Baluken: Yasal ve Anayasal adımlar atılsaydı bugün bunlar tartışılmıyor olacaktı

Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, çözüm sürecinin ruhunu canlandıracak, barış için yasal adımlar atılması gerektiğini söyledi. Çözüm için yasal ve Anayasal adımlar atılsaydı bugün bunların (dağa giden...

Google Haberlere Abone ol
Baluken: Yasal ve Anayasal adımlar atılsaydı bugün bunlar tartışılmıyor olacaktı

Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, çözüm sürecinin ruhunu canlandıracak, barış için yasal adımlar atılması gerektiğini söyledi. Çözüm için yasal ve Anayasal adımlar atılsaydı bugün bunların (dağa giden çocuklar) tartışılmıyor olacağını belirten Baluken, "Bu, çok bilinçli kampanya algı yönetimidir. Çözüm sürecinde kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen, hiçbir somut yasayı Meclis gündemine getirmeyen iktidar, kendi sorumluluğunu maskelemeye çalışıyor." dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Baluken, Suriye'nin kuzeyinde IŞİD tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı saldırılarda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 16 sivil Kürt ve Arap'ın katledildiğini, ayrıca Halep'te aynı çetelerce önceki gün gerçekleştirilen saldırıda da çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini ifade etti. Saldırıların hedefinin Rojava'da demokratik devrim ve getirdiği kazanımlar, bölgede yeşermeye başlayan istikrar ve halkların birlikte ortak yaşam kararı olduğuna dikkat çeken Baluken, bu katliamları gerçekleştirenlerin İslam diniyle, İslam dininin özüyle hiçbir alakaları olmadığını vurguladı.

"AİLELERİN KANDİL'E GİTME TALEBİ OLURSA BİR ENGEL ÇIKACAĞINI TAHMİN ETMİYORUM"

Diyarbakır'da çocukları için eylem yapan ailelerin Kandil'e götürüleceği haberlerinin hatırlatılması üzerine Baluken, "Bu konuda herhangi bir bilgim yok. Ailelerin Kandil'e gitme talebi olursa, bir engelin çıkacağını tahmin etmiyorum. Ailelerin haykırışlarını doğru okumak ve yansıtmak gerekiyor. Aileler sadece kendi çocukları için değil, dağdaki tüm gençler, askerler için barış istiyor, ölümlerin ülke gündeminden çıkması, annelerin gözyaşı dökmemesi, acılar çekilmemesi için eylem yapıyor." karşılığını verdi.

Ailelerin bugün eylemlerine ara vereceklerine yönelik haberlerin çıktığını dile getiren Baluken, aileleri gösterdiği duyarlılık ve kamuoyuna aktardığı taleplerin siyaset kurumu tarafından farklı şekilde ele alındığını, bugüne kadar Kürt meselesinde çözüm kaygısı taşımayan taraflarca istismar edildiğini ileri sürdü.

"İKTİDAR SORUMLULUĞUNU MASKELEMEYE ÇALIŞIYOR"

Bundan sonraki süreçte ailelerin kendi duygularını istismar eden siyasi partilerden çözüm ve barış konusunda talepte bulunma durumunda olmasını isteyen Baluken, "Başbakan, MHP ve CHP ailelerin barış duyguları üzerinden günlerdir istismar kampanyası yürütüyor. Ailelerin, onlara kalıcı barışla ilgili ne yaptığını sormalarını da bekliyoruz. Bu, çok bilinçli kampanya algı yönetimidir. Çözüm sürecinde kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen, hiçbir somut yasayı Meclis gündemine getirmeyen iktidar, kendi kendi sorumluluğunu maskelemeye çalışıyor." diye konuştu.

Terör örgütü PKK'nın elindeki çocuk sayısına yönelik bir soruya ise Baluken şu cevabı verdi: "Cenevre Anlaşması'nı imzaladıktan sonra PKK'nın 18 yaşın altındakileri geri çevirdiğini, daha önce PKK'ya katılanların geri dönmesi konusunda iknada sıkıntı yaşananlar olduğunu biliyoruz. Bu çocuklara silah verilmiyor, riskli savaş alanlarında bulundurulmuyor. Sosyal, siyasal ve toplumsal eğitim süreçleri işletiliyor. 18 yaşından küçük olan insanların savaş alanı gibi riskli yerlerde bulunmalarını çok tasvip etmiyoruz. Söylenen bin- iki bin rakamı yok. Bize bahsedilen, onlarca çocuğun olduğudur."

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün'ün açıklamaları konusunda ise Baluken, "Kürt çocuklarıyla ilgili söyleyeceklerini en son dikkate alacağımız kişidir. Kürt çocuklarının geleceğiyle ilgili kaygısı varsa, önce Roboski konusunda vicdani duruş ortaya koysun." değerlendirmesinde bulundu.

"DAĞA GİDEN ÇOCUKLAR, ŞİDDET UYGULAMALARINDA BİREBİR NASİBİNİ ALAN ÇOCUKLAR"

Dağa giden çocukların şiddet uygulamalarında birebir nasibini alan çocuklar olduğunu iddia eden Baluken, hükümetin bilinçli bir şekilde konuya ilişkin algı yönetimi yaptığını belirterek kendi sorumluluklarını yerine getirmediğini vurguladı. "Kendi sorumluluğunu gizleme, maskeleme gibi bir yolu izliyor." diyen Baluken, "Çözüm için yasal ve Anayasal adımlar neden atılmıyor? Bunlar yapılsaydı bugün biz bunları tartışmıyor olacaktık. Psikolojik saldırı kampanyalarıdır. Başarılı olamayacaktır. Bu yapılanlar hükümetin sorumluluğu ve yükümlülüğü ortadan kaldırmayacak." dedi.

Başbakan'ın BDP ve HDP'ye çağrısını yardım isteği olarak algılamadıklarını dile getiren Baluken, tam tersi kendilerinin tehdit edildiklerini düşündüklerini ifade etti. Bu tehditin tehlikeli sonucu olacağını belirten Baluken, "Tehdit değil çözüm dili kullanılmalı. Bizim ve hükümetin yapması gerekenler var. Çözüm dilini kullanmalıyız. En büyük sorumluluk AKP ve Başbakan'a düşüyor. Çözüm sürecinin ruhunu canlandıracak, barış için yasal adımlar atılması gerekiyor." diye konuştu. CİHAN

Yorumlar