CHP’den Başbakan’a: Basına yasak kararı bir sansür müdür?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle 'emniyet birimlerinde basın mensuplarına uygulanan yasaklamaları' sordu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle
'emniyet birimlerinde basın mensuplarına uygulanan yasaklamaları'
sordu.
Başbakan Erdoğan’ın yazılı cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na
soru önergesi veren Tanrıkulu, öncesinde “1970’li yıllardan
itibaren İstanbul Emniyeti’nde gazetecilere tahsis edilmiş basın
odası var. Eski emniyet binası Sansaryan Han’da başlayan gelenekle
birlikte İstanbul Emniyeti’nin ana yerleşke olarak hizmet verdiği
Vatan Caddesi’ndeki A Blok girişinde ve Gayrettepe Asayiş
Müdürlüğü’nün girişlerinde 50 metrekarelik basın odaları yer
alıyor. Ulusal gazete, televizyon ve ajanslara bağlı olarak
yaklaşık 30 gazeteci, emniyetteki gelişmeleri haberleştirerek
kurumlarına bu odalardan aktarıyordu.
Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından, 23.12.2013 tarihinde,
gazetecilere e-posta yoluyla yapılan şu bilgilendirme ile basın
mensuplarının bu odalara girişi yasaklanmıştır. Türkiye genelinde
yapılan uygulama çerçevesinde 22.12.2013 tarihi itibariyle basın
mensupları Emniyet Müdürlüğü hizmet binalarına giriş
yapamayacaklardır. Herhangi bir gelişme veya basın açıklaması
olduğu takdirde basın mensupları davet edilecektir. Vatan ve
Gayrettepe hizmet binalarında bulunan basın odasını kullanan basın
mensuplarının anahtar ve giriş kartlarını teslim etmeleri rica
olunur.” hatırlatmasını yaptı.
"AMACINIZ TÜRKİYE’Yİ 179. ÜLKE SIRASINA MI YÜKSELTMEK"
CHP’li Tanrıku ardından Erdoğan’a şu soruları yöneltti: "Bu yasağın
gerekçesi nedir? Bu karar bir sansür müdür? Alınan bu karar
gazetecilerin ve dolayısıyla halkın gerçekleri öğrenme ve
bilgilenme hakkını nasıl etkileyecektir? Bu uygulama ile
gazetecilere, ‘Bilgi almayacaksın, halka duyurmayacaksın’ emri mi
verilmektedir? Bu karar ile ‘Hangi bilgiyi verirsem onu
kullanacaksın’ mı denmek istenmektedir? Yolsuzluk operasyonunda,
bakan çocuklarının da tutuklanmasının ardından hükümet; polisleri,
savcıları görevden almıştır. Bu uygulama ile görevden alma
kararlarının bir devamı olarak hükümet karşıtı olabilecek sesler mi
kesilmek istenmektedir? Bu uygulama, Anayasamızın temel hak ve
özgürlükleri içinde yer alan vatandaşın bilgi edinme hakkını nasıl
etkileyecektir? Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkını açıkça
ve ağır şekilde ihlal eden bu kararla hükümetinizi doğrudan
etkileyen bir soruşturma hakkında sansür uygulanmasının amacı
nedir? Sürekli özgürlük diyen fakat her alanda sürekli yasaklar
getiren hükümetinizin rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında sansür
uygulanması sonrasında suçu ikrar etmek dışında getirmeyi
düşündüğünüz diğer yasaklar nelerdir? Devam eden rüşvet ve
yolsuzluk soruşturması kapsamında haber yapılmaması ve yapanların
hükümetiniz döneminde çokça yaşandığı gibi işten çıkartılması
yönünde telkin ve baskılarınız olduğu yönündeki iddialar doğru
mudur? Zaten basın özgürlüğünde 159. sıralara kadar geri
götürdüğünüz Türkiye'de, sansür ve baskı uygulamalarını
artırmaktaki amacınız Türkiye'yi 179 ülke arasında son sıraya
yerleştirmek midir?"
CİHAN
Yorumlar