Başdanışmanın sözleri doğru değilse, Başbakan görevden uzaklaştırır'

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Başdanışmanı'nın "Türk ordusuna kumpas kuruldu” sözlerinin 'yenilir yutulur' bir ifade olmadığını belirterek, “Gazetecilikten öte bir siyasi kimliği bulunan başdanışman ço.

Google Haberlere Abone ol
Başdanışmanın sözleri doğru değilse, Başbakan görevden uzaklaştırır'

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Başdanışmanı'nın "Türk ordusuna kumpas kuruldu” sözlerinin 'yenilir yutulur' bir ifade olmadığını belirterek, “Gazetecilikten öte bir siyasi kimliği bulunan başdanışman çok önemli cümle kullandı. Eğer başdanışman bir şeyler bilerek söylediyse, yargılamalar yeniden yapılmalıdır. Başdanışman bunun gelişi güzel bir laf olduğunu söylerse, Başbakanımız da, Başdanışmanı'nı görevden uzaklaştırır” dedi.

SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Kayseri programında gazetecilerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan Kamalak, gazetecilerin sorularına da yanıt verdi. 34 yıl 8 aya mahkum olmuş olan Milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliyesi sonrasında bir açıklama yaptıklarını belirten Kamalak, henüz hüküm giymemiş milletvekillerinin içeride tutulmasının Anayasa'ya göre izahının mümkün olmadığını ve Balbay’ın tahliyesini sorgulamak yerine, ayrıcalık yapılamayacağını ifade ettiklerini hatırlattı.

-3-5 YIL MAHKUM OLAN İNSANLAR İÇERDE NASIL TUTULABİLİR

“Anayasa’nın 10’uncu maddesine göre kanun karşısında herkes eşittir. Hiç kimseye ayrıcalık yapılamaz” denildiğini belirten Mustafa Kamalak, 35 yıla mahkum olan milletvekili tahliye edilirken, hüküm giymemiş olan milletvekillerinin içeride tutulması Anayasamıza göre hiçbir izahının mümkün olmayacağını söyleyerek, şunları anlattı; “Orada siz, biz, ağabeyimiz, amcamız olabilirdi. Bu soruyu kanaatimce daha acı bir şekilde sorardınız. Biz burada Mustafa Balbay bey niye tahliye edildiğini sormuyoruz. Ötekiler niye tutuluyordu. Bizim için Anayasa Mahkemesi'nin kararı sürpriz olmadı. Eşitlik ilkesinin gereği budur. Anayasa'nın 10’uncu maddesine göre, herkes eşit olduğuna göre, 35 yıla mahkum yada müebbet ile yargılanan milletvekilleri tahliye olurken 3-5 aya, yada 5 yıla mahkum olan insanlar içeride nasıl tutulabilir. Bu soruya da cevap verilmesi gerekir. Genel af birkaç bakımdan kaçınılmaz oldu. Birinci sebep bu. Bu sorunun hukuk adamları tarafından özellikle iktidar sahipleri tarafından aziz milletimizi tatmin edecek şekilde cevaplandırılmalıdır.”

-HAKİMLERİMİZ BU DURUMA MÜSTAHAK DEĞİLDİR

Mustafa Kamalak, genel af çıkmasının gerekçelerini sıralarken, Başbakan'ın Başdanışmanı'nın açıklamalarını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Tabiri caizse Türkiyemizin aile reisi konumunda olan Sayın Başbakanımız'ın Başdanışmanı çok önemli bir cümle kullandı. 'Türk ordusuna kumpas kuruldu' dedi. Bu cümle, mahkeme kararlarını tartışır hale getirdi. Çok ciddi, bir cümledir. Gazeteci, tabi ki vicdanı kanaatini dile getirir. Ama bir yetkilinin, mahkeme kararlarını tartışılır hale getirmesi, kanaatimce muhalefetin ya da sivil toplum kuruluşlarının veya medyanın ifadesinden çok farklıdır. Konuşan, sıradan bir kişi değil. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın Başdanışmanı'dır. Bir şeyler bildiği, kabul edilir. Bu durumda, çok acı bir tablo vardır. Şu halde, biz hürmet ettiğimiz kararlarına Anayasa icabı uymak zorunda olduğumuz hakimlere, şüphe ile bakmak durumundayız. Hakimlerimiz, bu duruma müstahak değildir. Savcılara, emniyet mensuplarına şüphe ile bakmak gerekir. Hukuk devleti bakımından kabul edilemezdir. Her kurumun içinde yanlış yapan birkaç kişi ya da bir grup olabilir. Ama bunu, bütün teşkilata mal etmek kanaatimce devlet adına kabul edilemez durumdur. Hayatını riske eden polislere, vatandaş şunu soracaktır. Devletin polisi midir. Yoksa bir örgüt üyesi midir. Türk milleti adına karar veren, hakim. Gerçekten adaletin peşinde mi, yoksa bir örgüt üyesi midir. Dava açan savcılar, hukuk adına mı kanun namına mı, anayasa adına mı dava açıyor, yoksa ideolojik sebeplerle mi hareket ediyor? Militanca bir duygu ile mi, dava açıyor. Bugüne kadar, verilmiş kararlar var. Bunu sıradan birileri söylemiyor.”

Kamalak, Başbakan'ın Başdanışmanı bir şeyler bilerek bu sözleri kullandıysa, yargılamanın yeniden yapılması gerektiğini ifade ederek, “Mevcut kanunlara göre de bu mümkün değil. Öncelikle kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmalıdır. Ortaya çok ciddi bir deliller çıkması gerekir. Başbakanımızın Sayın Başdanışmanı bence öyle laf olsun diye söyleyemez. Söylemiş olsa bile, belgeye dayanmıyorsa, iadeyi muhakemeyi gerektirmez. Ama ortada, şüpheli bir durum var. Netice itibarıyla, bir şekilde bu şüphenin giderilmesi gerekir. 'Kanun çıkarır, bu süreçte verilen kararlar yeniden değerlendirilmelidir' der. Bu gelişi güzel söylenmiş söz denir ve sayın Başbakan, Başdanışmanı'nı görevden uzaklaştırır. Üçüncü ihtimal genel aftır. O cümle basit gibi ama, hukuk devleti açısından yenilir yutulur bir cümle değildir.” dedi.

-BU SEÇİM ÖNEMLİDİR ÇÜNKÜ TÜRKİYE YÖNÜNÜ BATIYA ÇEVİRMİŞTİR

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, 81 ilimizde 971 ilçemizde 386 belde de Saadet Partisi olarak eksizsiz bir şekilde seçime gireceklerini belirterek, her seçimin ülke adına önemli olduğunu ama bu yerel seçimin daha büyük önem taşıdığını dile getirdi. Bu seçimle Türkiye’nin aynı zamanda yönünü belirleyeceğini belirten Kamalak, şunları anlattı; “Mahalle seçimlerle yön arasında ne ilişki var denebilir. Çünkü bu seçimler gelecek seçimlerinde öncüsüdür ve zeminidir. Yön denince de bu aziz milletimiz son değerlendirmede Haçlı birliğine mi girecek, İslam Birliğini mi kuracaktır. O noktada karar verecektir. Özet itibarıyla budur. Saadet Partisi olarak aziz milletimizin yerinin İslam Birliği olduğu niyetindeyiz. Şuan bütün İslam ülkeleri Türkiye’ye bakıyor. Türkiye ise ne yazık ki yönünü batıya çevirmiş durumda. Halbuki batı. İslam coğrafyasını tamamen karıştırmıştır. Osmanlıyı yıkan batıdır. Anadolu’yu işgal eden batıdır. Şuan İslam coğrafyası kan gölüne çeviren batıdır. Hatta bütün dünyayı kendi alanları haricinde ateş topuna dönüştüren batıdır. Biz batıdan insanlığına huzur ve saadetin gelmeyeceği kanaatindeyiz. Çünkü batının genleri öldürmeye ayarlanmıştır. Genleri de bu vardır. Acımasızca bir biçimde ispatlanmıştır. Ortaya kondu. Birinci dünya, ikinci dünya savaşı İslam coğrafyasının çıkardığı savaşlar değildir. Batının çıkardığı savaşlardır. Batı Irak, Libya, Suriye, Filistin, Gazze, Bosna Hersek gibi yerlere ne kadar barış getirdiğiyse Türkiye’ye de o kadar barış getirir. Bu seçimler Türkiye’nin yönünü belirleme bakımında çok önemlidir. Bu nedenle Anadolu’yu dolaşıyoruz. Gece gündüz teşkilatımızla çalışıyoruz.”
CİHAN

Yorumlar