Burkay: İstihbarat operasyonlarına değil demokrasiye ihtiyaç var

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, Hizmet Hareketi'ni bitirme eylem planı ile savcılık tarafından Emniyet'e gönderilen talimat yazısını değerlendirdi. Burkay, "Bunlar tabii ki ürkütür. Mesele geçmişte olduğu...

Google Haberlere Abone ol
Burkay: İstihbarat operasyonlarına değil demokrasiye ihtiyaç var

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, Hizmet Hareketi'ni bitirme eylem planı ile savcılık tarafından Emniyet'e gönderilen talimat yazısını değerlendirdi. Burkay, "Bunlar tabii ki ürkütür. Mesele geçmişte olduğu gibi böyle istihbarat operasyonları filan değil yani insanları suçlu gibi görmek değil. Şeffaflığa ihtiyaç var, özgürlüğe, demokrasiye ihtiyaç var. Her şey yasalara göre olmalı, herkes yasalara uygun davranmalı. Yasalar da demokratik olmalı. Eğer ortada demokratik yasa yoksa zaten insanlara 'yasalara uygun davranın' demek inandırıcı olmaz. Türkiye demokratikleşmeli ve şeffaflaşmalı. Hükümete düşen en büyük görev de budur. Bu olduğu zaman, toplum özgür olduğu zaman, devlet şeffaf olduğu zaman sorunlarımızı aşarız. Bunun dışında karşı tarafın hakkından gelmek için güç kullanmak, toplumu mobilize etmek bir yönden, bunlar sonuç vermez." dedi.

Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) sorularını cevaplayan Burkay, bu ülkede en büyük ihtiyacın demokratikleşme olduğunu ifade etti. AK Parti iktidara geldiği zaman bazılarının yine darbe yapmak istediğini ama partinin dik durduğunu, herkesin de buna destek verdiğini anlatan Burkay, şöyle devam etti: "Bu ülkede yeni bir askeri darbe olmasını istemeyenler, sivil hükümetlerin düşürülmesine karşı olanlar, siyasetin sınırlarının genişlemesini isteyenler, demokrasi isteyenler, barış isteyenler destek verdiler. Ama bir yerde geldi durdu. Bir takım reformlar oldu, olumlu adımlar atıldı ama bazılarının abarttığı kadar da değildi. Bazıları onu devrim gibi gösterdiler, keşke öyle olsaydı."

'HÜKÜMET DAHA ÇOK KENDİSİNE GEREKLİ OLDUĞU KADARIYLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN YANA OLDU'

Yapılması gerekenin Türkiye'nin demokratikleştirme sürecinin devam ettirilmesi olduğunu dile getiren Burkay, en başta 12 Eylül Anayasasının kaldırılması gerektiğini ve bunun hükümetin en önemli görevi olduğunu vurguladı. Tek başına oyları yetmeyebileceğini ama bu konuda kararlı durarak bir kamuoyu oluşturabileceğini belirten Burkay, "Kendisine destekler artabilir, buna engel olan muhalefeti de köşeye sıkıştırabilir. Ama bence bu pek olmadı. Hükümet daha çok kendisine gerekli olduğu kadarıyla bir Anayasa değişikliğinden yana oldu. Hem Kürt sorununun çözümü için hem genel olarak demokrasi için yapılması gereken çok şey var. Avrupa standartlarında bir demokrasi. Kürt sorununun çözümü için gerçekten kararlı olmadı; eşitlik temelinde bir çözüm. Hükümetin böyle bir programı, projesi var mı, kanımca yok. Demokrasi ve şeffaflık. Bu ülkenin yöneticileri, şu anda bile hükümetiyle, iktidarıyla, muhalefetiyle buna açıklar mı? Çağdaş bir anayasaya, demokrasiye ve şeffaflığa... Ne yazık ki henüz ben bunu görmüyorum. Hükümet bakımından da böyle bir kararlılığı görmüyorum, muhalefet bakımından da görmüyorum. AK Parti hükümetinin en büyük şansı ciddi, demokratik bir muhalefetin bulunmaması, değişimci bir muhalefetin bulunmaması." diye konuştu.

'İNSANLARI SUÇLU GİBİ GÖRMEK DEĞİL, ŞEFFAFLIĞA İHTİYAÇ VAR'

Kimsenin inançlarından dolayı baskı görmemesi gerektiğinin altını çizen Burkay, inanç anlamında hala özgür bir ortamdan söz edilemeyeceğini kaydetti. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Hizmet Hareketi'yle ilgili gönderdiği genelge konusunda ise Burkay, "Bunlar tabii ki ürkütür. Mesele geçmişte olduğu gibi böyle istihbarat operasyonları filan değil yani insanları suçlu gibi görmek değil. Şeffaflığa ihtiyaç var, özgürlüğe, demokrasiye ihtiyaç var. Bu ikisi olduğu zaman, toplum özgür olduğu zaman, devlet şeffaf olduğu zaman sorunlarımızı aşarız. Ama ne yazık ki hem yeteri kadar özgür değiliz. Bizi yönetenler, yeteri kadar özgürlüğü bize layık görmüyorlar, hem de devletimiz hala şeffaf değil. Neden; demek ki yönetenler bir şeylerden korkuyorlar. Eğer bir toplum şeffaf olamıyorsa demek ki yöneticilerin korkuları var, gizleyecekleri şeyler var. Halbuki hiç kimse korkmamalı. Dürüst olan, dürüstçe yöneten, kurallara bağlı olan hiçbir yönetim korkmamalı. Niye korkacak? Günahı olanlar korkar, niye şeffaflıktan korkuyoruz. Türkiye'nin en büyük sorunlarından bir tanesi de bu. Dünyanın her yeri cennet değil tabi bu anlamda, ideal demokrasi ama Avrupa standartlarıyla karşılaştırdığımızda Türkiye'nin eksiklikleri çok büyük." değerlendirmesinde bulundu.

Eski Almanya Cumhurbaşkanı ile İsveç'i örnek veren Burkay, "Bizi yönetenler de açık olmalı, bu açıklık sisteme lazım. Hesap vermeleri lazım, hesap sorulması lazım. Bu olmadıkça yönetenlerin neler yaptığını bilemeyiz." ifadelerini kullandı.

'EĞER BİR ŞEY VARSA AÇIKÇA ORTAYA KOYMAK LAZIM'

Belge üretme konusunda da Burkay, şöyle konuştu: "Her şey yasalara göre olmalı, herkes yasalara uygun davranmalı. Yasalar da demokratik olmalı. Eğer ortada demokratik yasa yoksa zaten insanlara 'yasalara uygun davranın' demek inandırıcı olmaz. Türkiye demokratikleşmeli ve şeffaflaşmalı. Hükümete düşen en büyük görev de budur. Geçmişten beri hep belli kesimleri şeytanlaştırdık. Mesela solcular komünisttir. Kürtler memleketi bölerler. İslamcılar mürtecidir. Bunları çok yaşadık. Neden bunları yaşadık; çünkü dindarlar yeterince kendilerini özgür hissetmediler, baskılar gördüler. Kürtler zaten baskı gördüler. Aleviler kendilerini ifade edemediler. Solcular malum çok ağır baskılar gördüler. İleri bir demokrasi olsaydı bu kavgalar yaşanmazdı. Demokrasiyle birlikte şeffaflık, bu olduğu zaman devlet yönetenler halka karşı daha dürüst olmak zorundadırlar, hesap verirler, gizli kapaklı işler çeviremezler, canlarının istediği gibi sömüremezler, çalıp çırpamazlar. Yapılması gereken budur. Bunun dışında karşı tarafın hakkından gelmek için güç kullanmak, toplumu mobilize etmek bir yönden, bunlar sonuç vermez. Hizmet Hareketi'ne yönelik suçlamalar oldu. İşte, 'bunlar paralel devlettir, gizli örgütlenmiştir', kumpas kurdular, darbe yapacaklardı filan. Eğer bir şey varsa açıkça ortaya koymak lazım. Evet hiç kimsenin böylesine gizli kapaklı örgütlenip darbe yapmaya hakkı yoktur. Ama bunda da inandırıcı olmak lazım o konuda, ortaya koymak lazım. Yoksa insanlar inançlarında özgür olur, yaptıkları suç olmadıkça buna saygı göstermek lazım." CİHAN

Yorumlar