28 Şubat Bakanı Tokar: Hizmet Hareketi'ne sivil darbenin metotları uygulanıyor

28 Şubat postmodern darbe döneminde Refah Yol Hükümeti’nin Çevre Bakanı olan Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Ziyattin Tokar, Hizmet Hareketi'ne yönelik kurulmak istenen kumpasın darbe dönemlerinden bile daha kötü metotlarla uygulamaya...

Google Haberlere Abone ol
28 Şubat Bakanı Tokar: Hizmet Hareketi'ne sivil darbenin metotları uygulanıyor

28 Şubat postmodern darbe döneminde Refah Yol Hükümeti’nin Çevre Bakanı olan Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Ziyattin Tokar, Hizmet Hareketi'ne yönelik kurulmak istenen kumpasın darbe dönemlerinden bile daha kötü metotlarla uygulamaya konduğunu söyledi. Tokar, SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın, ‘Hizmet Hareketi'ne ilişkin yapılanlar darbe mantığı içerisinde olmuştur. Darbe döneminden daha kirli olaylar bugün sergilenmektedir.’ şeklindeki sözlerini hatırlatarak, bugün haksız yere binlerce insanın işinden edildiğine dikkat çekti. Tokar, "Askerin bir metodu vardır. Asker gücünü silahından alır. Onun gittiği yol bellidir. Bugün sivil daha kötü metotlar uyguluyor. Herkese şüphe gözüyle bakılıyor." ifadelerini kullandı.

SP Genel Başkan Yardımcısı Ziyattin Tokar, Hizmet Hareketi’ne yönelik hukuk dışı savcılık talimatının emniyet tarafından hayata geçirilmesine tepki gösterdi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında ismi geçen Bakan ve sorumlu kişilerin hesap vermesi gerektiğini ifade eden Genel Başkan Yardımcısı Tokar, "Dört tane bakanın karıştığı bir olay. Aradan kaç ay geçti. 8 aydır bu 4 bakanın fezlekesi Meclis'e gelmez mi? Paralel devlet var desek de yolsuzluk yok mu? Yolsuzluk varsa bunu ispat etmek durumundasın. Ortaya koy. Yolsuzlukları yoksa ak yüzleriyle ortaya çıkıp dolaşsınlar. Yolsuzluk varsa da çıkarın Yüce Divan’a ifadelerini versinler. Demek ki gömlek çıkınca yerine yolsuzluklar geliyor. Bu yolsuzlukların önünü almanın çözümü Milli Görüş’tür. Milli Görüş’e sağlam bağlanmaları lazım." dedi.

'GÖREVİNİ DÜZGÜN YAPANLAR GÖREVLERİNDEN ALINIYOR'

Bugün yaşananları ‘Sivil darbe’ olarak nitelendiren Tokar, "25 Aralık’ta İstanbul’da Emniyet Müdürünü değiştirdiler. Tedbirler alındı. Ondan önce de emniyette, hukukta, yargıda birçok tasfiyeler oldu. İki kişi gelip şikâyet ettiği zaman bu 'paralel yapı'cıdır diye görevini düzgün yapan vatandaşımız görevinden alınıyor. Yerine getirilen adamın vasıflarına, özelliklerine bakmıyorlar. Yeter ki bizim yandaşımız olsun. Yolsuzluklara, usulsüzlüklere göz yumabilsin. Genel Başkan Kamalak diyor ki burada bir usulsüzlük var. ‘Gelişmeler darbe mantığı içerisinde olmuştur. Darbe döneminden daha kirli olaylar bugün sergilenmektedir.’ Askerin bir metodu vardır. Asker gücünü silahından alır. Onun gittiği yol bellidir. Bugün sivil daha kötü metotlar uyguluyor. Herkese şüphe gözüyle bakılıyor. Yurtdışında silahlı çatışma var. Yurt içinde de Müslümanları kutuplaştırma var. Müslümanları kutuplaştıralım, onlar birbiri ile çarpışsın. Sen bürokraside ekibine hâkim olamıyorsun, paralel diye suçluyorsun, görevden aldığın adam belki iyi bir adamdır bilmiyorsun. Onun yerine usulsüz adamlar getiriyorsun." açıklamalarında bulundu.

'AK PARTİ İÇİNDE SP İLE TEMASA GEÇENLER VAR'

AK Parti içerisinde yaşanan süreçle ilgili rahatsızlıkların olduğunu ve Saadet Partisi ile görüşme içerisinde olan milletvekillerinin olduğunu belirten Tokar şöyle devam etti: "Parti içinde kaynamalar var. Bize temasları olanlar var. Bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bir başbakan atanacak. Orada AK Parti’nin içerisindeki güçlü kesim atama yapacak. Diğerleri suskun durmuyor ki. 3 dönem seçilememe hakkı getirildi. Belki de iptal edecekler. Parti içten içe kaynıyor. Herkes gözünü ana, baba ocağına dikti. Tekrar dönmek istiyorlar. Çünkü bizim ilkeli ve prensipli görüşlerimizi görüyorlar."

'AK PARTİ, PARTİ İÇİ DİKTATORYA UYGULUYOR'

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından AK Parti içerisinde sağduyulu insanların konuşmamasını, parti içerisinde uygulanan diktatoryaya bağlayan Tokar, Milli Görüş çizgisinde fikirlerini rahatça beyan eden insanların bugün AK Parti içerisinde görüşlerini açıklayamadığını söyledi. Tokar, "Milli Görüş çizgisinde bizde herkes konuşma hakkına sahiptir. Bizim bakanımızı bırakın, milletvekili, il başkanı ve partiden herhangi biri kendi görüşünü savunabilir. Parti içi demokrasi var. Milli Görüş insana konuşma özgürlüğü veriyor. Parti içinde herkes rahat rahat fikirlerini izah edebiliyor. Bu 12 yıllık AK Parti iktidarları döneminde bırakın mahalle temsilcisini, il başkanını ve ya milletvekilini bakanlara bile konuşma hakkı vermediler. Bakanlara bile sınırlama getirdiler 3 -5 kişinin haricinde konuşma yok. Parti içinde demokrasi yok parti içi diktatorya var." diye konuştu.

'İNSANLAR ALMANYA’NIN ATTIĞI 7 GOLÜ KONUŞTUĞU KADAR FİLİSTİN'İ KONUŞMUYOR'

İsrail’in bu Ramazan ayında Gazze’ye saldırılarını yöneltmesi ve oradaki halkı tedirgin etmesi, 100’den fazla insanın yaralanması ve ölülerin olmasının kanayan bir yara olduğuna dikkat çeken Tokar, dünyanın ve özellikle Türkiye’nin ciddi yaptırımlar uygulaması gerektiğini ifade etti. Tokar şöyle dedi: "Dünya Brezilya’daki futbol şampiyonasına kilitlendiği, Almanya’nın attığı 7 golü konuştuğu kadar bunu konuşmuyor. İsrail’de bir şımarıklık var. İsrail’de Müslümanların tümünün dalgın olduğu, dağınık olduğu bir ortamda Gazze’ye rahatlıkla, fütursuzca arkasına Amerika’yı ve AB’yi alarak rahat rahat saldırabiliyor. Hani Erdoğan geçen yıl Mayıs ayında Gazze’ye gidecekti. Ne oldu? Gazze’ye gidemedi. Beyanat veremedi. Neden gidemiyor? Arkasında anlaşmalar var. Ödünler verdi. Biz bunu kırıyoruz."

'CUMHURBAŞKANI ADAYLARI ARASINDA ADALETSİZLİK VAR'

10 Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde adaylar arasında eşitsizlik olduğuna dikkat çeken Genel Başkan Yardımcısı Tokar, "Adaylar arasında bir adaletsizlik var. Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, başbakanlık görevini bırakmadı devletin nüfuzunu bırakmadan cumhurbaşkanı seçimlerine gidiyor. Diğer ikisi ise bunu kullanmadan kendi güçleriyle yarışıyor. Bu bir eşitsizliktir. O kadar sorun birikti ki. Ekonomik sorun, sosyal kriz kapıda. İşsizlik arttı. Ayrıca nitelikli işsizler ortaya çıktı. Bunların hepsi bunalım içerisinde. Bir sürü sosyal patlamalar var. Bütün bu sorunlardan kaçmak için Başbakan cumhurbaşkanı adayı oldu ve kendisini bir nevi kurtarmak ve emniyete almak istiyor." dedi. CİHAN

Yorumlar