Başbakan'dan havaalanı isteyen Bitlislilere: Çok acelecisiniz
Partisinin seçim çalışmalarına destek amacıyla Bitlis’e gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis’te partililere hitap etti.
Partisinin seçim çalışmalarına destek amacıyla Bitlis’e gelen
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis’te partililere hitap etti.
Başbakan Erdoğan, Bitlis'e yapılan yatırımları anlatırken
vatandaşlar "Havaalanı" şeklinde tezahüratlarda bulundu. Erdoğan,
bu tezahürata, "Çok acelecisiniz" karşılığını verdi.
Bitlis Valiliği arkasında bulunan Gökmeydan'da konuşan Erdoğan,
Bitlis'in tarih boyunca hep ilim şehri olduğuna ve birçok büyük
tarihi şahsiyetler ve alimler için okul olduğuna işaret etti.
Bitlis’te yetişen alimlerden örnekler veren Erdoğan sözlerine şöyle
devam etti: "Hele hele Nurs köyünde doğan, yiğitliğiyle,
vatanseverliğiyle, geride bıraktığı eserleriyle hep minnetle anılan
Bediüzzaman Said-i Nursi'yi bir kez daha buradan rahmetle yad
ediyorum. En başta bir hatırlatmada bulunmak istiyorum, Said-i
Nursi'nin doğduğu köyün, Nurs köyünün ismini, 1960 yılından sonra
biliyorsunuz 'Kepirli' olarak değiştirmişlerdi. Ne zaman? 1960. Biz
İçişleri Bakanlığımıza talimatı verdik, gerekli düzenleme yapıldı.
3 Temmuz 2012'de, Nurs köyünün tarihi ismini iade ettik. Şimdi
sırada Norşin var. Siirt'te Aydınlar, çıkardığımız yasayla, Tillo
ismine kavuştu. Şimdi de çıkaracağımız yeni yasayla Güroymak'ı
tarihi ismine kavuşturacağız, 'Norşin' ismini artık resmi hale
getireceğiz."
"YER İSİMLERİ KONUSU İSTİSMAR EDİLİYOR"
"Burada sizlerin de tüm Türkiye'nin özellikle bilmesini istiyorum,
zira bu konu çok istismar edildi. Kendi ülkesinin tarihini bilmeyen
CHP ve MHP tarafından bu konu çok istismar ediliyor; yer isimleri
Cumhuriyet'in kuruluşuyla değiştirilmedi" diyen Erdoğan, şunları
ekledi: "Yer isimleri ağırlıklı olarak 27 Mayıs 1960 ihtilali, 1980
ihtilalinin ardından değiştirildi. Şimdi biz isimleri iade
ediyoruz, bunu CHP ve MHP başka yerlere çekiyor."
Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin CHP Genel
Başkanını savunduğunu vurgulayarak, "Hani ben CHP Genel Başkanı'na
'Genel Müdür' diyorum ya, diyor ki, 'Genel Müdürlük, yüksek bir
makamdır' diyor. Tamam, niye rahatsız oluyorsun. Yüksek makamsa
demek ki tertip ediyoruz, niye rahatsız oluyorsun. Şimdi de bir
araya geldiler, beraberler genel müdür, partisi aynı şekilde
Bahçeli hepsi bir aradalar." ifadesini kullandı.
Yerel seçimlere 19 gün kaldığını hatırlatan Erdoğan, meydanda
kendisini dinleyenlere "Gece, gündüz demeden çalışmaya var mıyız?
Bizim ablamız sizsiniz, kapı kapı dolaşacağız inşallah." diyerek
çağrıda bulundu.
Başbakan Erdoğan, Bitlis'teki Kuzgunkıran Tüneli'nin temelini
atmaya geldiği gün kar olduğunu anımsatarak, "Diyorlardı ki,
'burası bitmez'. Ben de demiştim ki, 'Biz burayı bitireceğiz'.
Şimdi siz, bize inandınız biz de sizi mahcup etmedik. O, reklamda
şoför kardeşim, Bitlis Kuzgunkıran Tüneli'nin hikayesini anlatıyor,
hikaye bitene kadar tünelden geçip gidiyor. İşte biz buyuz, laf
değil o kadar. Sadece Bitlis'te değil bakınız Cumhuriyet tarihinde
yapılan tünellerin sayısı parmak sayılarını geçmez. 10 senede biz
sadece karayollarında 123 tünel yaptık. Dağları deldik dağları
aynen delmeye de devam ediyoruz. Ayrıca denizin altından geçişleri
saymıyorum." değerlendirmesinde bulundu. Bu adımları atarak
Bitlis'i yerelde iyi bir yere getirdiklerini bildiren Erdoğan,
bundan sonra genelde de bütünleştirerek Bitlis'in ilçelerinin her
birini AK Parti ile taçlandıracaklarını kaydetti.
BİTLİSLİLERİN HAVAALANI HAYALİ BAŞKA BAHARA KALDI
Başbakan Erdoğan, konuşmasında Bitlis'e yapılan yatırımları
anlatırken vatandaşların "Havaalanı" şeklinde tezahüratlarda
bulunmaları üzerine, "Çok acelecisiniz" karşılığını verdi. Erdoğan,
göreve geldikleri dönemde Türkiye'de 26 havaalanı ve havalimanı
bulunduğunu, halihazırda ise 52 havaalanı ve havalimanının
bulunduğunu hatırlatarak, "Kutlu doğum 9 ay 10 günde olur, erken
doğum felaket olur. Onun için sağlıklı doğum." ifadesini
kullandı.
Muş Havaalimanı'yla Bitlis'in kaç dakika olduğunu soran Başbakan
Erdoğan, "En fazla olsa olsa 45 dakika, hatta siz biraz da hızlı
kullanıyorsunuz arabaları, belki de yarım saate düşüyor. Bu ne
demek biliyor musunuz, büyükşehirlerde bile, Ankara, İstanbul'da
bile öyle yerler var ki havalimanına 45 dakikada ancak
ulaşıyorsunuz. Onun için sabırlı olacağız. İnşallah vakti saati
geldiğinde AK Parti iktidarı bu konuda da buraları yalnız
bırakmaz." dedi.
BİTLİS'TE YAPILAN FAALİYETLERİ ANLATTI
Erdoğan, 12 yılda Bitlis'e ulaştırma, haberleşme, sağlık, eğitim,
toplu konut, aile ve sosyal politikalar, orman ve su işleri gibi
alanlarda yaklaşık 5,5 katrilyon lira yatırım yaptıklarını
bildirdi. Eğitimde Bitlis'e bin 538 yeni derslik inşa ettiklerini,
7 bin bilgisayar gönderdiklerini, 478 okula internet bağlantısı
kurduklarını ve 193 bilişim teknolojisi sınıfı kurduklarını ifade
eden Erdoğan, şunları söyledi: "Şimdi sıra Fatih Projesi'nde. 402
sınıfa etkileşimli tahta yerleştirdik, 587 adet tablet bilgisayarı
Bitlisli yavrularımıza gönderdik. Şimdi yoğun bir şekilde yeni
tablet bilgisayarlar gelecek. Bugüne kadar toplam Türkiye genelinde
163 bin tablet bilgisayar dağıttık. Bu ay 675 bin adet daha tablet
bilgisayarı öğrencilerimize dağıtacağız. Türkiye genelinde 18 ay
içerisinde 350 bin etkileşimli tahtayı da sınıflara monte
edeceğiz." Eğitimde kitapların ücretsiz olarak dağıtıldığını ve
fakirlere eğitim desteği verdiklerini dile getiren Erdoğan,
üniversite öğrencilerine de 300 lira burs 200 lira da beslenme
yardımı olmak üzere 500 lira verdiklerini hatırlattı.
Bitlis Eren Üniversitesinde eğitim ve öğretimin kararlılıkla devam
ettiğini ve 6 bine yakın öğrencinin eğitim gördüğünü dile getiren
Erdoğan, "6 bin öğrencinin burada olması ne demek biliyor musunuz?
Buranın ekonomisine olan desteği bunları düşünün, göç noktasında
göçü engellemesi noktasında düşünün, bir de buraya gençliği
çekmesini düşünün. Bitlis'teki yüksek öğrenim gençliğine 26 trilyon
öğrenim kredisi ve burs verdik." diye konuştu. Bitlis ve
ilçelerinde yeni yurtların tamamlandığına işaret eden Erdoğan, bin
öğrenci kapasiteli Bitlis öğrenci yurdunun yapım çalışmalarının da
hızla devam ettiğini söyledi.
Sağlık alanında da Bitlis'te önemli yatırımlar yapıldığını anlatan
Erdoğan, "2002'ye kadar Bitlis'te MR, tomografi yoktu.
Hastanelerimizde şimdi MR var, tomografi var, ultrason, diyaliz
gibi tıbbi cihazlar var. Artık hastalandığınızda başka illere gitme
zorunluluğunuz fevkalade haller dışında yok. Bitlis'te devlet
hastanesine 150 yataklı bir ek bina yaptık, ayrıca yüz yataklı
merkez devlet hastanesi daha kazandırdık. İlçelerde de hastane
yatırımları devam ediyor. 400 yataklı Tatvan Devlet Hastanesi ve
hastanenin 40 daireli lojmanının yapımı sürüyor. Onun için sizden
gayret istiyorum, Tatvan sizden belediye başkanlığını bekliyorum,
tüm ilçelerden bekliyoruz, beldelerden bekliyoruz." şeklinde
konuştu.
Ahlat adalet sarayını tamamladıklarını, Bitlis'te ise inşaatın
devam ettiğini dile getiren Erdoğan, Tatvan adalet sarayının da
projesini bitirmek üzere olduklarını söyledi. Bitlis'e TOKİ
aracılığıyla bugüne kadar 2 bin 644 konut inşa edilerek hak
sahiplerine teslim yapıldığını anlatan Erdoğan, bin 322 konut
inşaatının da devam ettiğini en kısa zamanda bitirerek sahiplerine
teslim edeceklerini bildirdi.
Bitlis, bize her seçimde destek verdi, hiçbir zaman bizi yalnız
bırakmadınız" diyen Erdoğan, Rabia işareti yaparak, şunları
kaydetti: "Şimdi ben bir şey söylüyorum. Bir, Türküyle, Kürdüyle,
Lazıyla, Çerkeziyle, Zazasıyla, Abhazasıyla, Boşnakıyla, Romanıyla
tek millet. Bizi bölmek istiyorlar kardeşlerim, onun için tek
millet diyeceğiz. Birbirimizi Allah için seveceğiz, Yaratan'dan
ötürü seveceğiz, tek millet. İki tek bayrak; bayrağımızın rengi
şehidimizin kanı. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız,
şehidimizin simgesi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Ve biz bayrağımızın
dışında başka bir bayrak tanımıyoruz. Onun için bazen bakıyorsunuz,
bazı partilerin toplantılarına farklı bayraklar getiriliyor,
bunları biliyorsunuz değil mi? Bunlara da gerekli cevabı 30 Mart'ta
vereceğinize inanıyorum. Üç tek vatan; 780 bin kilometrekare bizim
için aynı, batıda ne varsa, doğuda da, güneydoğuda da o olacak.
Kuzeyde ne varsa, güneyde de o olacak."
Kendisinin Belediye Başkanlığından geldiğini ve 4,5 yıl İstanbul'da
Belediye Başkanlığı yaptığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Ondan
sonra 'minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler
asker diye bir şiir okudum. Nerede? Siirt'te. Siirt'in damadıyım ya
orada okudum. Sen mi böyle bir şiir okursun, tuttular bizi belediye
başkanlığından alıp hapse gönderdiler. Bu şiir Milli Eğitim
Bakanlığının tavsiyesiyle kitaplarda olan bir şiir ve Ziya
Gökalp'in şiiri. Buna rağmen bizi aldılar oraya götürdüler, ama çok
hayırlı olmuş. Medrese-i Yusufiye'yi tanıdık." şeklinde
konuştu.
Siirt Belediye başkan adayı Fehmi Alaydın'ı yanına alarak tanıtan
Erdoğan, "İnşaat mühendisi bir kardeşimiz ve inşaat mühendisi
olarak o bilgisini, İstanbul'daki tecrübesini, buradaki 5 yıllık
tecrübesini, inşallah Bitlis'te bu dönemde çok daha farklı bir
noktaya taşıyarak, sizlerle omuz omuza, sizlerle birlikte
kucaklaşarak bu hizmeti sürdürecektir." ifadesini kullandı.
"Oyları diyorum, sandıklarda inşallah bereketlendirelim. Sandıkları
patlatmaya var mıyız? 19 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız?" diye
soran Erdoğan, daha sonra vatandaşlarla birlikte Beraber yürüdük
biz bu yollarda şarkısını söyledi. Erdoğan, "Ülkemiz için
milletimiz için demokrasimiz için hayırlı olsun diyorum. Büyük
medeniyet yolunda insan, demokrasi, şehir diyerek yola devam
ediyoruz." dedi.
SAİD-İ NURSİ'Yİ ANLATTI
Said-i Nursi'nin hayatından bahseden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Said-i Nursi burada, Hizan ilçesinin Nurs köyünde doğdu. Burada ve
başka illerde eğitim aldı. 1. Dünya Savaşı'nda ülkesi için milis
kuvvetlerine katıldı ve bu toprakları savundu. Esir düştü,
Sibirya'da esaretten kurtuldu, ülkesine döndü ve eserler yazdı.
Said-i Nursi'ye çok zulüm ettiler, bahanelerle, iftiralarla mahkum
ettiler. Hapishanelere gönderdiler. Bütün ömrü hapishanelerde,
sürgünde geçti. Eserlerini yasakladılar, ders vermesini
yasakladılar, talebelerine zulüm ettiler. Ama Said-i Nursi hak
bildiği yoldan dönmedi ve eğilmedi, inançlarından, ilkelerinden,
değerlerinden taviz vermedi. Yapılan o kadar zulme rağmen ilimden,
yazmaktan, talebe yetiştirmekten başka yollara gitmedi. Kendi
ülkesinden kaçıp gitmeyi aklından geçirmedi. Sürgünlere rağmen
vatanını, milletini terk etmedi. Burada bir şey göstermek
istiyorum. Bu eser İşaretül Hicaz Kitabı. Said-i Nursi hayattayken
Diyanet İşleri Başkanlığı'na mektup yazmış, Risale-i Nur kitabını
Diyanet İşler Başkanlığından basılmasını istemişti. Maalesef bu
talepleri yerine getirilmedi. Tek parti CHP iktidarı tarafından 27
Mayıs sonrası kimi hükümetler tarafından Risale-i Nur yasaklandı.
Basılması, dağıtılması, okunması engellendi. Biz Said- Nursi'nin o
arzunu yerine getirdik. Diyanet İşleri Başkanlığımız, İşaretül
Hicaz Kitabı'nı çok güzel, özenli bir şekilde bastı, inşallah diğer
bazı kitaplarını da Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle basacağız.
Yasaklanan, toplatılan, yakılan kitaplar artık özgürlüklerine
kavuşuyor. CHP'nin Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklattığı kitaplar
devlet tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Diyanet İşleri
Başkalığı tarafından basılıyor. Faki Teyran'ın divanını da yayıma
hazırlıyoruz, onu da hem Türkçe hem Kürtçe basacağız. Bu BDP bugüne
kadar ne yapmış. Bunların bulundukları belediyelerde halka hizmet
var mı? Burada açık ve net söylüyorum, bunlar çıkıp, 'Biz Kürtlerin
temsilcisiyiz' diyorlar. Siz buna inanıyor musun? Kürtlerin
temsilciyiz diyenler benim Kürt kardeşime ne hizmet verdi. İşte
Tatvan'ın hali ortada. Onlara 5 yılda ne gördünüz. Belediye demek
hizmet demektir, hizmet, eser demektir, eser. Eser üretebildiler
mi, var mı eserleri?" CİHAN
Yorumlar