Bahçeli: Hükümet Kırımlı soydaşlarımızın hak ve hukukunu samimiyetle savunmalı
İki günlük program için İzmir'e gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kırım'da yaşananlar hakkında yazılı bir açıklama yaptı: "Başbakan Erdoğan, rüşvet ve yolsuzluk kuyusundan aklınca çıkabilmek amacıyla meydanlarda iftira siyasetiyle oyalanıp vicdanın.
İki günlük program için İzmir'e gelen MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli, Kırım'da yaşananlar hakkında yazılı bir açıklama yaptı:
"Başbakan Erdoğan, rüşvet ve yolsuzluk kuyusundan aklınca
çıkabilmek amacıyla meydanlarda iftira siyasetiyle oyalanıp
vicdanını montajlarken ülkemiz etrafındaki kuşatma, gittikçe cüret
ve ivme kazanmaktadır. Başbakan ve hükümeti, bu olağanüstü durumu
sulandırmadan, savsaklamadan, saptırmadan dikkatle izlemeli,
Kırımlı soydaşlarımızın hak ve hukukunu samimiyetle
savunmalıdır."
Açıklamasında, Ukrayna'da AB taraftarlarıyla Moskova yanlıları
arasındaki derin görüş ve yaklaşım farklılıklarının Kiev'i çatışma
alanına hapsettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Ukrayna'nın
doğu batı ekseninde gün geçtikçe kökleşen fikri ve duygusal
yarılmalar kimlik, kültür ve ülke bütünlüğü bağlamında kanlı ve acı
verici parçalanma ihtimalini günyüzüne çıkarmıştır. Bu ülke
üzerindeki nüfuz mücadeleleri, jeopolitik kaygılarla icra edilen
küresel hedef ve hesaplar adım adım çöküşe hizmet etmektedir.
Özellikle enerji nakli açısından oldukça stratejik bir önemi
bulunan Ukrayna'nın kaostan kurtulamaması, düzen ve dengeyi iç
dinamikleriyle kuramaması, Kafkaslar'la birlikte Balkanlar'ın da
siyasi istikrarını da belirsizliğe itecektir. Böylesi bir
olumsuzluk Türkiye'yi yakından etkilemekle kalmayacak, milli
güvenliği Karadeniz boyutuyla da sıkıntıya sokacaktır. Muhalefet
bloğunun Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'i devirmesi
olayların durulmasını sağlayamamış, bilakis bunalım döngüsünü daha
bir şiddetlendirmiştir. Nitekim Rusya'nın, Akdeniz ve
Karadeniz'deki askerî varlığı açısından çok büyük önem atfettiği
Ukrayna savaş sınırına gelmiş, işgal tehdidiyle yüzyüze kalmıştır.
Özellikle Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde yaşananlar
ve Rusya'nın askerî hareketliliği, Karadeniz kıyısında çok ciddi
sorunlara davetiye çıkarmıştır. Rusya Devlet Başkanı Putin'in
Ukrayna'ya asker göndermek için meclisten yetki almasından sonra
Kırım Özerk Cumhuriyeti filen işgale uğramıştır. Kırım
Parlamentosu'na Rus bayrağı çekilmesi, stratejik noktaların Rus
askerî güçleri tarafından kontrol altına alınması soydaşlarımızın
beka ve varlığını da aşırı şekilde tartışmaya açmıştır. Rusya'nın,
izlediği gerilim politikası ve müdahaleyi göze alan sertlik yanlısı
tutumu tansiyonu hızla yükseltmektedir. Açıkça görülmektedir ki
Putin yönetimi, savaş çığırtkanlığı ve kışkırtıcılığı yapmaktadır.
Ukrayna'daki olağanüstü manzaradan yararlanmak ve sözde Rus
vatandaşlarının hayatlarını emniyete almak amacıyla Kırım'ı ilhak
etme teşebbüsleri uluslararası hukuka, insan haklarına ve bölgesel
istikrara pişkince yapılan bir saldırıdır. Rusya'nın bu ve benzeri
mütecaviz eylemleri, 2008 yılında da aynısıyla Gürcistan'da
yaşanmış ve özerk Osetya'yı işgale kadar uzanmıştır. Maalesef
Kırım'ın yeni bir Osetya olmasına ramak kalmıştır. Bu kapsamda
Kırım Türklüğü zalim ve acımasız bir provokasyonun, emperyalist bir
vicdansızlığın hedefine koyulmuştur. Yüzyıllardır milli hafızalarda
özel ve ayrıcalıklı bir yeri bulunan Kırım yarımadasının, Rusya'nın
tek yanlı, insafsız, kural ve ahlâk tanımaz saldırganlığına konu
olması dramatik ve üzüntü verici bir gelişmedir. Türk milletinin bu
kaba gücü ve silaha dayalı ilhak ve istila niyetini benimsemesi
mümkün değildir. Kırım, Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan bu tarafa
geçen 240 yıldır mahzun ve mazlumdur. 18 Mayıs 1944 yılındaki
Stalin zulmü geçtiğimiz yüzyılın en vahşi olaylarına, hak
kayıplarına ve katliamlarına en açık delildir. Kırım Türklüğü
varlık ve birlik yolunda birçok badireyi atlatmış, eziyetlere
dayanmış, işkencelere katlanmış, sonuç itibariyle kimliğini,
inançlarını ve tarihî mevcudiyetini korumuştur. Kırım'ın Rusya
tarafından zorla işgal edilmesi, Kırım Türklüğüne yönelik yeni bir
husumet dalgasına zemin ve kaynak olacaktır. Kırım Özerk
Cumhuriyeti'nin statüsüyle oynanması, etnik tahriklerle iç
barışının yok edilmesi, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü
sakatlayacağı gibi soydaşlara da ağır bir fatura yükleyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bunu kabul etmesi imkânsızdır. Ortadoğu'nun
karmakarışık ve kanlı girdabı süratle genişlerken Ukrayna'da
çıkabilecek bir savaşın siyasi ve ekonomik maliyeti, Başbakan ve
hükümetinin gündeminde fazla yer bulmamaktadır. Ukrayna'daki
hadiselerle ilgili çok gecikmeli değerlendirmelerde ve girişimlerde
bulunan AKP'li Dışişleri Bakanı yine öngörüsüzlüğün, yine
hazırlıksız yakalanmanın mahcubiyetini yaşamaktan kurtulamamıştır.
Kırım'da 25 Mayıs 2014 tarihinde yapılması planlanan referandumun
öne çekilmesi ve bu çerçevede Akmescit'in Ukrayna'dan ayrılması
için el ovuşturan lobinin faaliyetlerinin yaygınlaşması,
Karadeniz'in karşı kıyısını karanlığa sevk edecektir. Başbakan ve
hükümeti, bu olağanüstü durumu sulandırmadan, savsaklamadan,
saptırmadan dikkatle izlemeli, Kırımlı soydaşlarımızın hak ve
hukukunu samimiyetle savunmalıdır. İlave olarak Kırım Tatar
Meclisi'nin Kırım yarımadasıyla ilgili endişe ve beklentilerinin
eksiksiz şekilde arkasında durmalıdır. Bu aynı zamanda Kırım
Türklüğünün geleceği, aynı zamanda Türk milletinin tarihî ve
kültürel kazanımları adına ihmal edilemeyecek bir görevdir. Kırım
Türklüğü, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün bozulmasına karşıdır. Rus
işgalini hiçbir şekilde kabul etmeyecektir. MHP, komşu ülke
Ukrayna'nın bölünmesine, parçalanmasına, Moskova'nın esaretine
alınmasına ve mazlum Kırım Türklüğünün baskı ve zorbalıklarla çile
çekmesine sonuna kadar itiraz edecektir. İkinci bir Stalin
caniliğinin yaşanmaması, soydaşlarımızın hak ve hukukunun
çiğnenmemesi için hükümet diplomasinin tüm mekanizmalarını
çalıştırmalı, uluslararası camia nezdinde aktif bir rol
üstlenmelidir. Akmescit'in huzuru Ankara'ya, Ankara'nın güvenliği
Akmescit'e doğrudan doğruya bağlıdır. Kırım'ın Türklüğü, Kırım'ın
dirliği, Kırım Türklüğünün birliği kaderimizdir, kavlimizdir ve
kadim bir yeminimizin gereğidir. Bundan taviz verilmesi söz konusu
değildir. Kırım Türklüğü yalnız görülmemelidir. Hissiyatlarının
tercümanı olacak, haklarını her alanda savunacak MHP ve dua eden
büyük Türk milleti her zaman yanlarında olacaktır." CİHAN
Yorumlar