Bahçeli'den Erdoğan'a: Darbeye layık bir adam bile değilsin sen
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ı "Yasamayı eline aldın, yürütmeyi eline aldın.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ı "Yasamayı
eline aldın, yürütmeyi eline aldın. Sonra kalktın yargıyı
siyasallaştırarak bağımsız yargıyı yandaş haline getirmek için
HSYK’yı, AYM’nin yapısını anayasa değişikliği ile değiştirdin. Bana
darbe yapıyorlar diye, gizli bir korku sarmış. Sana kim ne yapacak.
Darbeye layık bir adam bile değilsin sen." sözleriyle
eleştirdi.
Bodrum’da MHP’nin Seçim İletişim Merkezi’nin açılışına katılan
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli
konuşmasına kendisini görüntüleyen basın mensuplarını eleştirerek
başladı. Kürsüye çıkan Bahçeli gazetecilere “Zaten çektiklerinizi
yayınlamıyorsunuz, bari gölge etmeyin.” dedi. Daha sonra kendini
bekleyen kalabalığa hitap eden Bahçeli şunları söyledi: “MHP 45.
yıl dönümünü kutladı. Geleceği ve geleneği olan bir parti olarak
tüm seçim çevrelerinde kendi adaylarımızla seçime katılıyoruz. Bu
süreç içinde MHP’ye maddi ve manevi destek veren, aktif
çalışmalarımız içinde olmayı düşünen tüm kardeşlerime, bu aziz
milletin evlatlarına hoş geldiniz diyorum, başımızın üstünde
yerleri var diyorum. 30 Mart 2014 seçimleri, sadece belediye
başkanları, il genel meclis üyeleri ve belediye meclis üyeleri
seçimlerinin ötesinde, Türkiye’nin siyasi geleceğini belirleyecek
bir seçim olacaktır. Bu bakımdan tüm siyasi partilerimiz, bu
seçimlere özen göstermelidir. Vatandaşlarımız, hiçbir şart altında
mazeret ileri sürmemelidir."
MHP seçimlere çok büyük önem vererek çalışmalarını 30 Mart’a 283
gün kala başlatmış ve adaylarını erkenden tespit ederek Türk
milletine tanıtmış ve seçim çalışmalarını sürdürmekte olduğunu
ifade eden Bahçeli, Muğla adaylarını anlattı: "Bu seçimlere 51 tane
ilimiz, 30 tane de büyükşehirimiz olacaktır. Bu büyükşehirlerden
biri de Muğla ilimiz olmuştur. Muğla ilimiz, nüfus artışı, burada
yaşayan insanların sosyal, ekonomik ve kollektif ihtiyaçlarının
karşılanması açısından büyükşehir olmaya Muğla, özelde Bodrum,
Marmaris gibi kentlerimiz olmak üzere, Türkiye’nin dünyaya
açıldığı, dünyanın Türkiye’ye geldiğinde de ev sahipliği yapmış
olan şehirlerimizden biridir. Muğla’nın büyükşehir olması
isabetlidir. Ancak kurucu bir başkan lazımdır. Bu kişi bilgili
olmalıdır. Tecrübeli olmalıdır, devletin tüm kurumlarını tanıyan
önemli kademlerde görev almış olan bir değerli şahsiyet olmalıdır.
Milletvekili olarak, Bodrum’un, Muğla’nın ve diğer ilçelerini
bağrına basıp TBMM’e gönderdiği Mehmet Erdoğan beyefendidir. Mehmet
Erdoğan’ın bu çalışmalarında başarılı olabilmesi uyum içinde
çalışması, geçmişteki hizmetleriyle takdir toplamış değerli dava
insanlarının yanında yer almasıyla başarılı olacağı kesindir. Örnek
olarak, Bodrum Konacık belde başkanı olarak Bodrum’a olağanüstü
hizmetler sunmuş, hizmetin kaynağına gitmiş ve uygulamaya koymuş
olan değerli bir belediye başkanımız, genç kardeşimiz Mehmet Tosun
beydir. Belde belediye başkanımız bu başarılı hizmetini Bodrum’un
her tarafına yayıyor, her yerden sevgi seli akıyor, netice
itibariyle artık Tosun’a Bodrum’a gel diyor. İki Mehmet’i Muğla’ya
kazandırmamız lazım. Birisi Mehmet Erdoğan, birisi Mehmet Tosun.
Bodrum’daki gelişme süreci, Mehmet Tosun’un dinamizmiyle Mehmet
Erdoğan’ın büyükşehir imkanları ve tecrübesiyle birbirlerini
tamamlayacak, birbirlerine tüm imkanlarını katacak. Tosun,
Konacık’ın yıldızı olduğu gibi bu kez de Bodrum’un parlayan yıldızı
olacak. Bu iki dava insanına başarılar diliyorum. Bodrumlular
Tosun’u bağrınıza basıyor musunuz, desteğinizi veriyor musunuz?
MHP’nin dünyaya açılan kapısı olan Bodrum’a Tosun’u başkan yapıyor
musunuz?"
Bahçeli, ülkenin iyi yönetilmediğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"İç ve dış tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya. Sosyal dokusu
zedelenmiş, birlik şuuru kaybolmuş, herkes birbirine bir arada
yaşama hoşgörüsüyle bakacağı yerde, kimsin, necisin, nereden geldin
sorularıyla yarı hasım yarı dost bakıyor. Böyle bir Türkiye olmaz.
76 milyonun bulunduğu bir Türkiye’de bin yıllık hukuk, ve
kardeşliği bin yıl birlik içinde olmamıza bağlıdır. Bazı konularda
çok dikkatli olmak zorundayız. Türkiye önemli krizler yaşıyor.
Türkiye önemli bunalımların içine sürükleniyor. Türkiye bütün
komşularıyla küsmüş, dargın. Türkiye kutuplaşma, kamplaşma,
cepheleşmeye doğru sürüklenmiş. Türkiye’de gerilim stratejisi takip
ediliyor. Eksiklerin, hataların üstü bu strateji ile örtülmeye
çalışılıyor. Ülkede açlık var, yokluk, yoksulluk, yozlaşma var,
adaletsizlik var, asayişsizlik var. Bunları üst üste koyduğunuz
zaman, sağlıklı bir toplum olmaktan uzaklaşmış. Ekonomik yönden
henüz Başbakan’a göre dünyadaki ekonomik krizden etkilenmemişiz.
Ama öyle değil. Burada yaşayan insanlarımız bunları bilmektedir.
Eğer diyorsanız ki bana, 2002 yılında şöyle bir sosyoekonomik
gelişim seviyesine sahiptik. Huzur içindeydik, evim, barkım vardı,
çocuklarla namerde muhtaç olmadan yaşıyorduk. 11 yıl AKP’de bu
şartları koruduğum gibi daha da artırdım, daha huzurluyum
diyorsanız, Recep Tayyip Erdoğan’ın hep söylediği birlikte
yürüyelim şarkısına siz de katılın, Allah yolunuzu açık etsin. Ama
bunlar böyle değilse, başta AKP’ye oy vermiş kardeşlerim olmak
üzere iyi düşünmek zorundayız. Türkiye nerede? Nereye gidiyor? Bir
karara varmalıyız. Bu karar Türkiye’nin geleceğinin aydınlatması
olmalı. Bu aziz milletin evlatlarının hoşgörü içinde birbirlerine
sarılarak, bu ülke benim, bu devlet benim, bu milletin öz
evlatlarıyım diyerek sarılması lazım."
Ülkenin bölünmenin eşiğinde olduğunu ifade eden Bahçeli,
endişelerini şu sözlerle dile getirdi: "Çatışma kapımızda.
Çocuklarımıza Andımız’ı okutmamayı, Ne Mutlu Türk’üm diyeni
kaldırmayı, tüm kurumlarımızda TC’yi kaldırtmayı düşünen bir siyasi
iktidarın Türkiye’yi nereye sürüklediğini tahmin etmek zor değil.
Recep Tayyip Erdoğan, Türk kimliğine, Türk milletine her zaman
karşı duruşuyla bunlara göz yumuyor. Hal böyle olunca Bodrum’dan
sesleniyorum. Nerede ikamet edersen et, MHP’nin iktidarında evinin
kapısına Ne Mutlu Türk’üm diyene yazacağım. Mahallenin çocuklarını
evinin önüne toplayıp Andımız’ı okutacağım. Devletin tüm
kurumlarına TC yazdırmazsam namerdim."
Yolsuzluk operasyonlarına dikkat çeken Çeken, "17 Aralık’tan bu
yana 61 gün geçti. O günden bu yana yolsuzluk ve rüşvet
sorgulamasının üzerini örtmeye çalışıyorsun. Türkiye’nin birçok
sorunu var. Bu sorunları gündemden düşürmemek lazım. Bunların
başında yolsuzluk ve rüşvet olmuştur. Türkiye bu yönüyle güvenli
değil. Evinden alışverişe çıkanın geri döneceği şüpheli. Hepimiz bu
memleketin evladıyız. Bu ülkede yaşıyoruz. Hepimiz yaşama hakkımızı
kullanmak istiyoruz. Bir bakıyorsunuz, Türkiye’de son yılların en
büyük şiddeti kadına yönelik şiddet olmuştur. Evlerde, sokaklarda
kadına yönelik şiddet, cinayetler artmış. Yokluktan,
imkansızlıktan, çocuklarına ve eşine ezilen bir takım
insanlarımızın aniden cinnet haliyle çocuklarını ve eşini
katlettiği bir ortam var. İstanbul’un büyükşehir sokaklarında her
gün cinayet var. Medya patronlarına sesleniyorum. Sabahtan akşama
kadar bu cinayetleri, ayrıntılarıyla anlatmaktan ne fayda
görüyorsunuz? Örnek olayı televizyonda gördükten sonra o evde facia
yaşanmaması mümkün değildir.” dedi.
"ERDOĞAN DARBEYE BİLE LAYIK DEĞİL"
Hükümeti ve Başbakan'ı ağır bir dille eleştiren Bahçeli konuşmasına
şöşye devam etti: “Asayiş yok, adalet yok. Ama bir Recep Tayyip
Erdoğan var. Gittikçe de bencilleşiyor, gururlanıyor, kibirleniyor
ve yoldan çıkıyor. Öncelikle AKP’lilere sesleniyorum. Bu millet
size önce yüzde 36, sonra yüzde 51 verdi. Üç dönem yapılan
seçimlerde sizi Meclis'te en fazla vekil sayısına ve tek başına
iktidara imkan tanıdı. Yasamayı eline aldın, yürütmeyi eline aldın.
Sonra kalktın yargıyı siyasallaştırarak bağımsız yargıyı yandaş
haline getirmek için HSYK’yı, AYM’nin yapısını anayasa değişikliği
ile değiştirdin. Bana darbe yapıyorlar diye, gizli bir korku
sarmış. Sana kim ne yapacak. Darbeye layık bir adam bile değilsin
sen. Darbeye ne gerek var Türkiye’de. Kimi kandırıyorsunuz? Önemli
darbeler yaşandı, milletçe sıkıntılarını çektik. Türkiye hiç
ileriye gidemedi. Darbeden zulüm görenler var. Solcusu, sağcısı,
milliyetçisi var. Kim isteyecek darbeyi Türkiye’de. Milletin
iradesiyle gelmedin mi, bu millet iradesiyle seni götürmeyi
bilmiyor mu ki darbe yapsın. Şimdi de yargı bana darbe yapıyor
diyerek her şey zerinde kontrol kuruyor. Türkiye’de kuvvetler
ayrılığına engel olmaya çalışıyor. Medya zaten yandaşı, yanaşması,
baskısı ile kontrole girmiş. Yargı, yasama, yürütme ve medya Recep
Tayyip Erdoğan’ın emrine girmiş. Bu kadar gücü görünce şaşırıyor.
Güç alanını daha da genişletmeye çalışıyor. Birinci aşaması
Cumhurbaşkanlığı seçimidir. İkinci aşaması, partisiyle bir kez daha
iktidar olursa başkanlık sistemine geçip diktatörlüğe doğru
gidiyor. Bunlar bana oy vermeye mecbur, stokta kömür var diyor. Bu
gidiş diktatör olmaya gidiyor. Ya ananı al git diyor, ya demokratik
bir hakkı kendine bir darbe şekline dönüştürerek masum gençleri
itham ediyor. Bu insan şaşırmış, AKP’liler buna iyilik yapmak
istiyorsanız, dinlenmeye alın. Eğer ülkenin birçok yerine gitmeye
niyeti yok. Çünkü dünyayı dolaşıyor. Aradığınız zaman ya havada, ya
havaalanında. Yeter, bu kadar geziyorsun, Türkiye'ye de bir hayrın
dokunmuyor. Nereyi beğeniyorsan oraya git yerleş de bu millet de
senden kurtulsun. Türkiye seninle gurur duyuyor sloganları 17
Aralık Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasının, diktatör
olmanın yolunu kesmiştir. Başbakan ve genel başkan olması mümkün
olmayan bir süreç başlamıştır. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet
sorgulamasının evlere baskınıyla ortaya çıkan bir durumdur. Burada
yolsuzluk var, burada rüşvet var. Kara para aklama var. Burada
altın kaçakçılığı vardır. Bunlara belediye başkanları, bürokratlar
var. Sen bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin bakanısın, bu ne
haysiyetsizliktir, bu ne şerefsizliktir. Kime bent oluyorsun. İçeri
almışlar, sesleniyor oradan. Recep Tayyip Erdoğan telaş içinde.
Sayın Başbakan kurtar bizi yoksa yakarım sizi diyor. Toroslar'da
geziyordum. Bir kahveye girdim, koca yörükler orada. Bir çay ikram
ettiler. Bir koca yörük dedi ki uyumuşuz be. İnanın biz de uyumuşuz
be. Uyandırmak için uyarmak için önümüzde bir fırsat var. Demokrasi
içinde. Hangi kurumda, seçimde öyleyse sandığa gidin, neye
inanıyorsanız oraya oy verin. 51’den aşağı düşürün Erdoğan’ı, onu
uyarın, vatandaşı uyandırın, arkasında da oyunuzu kullanın ve
Türkiye’nin geleceğinin önünü açın. Çocuklarınızın geleceğinin
önünü açın. Genç kardeşlerime sesleniyorum. Türk milletimizin
evlatları, geleceğimizin teminatı. Bugün 18-25 yaş grubunda 10
milyonu aşkın gencimiz var, oy kullanma çağında gençlerimiz var.
Toplam seçmenin yüzde 13.9’u 18 yaşında oy verme, 25 yaşında
seçilme hakkına sahipsiniz. Genç, dinamiktir, olayları önceden
sezer, uygulamasıyla dillendirir. Genç her yönüyle kabiliyet,
zekadır. Şeytanın aklına gelmeyen, gencin esprili uygulamalarıyla
herkesi uyandırır, yönlendirir. Bizim nesil ezilendi, baba ne
diyorsa onu yapandı. Şimdi Y kuşağı televizyon karşısında, internet
önünde dünyayı sabaha kadar 40 defa fırıldak gibi döndürüyor. Böyle
bir nesil her tür demokratik hakkını kullanmalı, her tür zekasını
ortaya koymalı, toplumun önderi, öncüsü olmalı. Ama tahriklere
provokasyonlara düşerek o kirli, kanlı dibi görünmez yerlerde
bulunmayın. Ne düşünceniz varsa, eyleminizi yapın, pankartı koyun,
protestolarla ne yaparsanız yapın. Sakın sokağa girme, sokağın
kanına bulaşma. Onun yerine sana camekanlı sandıklar geldi, içi de
dışı da görünüyor. Aydınlık orası. Genç kardeşim oraya git. 10
milyon genç aynı anda, sosyal medyada anlaşın, bir karara varın,
eğer Recep Tayyip Erdoğan’a sandıkta bir tokat atarsanız, üç defa
takla atar sonra yere çakılır. İktidar da sizin, gelecek de sizin.
Allah yolunuzu açık etsin.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin Bodrum ziyareti sırasında geniş güvenlik önlemleri
alındı. Resmi ve sivil olmak üzere 300 civarında emniyet mensubu
görev yaptı. MHP'nin Seçim İletişim Merkezi önünde kurulan dev
stantın önünde Bahçeli'yi bekleyen kalabalığı önce, MHP'nin Bodrum
Belediye başkan adayı ve Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun ile
MHP'li belediye başkanları selamladı. Bodrum Yarımadası'nda görev
yapan Gündoğan Belediye Başkanı İbrahim Bilgi, Ortakent-Yahşi
Belediye Başkanı Mehmet Onur Şahbaz ve Mumcular Belediye Başkanı
Birol Aydın da yer aldı. CİHAN
Yorumlar