Bahçeli: Başbakan, yargıyı AKP'leştiriyor (1)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şimdi bu yargı üzerinde sinsice bir çalışma var.

Google Haberlere Abone ol
Bahçeli: Başbakan, yargıyı AKP'leştiriyor (1)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şimdi bu yargı üzerinde sinsice bir çalışma var. Bağımsız ve tarafsız yargı üçüncü kuvvettir. Güç alanını genişletmek için bu üçüncü kuvvet yargı üzerinde büyük oyunlar tuzaklar kuruyor ve onu siyasallaştırıyor. Dolayısıyla AKP'leştiriyor." dedi.

Bahçeli, Sakarya programı kapsamında Kocaali ilçesinde halka hitap etti. Bahçeli, burada yaptığı konuşmada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. MHP Genel Başkanı, şunları kaydetti: "Recep Tayyip Erdoğan şimdi kalkıyor Türkiye üzerinde bazı odakların iç ve dış işbirlikçileriyle kendisini iktidardan uzaklaştırma, darbe tehdidiyle karşı karşıya kaldığını ifade etmektedir. Aradan geçen süre içerisinde Recep Tayyip Erdoğan yüzde 36'lardan başlayan yükselmeyi en son 2011 yılındaki seçimlerde yüzde 52'e çıkartmıştır. Başbakan ikide bir söze başlarken 'yüzde 51 destek bizde' diyor. Biri itiraz ederse bir muhalefet partisi, bir milletvekili, bir sivil toplum kuruluşu veya buna benzer şahsiyetler herhangi bir eleştiri yönelttiğinde 'sus yüzde 51 destekle geldik. Sende geldiğinde sende yaparsın' diyerek bir azarlama anlayışını, üslubunu siyasete hakim kılıyor. Bir kibir, bir böbürlenme ortamına kendini sokuyor. Yüzde 49'da bu milletin evlatlarıdır. Bugün siz yüzde 51'de olabilirsiniz. Yarın yüzde 49, yüzde 50'nin üzerine geçerse ne yapacaksın? Yüzde 51 desteği bu millet benden çekti diye millete küsüp Avrupa'ya veya başka ülkelere mi gideceksin? Bu sebepten dolayı yüzde 51'i ağzına sakız yaparak her türlü eleştiriye karşı kendisini haklı kılmana gerek yoktur."

Yargının siyasallaşmasını eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu: "Hala yüzde 51 çoğunlukla hala kendisini daha güçlü kılmanın yolunu arıyor. Recep Tayyip Erdoğan yüzde 36'dan başlayan oy çokluğuyla yüzde 51'e geldiğinde yasamaya yani TBMM'ye 326 milletvekiliyle egemen oluyor. Dolayısıyla hükümeti yürütmeyi kuruyor. Anayasamıza göre kuvvetler ayrılığı yasama, yürütme, yargıysa başbakan bunun ilk ikisine zaten sahip oluyor. Bir de yandaş veya yanaşma medyayla basın ve medya gücünü yani demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak nitelendirilen medyayı da kucaklıyor. Kendisine bağlıyor. Ters düşenlere de bir alo yeter diyor ve atıyor işten. Bunun yanında bir yargı kalıyor. Şimdi bu yargı üzerinde sinsice bir çalışma var. Bağımsız ve tarafsız yargı üçüncü kuvvettir. Güç alanını genişletmek için bu üçüncü kuvvet yargı üzerinde büyük oyunlar tuzaklar kuruyor ve onu siyasallaştırıyor. dolayısıyla AKP'leştiriyor. Böyle bir olay karşısında tek başına iktidar olmuş ve kendisini tek adam yerine koymuş, partide kendisinden başka kimseyi anlamsız görüyor ve onlar ne derse bunlar bana dediğimiz yapmak mecburiyetindedir diye böyle bakıyor ise bu güç iklimi Recep Tayyip Erdoğan'ı güç çılgınlığına çeviriyor. Şaşkınlığına çeviriyor. Şımarıklığına çeviriyor. 'Ben ben' demeye başlıyor. ve her dediğim olacaktır. Olmazsa gereğini yaparım diyor. Böylelikle demokrasi içerisinde bir otoriter rejim kurmaya arkasından da kendisini diktatör yapmaya heveslenen bir tavır içerisine giriyor. Bu gidişat hayırlı değildir. Bu bencillik bu kibir, bu gurur, demokrasi içerisinde her şey benim diyerek kendisini oraya getiren vatandaşları yok farz eden anayasal kurumları, cumhuriyetin 90 yıllık birikimini ortadan kaldıracak kadar bir çılgınlığa düşmüş olan bir şahsiyetin ülkeye vereceği bir şey kalmamıştır." CİHAN

Yorumlar