Bahçeli: Medya tamamen iktidarın kontrolüne girmiştir
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, özgür, tarafsız ve objektif olması gereken medya organlarının Başbakan’ın tahakkümü altına alındığını, farklı ses ve yorumların bastırıldığını söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
özgür, tarafsız ve objektif olması gereken medya organlarının
Başbakan’ın tahakkümü altına alındığını, farklı ses ve yorumların
bastırıldığını söyledi. Bahçeli, “Başbakan ve yandaşlık iksiri içen
Fatihleri demokrasiyi katletmiştir. Medya tamamen iktidarın
kontrolüne girmiştir. Basın hürriyeti ölümcül yara almıştır. İşte
bu medya bizim tam karşımızdadır, karşı grubumuzdur. Bize yönelik
sansürün sebebini herkes anlamalıdır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Kapalı Spor Salonu’ndaki yerel seçimler
kampanya tanıtım toplantısında konuştu. Önlerinde zorluklarla dolu
bir dönem olduğunun altını çizen Bahçeli, “Karanlıktan taş atanlar
sıklaşmıştır. Suyu yokuşa akıtma merakında olanlar
kalabalıklaşmıştır. Türkiye’nin siyasi atmosferi pamuk ipliğine
bağlıdır. 30 Mart’a yaklaştıkça provokasyonların, tahminleri dahi
alt üst edecek vahim olayların yoğunlaşacağı anlaşılmaktadır.
Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır. Ülke olarak
böylesi dönemleri aynısıyla darbe dönemlerinin öncesi ve sonrasında
yaşadık. Fark ediyoruz ki, 30 Mart’ı kana, kavgaya ve krize tahvil
etmeye çalışan çevreler iktidarın kolaylaştırıcı ve teşvik edici
tutumundan cesaret almaktadır.” diye konuştu.
"BAKANLARIN FEZLEKELERİ KİM VURDUYA GİTMİŞTİR"
Başbakan’ın ‘Milli irade hırsızlığı’ açıklamalarına tepki gösteren
Bahçeli, şunları kaydetti: “Başbakan Erdoğan’ın iktidarı; keyfidir,
zorbadır, terbiye ve edep yoksunudur. Adı yolsuzluğa karışan
bakanların fezlekeleri kim vurduya gitmiştir. Başbakan rüşvetçileri
yargıdan saklamakta, TBMM’nden gizlemektedir. Oluk oluk kir
akmaktadır. Başbakan ve hükümeti ise paralel devlet izi
sürmektedir. Kimdir bu paralel yapı? 17 Aralık’tan beri gündemde
olan bu paralel sistem ve failleriyle ilgili ne yapılmıştır?
Casuslar nerededir? Ajanlar, hainler, sözüm ona yolsuzluk ve rüşvet
kılıfı altında milli değerlere, milli kurumlara, milli politikalara
saldıranlar kimlerdir? Başbakan Erdoğan’a bakarsak küresel
ölçekteki projeler hedef alınmaktadır. Bu mantığa göre, Kanal
İstanbul projesi hedef yapılmaktadır. Marmaray ve hızlı tren
projesi durdurulmak istenmektedir. Yılda 100 milyon yolcu
kapasiteli havalimanı projesi ve İstanbul Boğazı’na 3’ncü köprü işi
engellenmek istenmektedir. Meğerse ‘Rüşvet ve Yolsuzluk
Soruşturması’nı yürütenler bunları hazmedememiş. Ahı gitmiş vahı
kalmış Başbakan Türk milletini kandırmak için akla hayale sığmayan
korku senaryoları üretmektedir.”
Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Yasin El Kadılarla, Usame
Kutuplarla ilişkisinin tam olarak ortaya çıkmadığını savunan
Bahçeli, “Başbakan Erdoğan istiklal mücadelesi verdiklerini
söylemektedir. Evet doğrudur, kazanırlarsa, rüşvet ve hırsızlık
iddialarını püskürtürlerse Türkiye çökecek, kendileri istiklale
ulaşacaktır. Başbakan yargıya duvar olmamalı, yetkisini kötüye
kullanmamalıdır. Paralel yapılanmanın üzerine gitmeli, kendisiyle
birlikte oğlunu alıp hukuk karşısında hesap vermelidir. Soygun
düzenini komplo sözleriyle örtmekten vazgeçmelidir.” şeklinde
konuştu.
"İNTERNET PERDELENİYOR"
İnternet yasası ile ilgili olarak da Bahçeli, sözlerini şöyle
sürdürdü: “İnternet perdeleniyor. İnternet zaptiyeleri, sanal
medyayı susturmak ve kirli çamaşırların ifşa olmasını önlemek
maksadıyla Meclis’i faşizan emellerine alet etmiştir. Türkiye
demokrasinin imkanlarıyla iktidara gelip bindiği dalı kesen, hem
suçlu hem de güçlü AKP markalı sivil cuntanın hakimiyetindedir.
"ALO FATİH' DEMEK MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞI DEĞİL MİDİR?"
Az evvel söylediğim gibi, Başbakan için en önemli husus milli irade
hırsızlığıdır. Başbakan’ın hakkı vardır. Çoktan beri ilk defa doğru
bir noktaya temas etmiştir. Fas’tan 'Alo Fatih' demek milli irade
hırsızlığı değil midir? Bizim görüşlerimizin ekranlardan alt
yazıyla geçmesine kırmızı görmüş boğa gibi saldırmak, haberlerimizi
kaldırma emri vermek milli irade soygunu değil midir? Anketlerdeki
oylarımızı kasıtlı olarak düşük göstermek milli irade
dolandırıcılığı, milli irade kalpazanlığı, milli iradeyi zimmete
geçirme değil midir? Anlaşılan Fatihler uşak olmuş, Başbakan’ın
kurşun askerliğine gönüllüce razı gelmişlerdir. Biz Mehmet’ten
Fatih çıktığını biliyorduk da, Fatih’ten fasulye, fason karakter,
otomatiğe bağlanmış kukla çıkacağını hiç tahmin etmemiştik.
Oylarımızı rast gele indirip şuna buna ilave eden, sonra da
TÜRGEV’e çöreklenerek arazi yağmacılığı yapan evlatlar aracılığıyla
Başbakan’a yağcılık yapan, taklalar atan şahsiyetsizleri milletimiz
affetmeyecektir.”
Özgür, tarafsız ve objektif olması gereken medya organlarının
Başbakan’ın tahakkümü altına alındığını, çok seslilik, farklı ses
ve yorumların bastırıldığını savunan Bahçeli, “Başbakan ve
yandaşlık iksiri içen fatihleri demokrasiyi katletmiştir. Medya
tamamen iktidarın kontrolüne girmiştir. Cumhurbaşkanıyla ilgili
haberler bile Başbakan’ı kızdırmakta, öfkelendirmektedir. Basın
hürriyeti ölümcül yara almıştır. İşte bu medya bizim tam
karşımızdadır, karşı grubumuzdur. Bize yönelik sansürün sebebini
herkes anlamalıdır.” sözlerini dile getirdi. CİHAN
Yorumlar