Arınç: Herkesi alnının çatısından vursak ortalığı cenazeler kaplar

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır Lice'de 2 kişinin ölümünü protesto gerekçesiyle Diyarbakır'da yürüyüş yapan kalabalık arasından sızarak, 2. Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı gönderindeki Türk bayrağının indirilmesiyle...

Google Haberlere Abone ol
Arınç: Herkesi alnının çatısından vursak ortalığı cenazeler kaplar

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır Lice'de 2 kişinin ölümünü protesto gerekçesiyle Diyarbakır'da yürüyüş yapan kalabalık arasından sızarak, 2. Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı gönderindeki Türk bayrağının indirilmesiyle ilgili MHP Genel Başkanı Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına yanıt verdi.

Arınç, modern devletlerde güvenlik güçlerinin silah kullanmaması gerektiğini belirterek, “Bu eylemi kim yapmışsa onun karşılığı mahkemelerce hakimler tarafından verilir. Herkes silahını çeksin. Bu cürmü işleyen adamı alnının çatısından vursun dersek ortalığı cenazeler kaplar. Asker silahını ateşleyip alnının çatısından vurmaz. Böyle bir fiil olsa olsa 5. dünya ülkelerinde 10. dünya ülkelerinde olur.” dedi.

Bülent Arınç, 99. Dönem Kaymakamlık Kura Töreni’ne katıldı. Program girişinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Arınç, Diyabakır Lice’de yaşanan protestolar sırasında 2. Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı’nda bulunan Türk bayrağının indirilmesi konusunda yaptığı açıklamanın çarpıtıldığını söyledi. “Diyarbakır Merkezi’ndeki 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı bahçesinde acı bir olay yaşandı. Bir bayrak direğine tırmanan bir alçak, hain, Türk bayrağını bulunduğu yerden indirdi ve elini kolunu sallayarak dışarı çıktı. Bu olayla ilgili olarak bütün siyasetçiler, STK’lar, yurtseverler bayrağa saygısı olan herkes bu acı olayı fevkalade kınadı.” diyen Arınç, gerçekleşen olayda güvenlik güçlerinin silahla müdahale etmemesinin doğru olduğunu savundu.

"BAYRAĞIN SORUMLUSU ASKERİ ŞAHSİYETLERDİR"

Arınç, güvenlik güçlerinin, sadece o bölgede değil, Türkiye’nin her yerinde hakiki mermi ve silah kullanmadan bu tür toplumsal olayları bastırmak gibi bir görevi olduğunu belirterek, "Böyle bir görevi İçişleri Bakanlığımız ve Silahlı Kuvvelerimiz de kendi çalıştırdığı personele söylüyorlar. Lice’de, Yüksekova’da olaylar var. Taş atıyorlar, TOMA’ları, askeri araçları hedef alıyorlar, yol kazıyorlar, araçları yan yana getirip yolları kapatıyorlar. Sizde gösterilerde izliyorsunuz. Polis ve güvenlik güçleri hakiki mermi ve silah kullanmadan bu olayları önlemeye çalışıyor. Medeni bir ülkede yapılması gereken budur. Daha çok kan aksın, daha çok genç ölsün, anneler ağlasın diye bu terör örgütünün bir propagandası varsa ve geçmişten bunu yapmışlarsa ölümlü olayları düşünmeden medeni imkânlarla toplumsal olaylara karşı gelmemiz gerekir. Kendini bilmeyen bir serseri içeriye girmiş. Kimse müdahale etmemiş. Direğe tırmanmış kimse görmemiş. Direkten bayrağı almış inmiş. Elini sallayarak dışarı çıkmış. Bizim affedemediğimiz şudur. Askeri bir alanda, nöbetçilerin bulunduğu bir yerde, girilmesi yasak olan yere nasıl giriyor, nasıl bayrağı alıp dışarıda kayıplara karışıyor. Buradaki tek sorumluluk oradaki bayrağı korumakla yükümlü olan askeri şahsiyetlerdir.” ifadelerini kullandı.

"ALNININ ÇATISINDAN VURMAK 5. DÜNYA ÜLKELERİNDE KALDI"

MHP Lideri’nin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ‘Alnının çatısından vuracaksın’ şeklindeki sözlerini eleştiren Arınç, “Milliyetçilik hislerinizle ah ne kadar güzel söyledi dediniz. Bunun hukuk olduğunu söylüyor Bahçeli. Bunun hukukla bir ilgisi yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nın 2. ve 3. maddelerinde Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal ve hukuk devletidir. Bu eylemi kim yapmışsa onun karşılığı mahkemelerce hakimler tarafından verilir. Herkes silahını çeksin. Bu cürmü işleyen adamı anlının çatısından vursun dersek ortalığı cenazeler kaplar. Bizim yaptığımız iş hukuk devletine aykırı olur. Bunun karşılığı Türk Ceza Kanunu’nun 300. Maddesi, ‘Devletin egemenlik alametlerinden birisini tahkir etmek, aşağılamak’ fiilidir. Bu fiilin karşılığı bir yıldan başlayan hapis cezasıdır. Bu dünyada hukuk devleti olan ülkede bunun karşılığı olabilir. Asker silahını ateşleyip alnının çatısından vurmaz. Böyle bir fiil olsa olsa 5. dünya ülkelerinde, 10. dünya ülkelerinde olur. Hepimiz milliyetçiyiz. Bayrağımızı selamlıyor ve alkışlıyoruz.” açıklamalarında bulundu.

"HİÇBİR PARTİ MECLİS DIŞINDA GRUP TOPLANTISI YAPAMAZ"

HDP’nin, Diyarbakır Lice’de yaptığı grup toplantısının yasal olmadığını kaydeden Arınç, “Hiçbir siyasi parti grup toplantısını Meclis dışında yapamaz. Daha evvel Diyarbakır’da, Şırnak’ta yaptılar. Bunlar çay içme sohbetiydi. Lice’ye giderken yollarının kimler tarafından kesildiğini, nasıl hasretle kucaklaştıklarını, nasıl tahta sandalyelerin üzerinde dertleştiklerini gördük. Bu bir grup toplantısı olsaydı Anayasa’nın 83. Maddesi gereğince dokunulmazlıktan istifade ederlerdi. Bunun adı kendilerini tatmindir ve dokunulmazlık kapsamı içinde değildir.” dedi.

"MUSUL’DA YAŞANANLARA TÜRKİYE İZİN VERMEZ"

Terör örgütü IŞİD tarafından Musul’un ablukaya alınması ve Irak’ta yaşanan son durumu değerlendiren Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerine şöyle devam etti: “Musul’da yaşanan olaylar kaygı vericidir. Takip ediyoruz. Dışişleri ve Başbakanlığımız takip ediyor. Suriye’de 4. yılına giren kriz içerisinde Esed yerini sağlamlaştırmak için bir takım örgütlere izin verdi. Bunların bir kısmı Esed rejimini destekleyenlerdir, bir kısmı da yasa dışı örgütlerdir. Bir kısmı El Kaide bağlantılıdır, bir kısmı da radikal gruplardır. Bunlardan biri IŞİD denilen ve Süleyman Şah türbesini abluka almaya çalışan bir örgüttür. Acıyla görüyoruz ki Musul’u ele geçirmek üzeredir. Irak’ın silahlı güçleri Musul’u terk etmişlerdir. Maliki olağanüstü hal ilan etmiştir ama çareyi başka yerde görmüştür. Ambar’a müdahale ederken Musul’u korumasız bırakmak acıyı beraberinde getirmiştir. Burada hem Türkmenlerin hem de o bölgede yaşayan inancı, mezhebi, etnik mensubiyeti ne olursa olsun o insanların radikal bir örgütün denetimine geçmesine ve yasa dışı örgütlenmelere Türkiye bir şekilde müsaade etmeyecektir.”

CİHAN

Yorumlar