Bahçeli: Kefenin cebi mi var, dolarları nereye koyacaktın?

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı, oğlu Bilal Erdoğan ile arasında geçtiği iddia edilen ve önceki gün bazı televizyon ve internet sitelerinde yayınlanan ses kayıtları üzerinden eleştirdi.

Google Haberlere Abone ol
Bahçeli: Kefenin cebi mi var, dolarları nereye koyacaktın?

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı, oğlu Bilal Erdoğan ile arasında geçtiği iddia edilen ve önceki gün bazı televizyon ve internet sitelerinde yayınlanan ses kayıtları üzerinden eleştirdi. Ses kayıtlarının 25 Aralık'taki savcılık soruşturmasına ait olduğunu iddia eden Bahçeli, "Kefenin cebi mi var? Dolarları nereye koyacaktın." diye sordu.

Yerel seçim çalışmaları kapsamında Yozgat’ın Yerköy ilçesine gelen Devlet Bahçeli, şehir girişinde partililer tarafından davul, zurna ve sloganlar eşliğinde karşılandı. Daha sonra partisi tarafından düzenlenen mini mitingde halka hitap eden Bahçeli, hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, rüşvet ve yolsuzluk operasyonları üzerinden yüklendi.

"TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ GÜNDEMİ YOLSUZLUK VE RÜŞVETTİR"

İşsizliğin, sosyal hastalık olduğunu ve yaygınlaşması halinde toplumun huzurunun da bozulacağını vurgulayan Bahçeli, yolsuzluk ve rüşvetin ise bir toplumsal hastalık ve kangren olduğunu, önce toplumu çürüttüğünü sonra da devleti çökerttiğini vurguladı.

Türkiye’nin en önemli gündeminin yolsuzluk ve rüşvet olduğunu vurgulayan Bahçeli, "17 Aralık 2013 gününü hiç bir siyasi parti gözden uzak tutmamalıdır. Bugünkü iktidar başta olmak üzere yarın iktidar olmaya niyetlenenler bu siyasi olayı, bu çürümeyi ve çökmeyi çok iyi anlamalı ve başına geldiği vakit gerekli tedbiri alabilecek bir tecrübeyi kazanabilmelidir. Sayın Başbakan şimdi daha iyi anlaşılıyor. AKP’li kardeşlerim hiç kırılmayın, incinmeyin. Söylediklerimiz, siz başta olmak üzere aziz milletimizedir. 17 Aralık sabahı bir yolsuzluk soruşturması başlıyor. Bir savcı kolluk kuvvetleri ile beraber 41 kişiyi tutukluyor. Niçin tutukluyor? Kamu ihalelerine fesat karıştırmaktan. Niçin tutukluyor? İmar planlarındaki yolsuzluklardan. Niçin tutukluyor? Yolsuzluk ve rüşvet, bakan ve kamu kesiminin birçok yerinde herkes tarafından kullanılır hale gelmiş. Niçin tutukluyor? Kara para aklamaktan. Niçin tutukluyor? Altın kaçakçılığı yapmaktan. Sonuç itibariyle kimler tutuklanıyor? Bir partinin genel müdürü, İstanbul'da bir belediye başkanı ve kardeşi, 4 tane bakanın çocuğu, kamu ihalelerine fesat karıştıran bürokratlarla iş adamları. Ve bir bakıyorsunuz İran’dan da bir uşak gelmiş 29 yaşında. Avucunun içine 4 tane bakanı almış. Efendim umreye gidecek, 'Benim uçak var git gel' diyor. 29 yaşında Türkiye’de tanıdığı yok, bildiği yok. 'Efendim vakitleri tam kaçırıyorum, saat doğru çalışmıyor, şöyle bir marka saat var.' 'Hemen İsviçre’den getirttirelim' 700 bin lira. Bakanlara bakıyorsunuz; 63 milyon, 40 milyon, 20 milyon rüşvet. Arkasından da bir bakıyorsunuz altın kaçakçılığı ve kara para aklanıyor." diye konuştu.

Bu durum karşısında Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, 'bunlar yolsuzluk' diyerek konunun üzerine gitmesi gerekirken görmemezlikten geldiğini kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti: "Bunları bir bahane yapıyor, kendisine karşı bir takım komplolar kurulduğunu, iktidarlarının şöyle değişmesini istediklerini, böyle yıkmaya çalıştıklarını diyerek, kendisine yönelik bir korkudan, olaydan şüpheleniyor ki hiç yolsuzluk ve rüşvet olmadan devletin tüm imkanlarını savcılara yüklüyor. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu değiştiriyor. Kendisine yandaş olanları atıyor. Görülüyor ki olayı örtmek ve bastırmak gibi bir niyeti olduğu anlaşılıyor."

"SES KAYITLARI DOĞRUYSA SANA YAZIKLAR OLSUN"

17 Aralık'tan bu yana 71 günde 8 bin polis, 28 vali ile hakim ve savcılardan önemli bir bölümünün yerlerinin değiştirildiğini söyleyen Bahçeli, "İki gün evvel basına düşen televizyonlarda tartışılan, şimdi de 'bu montajdır, yeni bir şeydir, beni montajla karalıyorlar' filan dedikleri bir olay ortaya çıkıyor. Bu olay neyin nesidir? İşte 17 Aralık'ta başlayıp 25 Aralık’ta devam eden ve o zaman ikinci dalga olarak nitelendirilen bir savcının adliyenin önünde bildiri dağıtıyormuş gibi üniversite kapısı gibi bir savcı gelmiş bildiri dağıtıyor bu savcı mıdır bunu hemen atın kesin dediği şey orası, işte şu an ortaya çıkan ve montaj diye inkar edilen baba oğul görüşmesinin başlangıcıdır. Yani anlaşılıyor ki 17 Aralık günü sabah 6.30 ile 7.30 arasında, biraz önce saydığım soruşturmaların başladığını duyar duymaz 8.30’da oğluyla konuştuğu anlaşılıyor. Oğluna diyor ki 'evde ne var ne yok sıfırla amcana gönder, abine gönder, şunu et bunu et' vesaire. Bir kaç tane de kendisiyle yakınlığı olan iş adamlarını söylüyor. Yasin El Kadı'yı söylüyor, daha farklı şeyler söylüyor. İşte o telaş o korku zannediyorum yanlışın başlangıcı olmuştur. Recep Tayip Erdoğan Bey, yolsuzluk ve rüşvetin üzerine gideceği yerde şimdi yolsuzluk ve rüşvet 4 bakanda şunda bunda kalmamış, kendisine doğru tırmanmış, şu anki konuşmaları özetlerseniz burası tarihi bir olay olarak Türk milletinin yüz karası haline gelecektir. Bundan kurtulmak lazım. İstiyorum ki inşallah bu montaj olsun. İnşallah Başbakan'ın evlatları biri değil alayı, bu işlere karışmamış olsun. İstiyorum ki aileden kendi kardeşi bu işin içine girmemiş olsun. Eğer bunlar yanlışsa, bunun belirlenmesi yargı yoluyla bu şüphelerin ortadan kalkması lazım. Eğer bu doğruysa Sayın Başbakan, yazıklar olsun sana. Ülkeyi bu hale getirmenin hiç gereği yoktur. Ne olacak yani? Her toplantıda kefenlerle gösteri yapıyordun. Kefenin cebi mi vardı? Kefenin neresine dolar koyacaktın?" diye sordu.




CİHAN

Yorumlar