Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Bağış hakkında takipsizlik kararı verdi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, AK Parti İstanbul Milletvekili ve eski bakanlardan Egemen Bağış hakkında 'İslam dinini açıkça aşağıladığı' iddiasıyla yapılan suç duyurusu için takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık verdiği kararda...

Google Haberlere Abone ol
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Bağış hakkında takipsizlik kararı verdi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, AK Parti İstanbul Milletvekili ve eski bakanlardan Egemen Bağış hakkında 'İslam dinini açıkça aşağıladığı' iddiasıyla yapılan suç duyurusu için takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık verdiği kararda iki kişi arasında geçen telefon konuşmasının aleniyet teşkil etmediğini belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Bağış’ın bir gazeteci ile yaptığı telefon görüşmesinde 'İslam dinini açıkça aşağıladığı' iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Başsavcılık, Bağış hakkında 'kovuşturma yapılmasına yer olmadığına' karar verdi. Başsavcılık verdiği kararda fiilin cezalandırılması için 'kamu barışını bozmaya elverişli olması gerektiği' kaydedildi. Başsavcılık ayrıca verdiği kararda ikili arasında geçen konuşmanın yasal çerçevede verilmiş meşru bir dinleme kararına dayanmadığını ve bu bağlamda yapılacak bir soruşturmaya ya da kovuşturma için değerlendirilebilecek yasal bir hukuki delil niteliği bulunmadığını bildirdi.

Kararda ayrıca şu ifadeler yer aldı: "Bu aşağılamanın mutlaka alenen yapılması ve kamu barışını bozmaya elverişli nitelikte olması gerekmektedir. Aleniyet, suçun kurucu unsurudur. TCK 216/3. maddesinde düzenlenen suç somut bir zarar suçu değil, somut tehlike suçudur. Bu nedenle fiilin yapılması ya da suça konu sözlerin söylenmesiyle halkın dini değerlerinin aşağılandığı duygusuna kapılması önemli olmayıp, objektif olarak eylemin aşağılayıcı nitelikte olması yeterlidir. Bu bağlamda yapılacak bir soruşturma ya da kovuşturma için değerlendirilebilecek yasal hukuki delil niteliğinde bulunmadığı gibi, yapıldığı iddia olunan telefon görüşmesinin iki kişi arasında gerçekleştiği ve bu itibarla TCK 216/3. maddesinde yazılı suça ilişkin kurucu unsur olan 'aleniyet' şartının olayda mevcut bulunmadığı, başlangıçta alenen yapılmamış olması sebebiyle, daha sonra kamuoyunun herhangi bir şekilde konuşmalardan haberdar olmasının aleniyet şartının vücuduna imkân vermeyeceği ve anılan suçu oluşturmayacağı." CİHAN

Yorumlar