Peygamber sevdalıları meydanı doldurdu

Diyarbakır'da düzenlenen 'peygamber sevdalıları' etkinliğine onbinlerce kişi katıldı. Etkinliğin öne çıkan mesajı ise İslam dini tarafından yasaklanan "ırkçılık ve faiz" oldu

Google Haberlere Abone ol
Peygamber sevdalıları meydanı doldurdu

Peygamber Sevdalıları Platformu (Evîndarên Pêxember) Diyarbakır Koordinatörlüğü tarafından, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama”  etkinliği düzenlendi. Etkinlikte birlik, beraberlik ve barış mesajları verilerek, Müslümanlar arasındaki kardeşliğin pekişmesi, vahdetin oluşması için İslam âlemine çağrı yapıldı.

Verilen mesajlarda Hazreti Muhammed'in, ırkçılığı ve faizi ayaklarının altın aldığı, günümüz idarecilerinin onu örnek alması gerektiği vurgulandı. İslam coğrafyasında yaşanan tüm sıkıntıların kaynağının, İslam dışı beşeri sistemler olduğu vurgusu yapılarak çözümün; kötü durum ve vaziyetten kurtulmanın yolunun Allah'a ancak hakkıyla kul olmaktan geçtiğine dikkat çekildi.

Sunuculuğunu Rehber TV programcılarından Mehmet Emin Gülsever'in Kürtçe, Yunus Emiroğlu'nun ise Türkçe yaptığı program, İranlı Hafız Muhammed Emin Esedi'nin Kur'an-ı Kerim tilaveti ile saat 13:00'da başladı.

Programda söz alan İlahiyatçı Yazar Mehmet Göktaş, konuşmasına, "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun ey aziz ve muhterem Peygamber Sevdalıları. Ey Süleyman Bin Halid'in memleketinin sakinleri. Ey Yasin Börü'nün, Aytaç'ın, Hasan'ın, Riyad'ın hemşerileri. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun." diyerek başladı.

Göktaş Hoca, "Şu anda bir gerçek var ki bu gerçek bu şehir dünyada, yeryüzünde Peygamber (aleyhiselamı) temsil eden bir şehir olduğunu 15 yıldan bu tarafa ciddi anlamda tescil ettirmiştir.  Bu, kuşkusuz çok önemli bir olaydır. Diyarbakır şu anda Diyar-ı İslam, Diyar-ı Muhammed olarak yeryüzünde Allah'ın Resulünü temsil eden en önemli merkezlerden bir merkezdir ve en azından son 15 yılda katlana katlana bugüne gelmiştir." dedi.

Diyarbakır'ın bu haliyle artık her yıl ciddi anlamda İslam ve Peygamber adına bir mesaj gönderdiğine işaret eden Göktaş, "Bu mesaj ciddiye alınmalıdır.  Bugün buradaki bu organize, karizmatik bir kişinin, şunun bunun değil. Unutmayalım ki organizenin arkasında yüzlerce seyda, yüzlerce alim, yüzlerce akademisyen vardır. Bu unutulmamalıdır. Bu kuru bir heyecan değildir. Onun için buradan çıkacak mesajlar, bugün Diyarbakır'da verilecek mesajlar gerçekten dünyanın dört bir tarafına ulaşması gerekir, ulaştırılması gerekir ve kulak verilmesi gereken bir mesajdır. " diye konuştu.

"Irkçılığı Allah Resulü ayakları altına almıştır"

Göktaş, "Biz bugün şu meydanı bu yönüyle Arafat'a benziyoruz. Özellikle Peygamber (aleyhiselamın) son Veda Hutbesi'ndeki seslenişine benzetiyoruz. Hani o da on binlerce yüz binlerce Müslüman'a oradan seslenmiş ve İslam' en son ve net mesajını vermişti ya. İşte biz de burada bu mesajı buradan tekrarlamak istiyoruz. Eğer hatırlarsanız Allah'ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) nice şeyleri ayaklarının altına almıştı. Hatırlıyor musunuz? Veda hutbesinde Allah'ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) cahiliye döneminden kalan nice kötülükleri bir bir ayaklarının altına aldığını ilan etmişti. Bunların başında asabiyet geliyor. Yani ırkçılık geliyor. Irkçılığı Allah Resulü ayakları altına almıştır. Bütün insanlara seslenerek hepimizin Adem'in çocukları olduğunu, Adem'in topraktan olduğunu, Acem'in Arap'tan üstün olmadığını, üstünlüğün takvada olduğunu ilan etmişti. Buradan bir daha ilan ediyoruz ve diyoruz ki; Ey Allah'ın Resulü, sen neyi ayaklarının altına alıp çiğnemişsen biz de bugün burada Peygamber meydanında, senin ayaklarının altına alıp çiğnediği her şeyi biz de çiğniyoruz. Bir daha çiğniyoruz. Bir daha tekrar ediyoruz. Biz biliyoruz ki Hz Ömer'in söylediği gibi; biz öyle bir kavimiz ki ancak İslam ile aziz olabiliriz. İslamsız zerre kadar haysiyetimiz yoktur. İslam ve Peygamber ve Kur'an olmadan hiçbir kavmin hiçbir özelliği yoktur ve koskocaman bir hiçtir." ifadelerini kullandı.

"Yeryüzünü kasıp kavuran, en büyük maddi canavarın faiz olduğunu ilan ediyoruz"

Göktaş hoca konuşmasına şöyle devam etti: "Şunu da ilan ediyoruz ki Allah Resulü'nün ayaklar altına alıp çiğnediği, maalesef tekrar alıp başını üstüne koyanlar, kendilerine baş tacı edenler var ya. Allah'ın Resulünün çiğnediği o pislikleri yerden alıp başlarının üzerine bayrak yapanlar var ya. Onlar iflah olmamıştır ve olmayacaklardır. Buna günümüzde defalarca şahitlik ettik. Onun için biz buradan bir daha haykırıyoruz. Allah'ın Resulü yine buradan yine haykırmıştı. Veda Hutbesi'nde, Arafat'ta haykırmış ki, 'Ey insanlar kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Siz, onları Allah'ın emaneti olarak almıştınız' buyuruyor.  Onların namuslarını Allah adına kendinize helal edinmiştiniz, buyuruyor. Yani bu anlamda Allah resulü bir takım hakları, hukukları, adaleti baş tacı etmişti, baş tacı olarak ilan etmişti. Biz buradan aynı şekilde baştacı olarak ilan ediyoruz.  Ve bunun zıddını yapanların helak olduğunu, bittiğini, tükendiğini görüyoruz ve buna şahitlik ediyoruz. Allah'ın Resûlü o gün aynen böyle bir  kalabalıkta, 'Cahiliyeden kalma faiz ayaklarımın altındadır' buyurmuştu. Ve 'İlk kaldırdığım faiz amcam Abbas bin Abdülmuttalib'in faizidir.' demişti. Bugün yeryüzünü kasıp kavuran, insanlığın kanını emen, en büyük maddi canavarın faiz olduğunu bir daha ilan ediyoruz. Şu Diyarbakır Meydanı olarak biz de tekrar ayaklarımızın altına alıyoruz, alacağımızı ilan ediyoruz. Almadığınız takdirde insanlarımız ta ciğerlerinin, alın terinin, bütün emeğinin heba olacağını buradan bir daha insanlığa haykırıyoruz, ilan ediyoruz. Yine biz buradan müminlerin kardeş olduğunu, müminlerin canlarının, mallarının, ırzlarının birbirlerine haram olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz. Bunu insanlık olarak insanlık alemi olarak en büyük bir beyanname olarak ilan ediyoruz. Buna uyulmadığı takdirde mahvolacağımızı görüyoruz, şahitlik ediyoruz."

"Adalet öyle bir sıfattır ki olmadığı zaman en büyük fesat çıkar"

"Ey iman edenler, Allah için adaleti ayakta tutan hakkın şahitleri olunuz." ayetine atıfta bulunan Göktaş Hoca, "Annenizin, babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa adaleti ayakta tutan şahitler olunuz. Evet, bu mesaj hepimizedir. Ama özellikle gücü ve kuvveti eline geçirenlere, fakirken zengin olanlara, idareyi elinde bulunduranlaradır. Hocalarımız her Cuma, 'Allah adaleti emrediyor' ayetini okuyor. Eğer oradaki cemaat sadece ihtiyarlarsa, emeklilerse onlar hangi adaleti yerine getirecekler. O ülkenin yöneticileri, hâkimleri o camilerde değilse o ayet kimlere okunuyor. Adalet deyince yetki sahiplerine sesleniyoruz. Adalet öyle bir sıfattır ki olmadığı zaman Allah korusun en büyük fesat çıkar. Bu sadece yöneticilere değil, azıcık yöneten, zengin olan herkes adalet sahibi olmakla mükelleftir. Peygamber sevdalıları, âşıkları olarak bizler adalet örnekleri olmalıyız. Sokağımızda, apartmanımızda işyerimizde parmakla gösterilmeliyiz ki dinimiz yayılabilsin. Aksi takdirde zulümde, haksızlıkta diğer insanlardan farkımız yoksa bu İslam'ın daha da aleyhine olacaktır." sözlerine yer verdi.

Etkinliğin mesajını içeren 10 madde

Etkinlikte Peygamber Sevdalıları Platformu Genel Koordinatörü Adnan Akgönül, 10 maddelik mesajı okudu.

Akgönül'ün okuduğu 10 madde sırasıyla şöyle:

-Peygamberi anlamak; Kur'an-ı Kerim'i özü ve hikmetiyle kavramaktır. İlahi mesajın amaçlarına ve gayelerine katıksız, duru bir şekilde ulaşmaktır. Bu yol, Efendimizin(sav) açıklayıcı, öğretici ve terbiye edici vasıflarını fehmetmektir. Sünneti yaşamak; tüm amel ve davranışların merkezine rızay-ı ilahiyi yerleştirmektir. Allah'ı (cc) sevmek peygamberi(sav) sevmektir. Onu (sav) sevmek ona (sav) uymaktır.

-Peygamberi anlamak; inanç, amel, fikir ve duruşumuzu İslam ile uyumlu hale getirmektir. Beşeri ideolojilerin, İslam dışı düşüncelerin, bid'at, hurafe ve sapkınlıkların şerrinden Allah'a (cc) sığınılmalıdır. Sünneti yaşamak; doğru istikameti ve nebevi yöntemi yol edinmektir. İslami sorumluluk, her şart ve zeminde Müslümanlarla birlikte yol almak ve asla zalimlere meyletmemektir.

-Peygamberi anlamak; "Ey Allah'ın kulları kardeş olun" ilkesinin hakkını ikame etmektir. Bu kardeşlik ancak ve ancak İslam kardeşliğidir. Sünneti yaşamak; Müslümanlar arasında muahat (Kardeşleşme) kurumunu tekrardan inşa etmektir. Muahat; muhaciri-ensara, siyahı-beyaza, fakiri-zengine ulaştırmaktır.

-Peygamberi anlamak; onun(sav) ahlakı ile süslenmektir. Onun muhteşem ve muazzam ahlakını her alanda ilke edinmektir. O’nun ahlakı Kur'an'dı. Sünneti yaşamak;  savaşta ve barışta, dostlukta ve düşmanlıkta, sevgide ve nefrette ölçülü olmaktır. ‘Muhakkak Allah aşırı gidenleri ve haddi aşanları sevmez’ ( Bakara 190) düsturu ile ahlaklanmaktır.

-Peygamberi anlamak; ırkçılığa dayalı menfi asabiyetten arınmaktır. Peygamberin (sav) ayakları altında olan ırkçılığı başımıza çıkarmak asabiyyet-i cahiliyedendir. İslam'ın ‘millet’ anlayışı saf ve berrak haliyle ‘ümmet’ anlayışıdır. Sünneti yaşamak;  insanlığın onur ve gayretine sahip çıkmak, hududullahı muhafaza etmektir. Hz Muhammed’in(sav) ‘Ey İnsanlar!  Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır.’ nidasını en gür bir şekilde haykırmayı insani görev olarak bilmektir.

-Peygamberi anlamak; İslami nasların ruhuna bağlı kalarak mezhepsel yorumları ve fikri ayrıntıları kültürel zenginlik saymaktır. Mezhepler birer vasıtadır. Aracı amaç kılmak cehalettir. İslam ümmetinin en büyük sorunlarından biri mezhepçilik ve iç çekişmelerdir. Sünneti yaşamak; tarihi olaylardan ibretler alarak geleceğimizi ihya ve inşa etmektir. Mezhepsel tefrikanın ve ayrılığın tedavisi ‘Sakın ha, benden sonra tekrar küfre dönüp de birbirinizin boynunu vurmaya kalkışmayın.’ nebevi ikazına uymaktır.

-Peygamberi anlamak; İslam'ın şiar ve kutsallarına vefa göstermektir. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa Müslümanların tartışılmaz kutsalıdır. İlk kıblemiz olan Mescidi Aksa ve Kudüs şehri, Siyonist işgal altındadır. Sünneti yaşamak; İslam'ın fetih ruhunu ve izzetini diri tutmaktır. Çevresi Allah (cc) tarafından mübarek kılınan Beytül Makdis'i kurtarmak, özgürlüğüne kavuşturmak her Müslüman’ın vefa borcudur.

-Peygamberi anlamak; ‘Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.’ nebevi mesaja gönül açmaktır. İslam'ın aile ve kadına bakışı; ‘Kıymet ve sevgiye dayalı gözden sakınılan değerli birer emanettir’ fikriyatıdır. Sünneti yaşamak; cahiliye bataklığında istismar edilen emanete sahip çıkmaktır. Bu değerli emanet toplumu inşa eden annedir. Annenin değeri ise cennettir.

-Peygamberi anlamak; her zaman ve her şartta en doğru duruşu sergilemektir. Olağanüstü durumlarda bile insanın fıtri haklarını karşılamak Peygamber adaletinin gereğidir. Sünneti yaşamak; insanların can, mal, namus ve diğer yaşam haklarını muhafaza etmektir. ‘Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sevk etmesin’ (Maide 8) ilahi mesajını tekrardan diriltmek her Müslüman’a farzdır.

- Peygamberi anlamak; Kur’an ve sünnet emanetine sahip çıkmaktır. Bu emanet İslam dininin özüdür. Dini naslar bellidir, açıktır ve şeffaftır. Bu naslar sahabenin içtihat ve yorumları ile zenginleşmiş, âlimlerin gayret ve çabaları ile günümüze kadar ulaşmıştır. Sünneti yaşamak;  nebilerin, sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yolundan gitmektir. Bu yol İslam dininin özüdür. ‘Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim’ (Maide 3) mesajı değişmez ilkedir.

Yorumlar

Azad welat Sadece pkk değil munafık ırkçılarada oy vermesin
Azad Welat Selahaddın ın torunları elhamdulillah ırkçı değillerdir. İslamı hiçbir zaman milli menfaati için kullanmamıştır. Hep islsmın hizmetkarı savunucusu olmuştur. Allah ın hueuruna mazlum sıfatıyla çıkıp zalimlerden hesap soracak inşallah.
ihsan hepinizden Allah razı olsun seçimdede dik durun sakın pkk ya oy vermeyin dinsizlere