AL Parti’den CHP, MHP ve HDP’ye 4 cumhurbaşkanı adayı önerisi

AL Parti Genel Başkanı Mustafa Reşit Burkan, CHP, MHP ve diğer toplumsal ve kültürel muhalefet yetkilileriyle cumhurbaşkanlığı aday seçimi için yaptıkları görüşmeleri tamamladıklarını duyurdu. Yazılı bir açıklama yapan Burkan, muhalefet...

Google Haberlere Abone ol
AL Parti’den CHP, MHP ve HDP’ye 4 cumhurbaşkanı adayı önerisi

AL Parti Genel Başkanı Mustafa Reşit Burkan, CHP, MHP ve diğer toplumsal ve kültürel muhalefet yetkilileriyle cumhurbaşkanlığı aday seçimi için yaptıkları görüşmeleri tamamladıklarını duyurdu. Yazılı bir açıklama yapan Burkan, muhalefet partilerine aday olması için 4 isim önerdiklerini belirtti ve bu isimlerin Fazilet Partisi Diyarbakır eski Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bilgin, Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz olduğunu söyledi.

AL Parti Genel Başkanı, bu dört isim için de “Talip değil matlup olmuş, toplumda büyük sempati birikimi oluşturmuş bu şahsiyetler; gücün tahakküm kurma geleneğini kıracak, toplumsal güven ve ulusal uzlaşmayı sağlayacak, adalet ve özgürlük misyonuyla donatılmış, yerel değerlerimizi evrensel dinamiklerle birleştirecek, herkes ve kesimi kucaklayacak, kabiliyet ve liyakattadırlar.” değerlendirmesi yaptı.

Burkan, açıklamasına şöyle devam etti: “Ülkemizde mevcut otoriter zihniyet devrinin kapanması gerekiyor. Mevcut siyasi iktidar zihniyeti,kendi hatalarını ve beceriksizliklerini örtmek için paralel devlet, haşhaşi örgütü, hainler gibi algı manipülasyonları ile mevcut siyasi hegemonyalarını sürdürmeyi amaç edinmişlerdir. Maalesef atılan bütün adımların keyfiyet ve çıkarlar etrafında kompartımanlaştığı,her kompartımanın kendi içinde mutlaklaştığı bir siyaset tasavvurunun kokuştuğu bir noktadayız. Hukuk ve devlet ortak aklı bir kompartımanda, vicdan ve dürüstlük ise başka bir kompartımanda yolculuk etmekte, adalet ve eşitlik raylarda ezilmektedir. Ülkemizde, toplumsal vicdan ile İktidar arasındaki bütün bağlar tamamen kopmuş, muhalefet olumsuzlanmış ve muhalefet yapılması suç kategorisine girmiştir. Bu bağlamda bütün hücrelerine kadar kin ve nefret tümörü yayılmış, zulüm sevicilik tavrıyla, kendi vatandaşına vicdan dışı eylem ve söylemlerde bulunan AKP siyasası, kendiyle çelişkiye düşmüş ve aylardır tek bir camia üyesini hukuk karşına çıkaramamıştır. Eğer gerçekten söylediklerinde samimi olmuş olsalardı, suçluları delilleriyle beraber adalete teslim etmiş olmaları gerekirdi. Dün cemaate yaklaşımda tefrit, bugün ise saldırıda ifrat vardır. Oysa ilişkilerde asıl olan ölçüdür. Siyasal denklemi kendi çıkarlarına göre şekillendiren iktidar, bu tavırlarıyla toplumda derin fay hatlarının oluşmasına vize çıkartmaktadır. Sosyal muhalefetin, cemaatlerin ve çevrenin hain ilan edildiği, siyasal merkezin ve rantın mutlaklaştığı bir yönetim zihniyetiyle karşı karşıya kalmış durumdayız. Türkiye, ayrışmaların,kutuplaşmaların ve kavgaların durağı olmuştur. En son olarak Soma’da yakınlarını kaybeden acılı vatandaşlarımıza atılan tekmeler, yumruklar ve edilen hakaretler de devlet ortak aklının yıkıldığını, toplumsal korku ve kaygıların iktidar olduğunu ispatlamıştır. Ülkemiz mutsuzluğun, umutsuzluğun, korkuların, kaygıların, illüzyonların ve halüsinasyonların stratejik üssü olmuştur. Ayrıca,17 Aralık’tan bu yana masum insanlara iftira atılması, cadı avı başlatılması ve zulüm yapılması da bütün vicdanlı insanların olduğu gibi bizlerin de vicdanlarını dağlamaktadır. İstikrar fetişizmine,rant siyasetine ve nefret faşizmine teslim olmuş, kötürüm refleksli AKP siyaset anlayışı, elbette siyasetin genetik artığı olmaya da mahkumdur. Bir an önce varsa suçlular hukuk karşına çıkartılmalı, yoksa bu iftiralara, hakaretlere ve cadı avına biran evvel son verilip, bu insanlardan özür dilenmeli ve helallik istenmelidir. Ülkemizin içinde bulunduğu bu kriz hali Türkiye Cumhuriyeti Devletini, uluslararası arenada küçük ve kendi halkıyla kavgalı bir ülke pozisyonuna düşürmüştür.” CİHAN

Yorumlar