Bakan Yıldız: Siyaset de yargı da istismar edilmemeli

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Biz, yargı ve hukukun doğru kullanılmasını istiyoruz.

Google Haberlere Abone ol
Bakan Yıldız: Siyaset de yargı da istismar edilmemeli

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Biz, yargı ve hukukun doğru kullanılmasını istiyoruz. Bir istismar amacı olarak kullanılmasını istemiyoruz. Aynen siyasette olduğu gibi. Siyasette de istismar amacı olarak kullanılmamalı, yargı da kullanılmamalı." dedi. AK Parti'nin üç dönem milletvekilliği seçilmesi ile alakalı kuralı hakkında da konuşan bulunan Yıldız, “Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere, bundan sonraki sürecin içinde olacaklarını söylemem lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Elektrik Dağıtım Hizmetleri (ELDER) Yönetim Kurulu üyeleriyle KCETAŞ'ta gerçekleştirilen toplantı öncesi gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, 'Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'yle Merkezi Yönetim Kuzey Irak petrolünün dünya piyasalarına taşınmasıyla ilgili mutabakata vardıklarını ilan ettiler. Bu gelişmeye ilişkin neler söylemek istersiniz?' sorusuna Yıldız, "Üçlü mekanizma ile başlamıştı. Iraklı kardeşlerimiz 'biz geri kalan kısmını kendi aramızda çözeriz' diye söylediler ve Irak'ın tamamının normalleşmesiyle alakalı ve elde edilen her petrol, doğalgaz gelirinin Irak'a ait olduğu bir ortam yakalanıyor. Türkiye burada olumlu katkılarını koymaya devam edecek ve Merkezi Irak Hükümeti'nin hassasiyetlerine bu anlaştıkları çerçevede katkı koymaya Türkiye devam edecek." cevabını verdi.

"ANKARA İLE BAĞDAT DAHA FAZLA YAKINLAŞACAK"

Petrol gelirlerinin oluşacağı bir yapının Iraklılar arasında kurulduğunu kaydeden Yıldız, test çalışmalarının bittiğini söyledi. Bununla alakalı Merkezi Irak Hükümeti'nden kendilerinin tayin edeceği bir kişi ile miktarların tespitinin yapılacağını bildiren Yıldız, "2014 petrolün alışık olmadığı bir biçimde barışın gerekçesi olarak kullanılması sağlanmış olacaktır. Türkiye ile Ankara ile Bağdat her zamankinden daha fazla yakınlaşacaktır." dedi.

"HALKBANK KURUMSAL AÇIDAN ETKİLENMEYECEK"

Yıldız, konuşmasında yolsuzluk operasyonunda adı geçen Halk Bankası hesaplarıyla ilgili uzun zamandır yapılan tartışmaların olduğuna dikkati çekti. Halk Bankası’nın içinden geçtiği durumun süreci etkilemeyeceğinin altını çizen Yıldız, "Halk Bankası’nın kurumsal olarak etkilendiği bir süreç değil. Her ne kadar finansman yapısı açısından etkilenmiş olsa da kurumsal yapı itibarıyla etkilenmeden yine normal bankacılık faaliyetiyle beraber kamu bankasında toplanacak olan mevduatı Iraklı kardeşlerimize tasarrufunda hep beraber bulunacağız. O yüzden yol haritamızda herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır." diye konuştu.

"TÜRKİYE BİRÇOK BADİREDEN GEÇTİ"

TANAP'taki hisse artışının sorulması üzerine de Yıldız, şu cevabı verdi: "Türkiye'nin enerji politikalarında Irak açılımından sonra, bununla yetinmeyip Hazar petrolüyle ilgili yeni açılımları hedefliyoruz. Bunlardan en önemli ayaklarından bir tanesi TANAP'taki hisselerimizi yüzde 30'a çıkartıyoruz."

Yıldız, tüketici olma hasebiyle taşıma ücretinin ödeneceğini ve bu ücretten kar elde edileceğini anlattı. Yaklaşık 2 milyon tonluk çelik borunun kullanılacağını ve istihdamın 5 bin kişi olacağına işaret eden Yıldız, "Bu boru hattı 19 ilden geçecek. 19 ilde istihdamın hareketlendirilmesiyle ilgili işlemler yapılacak. Bu konuda bütün tarafların müsterih olması gerekiyor. Türkiye birçok badirelerden geçti." ifadelerini kullandı.

"SİYASİ BİR AMELİYATA ÇEVRİLMESİNİ DOĞRU BULMAYIZ"

Yıldız, İstanbul'da yürütülen yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ilişkin değerlendirmede bulundu ve şöyle konuştu: "Biz doğru yaptığımız kadar güçlenen, güçlendiğimiz kadar da doğru yapma kapasitesine ulaşan bir iktidarız. Birçok konuda doğru yapan bir yapının bu konuda yanlış yapmayacağına olan inancım tamdır. Tabii ki sıkıntısı vardır, ama herhangi bir usulsüzlüğün makul görülme imkanı yoktur. Böyle bir durum yoktur. Bu işin bütün patenti AK Parti hükümetindedir. Biz, yolsuzlukla yoksullukla alakalı her konuda şimdiye kadar mücadelemizi verdik, bundan sonra da vereceğiz. Herhangi bir hatanın yapılmış olması, siyasi mühendisliği hiçbir zaman için makul hale getirmez. Her ne kadar siyasi mühendisliklerin de yolsuzluk ve usulsüzlükleri makul hale getirmeyeceği gibi. Bizi bu konuda savunma ihtiyacı hissettirmenin boşuna bir gayret olduğunu söylemek isterim. Bizim yetişme tarzımız, kültürümüz, geleneklerimiz bizim nasıl davranacağımızın en açık göstergelerinden bir tanesidir. Bu işin yargı ve hukuk olmaktan çıkartılıp siyasi bir ameliyat girişimine çevrilmesini hiç ama hiç doğru bulmayız. Kimse siyasi sonuç almak için de kurumların istismarına girmesin. Siyaset tek noktada değerlendirilir, o da sandıkta değerlendirilir. Bütün bu yaptığımız eylemlerin her birisinin sandıkta değerlendirilmesiyle olur. O yüzden biz milletimizin bize verdiği her görevi doğru bir şekilde yapmak zorundayız."

"ÜÇ DÖNEM KURALINA SAHİP ÇIKILMASI GEREK"

Bir gazetecinin, AK Parti'deki milletvekili seçilmek için getirilen '3 dönem kuralına' ilişkin sorusuna da Yıldız, şöyle karşılık verdi: "Genel manada 3 dönem kuralının sahip çıkılması gereken bir kural olduğu kanaatindeyim. Bizden sonra gelen arkadaşlarımızın bizden daha iyi yetişen, olayları daha iyi algılayabilecek kabiliyette olmalarından kaynaklanıyor. Onların önünü açmamız lazım. Bu makamların geçici olduğunu biliyor olmamız lazım. Kendimize ve istikrarımıza olan güvenin buradan geçtiğini bir kez daha vurgulamamız lazım. Güvenin, istikrarın, sürdürülebilirliğinin göstergesi olan bir kısım arkadaşlar var. Başta sayın Başbakanımız olmak üzere. O kişilerin de bundan sonraki sürecin içinde olacaklarını söylemem lazım."

"KİMSE ÜMİTLERLE OYNAMASIN"

Doğalgaz ithalatı ve enerji kaynakları ile elektriğe zam olup olmadığının sorulması üzerine de Bakan Yıldız, doğalgazın ithalatından şikâyet edenlerin, aynı zamanda HES, rüzgâr ve güneşten de şikâyet ettiklerini gördüklerini dile getirdi.

Türkiye'nin kalkınmasına bir başkaldırı olduğunu iddia eden Bakan Yıldız, "Biz yerli kaynaklarımızı, yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla elektrik üretimi sağlamayı düşünüyoruz. Şu anda doğalgaz ithalatından şikâyet etmenin anlamı yok. Eğer bunlara destek vermiyorsa, biz doğalgazdaki fiyat artışı ve dövizdeki değer eşitliği artışının her birini yerli kaynaklardan dengelediğimiz için şu anda fiyat karşılığını yaptık. Kimse bundan farklı bir anlam çıkarmasın. Serbest piyasada, doğalgaz her ayın sonunda, elektrikte her üç ayın sonunda fiyatları değerlendiriyoruz. O yüzden ocak ayının sonuna kadar fiyatlarda doğalgazda bir değişikliği olmadığını ve ocak, şubat ve mart ayının sonuna kadar elektrikte bu değişikliğin olmadığını söyledim. Bu mekanizmadan dolayı. Ben her açıkladığımda 'Bakandan zam sinyali' diyor. Eylül'de zam olmadı. Eylül çıkıyoruz, ekimde zam sinyali deniliyor. Arkadaşların ümitleri ile kimse oynamasın. Biz vatandaşın lehine karar alan bir iktidarız. O yüzden farklı bir anlam çıkarmasınlar."

"FİYATLAR HES'TEN ELDE EDİLEN ELEKTRİKLE DENGELENİYOR"

'Fiyat mekanizması nasıl gerçekleşiyor?' sorusuna Bakan Yıldız, şöyle karşılık verdi: "Hepimiz fiyat mekanizmasının nasıl gerçekleştiğini biliyoruz. Şu anda piyasada ikili anlaşmalarla serbest üreticiden serbest tüketiciye satılan elektrikte olduğu gibi, aynı zamanda TETAŞ ve EÜAŞ'ın santrallerden elde ettiğimiz, bu piyasaya sunularak yaptığımız işlemlerde var. Biz HES'lerdeki maliyet düşüklüğünü, doğalgazdaki maliyet fazlalığı ile dengelemeye çalışıyoruz. PMUM'da bir fiyat oluşuyor. Mesela yarın itibarı ile 18,40 kuruştan satılacak bunun fiyatı belli. O yüzden alıcılar taleplerini bildiriyorlar. Satıcılar arzlarını bildiriyorlar. Bulundukları noktada fiyat oluşuyor. O Türkiye'de çoğu az zararlı, azı da çok zararlıdır. Doğalgazın tam kıvamında ithal edilmesi lazım. Zaman zaman doğalgazın 15-20'lerde bulunduğu yerde doğalgazın çok sığdan geldiğini görüyoruz. Bütün bunlar fiyatları olumsuz etkiliyor. Fiyatların da sanayicimiz lehine kullanılması gerekiyor."

"ADALETİ SAĞLAMAMIZ LAZIM"

Kaçak kullananlara affın gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine de Bakan Yıldız, “Adaleti sağlamamız gerekiyor. Hiçbir vatandaşa kaçak kullanma hakkı verilmemiş. İster İstanbul'da olsun, ister Edirne'de, ister Kars’ta, isterse Şırnak'ta olsun elektrik kullanan vatandaşlarımız faturalarını ödemek zorundadırlar. Dağıtım şirketleri vatandaşlarımıza kolaylık gösterecekler, ama ödeme alışkanlıkları olmayanlara da müsamaha göstermeyecekler. Eğer biz fiyat değişikliği yapıp da bunu büyük puntolarla görüp de, zam yapmadığımız da en altta yazıyorsa, o yüzden bunu çok iyi görmemiz lazım. Bunun zaman zaman aleyhimize kullanıldığını görüyoruz. Kaçak kullanan vatandaşlarımızın hassasiyet göstermelerini, özen göstermesini istirham ediyorum. Bunun seçim dönemi, seçim olmayan dönemi olmaz. Her birimiz devlete karşılık olan sorumluluğumuzu, yerimize getirmemiz lazım. Kaçak kullananların vazgeçmeleri gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"KAYBEDEN TÜRKİYE OLMAMALI"

Bir gazetecinin, 'Yargı bağımsızlığının ihlal edildiği ile ilgili iddialar var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?' sorusu üzerine Yıldız, şunları söyledi: "Yolsuzlukla alakalı kimsenin endişesi olmasın. Biraz önce bahsettim. Hangi şahıs olursa olsun. Yolsuzlukla alakalı kimsenin endişesi olmasın. Bunları biz telkin edenlerin, bunun bizim tarafımızdan 11 söylendiğini unutmaması lazım. Bize yolsuzlukla alakalı hatırlatmanın zahir olduğunu söylemem lazım. Bu konudaki hassasiyetlerimizin en üst düzeyde. Herhangi bir yolsuzluğun Türkiye'nin istikrarını hedef almaması gerekiyor. Bununla alakalı siyasi bir müdahale ve siyasi bir darbeyi makul hale getirmeyeceğini söylemek istiyorum. Dikkat edin, bizler askeri darbeler gölgesinde ve parti kapatmalar gölgesinde bu istikrarı yakaladık. Eğer, biz iş adamımızın mal varlığı 3 -4 katına çıkmışsa ve enerji sektöründen bahsederek söylüyorum, asgari ücretlinin elektrik ve doğalgaz alımını 3 -4 katına çıkarmışsa burada her birbirimiz bu siyasi istikrardan faydalanıyoruz. AK Parti'nin istikrarı yalnızca parti istikrarı olmayıp aynı zamanda ülke istikrarı olduğunu söylemem lazım. Vatandaşımız her türlü parti tercihini özgür bir şekilde yapacaktır. Vatandaşın yüzde 50'si oyunu AK Parti'ye verdi derken aynı anlama gelen diğer vatandaşımızın yüzde 50'sinin oy vermediği anlamında söylüyoruz. Amacımız onların da oyuna talip olmak. Bunu doğru yaparak gösterirsiniz. Yanlış yaparak gösteremezsiniz. Kimse kimseye hatırı için oy vermez. Türkiye'nin istikrarına koyduğu katkı için bunu tercih edebilir. O yüzden, biz bu büyük resmi kaçırmadan, hangi amaçla olduğunu gözden kaçırmadan, bunun sonuçlanmasını istiyoruz. Biz, yargı ve hukukun doğru kullanılmasını istiyoruz. Bir istismar aracı olarak kullanılmasını istemiyoruz. Aynen siyasette olduğu gibi. Siyasette de istismar amacı olarak kullanılmamalı, yargı da kullanılmamalı. Ben büyük resimde Türkiye'nin istikrarının kimlerin tarafından sevileceğini, kimler tarafından üzüldüğünü gördüğümüz çok iyi bir ortama girdik. Bu ortamda Türkiye'nin istikrarı adına normalleşmeyi sağlıyor olmamız lazım. Halka açık şirketlerin 20 milyar dolar kaybettiğini gördük. Kaybeden Türkiye olmamalı. Kaybeden istikrar olmamalı. Kazanan vatandaş olmamalı. O yüzden bu istismarı ortadan kaldırdığımızda, Türkiye'nin normalleşeceğini söylemem lazım. Bu konuda duruşumuzun net olduğunu söylemem lazım." CİHAN

Yorumlar