Bakan Bozdağ: Başbakanımız'ın değerlendirmeleri siyasal değerlendirmelerdir
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, pek çok kişinin devlet içerisinde devletleşmek isteyen bir örgütsel yapıdan bahsettiğini belirterek "Ama böyle bir suç örgütü var mıdır, yok mudur, bunun nitelemesini benim yapmam mümkün değil.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, pek çok kişinin devlet içerisinde
devletleşmek isteyen bir örgütsel yapıdan bahsettiğini belirterek
"Ama böyle bir suç örgütü var mıdır, yok mudur, bunun nitelemesini
benim yapmam mümkün değil. Siyasal bir değerlendirme yapılabilir,
ama buna dair nitelendirmeyi soruşturma evresinde cumhuriyet
savcıları, kovuşturma evresinde de mahkemeler yapacak ve bizim
yetkimiz olmayan bir alanda, suça dair kesin hüküm içeren böyle bir
değerlendirme yapmamız doğru olmaz. Başbakanımızın
değerlendirmeleri siyasal değerlendirmelerdir." dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, yoklama
yapılmaksızın müşahade ile saat 14.00'te açıldı. Birleşimi TBMM
Başkanvekili Sadık Yakut yönetiyor. Genel Kurulda, Özel Yetkili
Mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasını da öngören Terörle Mücadele
Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşülmeye başladı. 21 maddelik
teklifte, 9 kanunda değişiklik öngörülüyor.
Meclis Genel Kurulu'nda milletvekillerinin sorularını cevaplayan
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katalogda yer almayan pek çok suçtan
dolayı da vatandaşların dinlenmesine yol açabilecek bir araç
dinleme maddesi olarak kullanma ihtimalinin uzmanlar tarafından
dile getirildiğini ifade etti. Bozdağ, "Esasında, örgütten dinleme
yapılıp takipsizlik verilen veya başka suça girerek iddianame
düzenlenen, mahkemesinde yargılama sonucunda ilk derece
mahkemesinin örgütten değil, başka nedenden ceza vererek karara
bağladığı, temyiz aşamasında da hakeza bozduğu dosyaları yan yana
koyduğumuzda esasında bu maddenin uygulamada dinlemenin kapsamını
genişleten bir unsur olarak kullanıldığı değerlendirmesini yapmak
mümkündür. Bu, bir defa devreden çıkarılarak dinleme kapsamının
kanunun öngördüğü suçlar dışına çıkarılması önlenmektedir.
İkincisi, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçların zaten
büyük bir kısmı dinleme kapsamındadır, onlar dinleniyor, ayrıca
örgütten dinleme yapmanın da bir manası bulunmamaktadır. Bir de pek
çok suç -dediğim gibi- bunun kapsamına sokulduğu için sonsuz bir
dinleme şeyi de vardı. İlanihaye hiç dinlememesi gereken suçlarla
ilgili örgütle bağlantılı diye dinleme yapılması gibi arzu
edilmedik uygulamalardan herkes şikâyet etmektedir. Bu, bununla
tamamen ilgilidir, devam eden soruşturmalarla bunun uzaktan
yakından herhangi bir ilgisi yoktur." diye konuştu.
"Bakanların çocukları yargılanınca mı kaldırılması lazımdır?"
şeklindeki bir soruya Bozdağ, "Siyasal bir değerlendirmedir bu bana
göre, hukuksal bir değerlendirme değil. Esasında, bakarsanız, Ceza
Muhakemesi Kanunu 250'ye göre kurulu özel yetkili mahkemelerin
kaldırılması da 2012 yılında yapılmıştı; o zaman başka
değerlendirmeler yapıldı. Eminim, bu olaylar olmasa, başka bir
zamanda bu kaldırma yapılsaydı, o zaman da başka birtakım siyasal
değerlendirmeler yapılacaktı. Bunun önüne geçme imkânımız yok.
Burada doğru olan şey, bu kaldırma doğru mudur, yanlış mıdır?
Hepimiz ittifak hâlinde diyoruz ki: 'Bu mahkemelerin kaldırılması,
özel savcı, özel hâkim, özel soruşturma, özel kovuşturmaya son
verilmesi doğrudur.' Biz bu doğru olanı yapıyoruz. Ayrıca,
bilmenizi isterim ki devam eden soruşturma ve kovuşturmalarla bunun
hiçbir alakası yoktur çünkü bu soruşturmaların hangi mahkemelerde
görüleceği, davaya dönüştüğü zaman, henüz belli değildir. Eğer
soruşturmalar TMK 10 kapsamındaki mahkemelerde davaya dönüşürse,
ha, o zaman diyebiliriz ki: 'Bak, burada yargılanıyorlardı da bunu
onun için yapıyorlar.' ama şu anda soruşturma devam ediyor, hangi
mahkemeye gideceği de belli olmayan bir aşamada böyle bir
değerlendirmeyi yapmanın yanlış olduğunu ifade etmek isterim."
karşılığını verdi.
Türkiye'de, devlet içinde görev yapan insanlarla ilgili bir soruya
da Bozdağ, "Farklı düşüncelere, inançlara, fikirlere sahip olması
normaldir. Bizim, bu, bir zenginliğimizdir. Bütün kamu görevlileri,
görevlerini yaparken Anayasa'ya, kanuna ve yürürlükteki mevzuata
uygun olarak görevlerini yapmalı, hiyerarşik amirlerinden
talimatları almalı, ona göre hareket etmelidir. Eğer, kamuda görev
yapanlar Anayasa ve yasalara uygun görev yapma yerine, başka
saiklerle hareket etmeye başlarsa, hiyerarşik amirleri yerine
başkalarından talimat alarak iş ve işlemler tesis etmeye başlarsa,
bu, hukukun dışına çıkmaktır. Bugün iktidarda AK Parti, siz
olabilirsiniz, başkaları olabilir… Hiçbir meşru iktidar Anayasa ve
yasaların dışına çıkanlara göz yummaz, göz yummaması da lazım. Bu
devlet hepimizin, bu devletin içinde kamu görevi yapanlar da bu
millete hizmet eden kamu görevlileridir, yasalara uygun bu işi
yapmalıdır. Yasanın dışına çıktığı zaman da, yasalar onları yasanın
içine çekecek uygulamalar neyse onu öngörür, onlar da yapılır.
Tabii, bir örgütten bahsedildi, elbette, bir değerlendirme
yapılıyor. Pek çok kişi devlet içerisinde devletleşmek isteyen bir
örgütsel yapıdan bahsediyor, değerlendirmeler yapıyor ama böyle bir
suç örgütü var mıdır yok mudur, bunun nitelemesini benim yapmam
mümkün değil. Siyasal bir değerlendirme yapılabilir ama buna dair
nitelendirmeyi soruşturma evresinde cumhuriyet savcıları,
kovuşturma evresinde de mahkemeler yapacak ve bizim yetkimiz
olmayan bir alanda, suça dair kesin hüküm içeren böyle bir
değerlendirme yapmamız doğru olmaz, onu ifade etmek isterim.
Başbakanımızın değerlendirmeleri siyasal değerlendirmelerdir.
Burada, arkadaşlarımızın bu kanuna dönük değerlendirmeleri -hukuki
olan kısımları bir yana, siyasal değerlendirmeleri- neyi içeriyorsa
Sayın Başbakanımızın yaptığı da siyasal bir değerlendirmedir, öyle
görülmesi lazım." şeklinde konuştu.
Tayinlerle ilgili bir soruya ise Bozdağ, bir yere vali atandığı
zaman, valinin, valiyle beraber çalışan vali yardımcılarının iş
bölümünü kendine göre değiştirdiğini ifade etti. Bozdağ, "Bir ile
emniyet müdürü atandığı zaman, emniyet müdürü, kendi
yardımcılarını, şube müdürlerini ve oralarda çalışanları kendi iç
düzenlemesine uygun bir şekilde değiştiriyor. Bu, Türkiye'de
esasında rutin bir uygulama." dedi.
Kabataş olayıyla ilgili bir soruya ise Bozdağ, "Kabataş'la ilgili
konuda bir yalandan siz bahsediyorsunuz ama ortada adli tıp raporu…
Ondan sonra da beyanlar var ama birtakım televizyon görüntüleriyle
insanları suçlamak fevkalade yanlıştır. Bakın, siz karar
veriyorsunuz, hüküm veriyorsunuz ama bir hanımefendi gelip diyor
ki: 'Böyle böyle yapıldı.' Ve darp izlerine ilişkin rapor alıyor…
Raporlar dosyasında duruyor. Onun için de bakın, böylesi bir
hadisede bu çirkinlik karşısında herkesin tavır alması gerekirken
bir hanımefendi üzerinden siyasal kavga yapmak doğru değildir. "
diye konuştu.
CİHAN
Yorumlar