BBP Genel Başkanı Destici'den Musul’a askeri müdahale çağrısı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Musul’a askeri müdahale yapılması gerektiğini söyledi. Destici; Kerkük, Halep'in kendi toprakları sayıldığına işaret ederek, "Biz buralardaki gelişmeleri bir gün ya da iki gün...

Google Haberlere Abone ol
BBP Genel Başkanı Destici'den Musul’a askeri müdahale çağrısı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Musul’a askeri müdahale yapılması gerektiğini söyledi. Destici; Kerkük, Halep'in kendi toprakları sayıldığına işaret ederek, "Biz buralardaki gelişmeleri bir gün ya da iki gün öncesinden haber alamıyorsak, istihbarat edinemiyorsak ya da edinilen istihbarı bilgiler doğru değerlendirilmiyorsa bunların da sorgulanması gerekir. Sorumluların da millete hesap vermesi gerekir.” dedi.

Destici, partisinin Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyeleri, Ankara İl Başkanı Gökhan Tüzün, il teşkilat yöneticileri ve partililer ile birlikte Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mahmut Kasapoğlu’nu makamında ziyaret etti. Ziyaretin ardından Kasapoğlu ile birlikte açıklama yapan Destici, son günlerde Türkmeneli bölgesinde yaşanan gelişmelerin herkesi tedirgin ve rahatsız ettiğini belirterek, Musul Başkonsolosluğu'nun IŞİD güçlerince işgal edilmesinin ve 49 kişinin rehin alınmasının acı verici olduğunu vurguladı.

“IŞİD TERÖR ÖRGÜTÜNÜ LANETLİYORUM”

Türkmeneli bölgesinde yaşanan gelişmelerin kendilerini ziyadesiyle tedirgin ve rahatsız ettiğini ifade eden Destici, “Musul başkonsolosluğumuzun IŞİD güçleri tarafından işgal edilmesi, başkonsolosumuz, kadınlar, çocuklar ve personelin rehin alınması gerçekten acı verici. Bu eylemi gerçekleştiren IŞİD örgütünü lanetliyor ve kabul edilemez bir durum olarak görüyorum. Tutsak olan bu vatandaşlarımızın bir an önce serbest bırakılarak Türkiye’ye gönderilmesini bekliyoruz.” diye konuştu.

“ZİRVE KEŞKE BİR GÜN ÖNCE YAPILSAYDI”

Destici, devleti ve hükümetin şu anda mutlaka gerekli görüşmeleri ve adımları attıklarını ifade ederek, "Ama şunu da söylemeliyiz ki burada geç kalınmış bazı adımlar var. Dün akşam Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapılan zirve keşke bir gün önce yapılsaydı. IŞİD güçleri bir gün önce Musul’a yürümeye başlamıştı. Oradaki durum ve gelişmeler çok açık ve netti. Son günlerdeki operasyonlarda bu işi tetikledi. Bu operasyonlar yapılması gerekiyordu. Türkiye burada yapılması gereken her şeyi yapmalıdır. Buna askeri müdahale de dâhildir. Çünkü orada kendi vatandaşlarına nasıl oluyor da IŞİD gibi bir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok sayarak korkmadan başkonsolosumuz dâhil olmak üzere, konsolosluk görevlilerini, oranın güvenlikten sorumlusu Özel Harekâtçıları esir alabiliyor. Bu kabul edilemez bir durumdur. Buna en ağır şekilde cevap verilmelidir.” şeklinde sürdürdü.

“TÜRKMEN KARDEŞLERİMİZE GELECEK ZARARLAR ÖNLENMELİ”

Musul, Kerkük, Telafer, Tuzhurmatu'da yoğunluk olarak Türkmenlerin yaşadığını kaydeden Destici, “Onların oradaki varlığını devam ettirmesi de bizim için hayati derecede önemlidir. IŞİD güçlerinin o bölgeye yürümeye kalktığı anda devletimizin oradaki Türkmen varlığı açısından da buna müsaade etmemeli ve bununla ilgilide önleyici tedbirleri almalıydı. Maalesef şu ana kadar bu önlemler alınamadı. Öncelikli olarak yapılması gerekenler yapılmalı ve tedbirler alınmalı. İlk önce konsolosluk görevlilerimiz kurtarılmalıdır. Bölgedeki Türkmen kardeşlerimize bundan sonra gelebilecek zararlarında önüne geçilmeli.” şekliden konuştu.

“SERT VE KARARLI ADIMLAR ATMALIYIZ”

Destici, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye, burada çok kararlı bir duruş sergilemelidir. Atacağı adımların emarelerini çok net bir şekilde göstermeli ve caydırıcı olmalıdır. Eğer IŞİD güçleri sizin başkonsolosunuz olmak üzere vatandaşlarınızı esir alıyorsa sizin caydırıcılığınızın olmadığı gözüküyor. Türkiye gücünü çok net bir şekilde göstermelidir. Bundan sonra hiçbir devlet, örgüt ve kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin toprağı sayılan başkonsolosluğuna ya da büyükelçiliğine girme, işgal etme ve oradaki görevlileri esir alıp tutsak etmeyi aklından bile geçirmemelidir. Kim olursa olsun Türkmen kardeşlerimize dokunulduğunda, onlara zarar verildiğinde mutlaka karşısında Türkiye’yi bulacağını, Türkiye’nin kayıtsız şartsız net bir şekilde Türkmenlerin yanından durup askeri müdahale dâhil her şeyi gerçekleştirebileceğini akıllarından çıkarmamalarını bilmeleri lazım. Bu tür adımlar atıldığı zaman, milli meseleler söz konusu olduğu anda Büyük Birlik Partisi olarak devletimizin ve hükümetin yanında bugüne kadar yer aldığımız gibi bundan sonrada yer alırız. Ama yapılmayanları da söylemek durumundayız.”

“BÜYÜK BİR DERS ÇIKARTMALIYIZ”

“Burnumuzun dibinde gelişmeleri bir gün öncesinden öngörememek çok acı ve kaygı verici.” diyen Destici, “Musul, Kerkük, Halep bizim kendi toprağımız sayılır. Biz buralardaki gelişmeleri bir gün ya da iki gün öncesinden haber alamıyorsak, istihbarat edinemiyorsak ya da edinilen istihbarı bilgiler doğru değerlendirilmiyorsa bunların da sorgulanması gerekir. Sorumluların da millete hesap vermesi gerekir. Buradan da büyük bir ders çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.” görüşünü belirtti.

“1926 ANKARA ANTLAŞMASI”

Musul ve Kerkük'ün statüsünü belirleyen 1926 Ankara Antlaşması'nın Türkiye'ye askeri müdahale hakkı verdiğini ifade eden Destici, “Bu antlaşmaya dayanarak Türkiye başta Musul, Kerkük, Telafer olmak üzere bölgeye müdahale etmeli ve orada barış, huzur ve güven oluşuncaya kadar bölgede kalmalıdır.” dedi.

CİHAN

Yorumlar