BDP: Ergenekon ve Balyoz’a 'kumpas' diyenler, Roboski’ye ne diyecek?

Şırnak'ın Uludere ilçesinde iki yıl önce meydana gelen ve 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava bombardımanına ilişkin askeri savcılığın takipsizlik kararı vermesine Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol
BDP: Ergenekon ve Balyoz’a 'kumpas' diyenler, Roboski’ye ne diyecek?

Şırnak'ın Uludere ilçesinde iki yıl önce meydana gelen ve 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava bombardımanına ilişkin askeri savcılığın takipsizlik kararı vermesine Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tepki gösterdi. BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, kararın ardından ailelerin yeniden aynı acıyı yaşadıklarını söyledi. Verilen kararın arka planında yapılacak yeni hukuki düzenlemelere zemin hazırlığı olduğuna değinen Beştaş, “Burada Genelkurmay’a, Balyoz ve Ergenekon’a kumpas kurulduğunu iddia edenler Roboski karşısında ne diyecekler? Bir haftadır suni gündem oluşturuldu. Ergenekon ve Balyoz davalarında yeniden yargılama yapılmaya çalışılıyor. Acaba Roboski’ye verilen takipsizlik kararıyla yargılanmanın yenilenmesi arasında nasıl bir bağ var? Burada bir ittifak var mı?” sorularını yöneltti.

Şırnak’ın Uludere ilçesinde TSK’nın 28 Aralık 2011 gecesi yaptığı sınır ötesi bombardımanında ölen 34 Roboski köylüsüyle ilgili askeri mahkeme kararını açıkladı. Soruşturmayı yürüten Genelkurmay Askeri Savcılığı askerlerin bir kusurunun olmadığı sonucuna vararak soruşturma dosyası ile ilgili takipsizlik kararı verdi. Soruşturmada şüpheli askerler İlhan Bölük, Yıldırım Güvenç, Aygün Eker, Halil Erkek ve Ali Rıza Kuğu hakkında kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi.

Kararın arından BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Av. Meral Danış Beştaş, Parti Genel Merkezi’nde açıklama yaptı. Verilen kararla birlikte o günü tekrar yaşadıklarını ifade eden Beştaş, kararın bir darbe niteliği taşıdığını söyledi. “Roboski dosyasında iki yıldır uygun zaman ve zemin yoklanmıştır. Failleri, katilleri, emir verenleri ve emri uygulayanları aklamak için iki yıl beklenmiştir. Bu bekleme sürecine soruşturma adı verilmiştir. Böyle soruşturma yapılmaz. Bir buçuk yıl failler tespit edilmek istenmedi.” diyen Beştaş, Roboski kararını Genelkurmay Askeri Savcısının vermediğini ifade etti. Beştaş, “Bu karar Türkiye’deki ittifakların sonucunda verilmiş bir karardır. Tek bir savcının tek başına vermesi mümkün değildir. Burada hiçbir siyasetçinin isminin geçmemesi tesadüf olamaz. Neden bir siyasetçinin ismi yoktur. Neden şüpheliler 5 kişiyle sınırlanmıştır. Neden emri verenler hakkında bir dava açılmamıştır?” sorularını yöneltti.

"NASIL BİR YAPTIRIM UYGULANDIĞINI ÖĞRENMEK İSTİYORUZ"

Takipsizlik kararı karşısında kararın sorumlularına nasıl bir yaptırım uygulandığını parti olarak öğrenmek istediklerine değinen Beştaş, şunları söyledi: “Burada Genelkurmay’a, Balyoz ve Ergenekon’a kumpas kurulduğunu iddia edenler Roboski karşısında ne diyecekler? Kürtler nasıl bir kumpasın içindeler? Bir ülkede Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının ve yüzlerce askerin kumpasla tutuklandığı iddia edildiği bir ortamda kimin ne garantisi olabilir. Vatandaşa ne yapılabilir? En büyük kumpas, haksızlık, adaletsizlik ölümdür. Bugün neden suskunlar. Bu takipsizlik kararının verileceğini biliyorlar mıydı? Neden böyle bir zaman beklendi. Bu zamanlamaya özellikle dikkat çekilmeli. Bir haftadır suni gündem oluşturuldu. Ergenekon ve Balyoz davalarının yeniden yargılanma yapılmaya çalışıyor. Acaba Roboski’ye verilen takipsizlik kararıyla yargılanmanın yenilenmesi arasında nasıl bir bağ var? Burada bir ittifak var mı?”

Karara itiraz için ilgili yerlere başvurularını yapacaklarını da belirten Beştaş, iç hukuk kanallarında bir sonuç alınmadığı takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri’ne başvuracaklarını söyledi. Beştaş şöyle devam etti: “İç hukuk gereği Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne bir itiraz yapacağız. 15 gün içindeki başvurumuzdan bir sonuç almayacağız. Bu planlanmış bir süreçti. Özel yetkili savcılardan Askeri Mahkeme’ye nasıl geldiyse itirazda da nasıl bir sonuç çıkacak bellidir. Anayasa Mahkemesi’ne bir başvuru yapacağız. Orada neticelenmezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz.”

Beştaş, kararın ardından ailelerle görüştüklerini ve ailelerin ilk gün yaşadıkları acıyı yeniden yaşadıklarını söylediklerini iletti. CİHAN

Yorumlar