Arınç'tan muhalefet milletvekillerine 'soru önergesi' uyarısı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, muhalefet partisi milletvekillerinin hükümet üyelerinin cevaplaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergeleri konusunda uyarılarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, muhalefet partisi
milletvekillerinin hükümet üyelerinin cevaplaması istemiyle TBMM’ye
verdiği soru önergeleri konusunda uyarılarda bulundu. Muhalefet
milletvekillerinin soru önergelerinde ‘Sayın’ kelimesinin bile
esirgendiğini kaydeden Arınç, “Ben bir Başbakan Yardımcısıyım 10-12
kurumdan sorumluyum. Her yıl bana 700 civarında soru önergesi
geliyor. Ben bunların, yüzde 95’ini cevaplandırmışım. Bence bir
büyük performans. Ancak milletvekillerine ben ‘bu soru önergelerin
sahibi bizzat siz olmalısınız’ diyorum. Bu soru önergelerinin
sahibi, siz değilsiniz. Burada iki unsur ortaya çıkar. Bir sevgili
basınımız. Sevgili basınımız, sizin cebinize küçük not kağıtları
ortaya koyar, bunu sormanızı ister. Siz siz olun onları okumadan
onların gerekli olup olmadığına karar vermeyin.” uyarısında
bulundu.
AK Parti’nin Parlamenter Danışmanları Akademisi’nde 130
milletvekili danışmanına ‘yerel yönetimler’ konusunda sertifikaları
verildi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun
başkanlığını yaptığı akademinin ödül töreni parti genel merkezinde
yapıldı. Törene Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da katıldı.
"2002'DE AK PARTİ 550 MİLLETVEKİLİNİN TAMAMINI ALACAKTI"
Toplantı da bir konuşma yapan Arınç, danışmanlara siyasette itibar
ve güvenin önemine işaret etti. Arınç, “2002 öncesinde siyasette
itibarsızlık, güvensizlik hakim olmuştu. Özellikle 1999-2002
arasındaki 3 parti koalisyonu döneminde yaşanan bir takım olaylar,
en son ekonomik kriz artık bu hükümete ve siyasete tamamen güvenin
bittiği nokta olarak görebiliriz. 7 partiyi içinde barındıran o
zengin siyasal yelpaze tamamen parlamento dışında kaldı. 3 Kasım
2002 seçimlerinde CHP ile biz Parlamento'ya birlikte girdik. Bizim
girmemiz normaldi, 15 aylık partiydik ve tek başına iktidara
geldik. CHP niçin bizimle birlikte Parlamento'ya girdi? Aslında CHP
şer olarak görünen bir şeyden hayır çıkardı. 99’da baraj altında
kalmıştı da onun için. Yüzde 8 buçuk ile barajın altına kalan CHP,
2002 seçimlerinde yüzde 10 buçukla ancak barajı geçmişti. Yüzde
yarım ona, 49 milletvekili getirmişti. Eğer 99 seçimlerinde CHP’de
Parlamento'da olsaydı emin olun o da Parlamento dışında kalacak ve
AK Parti 550 milletvekillerinin tamamını alacak ve tek başına
Parlamento'ya girecekti. Millet 1999-2002 yılları arasında kim
varsa Parlamento'da hepsini tavsiye etti. O kadar güvensizlik ve
korku hakim olmuştu.” diye konuştu.
"BASIN CEBİNİZE NOT KAĞITLARI KOYAR, BUNU SORMANIZI İSTER"
TBMM Başkanı olduğu dönemdeki izlenimlerini paylaşan Arınç,
milletvekili danışmanlarına tavsiye ve önerilerde bulundu.
Milletvekillerin yönlendirilmesi ve bilgilendirilmesi konusunda
danışmanların önemine dikkat çeken Arınç, özellikle
milletvekillerin hükümete yönelik soru önergelerine değindi. Derli
toplu, edepli soru sorulmasının mümkün olduğunun altını çizen
Arınç, “Çünkü soru önergelerinde TBMM’deki görüşmelerde nelere
dikkat ediliyorsa, yazıda da aynı şekilde dikkat edilmesi
gerekiyor. Ben bir Başbakan Yardımcısıyım 10-12 kurumdan
sorumluyum. Her yıl bana 700 civarında soru önergesi geliyor. Ben
bunların yüzde 95’ini cevaplandırmışım. Bence bir büyük performans.
Genelde bu soru önergelerinin 700’e yakını da muhalefet
partilerinden geliyor.
Ancak milletvekillerine ben ‘bu soru önergelerin sahibi bizzat siz
olmalısınız’ diyorum. Bu soru önergelerinin sahibi siz değilsiniz.
Burada iki unsur ortaya çıkar. Bir sevgili basınımız. Sevgili
basınımız sizin cebinize küçük not kağıtları ortaya koyar, bunu
sormanızı ister. Siz bunu sevinerek de sorarsınız. Hazmetmediğiniz,
araştırmadığınız, bilmediğiniz bir konuda sizin cebinize hazır
kağıt koyanlar bulunabilir. Siz siz olun onları okumadan onların
gerekli olup olmadığına karar vermeyin.
İkincisi çok çalışkan, dinamik danışmanlar var. O danışmanlar
milletvekillerimizin ismi daha çok geçsin, ‘daha çok soru önergesi
verdi, iktidarı terletti’ desinler diye her gün önüne 20 tane
gazete alır, gazetelerin her sayfasından 20 tane soru önergesi
çıkartır. Gazetelere bakarak soru önergesi hazırlamakta neyin nesi?
Bu iş, değil. Bu soru mekanizması o kadar cılk haline geldi ki, bir
ilin bütün ilçeleri için ayrı ayrı soru önergesi verenlerimiz var.
Burada amaç ne soru önergesi sayısını artırmak.”
MİLLETVEKİLLERİNE 'SAYIN' TEPKİSİ
Yine bazı milletvekillerinin gerek kürsüde konuşmasında gerek de
soru önergesinde ‘Sayın’ ifadesini kullanmadığından dert yanan
Arınç, bunun bir görgü göstergesi olduğunu söyledi. Son zamanlarda
gelen soru önergelerinde ‘Sayın Başbakan Yardımcısı’ gibi ifadeleri
göremediğini ‘Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından, Adalet
Bakanı Bekir Bozdağ tarafından’ şeklinde kullanıldığını kaydeden
Arınç, ‘Sayın’ kelimesinin esirgendiğini dile getirdi. Sayın
kelimesinin bilinçli olarak esirgenmesi halinde TBMM Başkanı’nın
buna müdahale etmesi gerektiğini belirten Arınç, cevap veren
Bakan’ın da söz konusu kişiden Sayın’ı esirgemesi gerektiğini
bildirdi.
Danışmanlara yasama konusunda kendilerini geliştirmeleri gerektiği
öğüdünde bulunan Arınç, söz interneti kullanmaya geldiğinde
geçtiğimiz günlerde sosyal medya konusundaki sözlerini de
hatırlattı. Arınç, şu ifadeleri kullandı: “Sörf yapılmasından çok
ta hoşlanmıyorum. O ‘çıt çıt’ dediğimde o. İşini gücünü bırakıp,
böyle böyle oynamanın anlamı da yok. Oynayanların halini
görüyorsunuz, başkalarını da oynatıyorlar. İhtiyaç kadar bu işle
oynayacaksınız. Ortalığı karıştırma konusunda karışmayın, onu
başkaları yapıyor. Sizler bilgiye ulaşacaksınız. ”
"ÖDÜL TÖRENLERİNİN YÜZDE 95'İ TUZAK"
Danışmanlar üzerinden milletvekillerini de uyaran Arınç,
milletvekillerini televizyon programlarına çıkma ve ödül törenleri
konusunda uyarılarda bulundu. Sırf daha çok göz önünde olabilme
için televizyonlara çıkmanın milletvekillerine yakışmayacağını
kaydeden Arınç, ödül törenleri konusunda da bu törenlerin yüzde
95’inin tuzak olduğunu söyledi. Bunlara kanılmamasını isteyen
Arınç, plaket endüstrisinin otomotiv endüstrisinden daha güçlü hale
geldiğine dikkat çekti.
CİHAN
Yorumlar