söyledi.
Davutoğlu, hangi sivil toplum kuruluşuna ve camiaya mensup olursa
olsun, Türk okullarının, sivil toplum kuruluşları ve derneklerinin
önemli hizmetler gerçekleştirdiğini belirtti. Davutoğlu,
“Hangisinin başı dara düşse hiçbir ayrım gözetmeden hepsine destek
sağlarız. Bu çerçevede de yurt dışındaki okullar Türkçe’nin
yaygınlaşmasını sağlayan ve oradaki temsilimizin kültürel boyutunu
destekleyen önemli kurumlardır.” dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Güney Afrika eski Cumhurbaşkanı
Nelson Mandela için açılan taziye defterinin imzaladı. Güney Afrika
Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği’nde açılan taziye defterini
imzalayan Davutoğlu, sadece Güney Afrika Cumhuriyeti ve Afrika’da
değil insanlık onuru için yaşamış ve çalışmış, fedakarlık etmiş bir
insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Nelson Mandela’nın, 20.
yüzyılı 21. yüzyıla taşıyan ve geçmiş kötü hatıralar üzerinde
insanlık onurunu yücelten bir hayat mücadelesi verdiğini belirten
Davutoğlu, “Bütün insanlığın takdirini kazandı, uzun ve çileli bir
mücadeleden sonra ülkesini çok parlak bir geleceğe taşıdı. Kendisi
de siyasi gücün cazibesine hiçbir zaman kapılmadan insanlık onuru
adına verdiği mücadeleyi, bu siyasi değişim sürecinde de gösterdi.
Hoşgörüyle rakiplerine dahi tanıdığı, zgösterdiği yaklaşım
biçimiyle örnek bir hayatı oldu.” diye konuştu.
"UZUN TUTUKLULUK SÜRESİNİN GERÇEKTEN KAMU VİCDANINI YARALAYAN BİR
YANI VAR"
Davutoğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını
cevapladı. Bir gazetecinin, “Mustafa Balbay’ın tahliyesi ile ilgili
neler söyleyeceksiniz?” şeklindeki sorusuna Davutoğlu, “İki hususu
hatırlatmak isterim. Birincisi, uzun tutukluluk süresi konusunda
hem kamu vicdanında hem de Sayın Başbakanımız ifade ettiler, birçok
kereler ilgili arkadaşlarımız ve bakanlarımız ifade ettiler, uzun
tutukluluk süresinin gerçekten kamu vicdanını yaralayan bir yanı
var. İkincisi, demokratikleşme süreç bağlamında attığımız adımların
sonuçlarını görüyoruz. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı,
hükümetimizin yaptığı bir reform neticesinde ortaya çıkmıştır. O
anlamda böyle bir hakkın kullanımı sonunda nihayet seçilmiş bir
milletvekili sıfatı da taşıması bağlamında bu tahliye, ailesi için
ve parlamentomuz için olumludur. Ancak tabi nihayet bir tahliyedir,
Türkiye bir hukuk devletidir. Mahkeme süreci devam edecek mutlaka.
Fakat hem Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının nasıl
büyük bir reform niteliği taşıdığı ortaya çıkmıştır hem de uzun
tutukluluk süresi ile ilgili yargı sisteminde daha hassas olunması
konusunda bir tablo ortaya çıkmıştır. Türkiye, hukuk devletidir ve
özgürlüklere dayalı bir hukuk devletidir. Bu hukuk devletinin kendi
doğası içinde çalışması, hepimizin ve bütün vatandaşlarımızın
geleceği bakımından en temel ihtiyaçlarından biridir. Geçmiş olsun
diyorum.” diye cevapladı.
"TÜRKİYE’NİN TANITIMI ANLAMINDA TEK BİR TOHUM ATAN HERKESİN YANINDA
OLDUK"
Başka bir gazetecinin, “Bugün bazı gazetelerde Gülen Hareketi'nin
yurt dışındaki okullarına destek verdiğiniz, yardımcı olduğunuz
yönünde haberler var. Bu konuda ne tür yardımlarda bulundunuz?”
sorusuna ise Davutoğlu, şu cevabı verdi: “Geçenlerde gazeteci Metin
Turan’ın tutuksuz yargılanması beyanatını, duyurusunu yaptığımda
aynı zamanda Yemen’de kaçırılan iki TIR şoförünün kurtarılmasını
zikrettim. Biz Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri olarak ve ben de
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak yurt dışındaki bütün
vatandaşlarımızı; düşünceleri, yaklaşımları, siyasi görüşleri ne
olursa olsun, onların meseleleri ile ilgilenmek bizim görevimizdir.
Onların başı sıkıntıya düştüğü zaman yardımcı olmak bizim asli
vazifemizdir. Yurt dışındaki Türk okulları da önemli bir temsil
görevi ifa etmektedirler. Hangi sivil toplum kuruluşuna ve camiaya
mensup olurlarsa olsunlar bu okullar sivil toplum kuruluşları,
derneklerimiz, TİKA ile birlikte çalışan ve onlara destek sağlayan
Somali’de, Myanmar’da destek sağlayan sivil toplum kuruluşlarımız,
hepsi bizim için önemli hizmetler ifa etmektedir ve hangisinin başı
dara düşse hiçbir ayrım gözetmeden hepsine destek sağlarız. Bu
çerçevede de yurt dışındaki okullar, Türkçe’nin yaygınlaşmasını
sağlayan ve oradaki temsilimizin kültürel boyutunu destekleyen
önemli kurumlardır. Ne zaman başları sıkışmışsa ki olmuştur, birçok
ülkede sıkıntılarla karşılaşılmıştır. En üst düzeyde Sayın
Başbakanımızın bizzat devreye girmesi de söz konusu olmuştur, benim
de bazen Sayın Cumhurbaşkanımızın da devreye girmesi söz konusu
olmuştur. Daha önce dışişleri bakanları olarak benden önce de Sayın
Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Ali Babacan’ın hep tutumları aynı
olmuştur. Biz yurt dışında Türkiye’nin tanıtımı anlamında tek bir
tohum atan herkesin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Yurt
dışında Türkiye’nin ve Türk halkının vicdanını, merhametini temsil
eden bütün sivil toplum kuruluşlarını ve yardım kuruluşlarına
destek olduk ve olmaya devam edeceğiz. Bayram günü Kenya’ya giden,
oradaki Somalililere yardım götüren bir sivil toplum kuruluşunun,
şahsi Twitter adresime attığı bir mesajla doğrudan devreye girerek
onların havalimanındaki mağduriyetlerini giderdik. Nerede dünyanın
hangi köşesinde olursa olsun vatandaşlarının ve Türkiye’nin
tanıtımına katkıda bulunan sivil toplum kuruluşlarının okulların
yanında olabilecek kudrette bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve
hükümeti var. Bu bilinçle hareket eden bir Türkiye Cumhuriyeti
hükümeti var. Herkesin bunun farkında olması lazım.”
"TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNİN NORMALLEŞMESİNE ÖNEM
VERDİK"
Davutoğlu, 12 Aralık Perşembe günü Karadeniz Ekonomik İşbirliği
toplantısı kapsamında Ermenistan’a gideceğini belirterek,
“Programımızın detayları daha netleşmiş değil ama üzerinde
çalışılıyor. Oraya hem Karadeniz Ekonomik İşbirliği çerçevesinde
görüşlerimizi aktaracağız ama aynı zamanda orada birçok çok taraflı
toplantıda olduğu gibi sadece ev sahibi ülkenin dışişleri bakanı
ile değil oraya katılan ülkelerin dışişleri bakanları ile ikili
görüşmelerimiz olur. Bu görüşmeler o anda o toplantı esnasında
ayarlanır. Biz her zaman Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin
normalleşmesine önem verdik. Bu normalleşmenin Güney Kafkasya’ya
barış getirmesi için Azerbaycan ile Ermenistan’daki ilişkilerin de
normalleşmesi ve var olan sorunların toprak bütünlüğü çerçevesinde
çözülmesi yönünde tutumuzu ve tavrımızı her zaman ortaya koyduk. Bu
konuda gelebilecek her türlü fikre, yaklaşıma ve yeni gelişime
açığız. Biz de yaratıcı her formüle Güney Kafkasya’da kalıcı
barışın ve istikrarın temin edilmesi için atılması gerekebilecek
her türlü adımı atmaya ve geliştirmeye hazırız. Önemli olan, burada
herkesin bütün Güney Kafkasya’ya barış getirmesi konusunda güçlü
bir siyasi iradeye sahip olması lazım.” şeklinde konuştu.
CİHAN
Yorumlar