Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu: Masumiyet karinesini ne çabuk unuttuk

Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, "Türkiye’nin en büyük gündemi 'hukukun üstünlüğü; adalet mülkün temelidir' kavramının sarsılmış olmasıdır. Masumiyet karinesini ne çabuk unuttuk." dedi.Cumhurbaşkanı adayı Prof....

Google Haberlere Abone ol
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu: Masumiyet karinesini ne çabuk unuttuk

Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, "Türkiye’nin en büyük gündemi 'hukukun üstünlüğü; adalet mülkün temelidir' kavramının sarsılmış olmasıdır. Masumiyet karinesini ne çabuk unuttuk." dedi.

Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ndeki düzenlenen basın toplantısında, yolsuzluk operasyonlarını yürüten polislerin sahur vakti gözaltına alınması ve İstanbul Adliye Sarayı’nda sulh ceza mahkemesinde yargılanmaları ile ilgili soruyu cevapladı. İhsanoğlu, "Türkiye’de yargı sistemi büyük darbe aldı. Siyaset yargıya, yargı siyasete karıştı. Şimdi siyaset kolluk kuvvetlerine karışıyor. Polisimiz böyle şeylerin içerisine girdi. Biz çok üzülüyoruz. Bu, çok kötü bir Türkiye manzarası. Polisler kendi kardeşlerini, meslektaşlarını, amirlerini, memurlarını kelepçeliyorlar. Bu polislerin içinde hata yapan yok mu? Belki vardır, ben buna hayır demem. Ama ortaya bir delil konması lazım. İddiaların sağlam ve insanların teşhir edilmemesi lazım. Hani birkaç ay önce masumiyet karinesinden bahsediyordun. Ne çabuk unuttuk masumiyet karinesini. Ben biraz hatırlatmak istiyorum, masumiyet karinesini…" şeklinde konuştu.

'İSTİKLAL MARŞI’NI, AKİF’İN ŞİİRLERİNİ ANNEMİN SÜTÜYLE EMDİM'

Başbakan Erdoğan’ın 'İstiklal Marşı’nı bilmediği' yönündeki sözleri için "Hayretler içesisindeyim" karşılığını veren Ekmeleddin İhsanoğlu, şunları kaydetti: "Benim bu konuyla ilgili sözüm arife günüydü. Şehitlikte şehitlerimizin ruhuna fatiha okudum. Hem de baba dostu Mehmet Akif Ersoy’un kabrinde fatiha okudum. Orada şehitlerin aileleri de gelmişti. Onlar da etrafımda toplandı. Ve ‘devletin kendilerinin kapısını çalmadığını’ söylediler. ‘Biz evlatlarımızı vatan uğruna feda ettik, şehit oldular; hiç kimse bizi aramıyor, sormuyor. Başkalarının, evladımızı şehit edenlerin peşindeler, onlarla meşgul oluyorlar.’ diye şikayette bulundular. Ben orada ‘Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda/ Şüheda fışkıracak, toprağı şüheda' beytini okudum. Çanakkale harbinde binlerce insan öldü. Türkiye tarihinde en yoğun şehit düşen yer Çanakkale’dir. Onun için Akif ‘şüheda fışkıracak’ dizesini daha çok Çanakkale için söylemiştir. Ben öyle yorumluyorum. Beni edebiyattan imtihan edenlerin şunu düşünmesi lazım: Ben bu edebiyatı çok iyi biliyorum. Beni su, ekmek parası ve başörtüsünden imtihan ettiler. Burada da imtihan etmek isteyenlere şu şıkları söylüyorum: İstiklal Marşı, Çanakkale şehitleri, Yahya Kemal’in Süleymaniye’de bayram namazı ve Fuzuli’nin Su Kasidesi… Dört seçenekten birisini seçsinler. Edebiyattan istersen geç istersen geçme; hepsinden daha önemlisi insanların edepten ve ahlaktan sınıf geçmesidir. Bir de şehitler ve şühedalar edebiyatı değil; şehitlerin, şühedanın aileleriyle uğraşsınlar, lütfen… Bana ‘monşer’ deyip, suç yüklediler. Şimdi İstiklal Marşı bilmiyor, diye bir suç yüklüyorlar. Helal olsun. Ben yine Sayın Başbakanım diyorum, Çünkü benim devlet terbiyem bunu gerektiriyor. İstiklal Marşı’nı, Akif’in şiirlerini annemin sütüyle emdim. Bizim ailemizde Akif vardı. Biz hiçbir zaman Akif’in emanetine ihanet etmedik. O şiirdeki bütün kelimelerin altına imzamı atarım. Çünkü ben Türk oğlu Türküm, başka bir şey değil. Başka bir pasaportum, bayrağım olmamıştır. Ve hiçbir başka millete tabi olmadım. Ben bu topraklarda neşet ettim; evet gurbette doğdum, ama bugün milyonlarca insanımız gurbette doğuyor. Gurbette doğmak nakise değil. Gurbete doğanlar vatanın manasını herkesten daha iyi bilirler."

İhsanoğlu, Suriye’deki Alevilere yönelik açıklamalarının da çarpıtıldığına dikkat çekti. Bir televizyon programında 'Suriye Alevileri için ne düşünüyorsunuz?' şeklindeki soruyu cevaplarken, "Suriye Alevileri ile Türkiye’deki Alevi kardeşlerimiz arasında isim benzerliğinden başka bir şey yoktur. Çünkü bizim Türkiye’deki Alevi kardeşlerimiz Orta Asya’dan gelen, tasavvuf ile ehlibeyt sevgisiyle, irfan kültürüyle ve Türk gelenekleriyle yoğrulmuş mükemmel bir inanç sistemidir." dediğini hatırlatan İhsanoğlu,şöyle devam etti: "Bu bize mahsustur. Suriye’deki Alevi denilen kardeşlerimiz, insanlarımız, komşularımız; onlara Nusayri derler. Bunların da ismi budur. Kendileri de böyle diyorlar. Bunda yanlış bir şey yok ki… Ben bunu söyledim. Tabi her söylediğim gibi üzerinde fırtınalar; karşı taraf benim söylemediklerimi söyletiyorlar. Ama bana bir mektup yazdılar. Ben de kanaatlerimi ifade ettim. Bazı önderleriyle (Alevi) çok yakından görüşmelerim oldu. Çok teşekkür ettiler. Hiçbir meselemiz yok. Bizim dışımızda koparılan bir fırtına."

'SANDIĞIN BİR DAKİKA BİLE BOŞ BIRAKILMAMASI LAZIM'

Bütün vatandaşların kafasında seçim sandıklarının güvenliği konusunda soru işaretlerinin bulunduğunu aktaran Ekmeleddin İhsanoğlu, şunları söyledi: "Hakikaten eğer demokraside vatandaşın kullandığı oylar dürüst bir şekilde neticelere yansımıyorsa o çok ayıplı bir demokrasidir. Geçen seçimlerde bunun bazı örneklerini yaşadık. İade edilince de gerçek ortaya çıktı. Bizim istediğimiz vatandaşın (sandıklara) sahip olmasıdır. Şimdiden herkesin görev alması lazım. Sandık, ilçe ve il seviyesinde. Çünkü sandık seviyesinde siz oylarınızı bir ölçüde kontrol edebilirsiniz. Fakat ilçe seviyesine gidince, sandıklar birleştiriliyor. Sonra bir ilde ilçeler birleştiriliyor. Bu üç kademeli sistemde çok farkı müdahalelerin olduğunu herkes söylüyor. Bazıları da tecrübeyle sabit oldu. O zaman vatandaşların ve parti avukatlarının, aday temsilcilerinin üç seviyede gözlerini kırpmaması lazım." CİHAN

Yorumlar