CHP'den Efkan Ala'ya Baransu soruları
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, henüz Başbakanlık Müsteşarı iken büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun başlamasından 2 gün sonra İstanbul Valisi Avni Mutlu'ya arayarak Taraf gazetesinden Mehmet Baransu'nun gözaltın.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, İçişleri Bakanı Efkan
Ala'nın, henüz Başbakanlık Müsteşarı iken büyük rüşvet ve yolsuzluk
operasyonunun başlamasından 2 gün sonra İstanbul Valisi Avni
Mutlu'ya arayarak Taraf gazetesinden Mehmet Baransu'nun gözaltına
alınması talimatı vererek 'savcı bir şey diyorsa savcıyı da alın'
dediği yönündeki iddiaları TBMM gündemine taşıdı.
İçişleri Bakanı Ala'nın yazılı cevaplaması
talebiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Umut Oran,
“Twitter’da dün gece @bascalan adresinden yayınlanan ses
kaydınızda, 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun
hemen ardından henüz Başbakanlık Müsteşarı iken 19 Aralık 2013
tarihinde gece saat 02.00 ve 03.00’da İstanbul Valisi Avni Mutlu
ile telefonla görüşerek, yolsuzluk belgeleri yayınlayan Taraf
gazetesinden Mehmet Baransu’nun gözaltına alınması, yenidonem.com
web sitesinin kapatılmasını istediğiniz görülmektedir.”
hatırlatmasında bulundu.
EFKAN ALA'YA SORULAR
Oran, Bakan Ala’ya şu soruları yöneltti:
Söz konusu tarihte İstanbul Valisi Mutlu’yu arayıp, bu konuşmayı
yaptınız mı? Bu talimatınız yasadışı, kanun dışı emir değil midir?
Başbakanlık Müsteşarı’nın bu şekilde kanunsuz emir verme yetkisi
var mıdır? Bu yaptığınız Anayasa’daki ‘basın hürdür, sansür
edilemez’ düzenlemesine aykırı değil mi, neden anayasa suçu
işliyorsunuz? Vali Avni Mutlu’ya, Mehmet Baransu için “Hemen
gözaltına alınmalı. Belgelerine, her şeyine el konulması lazım”
demenizin gerekçesi nedir? Müsteşarların bir valiye bir vatandaşı,
gazeteciyi gözaltına aldırma yetkisi var mıdır? İçişleri Bakanı
olduktan sonra da benzeri gözaltı talimatlarını kimler için, hangi
valilere verdiniz? İstanbul Valisi Avni Mutlu, dönemin İstanbul
Başsavcısı Turan Çolakkadı’ya sizin benzeri kaç gözaltı tutuklama
talebinizi iletti, bunlar kimlerdir? “Valim, şimdi ben burada biraz
da çok kızarak, Hüseyin (Çapkın) Bey’i de aradım. Bakanımız aradı,
ben aldım telefonu. Bakın İstanbul’da Türkiye’nin herhangi bir
yerinde, insanların suç işleme özgürlüğü yoktur. Suçüstü halinde,
şu anda adam yayınlıyor, suçüstü halinde vatandaş bile müdahale
eder alır. Lütfen gidin, Hüseyin de oraya gelecek, söyledim.
Emniyet müdürü de” ifadesini kullanma gerekçeniz nedir? İçişleri
Bakanlığı koltuğuna oturduğunuz günden bu yana benzeri biçimde kaç
il emniyet müdürüne benzeri gözaltı talimatı verdiniz, bunlar
kimlerdir? Vali Mutlu’ya “Arama kararı vermiyorsa da suçu önlemek
için girsinler. Biz her türlü koruruz sizi. Kapıyı kıracak alacak
adamı. Böyle kepazelik olmaz. Suçu işliyor şu anda. Hiç burada
mahkeme kararına bile lüzum yok” demenizin gerekçesi nedir? “Her
türlü koruruz” ne demektir? Bu suç ve suçluyu korumak değil midir?
“Savcı bir şey diyorsa savcıyı da alın” ne demektir? Yasama,
yürütme, yargı bu ülkede en azından kağıt üzerinde ayrı değil
midir? Bu şekilde kaç cumhuriyet savcısını “aldırdınız”? Güçler
ayrılığı ilkesi iktidarınız döneminde artık geçerli değil midir?
Baransu için, “Bu bir casusluk şeyine de sokulur” ifadesini
kullanma gerekçeniz nedir? Kolluk kuvvetinin ve savcılığın inceleme
ve soruşturmaları için suç türünü siz mi belirliyorsunuz? CİHAN
Yorumlar