Başbakanlık, internet yasası için bilgi notu yayınladı

T.C. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, kamuoyunda tepkilere neden olan ve internete sansür yasası olarak da nitelendirilen yasa değişikliğine ilişkin bir bilgi notu yayımladı.

Google Haberlere Abone ol
Başbakanlık, internet yasası için bilgi notu yayınladı

T.C. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, kamuoyunda tepkilere neden olan ve internete sansür yasası olarak da nitelendirilen yasa değişikliğine ilişkin bir bilgi notu yayımladı. "İnternet sansürü (!) 5651 sayılı yasa ne geti̇ri̇yor?" başlıklı bilgi notunda yasanın kapsamı, daha önceki süreç anlatılıyor. Ayrıca yasanın 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve Gezi Olayları ile ilgisi olup olmadığı ve vatandaşların fişlenip fişlenmeyeceğine dair sorular cevaplanıyor.

Buna göre yasanın kapsamı "Kişilik haklarına saldırı halinde" ve "Özel hayatın gizliliği söz konusu ise" olmak üzere iki başlıkta izah ediliyor. Kişilik Haklarına Saldırı halinde (Hakaret, iftira, küfür, aşağılama, vb.) başlığında "Böyle bir durum söz konusuysa; Sulh Ceza Mahkemesi dışında hiçbir kurumun yetkisi yoktur." deniliyor. Süreç ise şöyle aktarılıyor: "Kişi Sulh Ceza Mahkemesine gider. Hâkim 24 Saat içerisinde karar verir. Karar şikâyetçinin lehine ise URL adresine (link) erişimin engellenmesi kararı alınır. Karar mahkeme tarafından Erişim Sağlayıcılar Birliğine gönderilir. Birlik, 4 saat içerisinde tüm sağlayıcılara ileterek URL’ye erişimi engeller. Mahkeme kararı sadece Kişilik Hakkının ihlal edildiği bölüm veya URL ile ilgili olacağından yalnızca sayfa engellenecek, bütün bir sitenin kapanması önlenecektir."

Özel Hayatın gizliliği (Yasadışı dinleme/görüntüleme, kişisel verilerin paylaşımı, vb.) söz konusu olduğu hallerde ise "Bu tip bir ihlalde yaşanacak gecikmenin mağdur için telafisi mümkün değildir. Bu nedenle mağdurun talebiyle “tedbiren ve geçici olarak erişim engelleme” imkânı sağlanmıştır. Nihai karar ise 48 saat içinde Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilecektir." deniliyor.

Buradaki süreç de şu şekilde anlatılıyor: "Kişi URL adresi ve kimliğini ispatlayıcı bilgi ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına (TİB) başvurur. TİB, mağdurun talebini Erişim Sağlayıcılar Birliğine iletir. Erişim Sağlayıcılar Birliği, tedbir amacıyla 4 saat içinde URL adresine erişimi engeller. Başvuru sahibi, en geç 24 saat içerisinde Sulh Ceza mahkemesine başvurmak zorundadır. Mahkeme, 48 saat içerisinde karar alır. Karar şikâyetçinin lehine ise, URL adresine erişiminin engellenmesi kararı mahkeme tarafından Erişim Sağlayıcılar Birliğine gönderilir, böylece tedbiren alınmış engelleme durumu devam eder. Karar aleyhte ise mahkeme tarafından Erişim Sağlayıcılar Birliğine gönderilir, engelleme kaldırılır. Erişim Sağlayıcıları Birliğine 48 saat içinde herhangi bir mahkeme kararı ulaşmazsa, engelleme otomatik olarak kalkar."

İSTİSNAİ HALLERDE YETKİ TİB BAŞKANI'NDA

Kamuoyunda TİB Başkanı'nın tek yetkili olmasından dolayı eleştirilen maddenin söz konusu kısmı ise "İstisna" başlığı altında veriliyor: "Yine yalnızca özel hayatın gizliliğinin ihlali durumunda, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, mağdurun başvurusu beklenmeden veya mağdurun başvuru yapması mümkün değilse (örneğin mağdur hayatta olmayabilir) TİB Başkanı’nın talimatıyla Erişim Sağlayıcılar Birliği tarafından engellenme yapılabilecektir. Bu karara karşı Sulh Ceza Mahkemesine itiraz yolu açıktır."

DAHA ÖNCE SÜREÇ NASILDI?

Açıklamada "Daha önce süreç nasıldı?" sorusuna ise şu cevap veriliyor: "Yasadan önce özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği durumlarda, Sulh Mahkemesinden çıkacak karar için en az 5 gün bekleniyordu. Karar olumlu olsa bile; mağdurun, mahkeme kararıyla Türkiye’deki yaklaşık 200 servis sağlayıcısının her birine tek tek başvurarak kararı tebliğ etmesi gerekiyordu. Sürecin uzun, uygulamaların sağlıksız olması nedeniyle mahkeme kararlarının %99’u uygulan(a)mıyordu. İşte tam da bu eksiklik nedeniyle, yeni yasa ile birlikte koordinasyon amacıyla Türkiye Erişim Sağlayıcılar Birliği kuruluyor. Bu birlik bünyesinde Kamu Kurumları bulunmayacak. Yargı kararları mahkeme tarafından doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliğine iletilecek ve böylece gecikmelerden kaynaklanan mağduriyetler giderilmiş olacak."

17 ARALIK VE GEZİ İLE İLGİSİ VAR MI?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı özellikle de AK Parti Grup Toplantısı'nda sıkça vurguladığı konuşmalarda, bu yasanın yasadışı dinlemelerin ve görüntülemelerin yayınlanmasının önüne geçmeyi amaçladıklarını dile getirmişti. Ancak açıklamada yasanın, ne Gezi Olayları ne de 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu ile ilgisi olmadığı savunuluyor. Açıklamada "Yasanın hazırlanma süreci, sanılanın aksine, ne Gezi Parkı olayları ne de 17 Aralık süreciyle alakalı. Yasayla ilgili hazırlık çalışmaları iki yılı aşkın bir süredir devam ediyordu. Bu süreçte İnternet Geliştirme Kurulu, sektörden 40’ı aşkın kurum ve kuruluştan görüş alarak, önerileri Nisan 2013’te Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına iletti." deniliyor.

BİLGİLER SERVİS SAĞLAYICILARINDA SAKLANACAK

Açıklamada son olarak vatandaşların trafik bilgileri ile fişlenip fişlenmeyeceği sorularına cevap veriliyor: "Trafik bilgisini, çok basit şekilde detaylı telefon faturalarına benzetebiliriz. Detaylı telefon faturaları, kullanıcının sadece görüştüğü numaraları ve konuştuğu dakika uzunluğunu içerir, konuşmanın içeriğini göstermez. İnternet trafik bilgisi de aynı şekilde kullanıcının yalnızca girdiği adresleri ve giriş tarihini gösterir. İçeriğe dair hiçbir bilgi barındırmaz. Yeni yasayla trafik bilgileri, iki yılı geçmemek kaydıyla herhangi bir devlet kurumu tarafından değil, servis sağlayıcılar tarafından saklanacaktır. Bu bilgiler, yalnızca mahkeme kararıyla herhangi bir soruşturmayla ilgili geriye dönük inceleme yapılması durumunda kullanılacaktır. Bu madde, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyinin düzenlemeleri ve tavsiyeleri göz önüne alınarak hazırlanmıştır. Nitekim AB üyesi ülkelerde trafik bilgilerinin saklanması yine 6 ay ile 2 yıl arasında değişen sürelerde yapılmaktadır. Ayrıca, erişim ve içerik sağlayıcılar için mevcut kanunda bulunan hapis cezası kaldırılarak, sektördeki büyük uluslararası firmaların Türkiye’de faaliyet göstermelerinin önündeki en önemli engel aşılmıştır." CİHAN

Yorumlar