Arınç: ABD elçisinin böyle bir açıklaması yok, bir büyükelçi bunu da söylemez
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin Fethullah Gülen Hocaefendi'nin iadesini istediği yönündeki iddiaları cevapsız bıraktı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin Fethullah Gülen
Hocaefendi'nin iadesini istediği yönündeki iddiaları cevapsız
bıraktı. Arınç, ABD’nin Ankara büyükelçisinin bir gazeteye verdiği
röportajda belirttiği konuya ilişkin, "ABD elçisinin bugünkü
röportajında bizden Gülen’in iadesini istediler şeklinde bir
açıklaması mı var? Ben de okudum da sizin söylediğiniz gibi bir
cümleye rastlayamadım. Bu mealde bir açıklama yok. Bir büyükelçi
bunu da söylemez. ABD büyükelçisi çok akıllı bir insandır."
dedi.
Ricciardone, röportajında "Elbette bu meselenin farkındayız. Evet
hükümetiniz konuyu gündeme getirdi. Yasal konularda yapılan tüm
başvurulara hürmetle ve ciddiyetle yanıt vereceğiz. Ancak ülkemizde
ikamet eden Türk vatandaşlarının haklarını kullanmasına da
karışmayız." cevabını vermişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Yeni
Bina’da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sona erdi. Toplantının
ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir
basın toplantısı düzenledi. Açıklamasının ardından gazetecilerin
sorularını cevaplayan Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin Twitter ile
ilgili bir soruya cevabına ilişkin; "Twitter sorusunu yanıtlarken
bireyi koruyacak ilave tedbirler alabiliriz dediniz. Bu anlamda
hükümetin bir açılması mı olacak? Bakanlar Kurulunda gündeme geldi
mi?” şeklindeki bir soru üzerine şöyle konuştu: "Mahkemeye gidiyor
yargıdan karar alınıyor ama onu bir merkez icra etmiyor. İcra
etmeyince de bizdeki idari bir organ elindeki yetkileri kullanıyor.
Bu kullanmaya karşı da anayasa mahkemesi farklı bir karar veriyor.
İşi özetlersek bu kadar basit. Biz şimdi ferdin hukukundan
vazgeçecek değiliz. Bireyin haklarından vazgeçecek değiliz. düşünün
bir ev hanımı kendi adına sahte bir hesapla porno yayıncılık
yapılıyorsa çocukları ve eşi karşısında bunun engellenmesini
isterse kendisinin toplum içerisinde kötü bir şekilde
tanınacağından şikayet ederse bir devlet bir yargı bir hükümet bu
insanın haklı şikayetini görmezden gelebilir mi? Efendim sanal
alemde isteyen insana hakaret eder isteyen insanı şiddete teşvik
eder, isteyen istediği şekilde her şeyi yapabilir. E böyle bir
özgürlük hayvanlar aleminde bile yok. Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nde bütün sözleşmelerde tüm özgürlüklerin yine bir
başkasının özgürlüğüyle sınırlı olduğunu ve bu özgürlüklerin de
mutlaka birey karşısında bir şekilde korunması gerektiğini ifade
ediyor. Biz de böyle sanal alemde ne yaparsanız serbest olsun
şeklinde herkes herkese hakaret etsin kuyusunu kazsın, herkes
silahlı isyana teşvik etsin, herkes bir yerde suç işlesin, herkes
kendisini öldürsün, videolarını koysun Youtube’a veya başka yere,
herkes annesini testere ile kessin, bunları tarif etsin, şöyle
şöyle yapın desin, herkes hayvanlarla cinsel ilişkilerini bir
şekilde yaysın, şöyle olsun böyle olsun. Yani böyle bir özgürlüğe
birileri sahip olabilir. Ama biz böyle değiliz. Anayasanın bize
verdiği görevler var. Bize verdiği yetkiler var. Onları sonuna
kadar kullanırız. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Bireyin hakkı her
şeyin üstündedir. bireyin taleplerine karşı kul haklarını
kısıtlayamaz, gözlerimizi kapatamayız. Kimse kusura bakmasın."
SEYMOUR HERSH’İN İDDİALARI
Arınç’a ayrıca Amerikalı gazeteci Seymour Hersh’in bir makalesinde
yer alan Suriye’de Guta’daki kimyasal saldırının arkasında Erdoğan
hükümetinin olduğuna dair iddiaları da soruldu. Arınç, bu iddiaları
yalanladı: "Külliyen yalan ve iftiradır. Bu konuda dışişleri
bakanlığımızın bize gönderdiği bir not var. Kesinlikle doğru değil.
Amerika Birleşik Devletleri’nde de kendisine soru sorulan Beyaz
Saray yetkilileri bu konuda kesinlikle yalan spekülatif iddialar
olduğunu bizzat kendileri açıklamış durumdalar. Amerikalı gazeteci
Hersh’in makalesinde yer alan hususlarla ilgili olarak Beyaz Saray
yetkililerine yapılan açıklamalarda isimsiz kaynaklar atfen
yayınlanan iddialar kesin bir şekilde yalanlanmıştır. Kimyasal
silah saldırılarının tek sorumlusunun Esed rejimi olduğu bir kez
daha teyit edilmiştir diye uzun bir açıklama yapıyorlar. Hersh’in
daha evvelki yazılarını da biliyoruz. Tamamen kendi kanaatleri ve
isimlerini açıklayamadığı kişilerden aldığı bilgi ve duyumlar
olarak bunların kesinlikle bir bilgi ve fikir birimi olmadığını
herkes çok iyi biliyor. ABD’li yetkililer de doğrusu olayı çok
güzel anlatmışlar ve bunu kesinlikle reddediyorlar.”
DOĞU PERİNÇEK’İN AÇIKLAMALARI
Arınç’a ayrıca Ergenekon hükümlüsü Doğu Perinçek’in ‘Paralel
yapının bitirilmesinde Erdoğan’ın yanındayız’ açıklaması soruldu.
bülent Arınç, "Doğu Perinçek’in sözlerini bana yorumlatmaya
kalkıyorsunuz. Doğrusu yakıştıramadım. Ben Perinçek’in ne
söylediğini ne anlamda söylediğini ciddiye alan bunun üzerine söz
söyleyecek bir insan değilim. Henüz içeriden yeni çıktı ama bu
yaşına kadar geldiği süre içerisinde Türkiye’de ne yaptığını neyle
meşgul olduğunu çok iyi biliyorum. Onun sözü bizim için hiçbir
zaman delil veya hüccet noktasında değildir. Bana bu soruyu keşke
sormasaydınız.” dedi.
FETHULLAH GÜLEN’İN İADESİ
Arınç’a ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin açıklamaları hatırlatılarak,
"Gülen’in iadesi yönünde hükümetten resmi talep oldu mu?” şeklinde
bir soru yöneltildi. "ABD elçisinin bugünkü röportajında bizden
Gülen’in iadesini istediler şeklinde bir açıklaması mı var? Ben de
okudum da sizin söylediğiniz gibi bir cümleye rastlayamadım. Bu
mealde bir açıklama yok. Bir büyükelçi bunu da söylemez. ABD
büyükelçisi çok akıllı bir insandır. Ülkesini de gayet iyi temsil
ediyor. Bazı düşüncelerine katılmasak da nihayet bir büyükelçinin
her konuda bildiği konuda bir şey söylediğini düşünebiliriz. Bugün
Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Ali Şahin beye bir TV kanalında bu
soru soruldu. O da çok güzel cevaplar verdi. O cevapları
tekrarlamış olayım. Sayın Gülen’le ilgili olarak Türkiye’den
hükümetin böyle bir talepte şu an için bulunmadığını, ben şahsen
biliyorum. Ama ABD büyükelçisi bunu söylemişse bunu ayrıca
inceleyeceğim. O çok uzun röportajında ben doğrusu böyle bir
cümleye rastlamadım.” ifadelerini kullandı.
TÜRK OKULLARININ KAPATILMASI
Arınç’a ayrıca hükümetin, yurtdışındaki Türk okulları kapatma
girişimleri hatırlatılarak, buna yönelik gerekçeleri ve şahsi
düşünceleri soruldu. Başbakan Yardımcısı Arınç, ilk olarak şahsi
düşünceleri konusunda "Kişisel olarak yorumumu söylemeyeceğim.
Bunun cevabını vermeyeceğim. Çünkü iç tüzükte ‘İstişare amaçlı soru
sorulmaz’ diyor. Benim bu konulardaki görüşümü çok iyi biliyorlar
ama istismar ediyorlar. Bir hukuk varsa bu hukukun istismar
edilmemesi lazım ama ellerinden gelen bütün kötülükleri yapanlar
sonra da bir soru sorup bize başka şeyleri tasdik ettirmeye
çalışıyorlar. Artık bu işleri birazcık öğrendik. Önce iyi niyetli
ve samimi olacaklar. Yaptıklarından dolayı nadim olacaklar ve
yanlışlıkları düzeltme imkanını kendilerine tanımamızı
isteyecekler. Yoksa her gün ateşe benzin döker gibi bu işlerde
hükumeti suçlamaya devam edenlerin ‘Siz bu konuda ne
düşünüyorsunuz?’… Sevgili arkadaşlarım sorulmasa daha iyidir.”
dedi. Ardından şöyle devam etti: "Dışişleri Bakanımız, New
York’taki BM toplantısında kendisine bu soruyu soranlara şunu
söyledi. Okulların kapatılması konusunu sormadan önce şunu bana
söyleyin; bir ülkede yaşayanlar kendi ülkelerini, kendi
hükumetlerini mektup yazarak araya hatırlı insanları koyarak
şikayet etme hakkı var mı? Bu hükümet çok kötüdür, tam diktatör
oldu, bunlar bizim kökümüzü kazımak istiyorlar, Türkiye ile
ilişkilerinizi gözden geçirin, artık bundan sonra Türkiye güvenli
bir ülke değildir’ böyle bir mektup yazma hakkını kim, nereden
alıyor? Sayın Dışişleri Bakanımızın bu sorusuna cevap versinler,
ondan sonra ben de bu soruya cevaplar vereyim.”
RİSALELERİN BASIMININ DURDURULMASI
Bülent Arınç’a basın toplantısında son olarak şu soru yöneltildi:
"Sayın Başbakan Erdoğan Diyanet İşleri Başkanlığının Bediüzzaman
Said Nursiye ait İşaretül İcaz eserini bastıracağını açıklamıştı.
Ayrıca seçim sürecinde bazı mitinglerde bediüzzamana ait sözleri
kullanmıştı. Ancak bugün yansıyan bir haber var. Kitabı basan
yayınevleri risalelerin basımının fiilen durdurulduğunu, 15 gündür
basım izni alamadıklarını açıklayarak, bandrol verilmemesi halinde
ise bunun sansür ve yasaklama olacağını iddia ettiler. Bu konuda
bizimle paylaşabileceğiniz bir bilgi var mı?
Arınç, cevaben "Konuyu bilmiyorum. Ama böyle bir sorun varsa
yargıya, bakanlığa başvursunlar. İşaret’ül İcaz kitabının
basıldığını bir nüshasının bende olduğunu biliyorum. Kürtçe Türkçe
sözlük 10 bin sayıyla ilk defa basıldı. Ne söylediysek yapıyoruz.”
değerlendirmesi yaptı.
CİHAN
Yorumlar