'AK Parti'de toplumun sağduyusunu görmezden gelen yapı var'

AK Parti’den istifa eden Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım, parti içinde toplumun sağduyusunu görmezden gelen bir yapının olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol
'AK Parti'de toplumun sağduyusunu görmezden gelen yapı var'

AK Parti’den istifa eden Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım, parti içinde toplumun sağduyusunu görmezden gelen bir yapının olduğunu söyledi. Bu yapının tamamının parti içinde olmadığını düşünen Yıldırım, kamudaki tasfiyelere ilişkin ise ‘panik hali’ yorumunu yaptı. Yıldırım, HSYK değişikliği ile referandumda elde edilen kazanımların kaybedileceği endişesini taşıdığını da belirtti.

AK Parti’den istifa ettikten sonra bağımsız milletvekili olarak yoluna devam eden Hasan Hami Yıldırım, Cihan TV Network’te yayınlanan Anadolu’da Sabah programının canlı yayın konuğu oldu. Programda soruları yanıtlayan Yıldırım, HSYK değişikliği, Ergenekon ve Balyoz sanıklarının yeniden yargılanmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Söz konusu düzenlemelerin sağlıklı bir ortamda gündeme gelmediğini düşünen Yıldırım, “Sağlıklı bir tartışmayla ortaya çıkmış görüşler olduğunu sanmıyorum. Bir dizi yolsuzluk operasyonu söz konusu. Böyle bir operasyonun ardından Adalet ve Kalkınma Partisi’nin referanduma götürdüğü, referandumda bu milletin yüzde 58 ile kabul ettiği değişikliklerden bir tanesi de yargıya dair olanlardı. Bunların da şimdi yeniden halkın oyuna sunulan ve vatandaşın kabul ettiği değişiklikleri bir şekilde geriye götürme çabası diye görüyorum ben.” diye konuştu.

‘REFERANDUMDA ELDE EDİLEN KAZANIMLARIN KAYBEDİLECEĞİ ENDİŞESİNİ TAŞIYORUM’

Referandumda elde edilen kazanımların kaybedilme endişesinin olduğu yönünde kamuoyunda bir algı oluştuğunu belirten Yıldırım, “Doğrusu ben de o endişeyi taşıyanlardan birisiyim. Her iktidarda olduğu gibi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin de yanlışları olmuş olabilir ama ciddi önemli demokratikleşme adına kazanımlar da elde edildi. Şimdi bakıldığında bunların adım adım sanki geriye doğru gittiğini veya bu kazanımlardan vazgeçilmeye başlandığını basit sebeplerle çok kişisel bireysel veya belki sıkıntılı bir takım durumların örtülmesi adına bu adımların atılmaya başlandığını görüyorum. Bundan ciddi rahatsızlık duyuyorum.” ifadelerini kullandı.

‘AK PARTİ TABANINDA ENDİŞE VAR’

Son yaşananlarla AK Parti tabanında endişe oluştuğunun altını çizen Yıldırım, “Kesinlikle bu atılan adımlar karşısında AK Parti tabanında bir endişe var. Siz bir yolsuzluk operasyonu gündeme geliyor. Siz onu ortaya çıkaranlarla uğraşıyorsunuz. Ben burada o operasyonun konusu olan kişilere de çok büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Siz operasyonları yapanların üstüne gittiğinizde yargılansalar dahi hep üzerlerinde bir şaibe kalmasına sebep oluyorsunuz. Siz operasyonu yapan müdürleri değiştiriyorsunuz, emniyet mensuplarını değiştiriyorsunuz, savcıyı değiştiriyorsunuz yani bunun sonu nereye kadar gidebilir? Bu izah edilebilir bir durum mudur? Sadece bir komplo çete suçlaması ile bu konunun üzeri örtülebilir mi?” diye konuştu.

‘YAPILAN YANLIŞLIKLARI AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİNİN BİR KISMI BİLİYOR VE GÖRÜYOR’

Parti içinde bazı yanlışlıkların olduğunu bir kısım milletvekillerinin bildiğini anlatan Yıldırım, “Kamu kurumlarında kimi belediyelerde veya bakanlıklarda bir takım yanlışlıklar olduğunu bunu benim söylemem çok önemli değil bütün AK Partili milletvekilleri de bir kısmını biliyor ve görüyor. Bu boyutta olduğunu kimse beklemiyordu. Doğrusu ben de bilmiyordum. Şu operasyonlar ortaya çıkardı ki bizim kimi zaman Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri de dahil bir kısmından mutlaka endişe etmekteydi. Ben de aynı şekilde. Bu boyutta olduğunu biz operasyonlarla öğrendik.” şeklinde konuştu.

‘OLİGARŞİK YAPI TABİ Kİ VAR’

İdris Naim Şahin ve Ertuğrul Günay gibi kendisinin de parti içinde bir yapı olduğunu düşündüğünü belirten Yıldırım, “Dar bir oligarşik yapı tabi ki var. Bu o kadar açık ki. Bu yapının ben tamamen AK Parti içinde olduğunu da düşünmüyorum. Sadece parti içinde bir takım milletvekilleri veya yönetimdeki bir takım kişiler gibi düşünmüyorum. Belki onların da bir kısmı bu kadronun dışında olduğunu görüyorum. Ama böyle bir ayrı farklı nedense bu toplumun sağ duyusunu görmezden gelen bir yapı var gibi geliyor bana da. Bunu herkesin gördüğünü zannediyorum. Bu yapı giderek kendini belirgin bir şekilde göstermekte şu son olaylarda. Parti bence sağlıklı bir yönde ilerlemiyor. Siz her olaya komplo ve dış mihraklar derseniz, o zaman yönetemediğiniz ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.

“‘KOMPLO’ DİYEREK YOLSUZLUĞUN ÜZERİ ÖRTÜLÜYOR”

Başbakan’ın da zaman zaman dile getirdiği ‘komplo’, ‘dış mihrak’ gibi ifadelerini eleştiren Yıldırım, “Bir iktidar düşünün, her karşılaştığı olumsuz olaya, ‘bu bir komplodur’ diyor. Geçmişte emniyet mensuplarının gerçekleştirdiği birçok operasyon oldu. Bunları olumsuz olarak görmediği zaman hiç ‘komplo’ denmiyordu. Bir iktidar kendisinin aleyhine olabileceğini gördüğü bir soruşturma ve operasyonda hemen ‘komplo’, o kadar ki Hatay’daki TIR olayı oldu, ‘komplo’, İzmir merkezli bir yolsuzluk operasyonu oldu, hemen baktım, ‘zamanlaması manidar’ diye iktidar partisinden sesler gelmeye başladı. Çok tuhaf şeyler oluyor. Komplo diyerek yolsuzluğun üzerinin örtüldüğünü düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

‘GÖRÜYORUZ Kİ FİŞLEMELER BİR KENARDA DEVAM ETMİŞ’

Kamu kurumlarında bazı görevlilerin tasfiye edilmesini de yorumlayan Yıldırım şöyle devam etti: “Bunun yorumlanacak bir tarafını ben görmüyorum. Bu sadece ve sadece panik hali diye görüyorum. Başka hiçbir mantığı izahı olamaz. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili, fişlemelerle ilgili 2010 referandumunda bir şeyler yaptık. Ne oldu? Fişlemelere tepki olarak gelen bir iktidar hep öyle olduğunu zannediyorduk, bugün görüyoruz ki o fişlemeler bir kenarda devam etmiş. ‘Bir gün lazım olur’ denmiş. Zannediyorum o fişlemelerde iktidara yakın görünmeyen herkes görevden alınıyor. Başka bir yorum yapma imkanı bulamıyorum. Anayasa Mahkemesi Başkanı bir söz söyledi bir yerde. ‘Kendimizi evlenme vaadiyle kandırılmış birine benzetiyoruz’ diye. Sanıyorum insanlar öyle düşünecektir. Demokratikleşme adına ‘bir şeyler yapacağız’ diye iktidara geliyorsunuz, bir kısım önemli şeyler yapıyorsunuz ki bu millet onun için oy veriyor, ama bir süre sonra bunları adım adım geri almaya başlıyorsunuz. Herhalde insanlar kandırıldığını düşünür. Aldatıldığını düşünür. Ben öyle düşünüyorum. Benim seçim bölgemden gelen çok fazla tepki var bu son hadiseler karşısında. 17 Aralık’ta operasyon olduğu gece emniyet müdürlerini değiştirdiniz, yüzlerce polis memuru kamu görevlisi katılır bir operasyona. Bunların tamamını örgüt gibi göstermek akla uygun değil. Yüzlerce insandan bahsediyoruz. Görevden aldılar. Gerekçesi neydi? ‘Bunlar hukuka uygun hareket etmedi’ dediler. Burada öyle yanlış şeyler üst üste getirildi ki, eğer bunlar usule uygun değilse siz adli kolluk yönetmeliğini apar topar ertesi gün değiştirdiniz. Yönetmelik orada ‘siz bu yönetmeliğe aykırı davrandınız’ denilebilir mi? Eğer öyle diyeceksek niye değiştirdik yönetmeliği. Herhalde onlar yürürlükteki mevzuata uygun hareket etmişler ki bu operasyon yapılmış. Siz bunun zeminini ortadan kaldırmak için yönetmeliği değiştirdiniz. Bunu abartmak amacıyla söylemiyorum. Bir akıl tutulması yaşanıyor. Devlet gücünün bir öfkenin esiri olmaması gerektiğini düşünüyorum. Kim eleştiri getirirse üzerine 'hain', 'bir tarafın adamı', 'birileri adına hareket ediyor', 'dış mihraklara hizmet ediyor', böyle bir iktidar anlayışı bu kadar toplumdan uzaklaşan bir iktidar anlayışı ile nereye kadar gidilebilir, ben buna doğrusu ortak olmak istemem, her insanın olduğu gibi siyasi iktidarların da hata yapma olasılığı vardır, bu hatanın hata olmaktan çıkıp sistematik bir anlayışın ürünü olmaya başladığını görüyorsunuz.”
CİHAN

Yorumlar