Arınç: Meclis takvimi uygunsa, dershane düzenlemesi seçimden önce çıkabilir(2)
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dershane düzenlemesi ile ilgili kanun tasarısı meclis takvimi uygun olursa seçimden önce çıkabileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dershane
düzenlemesi ile ilgili kanun tasarısı meclis takvimi uygun olursa
seçimden önce çıkabileceğini söyledi. Meclis'in gündemine hakim
olduğunu belirten Arınç, “HSYK görüşmeleri başladı bir yerde durdu.
Gün gün doğmadan neler doğar. Meclis gündemine süratle alır ve
komisyondan süratle geçerse, Meclis takvimi ne kadar gerektiriyorsa
o zaman vaktimizde olursa bu geçebilir. Diyelim ki mart ayı başında
meclis çalışmayacaksa o tarihte yetişmezse, marttan sonra bu işe
bakılır. Hükümetimizin hedefi mart seçimlerine kadar meclise sevk
edilir edilmez komisyon ve genel kurul sürecinden geçmesidir. Buna
ne kadar imkan bulabileceğiz bunu inşallah Meclis'te görürüz.” diye
konuştu.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar
Kurulu sonrasında bir basın toplantısı düzenledi. Bakanlar
Kurulu'nda iki bakanın sunum yaptığını belirten Arınç, basın
mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Birçok davada
delil teşkil eden 5 nolu hard disk vardı. Balyoz ve Poyrazköy
davalarında Bununla ilgili olarak TÜBİTAK bir rapor açıkladı ve bu
hard diskle oynandığı yönünde. Bu durum yeniden yargılamayı ve o
çalışmayı nasıl etkiler?” sorusuna Arınç, “Basında yazılıp çizilen
bir rapordan bahsediliyor siz bu raporun orijinalini gördünüz mü?
Tamamen yayınlandı mı, ben görmedim o yüzden soruyorum. Basın haber
olarak veriyor, rapor içeriği itibariyle yayınlandı mı? Bu konuda
TÜBİTAK bir açıklama yapmadı bildiğim kadarıyla. Bunu üzerine genel
konularda birkaç cümle söyleyebiliriz. Yargılamanın iadesi
süreciyle ilgili bir çalışma var sonuçlanmadı. Türk Ceza Kanunu'nda
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda bunun düzenleyen maddeler geçmişten bu
güne vardır ve ihtiyaçları karşılayacak noktadadır. Türkiye’de son
gelişmeler içerisinde yeniden yargılama yapılması bu hükümlerden
farklı olarak yeni bir şekle bürünecekse bu konuda ne yapılır,
Adalet Bakanımız bu konuyu ortaya atan kişilerle ve kurumlarla
hukuki anlamda bir çalışma yapacaktır. Böyle bir çalışma bürokrat
düzeyinde yapılmaktadır. Sonuçlanmış ama ortaya çıkan nihai taslak
veya düşünce mevcut değil. Üzerinde oynandığı iddia edilen şey bir
delil olarak kabul edilmişse mahkemelerde ve o mahkemelerde henüz
bitmemişse ve bu rapor gerçekse mahkeme bunu dikkate alabilir.
Mahkeme bitmişse ve hükme esas ve dayanak yapılan bir delilin
sahteliği sonradan ortaya çıkmışsa mevcut yargılamamın iadesi
hükümleri çerçevesinde ele alınabilir bu konuda bir boşluk yok. Ama
böyle bir rapor var mı bu nasıl bir rapordur bu iddialara karşı
altında imzası bulunan TÜBİTAK mensuplarının veya uzman kişilerin
bu konudaki düşünceleri nelerdir onları yazalım çizelim
gazetelerde. Ortaya çıkacak sonuca göre bir şey söylemiş olalım.”
cevabını verdi.
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU İNSAN ODAKLI DEMOKRASİYE UYGUN
BİR DÜZENLEME
Başka bir gazetecinin, “Kişisel verilerin korunması ile ilgili
kanun imzaya açıldı. Biraz ayrıntı verir misiniz?” sorusuna Arınç
şu cevabı verdi; “Bunun dinlemelerle ilgili yok. Kişisel veriler
var belli bir yerde toplanıyor bunların 3. kişiler tarafından
bilinmemesi, eğer ifşa edildiği takdirde hangi cezaların
uygulanacağı bunları kimin denetleyeceği korunmasını kimin
sağlayacağı ile ilgili bir sistem. Dinlemelerle ilgili konuları
ayrı değerlendiriyoruz. Kişisel veriler SGK kayıtları olabilir ve
şirketlerle ilgili olabilir milyonlarca insanın rahatsızlığından,
kendisine ait bilgilerin bir yerde tutulması ve korunması
mümkündür, buna aykırı hareket edilmesi halinde kişisel verilerin
gizliliğinin ihlal edilmemesine kadar çok önemli bir kanun. Avrupa
Birliği sürecinde de bizim için çok önemli. 2010’da yapılan
referandumda kabul edilen insanlara kişiliklere ve insan odaklı
demokrasiye uygun bir düzenleme. İnternete düşünce içeriğinden
sizin de bilginiz olur.”
“Dershane düzenlemesinin mart seçim öncesi çıkabilir mi? yoksa
seçim sonrasına bırakılması gündemde olabilir mi?” sorusuna Arınç,
“Meclis gündemine hakimdir. HSYK görüşmeleri başladı bir yerde
durdu. Gün gün doğmadan neler doğar. Meclis gündemine süratle alır
ve komisyondan süratle geçerse Meclis takvimi ne kadar
gerektiriyorsa o zaman vaktimizde olursa bu geçebilir. Diyelim ki
mart ayı başında meclis çalışmayacaksa o tarihte yetişmezse marttan
sonra bu işe bakılır. Hükümetimizin hedefi mart seçimlerine kadar
Meclis'e sevk edilir edilmez komisyon ve Genel Kurul sürecinden
geçmesidir. Buna ne kadar imkan bulabileceğiz bunu inşallah
mecliste görürüz.” cevabını verdi.
Döviz fiyatlarında artışın sorulması üzerine Arınç, "Merkez Bankası
üzerine düşeni yapıyor. Maliye Bakanlığımız ve diğer Hazine
yetkilileri konuyu takip ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek,
30 Mart'ta gerçekleştirilecek seçimler öncesi suikast girişimi
olacağı yönünde açıklamalar yaptı, neler söyleyeceksiniz?" sorusuna
Arınç, "Normal görevini yapan İçişleri Bakanlığımız var. Elindeki
emniyet güçleri, istihbarat gücü ve jandarma gücü, kırsalıyla,
merkeziyle. Şüphesiz seçimin güvenliği her zaman önemlidir. Hangi
seçim döneminde neler yapılıyorsa bu kez gelişen şartlar içerisinde
daha çok dikkat edilecek konular vardır. Valilerimiz, emniyet
müdürlerimiz, bu konu ile ilgili kolluk güçlerimizden başlayarak
adalet mekanizması dahil seçime yönelik hazırlıklarını yapıyordur
yapacaktır. 50 milyona yakın seçmenin oy kullanacağı bir seçime
gidiyoruz ve Türkiye'de 2 binden fazla belediyenin başkanı
seçilecek. 30 büyükşehirde, ikamet eden nüfusu Türkiye’nin yüzde
76’sı. Elbette seçim sonuçlarını etkilemek için yasadışı
örgütlerden tutunuz maalesef hoşa gitmeyen bir takım oluşumların
meydana gelmesi mümkündür. Bunlar yapılıyor valilerle ilgili
toplantılar yapıldı yapılacak. Emniyet alarm durumuna teyakkuz
durumuna geçmiştir. İzinler belki kaldırılacaktır. Her türlü tedbir
alınır kimsenin endişesi olmasın. Seçim döneminde meydana gelecek
muhtemel olayları istihbaratın da önceden haber alması önlem alması
lazım. Her yerde bayraklama yapıldığı afişlerle, posterlere
donatılmış yerler var. Bunların bir düzen içinde açılması ve
kullanılması gerekir. Mülki amirlerin nerelerde ne zaman
açılabileceğini, açılmış olmasını bilmesi lazım. Hiç kimse bir şey
yapmak ama gece yarısından sonra camları kırılır. Bunu yapacaklarda
vardır. İnsanlar tahrik edilir, menfi düşüncelerle ortaya
çıkabilirler. Hiçbir zaman böyle acı bir olay yaşanmasını
istemeyiz. İnsanların siyasi düşüncelerini karşıt olanlar bir
şekilde basitte olsa eylemler yapabilirler. Gözetim altında
tutulması gerekir. devriyelerin artırılması, gezici birtakım
unsurların belki bazı yerleri sabaha kadar kontrol altında
tutmasında fayda var. bu oralarda siyasi bir çalışma yapılmasını
engellenmek için değil daha rahat ve güven içinde yapılması
içindir. Hiçbir endişemiz yok. Gereken tedbirler alınıyor" cevabını
verdi.
CENEVRE 2’DEN NE ÇIKACAĞINI BİRKAÇ GÜN İÇİNDE GÖRECEĞİZ
Başka bir gazetecinin, “Suriye’den gelen fotoğraflar vahşetin devam
ettiğini gösteriyor. Hükümetin Cenevre 2 toplantısından nasıl bir
beklentisi var?” sorusuna Arınç şu cevabı verdi; “Cenevre 2
Konferansı aylar öncesinden konuşuldu. Büyük bir katılımla
toplandı. Türkiye bu konferansın oluşumuna ve toplanmasına katkı
verdi. Suriye’de yaşanan trajediyi insan hakları ihlalleri ve hatta
katliamına en çok derununda hisseden göğsünde kalbinde taşıyan
Türkiye’dir. Suriye’deki dramın ve trajedinin sona ermesi için kim
ne yapacaksa Türkiye bunu destekler. İlk günkü toplantılara
Dışişleri Bakanımız ciddi bir ekiple katıldı konuşmalar yaptı. Bu
konuşmaların bazıları tartışmalı cereyan etti ama Türkiye tezlerini
en güzel şekilde ortaya koydu. Suriye’deki taraflarda yapılan bir
görüşme var. Bunun sonucunu ne olacağını kestirmek zor. Aynı anda
aynı odada masaların birer tarafında oturmak hayaldi ama buna ikna
edildiğini düşünüyoruz. Bir taraftan İbrahimi, öbür taratan Ban ki
Moon belki onlara etkide bulunan önemli devletler böyle bir
toplantının devamını sağlamaya çalışıyorlar. Böyle bir toplantıdan
çıkacak sonuçtan ümitli olmalıyız. Yani ümitsiziz buradan birşey
çıkmaz demeyelim. Fotoğrafların yayınlanmasından sonra vicdan
taşıyan insanların Suriye’de yaşananlara bakışında çok önemli
değişiklikler olmalı eğer başka bir yerde olsa başka insanlar bu
şekilde katledilmiş olsaydı ben dünyadaki tepkinin daha güçlü
olacağını inanırdım. Ama Suriye’de yaşanmış ve burada ölen
insanların pek çoğunun inancı kimliği belli ise hür dünyanın ve
insan hakları diye aya kalkan pek çok ülkenin sessiz kalmasını
anlamak mümkün olmadı. Cenevre 2'den ne çıkacağını birkaç gün
içinde göreceğiz.”
“Dershane düzenlemesi ile ilgili farklı bilgiler var mı? Biraz
ayrıntı paylaşır mısınız?” sorusuna Arınç şu açıklamaları yaptı;
“Genel itibariyle özellikle en son Bakanlar Kurulu'nda açıkladığım
temel parametreler esas alınmak suretiyle bir rasyonel tasarı
hazırlanmış bütün arkadaşlarımız olsa olsa ancak bu kadar olur
dediler. Bu çeşitli endişeleri gideren bir düzenleme olmuş. Etüt
merkezi nedir nasıldır, nasıl olacaktır? Okuma salonları ve
diğerleri ama genelde dershaneler. Son düzenlememizi anlattığımız
gün yani bir geçiş döneminin dershaneler için tanındığı konusundaki
sözlerimiz bu işin paydaşları tarafından büyük bir memnuniyetle
karşılandı. Bütün dershanelerin temsil eden dernek başkanları,
ertesi gün geldiler önce, Milli Eğitim Bakanımız sonra beni ziyaret
ettiler. 'Bizim düşüncelerimizi görüşlerimize düzenlemede yer
vereceğiniz için teşekkür ediyoruz. Biz de buna katkı sağlayacağız
dediler. Dershane meselesinin gelecek kanun tasarısıyla
çözülebileceği konusunda taraflar bir anlayış içinde oldu. Ama
sonra başka olaylar oldu. O zaman şu gerçek ortaya çıktı. Sadece
dershaneler üzerinde konuşurken ve tartışırken, bir kısım kişiler
ve kurumlar samimi dileklerini ortaya koymuşlar, dershaneleri ile
öğrencileri ile milli eğitim sistemiyle endişelerini
paylaşmışlardır, bunlara müteşekkiriz. Onların bütün
söylediklerinin hemen hemen hepsinin gerçekleştirilmesi için onları
da dikkate alan bir çalışma yaptı. O günlerde işin bu tarafına
girmeden, yüksek sesle bağırarak hükümeti eleştiren, bunun çok kötü
sonuçlar vereceğini ifade eden, bunun bir kesimi görmezden gelmek
olduğunu söyleyen veya dershaneleri kapatmakla bütün gençlerimizin
sokacağı döküleceğini ifade edenler herhalde bundan memnun
olmadılar ki mesele sadece dershane değilmiş önümüze baka meseleler
geldi. Dolayısıyla ben dershaneler konusunda samimi düşünceler
taşıyan herkesin suanda dahi tasarıyı gördükten sonra meclisteki
görüşmeleri esnasında komisyonlarda ve genel kurulda hangi pozitif
düzenlemenin olması gerektiğini bize söylerlerse bu aşamadan sonra
bile onlarla birlikte oluruz. Ama sadece bağırıp çağırarak hükümeti
yaptırmayı itibarsızlaştırmayı ve arkasından yaşanacak olaylara
zemin hazırlamayı amaç edinenlere kötü haberim var kusura bakmayın
sizin samimiyetiniz yok sizler dershane konusunu sadece bir kavgayı
başlatmak için ortaya koymuşsunuz. Çünkü gelişmeler onu gösteriyor.
Biz samimi insanlarla öğrencilerime o dershaneleri öğretmenleri ile
o dershanelerin yöneticileri ile hem hür teşebbüse ilgilendirmesi
bakımından hem gençlerimize eğitim alanında katkı sağladığına
inandığımız bu dershanelerin bundan sonra daha çok ihtiyacımız olan
okullara dönüşmesi konusundaki samimi taleplerini sonuna kadar
dikkate alacağız. Ama amaçları kavga olan amaçları bu zemin
üzerinde başka kötülükleri gerçekleştirmek isteyenlere böyle bir
prim vermedik herhalde onlarda vermeyecektir. Bugün yarın
internetten paylaşıma açılacak. Milli Eğitim Bakanımız işin
detaylarını, teklifin gerekçelerini ve soruları cevaplandıracaktır.
Bu düzenlemenin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.”
CİHAN
Yorumlar