Arınç: TIR şoförleri bir başka örgüt tarafından enterne edildi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Irak'ta rehin alınan Türk TIR şoförlerinin başka bir örgüt tarafından kaçırıldığını söyledi. Bakanlar Kurulu sonrası konuşan Arınç, "31 TIR şoförümüz ve 49 konsolosluk görevlimiz belli bir...

Google Haberlere Abone ol
Arınç: TIR şoförleri bir başka örgüt tarafından enterne edildi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Irak'ta rehin alınan Türk TIR şoförlerinin başka bir örgüt tarafından kaçırıldığını söyledi. Bakanlar Kurulu sonrası konuşan Arınç, "31 TIR şoförümüz ve 49 konsolosluk görevlimiz belli bir süredir konsolosluktan ayrılmışlardır. Şoförler de başka bir yerde yine başka bir örgüt tarafından enterne edilmiş durumdadırlar.” dedi.

Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda sadece Musul'un konuşulduğunu belirten Arınç, "Bakanlar Kurulu’nun ana gündemi Irak’ta yaşanan gelişmelerdir. Konsolosluk personelimiz örgüt tarafından enterne edilmiş olarak beklemektedir. Bu durumun çözülmesine dair konular görüşüldü.” dedi. Arınç, "49 konsolosluk görevlimiz ve 37 şoför yurttaşımızın bir an önce ailelerine kavuşmaları ana gündem maddemizdi. Şu an iyi, hayırlı bir haber verecek değilim ama her an bunu bekliyoruz. Çalışmalarımız sürüyor. Bazen ABD, bazen BM, bazen Irak Bölgesel Yönetimi yetkilileri de dahil görüşmelerimiz sürüyor. Bu görüşmeler olumlu bir yöne doğru evrilmektedir. Halkımız şundan emin olsun, inşallah yakında bu vatandaşlarımızın sağ salim yurtlarına döndüklerini göreceğiz.” diye konuştu.

Ardından basına yönelik bir çağrıda bulunan Arınç, “Basından sorumlu başbakan yardımcısı olarak basına sansür getirmek değil ama bu örgütün nasıl bir örgüt olduğunu hepimiz artık biliyoruz, onları tahrik edebilecek açıklamalardan hepimizin sakınması gerektiğini şahsi bir hassasiyet olarak dile getirmek istiyorum. Konsolosluk görevlilerimizin nerede olduğuyla ilgili haberlerin çıkması işimizi zorlaştırabilir. Biz işimizin kolaylaşmasını istiyoruz. Bizim hem konsolosluk görevlilerimizle hem de şoförlerimizle irtibatımız var. Amacımız onların sağ salim yurtlarına dönmesidir.” ifadelerini kullandı.

"KONSOLOSLUĞUMUZ IRAK HÜKÜMETİ TARAFINDAN KORUNMAMIŞTIR"

Arınç, ayrıca bir soru üzerine konsolosluğun korunmamasından Irak hükümetinin sorumlu olduğunu vurguladı: "Bizim başkonsolosluklarımız, büyükelçiliklerimiz, dışırda ki temsilciliklerimiz devletimizi temsil ediyor. Orada Türk bayrağı dalgalanıyor. Oranın bulunduğu fiziki mekanlarda Türkiye toprağı sayılıyor. Oradaki yurttaşlarımız da, oradaki çalışanlarımızda bu şartların bütün dünya ülkeleri için geçerli olduğunu bilirler. Cenevre sözleşmelerine göre de oradaki dış temsilciliklerin korunması tamamen merkezi hükümetine aittir. Irak hükümetine aittir. Türkiye’de böyle bir şey olsaydı Türkiye sorumlu olacaktı. İran da böyle bir şey olsa İran hükümeti sorumlu olur. Yani bir ülke kendi içinde bulunan yabancı temsilciliklerin korunmasını da sağlamak zorundadır. Onlara yöneltilebilecek tecavüzler karşısında da sorumlu durumdadır. Orayı korumak mecburiyetindedir."

Arınç, şöyle devam etti: "Konsolosluğumuz Merkezi hükümet tarafından yani Irak hükümeti tarafından ve onun silahlı güçleri tarafından korunmamıştır. Konsolosluğumuz korunmasız hale geldiği için esasen böyle akıbetle karşılaştık. Ellerinde silah bulunan ve ordu mensubu olduğu bilenin kişilerin hepsi silahlarını da, kıyafetlerini de bırakarak konsolosluğumuzu da, Musul halkını da korumasız bırakmışlar ve kaçmışlardır. Bunlara karşı Maliki hükümeti ne yapar, ne yapması gerekir onların işi. Ama büyükelçimiz böyle bir hükümete karşı beyanda bulunmuşsa onun görevindedir zaten. Yani konsolosluğumuzla ilgili gelişmeleri veya IŞİD’in Musul üzerine giderken saniye saniye, dakika dakika nerede bulunduklarına dair izlenimlerin hepsi yapılmıştır. Ama akla gelmeyen şeylerden bir tanesi Iraklı silahlı güçlerin yani ordu mensubu olan insanların ortalıktan biranda kaybolacağı, silahlarını bırakıp kaçağı bunların sayısı binlerle ifade ediliyor ve konsolosluğumuzun biranda 900 civarındaki IŞİD’le karşı karşıya gelmiş olmasıdır. Yani her ülke kendi ülkesinde bulunan yabancı misyonları ve onların temsilcilerini korumak zorundadır. Bu Türkiye içinde böyledir başka ülkeler içinde. Ama hükümet düzeyinde yapılmış mıdır esasen hükümetimize, devletimizi de büyükelçilerimiz temsil ediyorlar. Dışişleri Bakanlığı’ndan aldıkları talimatı mutlaka yerine getiriyorlardır.”

“Askeri hareketin son seçenek olduğu zaten dillendiriyor ama IŞİD’de adım adım ilerliyor. Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde de artık IŞİD var. Türkmen Cephesi Lideri’nin bir açıklaması oldu. ‘Silahlanmak zorundayız’ dedi.

İnsani yardım dışında askeri bir yardım söz konusu oldu mu?” sorusu yöneltilen Arınç, şöyle konuştu; “Irak Türkmen Cephesi akıllı insanladır. Onlar Türkiye’den silahlı bir yardım istemenin mümkün olmayacağını, bunun reel politikaya uygun olmayacağını, Türkiye’nin elindeki silahlı güçleriyle başka bir ülkenin topraklarına şu veya bu vesileyle girmesinin mümkün olmayacağını sizden de bizden de daha iyi bilirler. İstedikleri bölgedeki diğer güçlerin kendileriyle birlikte hareket etmeleri ve IŞİD’e karşı kendilerinin yanında silahlanması hemde şehirlerini, yurttaşlarını kendi insanlarını muhafaza etmeleridir. Oradaki dengeler neyi gerektiyorsa Türkmenler onu yapıyor. Bizim de Türkmen kardeşlerimizden istediğimiz tek şey aralarında mezhep farklılıklarını bir kenara koyarak birlikte hareket etmeleridir. İçinde bulundukları şartları biliyoruz. Evet AFAD vasıtasıyla insani yardım yoldadır. Bir kısmı ulaşmış durumdadır. Düşünün ki oradaki yol güzergahlarının ne kadar emniyetsiz olduğunu ve yardım ulaştırma konusundaki sıkıntılarımızı da tahmin edebilirsiniz ama AFAD bu konuda büyük bir fedakarlıkla üzerine düşeni de yapmaktadır. Tabi Telafer, Kerkük önemlidir. Bağdat’a doğru yürüyüş önemlidir ama sayın Başbakanımız bir konuyu üzülerek ifade ediyor. O da, ‘mesele sadece IŞİD meselesi değildir. IŞİD meselesi olmaktan çıkmıştır. Bugün bölgeyi ateşe verecek olan şey bir mezhep savaşının başlayacak olmasıdır.’ Gelişmeler bu noktada. Mezhep tahassusuyla hareket eden gruplar maalesef böyle bir savaşın tohumlarını ekiyorlar ve bunlar asıl bu bölge için çok daha büyük tehlike oluyor.”

CİHAN

Yorumlar