Arınç: Referanduma karşı çıkanlar sevinç çığlıkları atıyor

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 12 Eylül 1980 darbesi davasında Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın cezalandırılması Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ‘Hak ihlali var’ kararının ardından Balyoz sanıklarının...

Google Haberlere Abone ol
Arınç: Referanduma karşı çıkanlar sevinç çığlıkları atıyor

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 12 Eylül 1980 darbesi davasında Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın cezalandırılması Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ‘Hak ihlali var’ kararının ardından Balyoz sanıklarının tahliye edilmesiyle 12 Eylül 2010 tarihindeki referandumunun öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Arınç, “Tarihin garip bir tecellisine bakın ki o gün, ‘hayır’ diyenler bugün ‘ah ne iyiymiş, Allah senden razı olsun Anayasa Mahkemesi, sen olmasan halimiz ne olacaktı’ diye sevinç çığlıkları atıyorlar. Demek ki özgürlük, demokratikleşme böyle bir şey. O yüzden ‘diktatörlüktü’, ‘demokraside geriye gidişti’ filan deyip o dönem Başbakanımızı veya hükümeti suçlamaya kalkanlar Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ne kadar mahcup olsalar yeridir." dedi. Arınç, Balyoz tahliyeleriyle ilgili de "Türkiye'de yargılamanın hangi koşullarda yapılması gerektiğini tekrar göz önüne almamız gerekiyor. Yargıda eğer devlete paralel yapılanma belli maksatlarla hareket etmiş ve bu kararları önümüze getirmişse o yapıyla mücadele etmenin ne kadar doğru ve ne kadar haklı olduğunu gösteren bence önemli bir göstergedir." diye konuştu.

Seçim bölgesi Bursa’da Çekirge Polisevi’nde düzenlediği basın toplantısında konuşan Bülent Arınç, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Türk yargısının önemli bir karar vererek, 12 Eylül darbesi davasında dönemin komutanları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın müebbet hapis cezasına çarptırıldığını anlatan Arınç, şunları kaydetti: "12 Eylül 1980 darbesini yapanlarla ilgili yargımız önemli bir karar verdi ve hayatta bulunan Milli Güvenlik Konseyi üyelerinden Kenan Evren ve Şahinkaya'nın müebbet ağır hapsine hükmetti. Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesi gereğince anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti darbe ile sonlandırmak gibi suçlamalarla. Bu Türk siyasi tarihinde ilk defa oluyor. Bu dönemlerde ordu fiilen yönetime el koydu ve Meclis ile siyasi partiler kapatıldı. Bu zaman aralıklarında muhtıralar da yaşandı. Ama darbecilerden hiç hesap sorulmamıştı. 12 Eylül 2010 referandumuyla darbecileri koruyan hükümler Anayasa'dan çıkarıldı. Bu anayasa referandumuna ve anayasa değişikliğinin Meclis'ten geçmesine sadece AK Parti grubu vesile oldu. CHP reddetti, oylamalara bile girmedi. MHP reddetti, oylamalara girmedi. O zaman BDP'liler ve DTP'liler vardı. Onlar da oylamaya katılmadılar. AK Parti tek başına Meclis'ten çıkardı, milletimizin önüne götürdü. Milletimiz de yüzde 58 oyla bu anayasa değişikliğine 'evet' dedi. Dolayısıyla geçici 15. maddenin koruması kalkınca darbecileri koruyacak bir yasal zırh kalmamış oldu. O zaman bütün muhalifler 'Siz bunu yapamazsınız. Maksadınız başkadır. Siz ülkeyi bölüyorsunuz, parçalıyorsunuz' gibi saçma sapan laflar etmişlerdi. Oysa bugün her olayda görüyoruz ki 12 Eylül 2010 referandumuyla anayasa değişikliğini önümüze getiren her şey Türkiye'nin demokratikleşmesine, özgürleşmesine, sivil asker ilişkilerinin normalleşmesine, cuntalar ve darbeler döneminin kapanmasına yol açtı. Hiç kimse bugüne kadar ne Kenan Evren'in ne de arkadaşlarının yargılanacağını ve bu mahkeme sonucunda da idam olsaydı idam, idam olmadığı için ağırlaştırılmış müebbet, yaşlarına hürmeten de müebbet ağır hapis cezasıyla cezalandırılacağını düşünemezdi. Bunu gerçekleştiren Türk yargısıdır. Ona bu izin ve imkanı veren AK Parti'nin Meclis'teki mücadelesi ve milletimizin de yüzde 58'le 'evet ben artık Türkiye'de darbe istemiyorum. Kim aklından darbe geçiriyorsa yargılanmalıdır ve sonucuna katlanmalıdır' hükmünü veren milletimize teşekkür etmemiz lazım."

'YARGIDA PARALEL YAPI EĞER VARSA, O YAPIYLA MÜCADELE ETMEMİZİN NE KADAR DOĞRU OLDUĞUNU GÖSTERİR'

Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz kararı sonrası gerçekleşen tahliyeleri de değerlendiren Bülent Arınç şöyle devam etti: "Mahkemeler tüm sanıklar için tahliye kararı verdiler. Kimisi 5, kimisi 3 yıl sonra kimisi 2 yıl sonra kaldı ki her biri 20 yıl veya 18 yıla mahkum edilmişken, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararıyla ve ilgili mahkemelerin de tahliye kararı vermesiyle davada tutuklu sanık kalmadı. Bu son yollarda yaşanan önemli olaylardan, belki de çok önemli sonuçlar doğurabilecek olaylardan bir tanesidir. Kim karar verdi? Anayasa Mahkemesi. Ona bu yetkiyi kim vermiştir? 12 Eylül 2010'da referandumu yapılan anayasa değişikliği. Kim karşı çıkmıştı buna? CHP, MHP ve diğerleri. Bunu kim savunmuştu? AK Parti. Tarihin garip bir tecellisine bakın ki o gün, ‘hayır’ diyenler bugün ‘ah ne iyiymiş, Allah senden razı olsun Anayasa Mahkemesi, sen olmasan halimiz ne olacaktı’ diye sevinç çığlıkları atıyorlar. Demek ki özgürlük, demokratikleşme böyle bir şey. O yüzden ‘diktatörlüktü’, ‘demokraside geriye gidişti’ filan deyip, Başbakanımızı veya hükümeti suçlamaya kalkanlar Anayasa Mahkemesi'nin bu kararıyla ne kadar mahcup olsalar yeridir. İyi bir şey yapmışız. Vatandaşımızın haklarını korumaya yönelik, önemli bir Anayasa değişikliği yapmışız, millet bunu tasdik etmiş. Milletimize ve AK Parti'ye kim ne kadar teşekkür etse azdır şüphesiz. Tutukluluk halinin istisna olması gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Uzun tutukluluk sebebiyle hak ihlali yapıldığını düşünen Anayasa Mahkemesi İlker Başbuğ başta başka sanıkların da tahliyesine karar vermişti. 6-7 milletvekili de bulunmaktaydı. CHP'den 2, BDP'den 5 milletvekili olmak üzere 7 milletvekili tahliye edilmişti. Dün de MHP'den seçilen milletvekili bu kapsamda tahliye edildi. 12 Eylül ve Balyoz davasında verilen kararlar, Türk yargısı, Türk siyaseti ve Türk Silahlı Kuvvetleri için önemlidir. Türkiye'de yargılamanın hangi koşullarda yapılması gerektiğini tekrar göz önüne almamız gerekiyor. Yargıda eğer devlete paralel yapılanma, belli maksatlarla hareket etmiş ve bu kararları önümüze getirmişse o yapıyla mücadele etmenin ne kadar doğru ve ne kadar haklı olduğunu gösteren bence önemli bir göstergedir." CİHAN

Yorumlar