Bakan Yılmaz: Genel müdürü değil, bankayı savunuyoruz
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, yolsuzluk soruşturmasında genel müdürü değil bankayı savunduklarını söyledi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, yolsuzluk soruşturmasında
genel müdürü değil bankayı savunduklarını söyledi. Yılmaz,
"Operasyonların odak noktasında omurgası belli Halk Bankası var.
Hedefte Türkiye ekonomisi var. Dosya kapsamlı bir suç takibi
havasına sokulmak için özel olarak dizayn edilmiş." dedi.
Milli Savunma Bakanı Yılmaz, programı nedeniyle geldiği Sivas'ta
partisinin Aralık ayı İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı.
Bakan Yılmaz burada yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'ın
yolsuzluk soruşturmasında olup biteni tanımlarken istiklal
mücadelesi dediğini hatırlattı. Yılmaz, şöyle devam etti: "Kanal
İstanbul, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 3. havalimanı, hızlı tren,
Marmaray, bölünmüş yollar ekonomik bağımsızlığın olmazsa olmazı.
Bunu önlemek için haramiler kervana saldırdı. Türkiye ekonomisine
darbe vurdu, ekonomik bağımsızlığı elde etmek için her alanda
kendine yeten bir Türkiye yürüyüşünü başlatan ülkenin yolunu kesmek
için Türkiye'yi hala müstemleke gibi görmek isteyenler el ele
Türkiye kervanının önünde. Olup biten budur, diğerlerinin hepsi
teferruattır. Savaşlarda bile ilk önce ekonomiye zarar verilir.
Türkiye'de son 7 ayda yapılmak istenen de budur. Biz bu oyunu boşa
çıkarabiliriz ve etkisiz kılabiliriz. Bunu yapabilmek için de
birlik ve beraberliğimizi güçlendirmemiz lazım."
"YOLSUZLUK TOPLUMA KARŞI AĞIR BİR SUÇTUR"
Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne inanan birinin elbette yolsuzluğa
karşı çıkacağını anlatan Yılmaz, "Yolsuzluk topluma karşı ağır bir
suçtur ve şüphelinin de adil ve etkili bir şekilde yargılanması
gerekir. Bizler için başka bir seçenek de yoktur. Ancak böyle
değil. Birbiriyle bağlantılı olmayan 3 ayrı olay, parça tesiri
büyük olsun diye bir araya getirildi, seçim öncesi zamanlama
ayarıyla patlatıldı. Bu da yolsuzluk dosyası olma boyutunu
geçtiğini gösterdi. Burada silah Türkiye'ye yöneltildi. Ancak önüne
bir susturucu takıldı. Milletin yolsuzluk karşısındaki hassasiyeti
bilindiğinden dikkatler susturucuya çevrildi. Resmin tamamını
görmek için hem silaha hem onu kimin tuttuğuna hem de silahın
nereye çevrildiğine bakmak lazım." dedi.
"Operasyonların odak noktasında Halk Bankası var. Hedefte Türkiye
ekonomisi var. Dosya kapsamlı bir suç takibi havasına sokulmak için
özel olarak dizayn edilmiş." diyen Bakan İsmet Yılmaz, şunları
söyledi: "2002'de zarar eden Halk Bankası, 2012 rakamlarına göre,
2.6 milyon liran et kar etmiştir. Operasyon sonrası değeri ise 4.5
milyar lira eridi. Yapılan baskın sonrası borsa düşüşte, dolar 2
liranın üzerinde, faiz çift haneye doğru ilerliyor. Gezi'den önce
faiz 4.58 civarındaydı. Şimdi 9'u geçti. Bu ülkenin milli
servetinin dışarı aktarılması demektir. Halk Bankası ülkeye zarar
vermeden de soruşturulabilirdi. İfade edilen yolsuzluk iddiası 100
milyon dolar. Parça tesirli olarak hazırlanan yolsuzluk dosyasının
Türkiye'ye 11 günde verdiği zarar 105 milyar dolar. Halk
Bankası'nın infazı şimdiden sonuçlarını vermeye başladı. Irak
petrol ihracatında daha önce Halk Bankası'nı düşünürken şimdi bir
Amerikan bankasını tercih etti. Bunun Türkiye'ye yıllık maliyeti de
11.5 milyon dolar. Bu zarar bu ülkenin ve hepimizin."
"GENEL MÜDÜRÜ DEĞİL BANKAYI SAVUNUYORUZ"
"Biraz özen gösterilse ve ülkeye karşı biraz sorumluluk hissedilse,
yolsuzluk yapıldığı iddia edilenlere karşı operasyon yapılır, o
zaman ülke de millette zarara uğramazdı." ifadesini kullanan Milli
Savunma Bakanı Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Siyasal
sorumluluğu gözardı eden ve ait olduğu milletin uluslararası
egemenliğine zarar veren bir yargı uygulaması, artık o egemenliğin
bir parçası olmaktan çıkar ve bileyerek veya bilmeyerek başka
güçlerin egemenliğinin parçası haline gelir. Biz burada banka genel
müdürünü savunmuyoruz. Milli banka olan Halk Bankası'nı
savunuyoruz. Genel Müdür hakkında suç, ihmal, yolsuzluk ve
usulsüzlük varsa hem idare olarak hem adliye olarak soruşturulması
gerekir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Adamın
cezalandırılması için bankanın hedefe konulmasına, ülkenin zarara
uğratılmasına gerek yoktu. Bizim dediğimiz bu. Recai Kutan 'Eskiden
Sayın Erbakan'a ne yapılmışsa şimdi de Erdoğan'a o yapılmak
isteniyor' diyor. Olay bu. Gün milletin hukukunu koruma günü.
Miletin kendini yönetme yetkisini verdiği seçilmiş iktidarın
yanında olma günü. Bu uluslararası komplo sürecine içeriden de
bilerek veya bilmeyerek destek verenler var. Biz onlara ediyoruz.
Allah onların kalplerine sekinet versin. İncindik ama
incitmeyeceğiz."
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti. CİHAN
Yorumlar