Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti Konferansı

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2) "Biz kabile devleti değiliz, çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Biz onurluyuz, gururluyuz. Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller, işte 15 Temmuz'u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye de devam edecekler. Hala bu gafletin içinde olanlar varsa bence bir an önce kendilerine gelmeli ve bu gittikleri yanlış yoldan dönmelidirler" - "PKK, FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin asıl amacının, bizi büyük fotoğraftan kopartıp kendi içimize hapsetmek olduğunu çok iyi biliyoruz" - "Bu örgütler diğer güçlerin planlarını rahatça uygulamalarını sağlamak üzere Türkiye'yi iç meselelerine odaklamak için üzerimize salınmış birer araçtan ibarettir"

Google Haberlere Abone ol
Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti Konferansı

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz kabile devleti değiliz, çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Biz onurluyuz, gururluyuz. Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller, işte 15 Temmuz'u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye de devam edecekler. Hala bu gafletin içinde olanlar varsa bence bir an önce kendilerine gelmeli ve bu gittikleri yanlış yoldan dönmelidirler." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Polis Akademisi tarafından düzenlenen Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti Konferansı'ndaki konuşmasında, konferansın konusunu Türkiye'nin yeni güvenlik konsepti olarak belirlediklerini, insanlar gibi devletlerin ve toplumların da hayatlarının sürekli değiştiğini söyledi.

İnsanların gelişip büyüdüğünü ve öldüğünü, devletlerin de aynen böyle olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye gibi çok farklı kadim medeniyetlerin ve geleneklerin mirasçısı ülkelerde bu değişimlerin iniş ve çıkışlarının çok daha sert yaşandığını belirtti.

- "Bedelini ödemeye devam edecekler"

Cumhurbaşkanlığı forsunda ifadesini bulan devletler tarihi itibarıyla, 2 bin 200 yılı aşkın bir devlet geleneğine sahip olduklarını anlatan Erdoğan, "Biz kabile devleti değiliz, çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Biz onurluyuz, gururluyuz. Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller, işte 15 Temmuz'u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye de devam edecekler. Hala bu gafletin içinde olanlar varsa bence bir an önce kendilerine gelmeli ve bu gittikleri yanlış yoldan dönmelidirler." diye konuştu.

Erdoğan, mensubu oldukları inanç itibarıyla bin 400 yıllık kesintisiz bir medeniyet geçmişine sahip olduklarını, coğrafi esaslı olarak bakıldığında Anadolu merkezli ilk devletin 1075 yılında İznik'te kurulan daha sonra başkentini Konya'ya taşıyan Türkiye Selçuklu Devleti olduğunu dile getirdi.

- "Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındı"

Osmanlı'nın Söğüt'te dikilen çınarın 600 yıl boyunca üç kıtada, yedi iklimi kucakladığı dünya tarihinin sayılı devletlerinden olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye Cumhuriyeti ise yapabileceğimiz tüm fedakarlıkların ardından elimizde kalanla kurduğumuz son devletimizdir. Türkiye Cumhuriyeti ilk devlet değil, kendimizi aldatmayalım. Biz 22 milyon kilometrekarelik dünya ölçeğinde toprağı görmüş bir devletin varisleriyiz. Daha yeni, cumhuriyetin kuruluşunun biraz öncesinde yaklaşık 3 milyon kilometrekarelik topraklara sahiptik. Düştük, düştük 780 bin kilometrekareye geldik. 'Lozan' ifadesini kullandığımda birileri rahatsız oldu. Niye rahatsız oluyorsunuz? Lozan'da da işte o 3 milyon kilometrekareden maalesef bir yerler yine tırmıklandı, 780 bin kilometrekareye kaldık. Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındı. O burnumuzun dibindeki yerler bile bizden alındığında onunla iftihar edenler oldu. Bu sözleşmeden, bu anlaşmadan 'çok başarıyla çıktık' diyenler oldu. Nasıl olur ya? Elindekini veriyorsun hala 'başarılı çıktık' diyorsun."

- "Tarihi arka planı doğru okumalıyız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta kardeş Pakistan ve uzun bir aradan sonra yeniden kardeş Özbekistan'a ziyaretlerde bulunduğunu anımsattı.

Her iki ülkede şahit oldukları manzaraların, bu coğrafyaların aslında candan bir parça olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, "Kendilerinin de sürekli ifadesiyle ata yurdu. Bunlarla olan hemhal, bu anlayış ne yazık ki bizlere çok uzak. Bunları yeniden bizim yaşamamız ve yaşamakla kalmayıp bunları yeni nesillere de öğretmemiz gerekiyor. Neydik, ne olduk? Üçüncü soru, ne olacağız? Aynı fotoğrafı, Balkanlardan Kafkasya'ya, Kuzey Afrika'dan Kırım yarımadasına kadar her yerde görmek mümkün. Ankara'dan saatlerce uçuş mesafesindeki bu coğrafyaları bize hissettiren tarihi arka planı doğru okumalı ve geleceğimizi buna göre planlamalıyız." şeklinde konuştu.

- Terörle mücadele

Erdoğan, Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadelesini kesintisiz ve kararlı bir şekilde yürüteceğini ama kafasını sadece bu soruna gömüp çevresinde kopmayacağını belirterek, şöyle devam etti:

"PKK, FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin asıl amacının, bizi büyük fotoğraftan kopartıp kendi içimize hapsetmek olduğunu çok iyi biliyoruz. Sanmayın ki PKK'nın asıl amacı ülkemizin belirli bir bölgesinde ayrı devlet kurmaktır. Sanmayın ki FETÖ'nün temel gayesi bürokraside, iş dünyasında, eğitimde daha fazla etkin olmaktır. Sanmayın ki DEAŞ'ın tek hedefi Suriye ve Irak'da iddia ettiği gibi bir İslam devleti kurmaktır. Bu örgütlerin hiçbiri de dışarıya karşı ifade ettikleri iddialar için mücadele etmiyorlar. Bu örgütlere sağlanan muazzam destek onların söylemlerini hayata geçirmeleri için de verilmiyor. Dert başka. Bu örgütler diğer güçlerin planlarını rahatça uygulamalarını sağlamak üzere Türkiye'yi iç meselelerine odaklamak için üzerimize salınmış birer araçtan ibarettir."

Erdoğan, Türkiye'nin tarihi perspektifinin gerektirdiği politikaları hayata geçirdiklerinde diğerlerinin kendi planlarını uygulama şanslarının olmadığını dile getirdi.

15 Temmuz gecesi F-16'lar bomba yağdırırken, helikopterlerden bomba ve mermi atılırken vatandaşın, çiftçinin, traktörü ve kamyonuyla yola çıktığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Benim insanım tankın altına ve paletleri altına yatabiliyorsa ve onlar 'Allahu ekber' diyerek şehadete koşabiliyorlarsa bu millet yıkılmaz. İşin aslı burada. 29 gece sabahlara kadar demokrasi nöbeti tuttuysalar işin perde arkasındaki hedef başkadır. Onun adı şehadettir. Merhum Akif'in 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımda beni dünyada cüda' derken işte ifade ettiği budur. Çanakkale'de biz güçlü müydük? Elimizde güçlü silahlar mı vardı? Bugüne göre çok daha zayıftık ama dikkat edin oradaki anlayış da genci yaşlısı hepsi bir şeye inanmıştı. Neydi? Şehadet. Ona koşuyorlardı. Biliyorlardı ki ben burada ölürsem 'şehidim', yaralanırsam 'gaziyim.' Ama ne oldu, işte bu vatan bize öyle kaldı."

(Sürecek)



Yorumlar