Bahçeli: Cumhurbaşkanı adayı olacaksa Başbakan görevinden istifa etmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı adaylığını düşünüyorsa, tartıştırmayı bir kenara bırakıp adaylığını kesin olarak ilan etmesi gerektiğini söyledi. Aday olacaklarla adil bir...

Google Haberlere Abone ol
Bahçeli: Cumhurbaşkanı adayı olacaksa Başbakan görevinden istifa etmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı adaylığını düşünüyorsa, tartıştırmayı bir kenara bırakıp adaylığını kesin olarak ilan etmesi gerektiğini söyledi. Aday olacaklarla adil bir yarışa girebilmesi için Erdoğan’ın ‘başbakanlık görevimi de terk ediyorum’ demesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, meşruiyet tartışmasının yaşanacağına işaret etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kamu-Sen‘i ziyaretinde yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine girerken, Türkiye’de bazı olayların yaşandığına dikkat çekti. Siyasi iktidarın 12 yıllık hizmet sürecinde önemli olayların yaşandığını hatırlatan Bahçeli, bu olayların Türkiye’de cepheleşme, kamplaşma ve kutuplaşmaya sebebiyet verdiğine dikkat çekti. Bahçeli, “Siyasi iktidarı, gerilim stratejisi ile her an çatışma ortamına sürüklenebileceği kaygısı taşımaktadır. Hangi olay gündeme geldiği vakit, ‘Biz milli irade ile geliyoruz. Yüzde 51 bizim yanımızdadır’ diyerek, hem yüzde 49’un varlığını, hem de yüzde 49’u temsil eden milli iradenin toplamış olduğu siyasi partileri yok sayma eğilimi yaygınlaşmıştır.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin, istikrarı bozmadan Türkiye’nin milli devlet ve üniter yapısını tahrip etmeden, toprak bütünlüğünü koruyarak kazasız belasız bir seçimin herkes için hayırlı olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları aktardı: “Partinin bazı sözcüleri, milletvekilleri, bakanlar, cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan'ın kuvvetli bir aday olarak çıkacağı, kendilerinin ise Anayasa'daki tüm yetkileri kullanarak bir cumhurbaşkanlığı yapılması gerektiğini vurgulayarak başkanlık sistemine geçilebileceği de düşüncesini ortaya koymaktadır. Böyle bir anlayışla yüzde 51 veya yüzde 49 oy oranları ile seçilecek olan cumhurbaşkanlığı, bugüne kadar ortaya konmuş olan tartışmaları cumhurbaşkanlığı makamına taşımak, yüzde 49'u öfkelendiren, yüzde 51'i ile sevindiren bir anlayışla eğer Türkiye'de cumhurbaşkanlığı görevi yerine getirilse toplumsal gerginliğin, hareketliliğin artmaması için hiçbir sebep yoktur, olamaz da. Hal böyle olunca hepimize özel görev düşmektedir. Türkiye'de bugüne kadar var olan siyasi tartışmaları cumhurbaşkanlığı makamına taşıyarak Türkiye'deki tartışmaları bu makam üzerinden sürdürürsek, Türkiye'de etnik, mezhep temelli ayrışmanın tahriklerinin yapıldığı, sosyal ve ekonomik krizlerin yaşandığı birçok olaylara karşı toplumda önemli gerginliklerin bulunduğu ortamda Türkiye'yi felakete sürüklememek gibi bir hatayı hiç kimsenin işlememesi gerektiğini düşünmeliyiz. Eğer birileri kalkıp ben yüzde 51 ile devletin tüm imkanları ile başbakanlık sıfatını taşıyarak adaylığını ortaya koymak suretiyle tek yönlü orantısız bir gücü kullanmak suretiyle cumhurbaşkanı olabileceğini düşünerek, bunu gerçekleştireceğine yüksek ihtimal vererek bir seçim yapıldığı takdirde zaten seçime girmenin devletin gücü ile o güce hiçbir şart altında sahip olmayan aziz vatan evlatlarının bir yarışa girmesi adaletsizliğin en büyüğü olur. Hal böyle olunca bazı tanımları yerli yerine oturtmak lazımdır. Eğer Sayın Başbakan partisinin arzusu isteği doğrultusunda veya kendisinin yıllardan beri hevesi çerçevesinde bir cumhurbaşkanı olmayı düşünüyorsa, tartıştırmayı bir kenara bırakıp adaylığını kesin olarak ilan etmesi gerekir. Bu da yetmez, ben aday oluyorum, aday olacaklarla adil bir yarışa girebilmek için başbakanlık görevimi de terk ediyorum, başbakan sıfatını kullanmadan AKP'li bir milletvekili olarak bu yarışta bulunacağım demesi, Türkiye'deki siyasi etiği ortaya koyması lazım. Bunu yapmadıkları takdirde zaten başlangıçta cumhurbaşkanlığı seçimleri, genel seçimler ve mahalli idareler seçimlerinde de çok yakinen görüldüğü gibi seçim başlangıcında, ortasında veya sonucunda Türkiye'de meşruiyet tartışmasını, cumhurbaşkanlığı tartışmasının gittikçe yaygınlaşmasına sebep olabilir."

“ADAYLIĞI KESİN İSE KAMPLAŞMAYI VE GERİLİMİ SONA ERDİRMELİ”

Türkiye seçmeninin yüzde 64'ünün sağ eğilimli, yüzde 34'ünün ise sol eğilimli olduğunu anlatan Bahçeli, cumhurbaşkanı adayının herkesi kucaklayacak bir aday olması gerektiğini söyledi. Bu kapsamda ortak çatı adayı projesi çerçevesinde başta eski cumhurbaşkanları, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yaptığını hatırlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesinde örnek teşkil edebilecek tarzda bir ortak aday ortaya konabilir. Bu konuda uygulamada, iki farklılık dikkat çeker veya bazı çevreler bunu tartışmaya açabilir. Birincisi nedir? Hangi siyasi parti, hangi sivil toplum kuruluşu varsa, seçimlere kendi adaylarıyla gidebilir. Bu adaylar arasında en fazla oy alanın etrafında ikinci turda buluşulabilir ve böylelikle cumhurbaşkanlığı seçimi mümkün olabilir. Bu basit, uygulaması kolay, anlaşılabilir bir yol olarak karşımıza çıkabilir. Ancak böyle bir uygulama modelin arkasını önünü iyi değerlendirdiğimiz vakit, hiçbir siyasi kurum kendisinin önerdiği aday birinci turda toplanılacak aday olmuş olsa dahi, ikinci turda bütünüyle destek sağlayacak bir imkan bulabilir mi bulamaz mı bunu düşünmek lazım. İkinci bir yöntem ortak çatı aday üzerinde bir mutabakata vararak, eğer Sayın Başbakan bu konuda kendi adaylığında kararlı ve AKP'nin yönetimi de bunu destekliyor ise o zaman bunun dışında kamplaşmayı, cepheleşmeyi, gerilimi Türkiye'de sona erdirmek üzere demokrasi anlayışı içinde kucaklayıcı bir yaklaşım ile bir aday üzerinde anlaşarak önce birinci turda sonra da en geç ikinci turda sonuç alabilecek bir uygulamayı ortaya koyabilmek lazım."

KONCUK: ÇATI ADAY TÜRKİYE'DE AKLA MANTIĞA UYGUN BİR YAKLAŞIMDIR"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ziyaretinden mutluluk duyduklarını ifade eden Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da “Çatı aday Türkiye’de, akla mantığa çok uygun gelen ve değerlendirilmesi gereken bir yaklaşımdır. MHP’nin kendi siyasi önceliklerini bir tarafa itmesi Türkiye Kamu-Sen’e göre, kaosun bu kadar derinleştiği ülkemizde siyaseten bu açılımı yapmak fedakarlık isteyen bir durumdur.” dedi.

CİHAN

Yorumlar