Arınç, 'paralelci polisler' iddiasını yalanladı: Kesinlikle böyle birşey yok

Bşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, bugün Akşam gazetesinde yer alan ve bazı polislerin 1 Mayıs’ta görevlerini yerine getirmeyecekleri şeklindeki iddiasını yalanladı.

Google Haberlere Abone ol
Arınç, 'paralelci polisler' iddiasını yalanladı: Kesinlikle böyle birşey yok

Bşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, bugün Akşam gazetesinde yer alan ve bazı polislerin 1 Mayıs’ta görevlerini yerine getirmeyecekleri şeklindeki iddiasını yalanladı. Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada “Kesinlikle böyle birşey yok ve buna müsaade etmeyiz.” dedi. Arınç, iddiayı ortaya atanlar için de ''Bu iddiaları ortaya atanlar kafaları karıştırmak, binlerce emniyet mensubunu töhmet altında bırakmak istiyorlarsa namuslu insanların yapacağı birşey var. İşte bunu şunlar yapacaktır diye göstersin veya bu konuda bir duyumu varsa ortaya koyabilsin ki biz onun gereğini süratle yerine getirelim.'' şeklinde konuştu.

Başbakanlık Merkez Bina’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sona erdi. Yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını cevapladı. Seçim sistemiyle ilgili değişiklikle ilgili çalışmanın toplantıda gündeme gelip gelmediği yönündeki bir soruya Arınç, şöyle cevap verdi: ''Arkadaşlar bakanlar kurulu gündemimizde yoktu. Ancak bu konuyu biliyorsunuz sayın Başbakanımız ve bazı ilgili bakan arkadaşlarımız seçim sistemi üzerinde bir çalışma yapıldığını ifade ettiler. Şu anda teşkilatımızda, seçim işleri başkanlığımızda bu seçim işlemlerinden ikisi üzerinde bir çalışma yapılıyor. Daraltılmış bölge mi olmalı Türkiye gerçeklerine uygun dar bölge sistemimi olmalı? Çeşitli similasyonlar üzerinde çalışılıyor ve bunun hem temsilde adalete hem de yönetimde istikrara yol açabilecek bir seçim sistemi hangisi daha idealdir, hangisi daha gerçekçidir bunun çalışması yapılıyor. Şüphesiz bunun çalışması bittiğinde Bakanlar Kurulumuza eğer bir tasarı olarak bunu sunacaksak gelecektir. Teklif olarak gelecekse de Merkez Yürütme Kurulu’nda tartışılarak buna ayrıca karar verilmesi gerekebilir. Ama her halükarda eğer bugünkü seçim sistemi değişecekse yani ikisinden biri olarak bir ihtimal söz konusuysa bunu mutlaka Haziran ayana kadar kanunlaşması gerekir. Çünkü Anayasamızın 67. Maddesinin ikinci fıkrası Türkiye’deki seçim sistemlerinin temsilde adalet, yönetimde istikrara uygun olması bir, ikincisi de yapılacak seçimden en az bir yıl öncede kanunlaşması gerekiyor. Madem ki 2015 Temmuz ayında seçim yapılacaksa Türkiye’de bunun bir yıl öncesinden seçime yönelik bir değişikliğin yapılması mecburiyeti var. Bugün Nisan’ın 21'i ise önümüzde topu topu ancak yani yasalaşma sürecini dikkate alırsak 1 aylık bir zaman var. Bu çalışmalarımızın ne zaman bittiğini ve hangisi üzerinde karar kıldığımızı elbette sizlere açıklayacağız. Ama bugün o noktada değiliz.”

''TÜRK-İŞ KADIKÖY’DE MİTİNG YAPMAYI KABUL ETTİ''

Ardından Arınç’a yaklaşan 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili "1 Mayıs konusunda sendikaların Taksim konusunda ısrarları var. Sizin tarafından da Taksim açıklanmayacağına dair bilgiler geliyor. Bugün Taksim konusu Bakanlar Kurulu’nda gündeme geldi mi?” sorusu yöneltildi. Başbakan Yardımcısı Arınç, şu değerlendirmede bulundu: ''Gelmedi. Ben sayın İçişleri Bakanımıza sordum bu konudaki son durumun ne olduğunu. Bir defa sendikalar Taksim’de 1 Mayıs toplantı veya gösteri yapmak istiyor sözü eksik. Mesela Türk-İş Kadıköy’de miting yapmayı kabul etti. Sadece DİSK ve ona bağlı sendikalar her yıl olduğu gibi belki bir toplantı ve gösteri yürüyüşünden daha fazla bir tartışma ortamı çıksın, bir çatışma olsun ve Taksim geçmişte yaşanan olayları yine acı örnekleriyle hatırlatan bir gösteriye sahne olsun diye bir çabanın içerisinde. Bu konuda kanunlar geçerlidir. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu İstanbul Valiliği’nin aldığı kararlarda Taksim’in ayrılan bir alan olmadığı çok açıktır. Mitingler için, gösteriler için hem Maltepe’de hem Yenikapı’da miting alanları tahsis edilmiştir ve bu sendikaya müracaatıda olmamasına rağmen sadece görüşmeler yaptıkları için sizin toplantı alanınız orasıdır, orada miting yapacaksınız, hemen başvurunuzu yapın mutlaka orada yapabilirsiniz denilmiştir. Ama onlar tartışmayı sürdürmek hatta şiddetlendirmek ve neye mal olursa olsun Taksim’de yapmak gibi bir ısrarın içindeler. Bir defa Taksim’de yayalaştırma projesi gerçekleştirilmiştir. Orası bir gösteri alanı değildir. Geçmişteki güvenlik sebepleriyle vilayetimizin aldığı başka bir karar vardır. Belki geçmişte şuna müsaade edilmişti. Biliyorsunuz hükümetimiz 1 Mayıs’ı bir bayram olarak kabul eden yıllar sonra ilk hükümettir. Buda düşünce ve fikir özgürlüğüne toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna uygun yapılabilecek her toplantıya sıcak baktığımız şeklinde anlaşılabilir. Yani sendikaları temsilen bir küçük topluluğun bir çelenk sunmak ve bir basit bildiriyi orada okumak gibi anlamlı bir jesti olabilirse sanıyorum valilik buna izin verebilecektir. Ama toplulukların, büyük kalabalıkların orada sabahtan akşama gösteri yapması şeklinde kesinlikle bir izin verilmeyecek ve ne olursa olsun emniyet kuvvetleri duruma müdahale edecektir. Yasa dışı bir eylem olduğu içinde bu tertipleyenler kanunu bir soruşturmaya maruz kalacaklardır.''

YALOVA’DA SEÇİMLERİN İPTAL EDİLMESİ

YSK’nın Yalova seçimlerini iptal etmesine ilişin bir soru yöneltilen Hükümet Sözcüsü Arınç, ''Bu çok tabi bir şey. Biliyorsunuz önce Ağrı il olarak şimdide Yalova il olarak seçimler iptal edildi. Bildiğim kadarıyla Haziran başlarında buralarda bir seçim yapılacak. Yine hatırlıyorum bazı ilçelerde galiba 5 olması lazım. Seçimlerin yenilenmesine karar verildi. Bu normal prosedürdür. Seçimlere AK Parti çok güçlü bir şekilde hazırlık yapacak ve iptal edilen bu seçimlerde belediye başkanlıklarını kazana bilmek için bütün gücüyle gayret edecektir.'' dedi.

''İÇTEN’İN YAPTIĞINI DOĞRU BULMUYORUM''

Arınç’a ardından Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ile ve AK Parti Milletvekili Cuma İçten ile ilgili tartışma soruldu. Arınç, "Birkaç defa etkinliklere katıldım. Kendisi iyi bir bilim kadını, Diyarbakır'ın evladı. Yüksek oylarla da rektörlüğe seçilmiş. Çok mazbut, çok dinar çevresinde de sevilen insan. 30 Eylül demokratikleşme paketiyle başörtüsünü kamu hizmetlerinde serbest bıraktık. Bir ilk olması bakımından başını örterek görevine başlaması beni çok sevindirdi. Taktir ettim. Bir insanın kalbini yarıp bakamayız. Bu hanımfendi dindar bir hanımfendi. Hem kendi işini çok iyi yapıyor. Dindar bir Müslüman olarak görevlerini aksatmamaya çalışıyor. Bu bakımdan bir suistimal, başka bir amacı gizlemek için başını örtmek gibi bir yakıştırma çok çirkin olur. Maalesef milletvekili arkadaşımız İçten, başını örtmesinin hemen arkasında yıllar öncesine dayanan yolsuzluk iddialarını yüksek sesle söylemeye başladı. Yolsuzlukluk kim tarafından yapılırsa yapılsın bunun üzerine gidilmelidir. Bunun için bir bayan rektörün başını örtmesini beklemek de doğru değildir. Dolayısıyla 3-5 yıl öncesine dayanan bazı iddialar ve elinde deliller varsa niçin bugünü beklemiştir o kişiye sormakta fayda var. Bir samimiyetsizliği teşhir etmek istiyorsa yani sırf bu yolsuzluktan kurtulmak için başını örttü deniyorsa bu çok çirkin çok kötü bir yakıştırma olur. Ben hanımfendinin böyle birşey yaptığını kabul etmem. Tanıyabildiğim kadarıyla. Yolsuzluk iddiasına sahip olan herkes elindeki bilgileri ve belgeleri sür'atle yargıyla paylaşmalıdır. YÖK'e bildirilmeden elinde tutularak, 'haa şimdi günü geldi demek' samimiyetsizlik olarak görüyorum. Bu arkadaşımızın yaptığını da doğru bulmuyorum.'' ifadelerini kullandı.

AKŞAM’IN İDDİASINI YALANLADI

Arınç’a basın toplantısında son olarak Akşam gazetesinde yer alan ve bazı polislerin 1 Mayıs’ta görevlerini yerine getirmeyecekleri yönündeki iddialar soruldu. Arınç, "O kadar çirkin ve tehlikeli birşey şüphesiz onlar yazdığı için siz söylüyorsunuz. Ama bir hukuk devletinde ve hükümetimizin ülkeyi yönettiği bir zamanda siz o gazetenin şöyle yazdığını soruyorsunuz bana. 1 Mayıs gösterileri sırasında bir kısım polisler görevlerini ihmal edecekler veya düşünmeyecekler. Hükümeti zor durumda bırakmak amacıyla gösterilere yardımcı olacaklar. bunu duymak bile tüylerimizi diken diken ediyor. O gazete hangi gazetedir hangi amaçla yazmıştır bilmiyorum. bu konuda ciddi bir duyum varsa ve kimse bu hükümete başkaldıran kimlerse biliniyorsa lütfen bunları bize bildiriniz gereğini yaparız. Ama ben hukuka kanunlara riayeti kendisine namus bilen Türk polisine güvenip onları fedakarlık içerisinde görev bilinci içeresinde amirlerinin emirlerine riayet ettiklerini düşünyorum. Siz öyle bir şey söylüyorsunuz ki bu bize 80 öncesi Türkiye’yi hatırlatıyor. Böyle bir şeye kesinlikle izin vermeyiz. Polislerimiz arasında güvenlik kolluk kuvvetleri arasında hükümetin emirlerini amirlerinin emirlerini uygulamayacak bir kişinin varlığına bile tahammül edemeyiz. Onları bulursak onları bilirsek şüphesiz en kısa zamanda meslekle ilişkilerini keseriz ve bir kenara koyarız. Ama bu iddiaları ortaya atanlar kafaları karıştırmak, binlerce emniyet mensubunu töhmet altında bırakmak istiyorlarsa namuslu insanların yapacağı birşey var. İşte bunu şunlar yapacaktır diye göstersin veya bu konuda bir duyumu varsa ortaya koyabilsin ki biz onun gereğini süratle yerine getirelim. Kesinlikle böyle birşey yok ve buna müsaade etmeyiz.” dedi.


CİHAN

Yorumlar