Bakan Yıldız’dan dinlenme iddiaları ile ilgili açıklama

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bugün bazı gazeteler tarafından gündeme getirilen “Selam Örgütü” kapsamında dinlendiğine ilişkin iddialar hakkında konuştu. Yıldız, “Böyle abuk sabuk işlerle uğraşacak vaktimiz yok. Yapacak işlerimiz var, ama Türkiye’nin enerjisini başka yöne çekmeye çalışanlar, başka noktalarda tüketmeye çalışanlara da müsaade etmeyeceğiz.” dedi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun yeni başkan ve üyelerini ağırlayan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin, “ Selam Örgütü, kapsamında 7 bin kişi dinlendi. Bunun içinde sizin adınızda geçiyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Bakan Yıldız, şöyle cevap verdi:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin enerji, strateji ve politikalarını, hükümetin himayesinde yürüten bir bakanlığız. Şeffaflığın gücünü kullanmaya çalışan bir bakanlığız. İki buçuk yıldan beri resmi olarak, ama aynı zaman beş yıldan beri gayri resmi olarak dinlendiğimi tahmin eden biriyim. Arkadaşlarımla, başlarken şöyle bir karar aldık: Biz şeffaflığın gücünü kullanacağız. Bize istedikleri bilgiyi sorsalardı, söylerdik. İsmini yeni duyduğumuz bir örgütten bahsediyoruz. Basın toplantısından sonra bilgi almaya çalışacağım. Bu Selam Örgütü'ndeki arkadaşlarımız kimler? Ne yapmışız, onlara bakacağız. Bu kadar gayri ciddi bir şey olmaz.

'BÖYLE BİR ŞEY KABUL EDİLEMEZ'

Biz, komşularımızla sürekli teması olan sektörde bulunuyoruz. Biz, hiçbir ülkeye kayıtsız kalamayız. Eğer maksat buysa, bizim hangi ilişkilerimizi nasıl geliştirdiğimizi öğrenmekse, yanlış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve hükümetine yapılmış bir hakaret olarak görürüm. O zaman şöyle bir sonuç ortaya çıkar: Arkadaşlar devletin esas sahibi. Paralel yapıda kalan biziz. Dinleyen bu arkadaşlar. Böyle bir şey kabul edilemez. Soruluyor: Sayın Başbakan neden bu kadar sert diye? Peki buna kayıtsız mı kalacak, bu oluşuma? Değerli arkadaşlar biz buna müsaade edemeyiz.

'BU YALNIZCA İKTİDARIN PROBLEMİ DEĞİL'

Biz, bir konferansta, Türkiye İşçi Partisi’nin gençlik kolları başkanına, kürsüde söz verecek kadar, hamdolsun özgüven içinde bulunuyoruz. AK Parti, böyle. 11 yılı yakın bir süre içinde, bu kadar yatırım yapan ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nı üç katına çıkartan, bu kadar yatırımcı bakanlıklardan biri olarak söylüyorum. Bu kabul edilemez. İçinde, akademisyen, CHP, muhalefetin diğer partileri ve gazeteciler var. Değerli arkadaşlar bu AK Parti’nin sorunu olmaktan çıkmıştır. Bu, yalnızca iktidarın problemi değildir. Bu beka ile alakalı bir konudur. Türkiye’deki siyasi iktidarın korunmasına borçlu olanlar, hele hele AK Parti ve hükümetleri değildir. CHP, muhalefetin diğer partileridir, sivil toplum örgütleridir, basın mensuplarıdır. Gördünüz şimdi değil mi? 7 bin kişinin içinde herhangi bir fikir ayrımı olmaksızın, o gerekçe ile dinleniyor. 'Selam Örgütü’ne üye olma gerekçesi ile dinleniyorsunuz. Buna kargalar da güler.

'BEN PARALEL YAPININ İÇİNDE BİRİ DEĞİLİM'

Kim ne öğrenmek istiyorsa, kamuoyu ve basınla paylaşan bir yapı içerisindeyiz. Biz kendi paramızı yönetmiyoruz. Kamuoyunun parasını yönetiyoruz. Şeffaflığın gücünü, her zaman kullanacağız. Bu kadar şeffaf olmaya çalışan bir yapıya bu kadar gizli ve gizemli bir yaklaşımı ben iyi niyetli bulmam. Ülkem adına da millet adına da iyi niyetli bulmam. Açıkça şunu söylemem lazım: Ben paralel yapının içindeki biri değilim. Vatandaşımıza, sanayicimize ve 35 milyon aboneye, elektrikte doğalgaz sektörüne hizmet eden legal bir kuruluşuz. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, legal bir hükümettir. Kimse onu Paralel Yapı’nın odağına koyma gayretinde bulamaz. Devletin, siyasetin gerçek sahibini vatandaşımız belirliyor. Sen, ben belirlemiyoruz. O yüzden böyle abuk sabuk işlerle uğraşacak vaktimiz yok. Yapacak işlerimiz var, ama Türkiye’nin enerjisini başka yöne çekmeye çalışanlar, başka noktalarda tüketmeye çalışanlara da müsaade etmeyeceğiz.”





CİHAN