CHP Grup Başkanvekili Altay: Hükümet ine girmez, ine ayılar girer

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Başbakan'ın bütün konuşmalarında bir camiaya yönelik kin ve nefret söylemi kullandığını belirterek, bunun Türkiye'de belli bir kamplaşmayı ve kutuplaşmayı beslediğini söyledi. "İnsanları birbirine düşman...

Google Haberlere Abone ol
CHP Grup Başkanvekili Altay: Hükümet ine girmez, ine ayılar girer

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Başbakan'ın bütün konuşmalarında bir camiaya yönelik kin ve nefret söylemi kullandığını belirterek, bunun Türkiye'de belli bir kamplaşmayı ve kutuplaşmayı beslediğini söyledi. "İnsanları birbirine düşman haline getiriyor." diyen Altay, "Başbakan'ın 'inlerine gireceğiz' sözü, eski bakanın verdiği soru önergesinin gerekçesidir. Yani hükümet ine girmez, ine ayılar girer." dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Altay, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Çözüm paketine yönelik bir soruya Altay, "Hükümet hukuka aykırı emir verir. Onun çok fazla yaptırımı yok ama konusu suç olan emirler vardır. Onu veren de yapan da yarın bir şekilde yargıcın karşısına çıkar. Kimse bugünkü gücüne güvenip hukuku çiğnemeye kalkmasın. 34 yıl önce hukuku çiğneyenler, Anayasa'yı arşive indirenler 34 yıl sonra kendi hukuklarını kurdukları halde yine hukuk önünde hesap verdiler. Hükümete de bunu buradan hatırlatmak isterim." karşılığını verdi.

"AK PARTİ'NİN SORUŞTURMA KOMİSYONUNA VERDİĞİ İSİMLERE İTİRAZ ETMEYECEĞİZ"

Altay, 4 bakan hakkında kurulmasına karar verilen Meclis Soruşturma Komisyonu'na AK Parti’nin verdiği üyeler konusundaki bir soruya karşılık, "İtiraz etsinler diye bu konuda çok gevezelik yapmış birkaç üyenin ismini gördüm. Ama itiraz etmeyeceğiz. Buyursunlar kimi istiyorlarsa koysunlar. Çünkü bizim bir itirazımız komisyonun 15 gün daha gecikmesine sebep olacak. İtiraz etmeyeceğiz. Allah'tan korksunlar, kuldan utansınlar. Meclis Başkanı seyirce kalmasın daha fazla." diye konuştu.

Hizmet Hareketi'ne yönelik komplo konusundaki bir soruya ise Altay, "Hükümetin belli bir camiaya yönelik tutumu, siyasi bir tutumun ötesinde bir öfke, bir kin, bir intikam projesine dönüşmüştür. Kan davasına dönüşmüştür. Devlet kan davası gütmez. Türk Ceza Kanunu'nda bile adam öldürürsen 24 yıl verirler, kan davasından öldürürsen müebbet veriyorlar; kan davası güdülmesin diye. Başbakan'ın bütün konuşmalarında bir camiaya yönelik kin ve nefret söylemi, Türkiye'de belli bir kamplaşmayı ve kutuplaşmayı besler, besliyor, insanları birbirine düşman haline getiriyor. Başbakan'ın 'inlerine gireceğiz' sözü, eski bakanın verdiği soru önergesinin gerekçesidir. Yani hükümet ine girmez, ine ayılar girer." şeklinde konuştu.

"KAMPLAŞMADAN, GERİLİMDEN, KUTUPLAŞMADAN BESLENEN BİR BAŞBAKAN VAR"

Başbakan'ın söylemlerinin nefret suçu oluşturup oluşturmadığına yönelik bir soruya cevap veren Altay, şunları ifade etti: "Nefret suçları ve nefret söylemiyle ilgili Meclis çok çalıştı. Evet doğrudur; Başbakan sadece bir cemaate bir camiaya yönelik nefret söylemi geliştirmiyor ki Başbakan Alevilere yönelik de nefret söylemi, nefret tohumları ekiyor, nefret söylemi kullanıyor. Başbakan AKP'li olmayan herkese karşı, sahilde yaşayan Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili sahil kentlerinde, kasabalarında yaşayan herkese, onlara yönelik de nefret söylemi kullanıyor. Kamplaşmadan beslenen, gerilimden, kutuplaşmadan beslenen bir Başbakan var. Kürt sorununda da onu yapıyor. Nasıl yoksulluğu yönetiyorsa Kürt sorunundan kaynaklı terör sorunundan da Başbakan besleniyor, beslenmeye devam etmek istiyor. Bu bakımdan Kürtlerin de Türklerin de herkesin Başbakan'ın bu kirli, sinsi, ayrıştırıcı politikalarına karşı dikkatli olması lazım. Hatta mümkünse tek vücut olması lazım."

"HAKAN FİDAN, POLAT ALEMDAR'IN GÜNÜMÜZDEKİ GERÇEK VERSİYONUDUR"

Adana'daki TIR davasında CHP'li vekillerin mahkemeye alınmamasıyla ilgili bir soruya Altay, "Kurtlar Vadisi'ni izlediğim için çok yadırgamıyorum. Şu an Hakan Fidan, Polat Alemdar'ın günümüzdeki gerçek versiyonudur. Orda da böyle şeyler oluyor. Devletin içinde bulunduğu gayri ciddilik bakımından güzel bir örnek. Ama bu arada Musul'u hükümet neredeyse unuttu. Musul Konsolosluğunda rehin alınan vatandaşlarımızı konsolosluk görevlilerimizle ilgili hükümetin ne tür bir girişimi var çok merak ediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi verilmemesi, kaçırılması, saklanması da demokrasilerde kabul gören bir tutum değildir. Esas itibariyle hükümet hükümet etme özelliğini, yeteneğini kaybetmiştir. Fiili bir işgal var şuanda." karşılığını verdi.

Bir başka soruya ise Altay, "Buna bir atasözüyle cevap verecektim ama çok şık düşmez. Hani görmemişin diye bir şey vardır. Başbakan'ın gerçekten tamam milli iradeye saygımız var. Bu millet adamı Başbakan seçmiş. Yapacak bir şey yok ama o görevin gerektirdiği niteliklere sahip olmadığını düşünüyorum." dedi.

CİHAN

Yorumlar