Balbay: Twiter yasağı yasayla hava durumunu belirlemeye benziyor

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, sosyal paylaşım sitesi Twiter’in yasaklanmasının Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Balkanlar üzerinden gelen yağışlı havanın Türkiye’ye girişinin yasaklanmasına benzetti.

Google Haberlere Abone ol
Balbay: Twiter yasağı yasayla hava durumunu belirlemeye benziyor

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, sosyal paylaşım sitesi Twiter’in yasaklanmasının Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Balkanlar üzerinden gelen yağışlı havanın Türkiye’ye girişinin yasaklanmasına benzetti.
30 Mart yerel seçimleri öncesinde partisinin belediye başkanı adayı Recep Gürkan’a destek vermek amacıyla Edirne’ye gelen Balbay, partililerle kahvaltıda bir araya geldi.
Basın mensupların masasına gelen Balbay'a bir gazeteci Twitter yasağını sordu. “Değişim rüzgârları esmeye başlayınca akıllı insanlar yel değirmeni yapar, aptal insanlar duvar örer.” sözüyle yasağı anlatmaya çalışan Balbay, Twitter'ı yasaklamanın Balkanlar'dan gelen yağışlı havanın Türkiye’ye girişini yasaklamak için Bakanlar Kurulu Kararnamesini çıkarmaya benzediğini kaydetti.

Balbay, “Bu kadar akıl dışı, bu kadar çağdan uzak bir yaklaşım bence. Yasak, yasayla hava durumunu, gün doğumunu ertelemeye benzer." şeklinde tarif eden Balbay, “Hepimizi sarmış iletişim çağı bu. Bu yüzden insanlığın akışına karşı bu tür yasakçı liderler zaman zaman karşısına geçmiştir ama bunun altında kalmıştır. Ben bu yasakçı mantığın altına kalacak diye düşünüyorum.” dedi.

Başbakan’ın buradan da bir gerilim üretmeye çalıştığını vurgulayan Balbay, “Örneğin Twitter yasaklanmasın diyenler, sokağa çıkacak. Onlar gaz bombası atacak. Ben öyle bir şey arzuluyorum diye bir endişem var. Çünkü Başbakan her şeyden karşılık üretmek üzere bir siyaset belirledi. Twiter yasağı doğa kanunlarına karşı gelmek gibi bir akıl dışı bir tutum.” şeklinde konuştu.

DÜNYAYI ARKASINA ALARAK İKTİDARA GELDİ, KARŞISINA ALARAK İKTİDARDAN GİDİYOR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün dünyayı arkasına alarak iktidara geldiğini hatırlatan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, “Şimdi bütün dünyayı karşısına alarak gidiyor. Geldiğinde hatırlayın ilk yıllarında dünya lideriyiz, diyorlardı. Hatta sosyalist enternasyonalden CHP’yi çıkarın biz girelim diyorlardı. Hür Demokratlar’a bunlar girecekti. Ne buldularsa, girmeye çalıştılar dünyada. Ama şimdi, her şeye karşılar.” diye konuştu.

Başbakan’ın güç zehirlemesi yaşadığını açıklayan Balbay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Venezuela bile, 'ne demek insanların iletişim hakkıdır' dedi. Burada ben Başbakan’ın artık kamuoyunun güç zehirlemesi dediği ama benim başından beri bizlerin, belki de suçumuz buydu. Ben keşke gerçekten demokrasiyi özümsemiş bir lider olabilseydi Erdoğan. Bu iktidarın ilk yıllarında ben Ankara temsilcisi olarak büyükelçilerle konuştuğumda bana Sayın Balbay, nasıl Avrupa’da Hıristiyan Demokratlar varsa Türkiye’de Müslüman Demokratlar olabilir, demiştim. Ben de buna yürekten katılıyorum çok güzel oluyor ama bu anlayışın demokrasiyi özümsemesi çok zor demiştim. Şu anda onu yaşıyorum. Erdoğan ve beraberinde bakanlar kurulu, örneğin Ahmet Davutoğlu’nun 'Stratejik Derinlik' kitabında 30-40 sayfa Avrupa Birliği 30-40 sayfa Orta Asya, ama 150 sayfa Ortadoğu var. Yani mantık ve bakış o. Oradaki liderliğin ve geleneğin devamında yana bir mantık var. Başbakan’da ikinci gerilim yaratma stratejisine, üçüncü ciddi bir şuur sorununa bağlıyorum.”

Başbakan’ın Kılıçdaroğlu’na “Mustafa Balbay’ı, Silivri’den çıkan milletvekillerini de alsın ‘Hoca’nın izindeyiz, hocanın askerleriyiz’ desin” sözünü eleştiren Balbal, Başbakan’ın hem sıcak gelişmeleri hem Türkiye’nin içinde bulunduğu durumunu şuurlu bir şekilde değerlendirmekten uzak olduğunu kaydetti.

“Değişim rüzgarları esmeye başlayınca akıllı insanlar yel değirmeni yapar, aptal insanlar duvar örer.” sözünü tekrarlayan Balbay, “Yani bu rüzgarı yasaklamaya kalkar. Asıl kendini sorgulaması gereken ve neredeyim, nasıl bir Türkiye’deyim diye sorgulaması gereken Başbakandır. Bu iklimde seçime girişle birlikte devamında ben Başbakan’ın yine Türkiye’de gerçekten iç barışa hizmet etmeyecek bir siyaset anlayışı içerisinde olduğunu görüyorum. Ve her gün yaptığı değerlendirmelerle sokaktaki sıradan bir vatandaşın bile Başbakan’dan bu ülke için daha duyarlı davrandığını görüyorum. Bunun somut örneğini geçen hafta Hatay ziyaretinde gördüm. Orada gezi olaylarında yaşamını yitiren üç gencin ailesini ziyaret ettim. Ahmet Atakan, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz’ın ailelerini ziyaret ettim. O aileler bu ülkenin iç barışı için Başbakan’dan 100 kat daha duyarlılar. Bir daha bu olaylar yaşanmasın diliyorlar. Ama Başbakan Maalesef önümüzdeki seçimler demekten önümüzdeki nesilleri unuttuğu gibi ülkenin gerçeklerini de unuttu.” şeklinde konuşmasını tamamladı.
CİHAN

Yorumlar