CHP'li Engin Altay: Emniyet'te önce fişleme yapıldı, sonra görevden alındı
CHP Grup Başkanvekili, Sinop Milletvekili Engin Altay, polis müdürlerinin görevden alınmasını sert sözlerle eleştirdi.
CHP Grup Başkanvekili, Sinop Milletvekili Engin Altay, polis
müdürlerinin görevden alınmasını sert sözlerle eleştirdi. AK Parti
Hükümeti'nin emniyette fişleme yaptığını ve bu fişleme
doğrultusunda işlem yaptığını iddia eden Altay, görevden alma
girişimiyle, suçluluğun hüküm altına alındığını savundu. Altay,
"Gelin bu soruşturmanın yoluna engel olmayın." çağrısında
bulundu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, 2014 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın maddeleri kabul edildi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına konuşan İstanbul
Milletvekili Metin Külünk, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu
değerlendirdi.
Külünk, "AK Parti Grubu'nun hiçbir ferdi, başta lideri, ülkenin
Başbakanı ve tüm kadroları, bu ülkede hukukun üstünlüğüne yürekten
inanmış bir hareketin mensupları olarak, 'Adaletin kestiği parmak
acımaz.' diyen birey ve hareket olarak, adı geçen operasyonda
hukukun tecellisi noktasında, hiç şüphemiz yok, hiç tereddüdümüz
yok ama sizi anlıyorum, muhalefeti.. Buradan siyaset devşirmek
istiyorsunuz." dedi.
Buradan iktidar devşirmek istenildiğini savunan Külünk, ama 30
Mart'ta sandığın önlerine geleceğini hatırlattı. "Biz bugüne dek
siyasal hareketimizin, anlayışımızın merkezine hep sandığı ve
milleti koyduk." diyen Külünk, yine de sandık ve millet dediklerini
diyerek hodri meydan dedi.
"HEDEF BAŞBAKAN VE DEVLETİN BEKASI"
Bahsedilen kavramın kararını verecek olanın yargı olduğunu dile
getiren Külünk, "Dolayısıyla, yargının verdiği karara biz yürekten
saygılıyız. Onun için sabırlı olun. Bizim hiçbir şeye müdahale
ettiğimiz filan yok. Çok geriye gitmeye gerek yok. Aslında, bütün
bu süreci ifade edecek temel hedef önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı
seçimleridir. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri, hep sancılı
olmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, hep tartışmalı olmuştur.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinden Türkiye hep ciddi tartışmaları
yaşamıştır. 2013'ün başından itibaren de aslında Türkiye bu
tartışmalara sokulmak istendi. Tabii ki Cumhurbaşkanlığı üzerinden
bu tartışmalarla beraber asıl düğüm noktası 2013'ün başında duran
kan ve gözyaşıdır. Sayın Başbakanımızın, bu milletin başını ağrıtan
otuz yıllık terörün nihayetlenmesi ve de Kürt meselesinin bu
coğrafyanın doğal diyalektiğine uygun olarak çözümü yolunda aldığı
inisiyatifle, Türkiye üzerinde son 100 yıldır sürekli operasyon
yapmak isteyen, bölgenin huzursuzluğundan beslenen güçlerin
rahatsızlığının, içeride müttefikleriyle beraber ortaya koyduğu
fotoğraftan başka bir şey değildir."
Türkiye'nin yeni bir kaosa, bir siyasi darbeye mahkûm etmek için
farklı senaryoları sahneye koymaya başladığını ileri sürülen
Külünk, "Bu senaryonun sadece, yaşananlar sadece Hükûmetimiz ve AK
Parti üzerinde değil devletin bekası üzerinde ortaya konulmak
istenen senaryolardır." ifadelerini kullandı.
"CHP'yi sağcılaştırırken, sola da iktidar havucunu göstererek yalı
bahçelerinde yetiştirdikleri gülleri derin mahzenlerde
kurguladıkları siyasi mühendisliklerinin perdesi hâline getirerek,
millete karşı operasyonlarına yeni bir halka daha ekleme
gayretindeler." diyen Külünk, "Otuz altı yıl sonra Cumhuriyet Halk
Partisi'nin Genel Başkanı'nı Amerika Birleşik Devletleri'ne hangi
akıl gönderdi? Washington'un sokaklarında yoksa, iktidar arama aklı
mı gönderdi?" diye sordu.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonun asıl hedefinin ise Başbakan Erdoğan
ile devletin yenilenen aklı olduğunu iddia eden Külünk, bu
operasyonun arkasındaki aklın, bu devleti tanımadığını ileri
sürdü.
"KÜRESEL BİR OPERASYONLA GELMEDİYSENİZ KÜRESEL BİR OPERASYONLA
GİDECEĞİZ ENDİŞESİNE KAPILMAYIN"
Sataşmalardan dolayı söz isteyen CHP Grup Başkanvekili, Sinop
Milletvekili Engin Altay ise 30 Martı dört gözle beklediklerini
vurguladı. "Eğer küresel bir operasyonla gelmediyseniz, küresel bir
operasyonla gideceğiz, endişesine hiç kapılmayın! Hiç kimse sizi
göndermez, hiç merak etmeyin! Önce bunu söyleyeyim." diyen Altay,
Gezi vandalizmse, vandalizmin kralını son günlerde Türkiye'nin
gördüğünü ifade etti.
Vandalizmin aynı zamanda yağmalamak olduğunu belirten Altay,
şunları söyledi: "Vandalizmin nasıl olduğunu Türkiye'ye de
gösterdiniz. Devleti kırıp dökmektir vandalizm. İlaveten Cumhuriyet
Halk Partisi'nin siyasi rotası, senin aklının ereceği bir iş de
değildir. Cumhuriyet Halk Partisi'ne boğazından haram geçmemiş
Atatürk'le sorunu olmayan, cumhuriyetle sorunu olmayan, laikliği
özümsemiş herkes, kapısını çalan herkese Cumhuriyet Halk
Partisi'nde yer ve fırsat vardır ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin
Genel Başkanı, sizin Genel Başkanınız gibi Amerika'ya özel
temsilcisini yollayıp, "Beni tuvalet çukuruna süpürmeyin,
kullanın." dememiştir, hiçbir zaman bundan sonra da demeyecektir.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı, Yasin El Kadı'yı önce
'Tanımam.' deyip, öğleden sonra 'Tanırım, param kadar kefilim.'
dememiştir, demeyecektir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel
Başkanı, 300 bin kişinin katili El Beşir'in altına kırmızı halı
sermemiştir, bundan sonra da sermeyecektir. Cumhuriyet Halk
Partisi'nin Genel Başkanı cumhuriyeti kuran insanlara 'ayyaş' diyen
bir siyasi partinin genel başkanının, düştüğü rezil duruma
düşmeyecektir, hiçbir zaman düşmeyecektir."
"KAŞLARINIZI ENSEYE KALDIRIYOR SONRA YAN YANA ÇAY İÇİYORSUNUZ"
Meclis Başkanvekili Meral Akşener de, "Kaşlarınızı enseye kadar
kaldırıyorsunuz, çıkıyorsunuz -her biriniz için konuşuyorum- sonra
bana gereken yüksek perdeden konuşmalar yapılıyor sonra orada
konuşuluyor, sonra çıkılıyor yan yana çay içiyorsunuz. Bundan sonra
fotoğraflarınızı çekip basına vereceğim. Yan yana gelenlerin
fotoğrafını çekeceğim." diyerek uyarıda bulundu.
"BENİM AKLIMIN ZEKATI SANA YETMEZ"
Eleştirilere cevap veren AK Parti'li Metin Külünk, "Sayın Başkanım,
bahsettiğiniz fotoğraftan bu milletvekili arkadaşınızın ayrı
durduğunu zatıaliniz çok iyi bilirler. Sözümü söylediğim adamla,
nerede çay içip nerede çay içmeyeceğimi bilecek kadar yürekli bir
adamım, bu bir. İkincisi, Sayın Altay, benim aklımın zekatı sana
yetmez. Benim aklımın zekatının çapını dahi ölçmeye senin zekan
yetmez. Bu, şahsi mesele. AK Parti hareketinin liderine ifade
ettiğiniz bütün cümleleri aynıyla size iade ediyorum. Sayın
Başbakanımız ve AK Parti hareketini bu milletin derin vicdanı
2002'de iktidara taşımıştır. Bu AK Parti hareketinin Allah'ın
huzurunda ve milletin huzurunda eğilmekten başka hiçbir vesayet
müessesesine başı eğilmeyecektir, eğilmemiştir, eğilmeyecektir de.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin de sağcılaşmasından da mutsuz olduğumu
ifade etmiyorum, mutlu olduğumu ifade ediyorum. Hiç olmazsa
yıllarca gıyabında hakaretlerle dolu, iftiralarla dolu konuştuğunuz
insanlarla aynı camide namaz kılacak olmanızdan biz son derece
mutluyuz, bundan yana endişeniz olmasın. Ama bir gerçeği de kabul
edin. AK Parti bu milletin derin vicdanının karşılığıdır." şeklinde
konuştu.
"SİZİN ZEKANIZI ÖLÇECEK ALET BENDE YOK"
Tekrar söz alan Altay, "Sizin zekânızı ölçecek alet bende yok ama
iş hayatında çok başarılı olduğunuzu biliyorum, çok başarılı
olduğunuzu biliyorum. O konuda da bizde bilgiler, değişik şeyler…
Bunlara girmek için söylemiyorum ama tabii ki benim sizin kadar
işini bilen biri olmam mümkün değil, bunu peşinen söyleyeyim, çok
başarılısınız iş hayatınızda. Tekraren söylüyorum: Ben kolay kolay
sinirlenmemeye çalışan, buradaki tansiyonu minimize etmeye çalışan
bir arkadaşınızım, bilirsiniz. Böyle bir tabloda, böyle günlerde
sizin bu kürsüye gelip böyle âdeta kaşınmanızı anlamak mümkün
değil. Bunu Sayın Başbakana bir iltifat olsun diye. Siyasi kaşınma,
uyuz kaşınmasını kastetmiyorum tabii. Uyuz oldunuz da
kaşınıyorsunuz demiyorum. Bak söyledim, Başbakanınız'dan alıntı
yapıyorum: 'Onların cemaziyel evvelini biliriz, onların kirliliğini
çok iyi biliriz.' diyen bir Başbakan'a benim 'rezil' demekten başka
hiçbir şansım ve fırsatım yoktur." dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da CHP'li Altay'ın konuşma
üslubunu eleştirdi. Oturuma verilen aranın ardından tekrar kürsüye
gelen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise yolsuzluk ve rüşvet
operasyonlarıyla ilgili hükümete ve herkese geçmiş olsun
dileklerini iletti.
Kabul edilebilir bir durum olmadığını dile getiren Altay,
"Yaşananlardan dolayı gergin, üzgün olduğunuzu ve keşke olmasaydı
diyorsunuz. Masumene karinesine inanıyoruz. Demokrasi için yararlı
bir gelişme olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Maliye Bakanı "Yolsuzluk yapanın Allah belasını versin" dediyse
olayın ciddi olduğuna dikkat çeken Altay, böyle ciddi bir olay
karşısında peşinen hüküm verip yargılayıp infaz verilemeyeceğini
kaydetti. "Bu yolun kapatılmaması, soruşturmayla ilgili delillerin
karartılmaması lazım." diyen Altay, polis şeflerinin alınmasının
hangi mantıkla izah edildiğini sordu.
Bakan çocuklarının olduğu bir soruşturmada haber verilmemesinin
normal olduğunu dile getiren Altay, emniyetin savcının emriyle iş
yaptığını belirterek idareye, yürütmeye haber vermenin mümkün
olmadığını ifade etti. Aksine polislerin haber vermeleri halinde
kusurlu olacaklarını vurguladı.
AK Parti Hükümeti'nin, emniyette fişleme yaptığını ve bu fişleme
doğrultusunda işlem yaptığını anlatan Altay, görev alma girişimiyle
suçluluğunun hüküm altına alındığını belirtti. Altay, "Gelin bu
soruşturmanın yoluna engel olmayın." çağrısında bulundu. CİHAN
Yorumlar