Arınç: Diyarbakır Belediye Başkanı'nı kınıyorum

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bırakılması için eylem yapan annelerin, Diyarbakır Belediyesi'nin önünden kaldırılmasına tepki gösterdi. Arınç, "Biz ümitle bekliyoruz...

Google Haberlere Abone ol
Arınç: Diyarbakır Belediye Başkanı'nı kınıyorum

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bırakılması için eylem yapan annelerin, Diyarbakır Belediyesi'nin önünden kaldırılmasına tepki gösterdi. Arınç, "Biz ümitle bekliyoruz ki çocuklarımız ailelerine geri dönebilsinler. Türkiye bu konuya odaklanmışken maalesef Diyarbakır Belediyesi bu aileleri olduğu yerden kaldırdı, yeter ki bu barışçı eylem gündem oluşturmasın düşüncesiyle. Doğrusu Belediye Başkanını kınıyorum." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, bir basın toplantısı düzenledi.

ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ YENİ AŞAMAYI ATALAY'A SORUN

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın çözüm süreciyle ilgili olarak “yeni bir aşamaya gelindiği” şeklinde açıklaması da sorulan Arınç, “Arkadaşlar bildiğiniz gibi ben Hükümet Sözcüsüyüm, sayın Başbakan Yardımcımızın sözcüsü değil. Nerede, ne konuştuğunu doğrusu takip etmedim. Bilseydim ve merak etseydim bugün belki sorardım. Ama mutlaka bilerek bir şey konuşmuştur. Konuşmasında açıklanması gereken hususlar varsa lütfen kendisine sorunuz. Çözüm süreciyle ilgili bildiğim kadarıyla yasal bir çalışma hazırlığı yok. Olduğu taktirde gerekirse ben gerekirse kendileri açıklayabilir” diye konuştu.

DİYARBAKIRLI ANNELER

Ardından Diyarbakır’daki annelerin eylemiyle ilgili yeni bir adım olup olmayacağına ilişkin bir soru yöneltilen Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle devam etti: “İlk defa anneler, babalar, aileler çocuklarının aldatılarak dağa çıkarılmış olması karşısında isyan ettiler ve barışçıl bir eylem yaptılar. Başkalarının yaptığı gibi tahrip ederek veya başkalarına mesaj vermek amacıyla bunu bir siyasal gösteriye ulaştırmak amacını taşımadılar. Gözleri yaşlı anneler Diyarbakır Belediyesi’nin karşısında durup ‘çocuklarımızı geri getirin’ dediler. Biz ümitle bekliyoruz ki çocuklarımız ailelerine geri dönebilsinler. Bu konuda aracılık yapması gerekenler de gerekeni yapmasını bekliyoruz. Türkiye bu konuya odaklanmışken maalesef Diyarbakır Belediyesi bu aileleri olduğu yerden kaldırdı, yeter ki bu barışçı eylem gündem oluşturmasın düşüncesiyle. Doğrusu Belediye Başkanını kınıyorum. Daha önce Gezi eylemlerine, annelerin yaptıkları eylemlere nasıl da destek vermişlerdi. Gerek BDP’li siyasetçiler, gerek çözüm sürecine destek veren herkesin bu çocuklarımızın dağdan indirilerek ailelerine teslim edilmesine destek vermesi gerekir. Bu konuda en büyük sorumluluk da gözleri Kandil’de kulakları İmralı’da olanlara düşer. Bu konuda gelinen aşamada Sayın Başbakanımız ne düşünüyorsa yarın grup toplantısında kamuoyuna ifade edecektir. O zaman hükümetimizin, güvenlik güçlerimizin bu konuda ne yapacağını zannediyorum açık bir şekilde kamuoyuna açıklamış olacaktır”

AK PARTİ'NİN KOMİSYONA ÜYE GÖNDERMEMESİ

Ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, AK Parti'nin 4 bakanla ilgili Meclis'te kurulacak soruşturma komisyonuna isim bildirmediği yönündeki açıklaması sorulan Arınç, şöyle konuştu: "Sayın Cemil Çiçek'in serzenişi sadece bununla sınırlı değil. Aynı zamanda üye bildiren partilerin üyeliklerine itiraz olduğundan bahsediyor. Keşke bazı siyasi partiler ve onların temsilcileri İç Tüzüğü okuma zahmetine katlansalar. Grup Başkanvekilleri, Meclis Başkanvekilleri vs. bir meclis soruşturması komisyonu kurulmasına karar verildi tamam. Bu bütün partilerin oylarıyla oldu. Biz de 'evet' oyu verdik. Şimdi buraya üye olacak insanların yani milletvekillerinin 3 misli fazlasıyla deniliyor ki içinden seçme imkanı olsun. Böyle biri imkan niye veriliyor. Çünkü meclis soruşturma komisyonu adli bir görev de ifa edecek, savcının yapacağı görevleri yapacak. Dolayısıyla bu ismi geçen bakanlarla hakkında bu olaylarla ilgili olarak dışarıda, basında, Meclis kürsüsünde veya herhangi bir konuşması sırasında olumlu veya olumsuz görüş bildirmemesi gerekir. Niçin? Çünkü ihsası reyde bulunmuş olur. Bu bakanlar çok iyidir böyle birşey yapmamıştır diyen birisi olumlu görüş bildirmiştir. Bunların hepsi aslında hırsızdır bunları yargılamaya gerek yok gerekeni hemen yapın diyen insan da olumsuz görüş bildirmiştir. Ama bu ihsası reydir. Yani komisyona girerken kanaatini önceden ifade etmiştir. Dolayısıyla bunların üye seçilmesi mümkün değil. geçmişte de bu uygulamalar var. İç tüzükteki maddeleri okusalar bunları görecekler. Ama zahmet etmiyorlar. İkincisi, bu komisyon üyeliklerine seçimde ondan sonraki kendi arasındaki komisyon başkanı veya diğer üyelerin seçimi de mutlaka bu ölçülere uygun yapılmalıdır. Eğer diğer partiler bildirmişler ama bildirdiklerinin üçte ikisi bu kapsamda kaldığı için bunların değiştirilmesi yerine yeni birilerinin bildirilmesi gerekir. Belki sadece bunu düşünerek AK parti grubu bir tarama yapıyor. Yapmak çok da zor değil bu aramayı yapmak. Arama motoruna girdiğiniz zaman hangi milletvekillerinin bu bakanlar hakkında ne görüş bildirdiğini ortaya çıkaracak. O yüzden kendi üyelerini titizlikle seçiyor da olabilir. Yoksa hepsi bildirdi hepsinin üyeleri çok iyi de AK Parti hala bildirmedi demiyor sayın Cemil Çiçek. Benim de bildiğim anladığım kadarıyla. Meclis Soruşturma komisyonunun raporu Meclis'te görüşüldükten sonra eğer bu kişilerin Yüce Divana gitmesi gerekirse yargılanacaklar. Yargılanacakları için Meclis Soruşturma Komisyonu kurulacağı zaman gruplarda toplantı yapılamıyor, grup kararı alınamıyor. Her milletvekili kendi vicdani kanaati ile gizli oylamayla soruşturma açlısın veya açılmasın diyebiliyor. Vicdani kanaatleri ile herkes soruşturma açlısın dedi. Şimdi herkes yine bu ölçüler içerisinde üye olarak seçmek ve onların bağımsız sadece vicdanları ve hukuk bilgileriyle başbaşa bırakmak gerekebilecek. Bu hafta içinde AK Parti grubu da soruşturma komisyona vereceği üyeleri mutlaka bildirmiş olacaktır. Bildirmezse o zaman kasıtlı bir geciktirmeden bahsedilebilir. Bunun sorumlusu da AK Parti grubu olur."

SAHTE DELİL İDDİALARI

Ardından hafta içinde bir Başbakanlık çalışanının bir ihbar mektubu yazarak, iddia edilen paralel yapıya ilişkin sahte delil ve sahte dinleme listeleri oluşturulduğu iddiaları sorulan Arınç, "Böyle iddiaların Bakanlar Kurulu'nda görüşülmesi mutat değil. Ne bu haber, ne bu haber üzerine yapılan bir yorum hiçbir şekilde gündeme gelmedi. Biz asılsız haberler konusunda kendimiz biz gereğini yaparız belki ama bu bakanlar kurulunda konuşulacak bir konu değil, çok da ciddiye almayın." dedi.

AFGANİSTAN'DAKİ SALDIRI

Arınç, son olarak Afganistan'da 3 Türk'ün hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin bilgi notunu paylaştı: "Üzücü bir olay Afganistan'da meydana geldi. Afganistan'da bir inşaat şirketimizin çalışanlarından 3 değerli kardeşimize, Kabil'e 150 km mesafede Celalabad vilayetinde şantiyeye taşıyan servis taşıtına uzaktan kumandalı bombalı saldırı düzenlendi. EMTA çalışanlarından Proje Müdürü Fuat Taş, Ümit Ünal ve Halil Gül isimli vatandaşlarımızın hayatlarını kaybetti, Ahmet Şahinoğlu adlı vatandaşımız da yaralandı. Tedavisi üzerine ihtimam gösteriliyor. Üç yurttaşımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Şu ana kadar faili henüz bilinmeyen bir olayla karşı karşıyayız: bu bir alçakça bir saldırıdır. Bunu lanetliyoruz Türkiye ve Afganistan dost ve kardeş iki ülkedir. Birbirimize her alanda yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. Bugüne kadar da bu ilişkilerimizi bozacak herhangi bir gelişme olmamıştır. Bu olaydan dolayı fevkalade üzgünüz. Gerek cenazelerin getirilmesi, gerekse yaralı yurttaşımızın tedavisi konusunda elden gelen ihtimam gösterilmektedir." CİHAN

Yorumlar