Niğde'de Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması

- Başbakan Yıldırım: (3) -"Bu sistem değişikliği millet iradesi dışındaki bütün iradeleri sona erdiriyor. Milletin iradesi egemenliğin kayıtsız şartsız tecellisini getiriyor. Siz seçiyorsunuz, hesabı da siz soruyorsunuz" -"Türkiye güçlü iktidarlarda iki büyümüşse zayıf iktidarlarda yarım büyümüş, fark bu. Şimdi diyoruz ki 'Güçlü iktidarları sürekli hale getirelim' yaptığımız bu" -"Ana muhalefet partisinin genel başkanının etik ve sorumlu davranması lazım. Çünkü ana muhalefet partisi başkanı demek iktidar alternatifi demek. Söyleyeceğiniz her şey vatandaş için bir anlam ifade eder. Böyle şey olur mu? Bana şimdi beyefendi diyor ki 'Siyasi etik kanunu çıkaralım.' Önce siyasi etiğin ne olduğunu kendin ortaya koy. Topluma doğru bilgi ver, kararı millet verecek"

Google Haberlere Abone ol
Niğde'de Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması

NİĞDE (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Bu sistem değişikliği millet iradesi dışındaki bütün iradeleri sona erdiriyor. Milletin iradesi egemenliğin kayıtsız şartsız tecellisini getiriyor. Siz seçiyorsunuz, hesabı da siz soruyorsunuz." dedi.

Yıldırım, bir otelde düzenlenen yemekte, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, şehit yakınları ve gazilerle bir araya geldi.

AK Parti iktidarları döneminde çok iş yaptıklarını ancak çok da badire atlattıklarını belirten Yıldırım, "AK Parti, ülkenin kalkınması için muazzam işler yaptı. Neye rağmen yaptı? Engellere rağmen. Bu engeller nereden geliyor? Bu sistemden geliyor. Sistem engelsiz koşuya izin vermiyor. Darbe anayasası bunu getirmiş." diye konuştu.

Türkiye'de bir milli irade, bir de milli iradeyi kontrol altında tutan mekanizma olduğunu ifade eden Yıldırım, "(Böylece çalışın) diyorlar. 'Millet sizi seçti, siz sadece gidin rutin işleri yapın, burada oturun, sesinizi çıkarmayın, işlere burnunuzu sokmayın, evraklar gelsin imzalasın, gidin kabuller yapın, resmi törenlere katılın, memleketin derin işlerine burnunuzu sokmayın.' Böyle bir şey yok. Millet iradeyi kime verdiyse hesabı ona soruyor." dedi.

Siyasete verilen iradenin gizli ortağı olmaması gerektiğini dile getiren Yıldırım, "Şu anda gizli ortaklar var. Biz, 2003'te seçildik, tek başımıza iktidar olduk. 363 milletvekilimiz var. Ankara'ya girdik, baktık her taraftan kafa çıkıyor. 'Hoşgeldiniz, yeni ortaklarınız.' Bu nereden kardeşim? Biz sizi Niğde'de, Ulukışla'da, Bor'da dolaşırken hiç görmedik. Nereden çıktınız? 'Orayı karıştırma.' İşte getirilen bu sistem değişikliği millet iradesi dışındaki bütün iradeleri sona erdiriyor. Milletin iradesi egemenliğin kayıtsız şartsız tecellisini getiriyor. Siz seçiyorsunuz, hesabı da siz soruyorsunuz. Bunun için 'hayır' kampanyası, 'evet' kampanyası var. Takdir yüce milletindir, sizindir." değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi partilerin hepsinin seçimlerden önce darbe anayasasının değiştirilmesi yönünde vaatte bulunduğunu dile getiren Yıldırım, seçimler sonrasında "Haydi buyrun şunu değiştirelim" dediklerinde ise her birinin bir kenara çekildiğini söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 15 Temmuz'dan sonra bu gerçeği gördüğünü ve "Bu ülkenin beka sorunu var" diyerek hareket ettiğini kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her ne kadar MHP şu anda parlamenter sistemden yana olsa da bana dediği şudur Sayın Bahçeli'nin, 'Benim buna gücüm yok. Yani parlamenter sistemi devam ettirecek veya daha da güçlendirecek bir sayım yok. Bir imkanım yok ama bu durum da sürdürülebilir bir durum değildir.' Güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan, iki tane irade. Bu yürümez. Bakın yürümedi. Adnan Menderes zamanında da yürümedi. Belki su yüzüne çıkmadı ama hatıralarını okuyun, merhum Menderes, 'Bazen canımdan bezdiriyor beni' diyor."

Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz ile Süleyman Demirel'in Tansu Çiller, Necmettin Erbakan ile ters düştüğünü anlatan Yıldırım, krizlerin giderek derinleştiğini aktardı.

Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit örneğini de veren Başbakan Yıldırım, "Bizim zamanımızda da oldu. Biz Ahmet Necdet Sezer ile çok mu anlaştık zannediyorsunuz? Dilimizi, dişimizi sıka sıka dişlerimiz karnımıza doldu ama biz kriz anlatan değil, şikayet eden, sızlanan değil, çözüm üreten bir iktidarız. Çözüm ürettik, sabrettik. Kavga etmek kolaydır, masayı devirmek kolaydır, yapmak zordur. Biz yapmaya talip olduk. Türkiye özetle güçlü iktidarlarda iki büyümüşse zayıf iktidarlarda yarım büyümüş, fark bu. Şimdi diyoruz ki 'Güçlü iktidarları sürekli hale getirelim' yaptığımız bu." ifadelerini kullandı.

Değişiklik konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da birlikte çalışma teklifi götürdüğünü, Kılıçdaroğlu'nun ise parlamenter sistemden yana olduklarını belirterek, bunu geri çevirdiğini anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"O zaman bir teklif daha götürdüm. Siz parlamenter sistemi getirin, biz de cumhurbaşkanlığı sistemini getirelim, ikisini de oylayalım. 367'nin üzerinde çıksa bile yine millete götürelim, iki metin götürelim, millet karar versin. Bunda ne anormallik var? Makul bir teklif değil mi? Bunu da kabul etmedi. Ne yapabilirdik başka? Olur, tamam, onu da kabul etmediniz, bunu da kabul etmediniz. Meclis iradesini de kabul etmediniz. 'Meclis'ten geçtikten sonra isterse yüzde 98 ile kabul etsin halk oylamasında tanımayız.' dediler. Ben de dedim ki millet seni hiç tanımaz kardeşim milleti tanımayanı millet tanır mı?"

-"Bunlar olacak şeyler değil"

Kılıçdaroğlu'nun "Bu değişiklik geçerse Cumhurbaşkanı kararnamesiyle bütün muhtarlıklar kapanabilir, minibüs hatlarının izinleri kaldırılabilir, 100 tane başkan yardımcısı atayabilir, 150 tane bakan atayabilir." gibi ifadeler kullandığını aktaran Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bunlar olacak şeyler değil. Ana muhalefet partisinin genel başkanının etik ve sorumlu davranması lazım. Çünkü Ana muhalefet partisi başkanı demek iktidar alternatifi demek. Söyleyeceğiniz her şey vatandaş için bir anlam ifade eder. Böyle şey olur mu? Bana şimdi beyefendi diyor ki 'Siyasi etik kanunu çıkaralım.' Önce siyasi etiğin ne olduğunu kendin ortaya koy. Topluma doğru bilgi ver, kararı millet verecek. Bir seferinde diyor ki 'Bu anayasaya evet demek vatana ihanettir.' 5 Mart Tekirdağ konuşması. 3 gün önce de Eskişehir'deki konuşmada 'Evet de verebilirsiniz, hayır da verebilirsiniz, karar sizin' diyor. Hangisi doğru? İkinci doğru ama birinciyi nereye koyacağız?"

AK Parti iktidarı boyunca 12 yıl bakanlık yaptığını, bu sürede 6 bin kilometre olarak devraldığı bölünmüş yol miktarının 3 kattan fazla artırılarak 25 bin 500 kilometreye çıkarıldığını anlatan Yıldırım, "Bu anayasa işi de aynen böyle. Mevcut anayasa, bölünmüş yollardan önceki Türkiye'nin hali. Oradaki trafik nasılsa bu anayasadaki trafik de o. İlerleme hızımız, büyüme hızımız bu. Buna razıysa Türkiye, benim söyleyecek bir şeyim yok ama 'Biz buna razı değiliz, bölünmüş yol da bize yetmez, Niğde-Ankara 3 gidiş, 3 geliş otoyol lazım' diyorsanız işte bu değişikliğe ihtiyaç var. Başka bunun hiç çaresi yok. Türkiye 1 saatini bile kaybedemez, 1 saatinin bile önemi var."

-"Canlı bomba patlatacaklardı, etkisiz hale getirildi"

Bölgede yaşananlara dikkati çeken Yıldırım, içeride ve dışarıda Türkiye'yi sıkıştırmak isteyenlerin ellerinden geleni yaptığını söyledi. Yıldırım, Türkiye'den başka, 3 terör örgütüyle aynı anda mücadele eden bir ülke bulunmadığını kaydetti.

"Ne işiniz var Suriye'de, niye gittiniz El Bab'a?" şeklinde eleştiride bulunanların, daha önce "Kilis'e, Gaziantep'e füze atılıyor, ne duruyorsunuz?" dediğini, "Fırat Kalkanı'nı destekliyorum" ifadelerini kullandığını aktaran Yıldırım, "Biz oralara kendi ülkemizin güvenliğini korumak, kendi insanımızın hayatını korumak için gittik. Ondan başka amacımız yok. Şimdi o mültecilerin 60-70 bini geçti, yerleşti, normal hayatlarına döndüler. 3 bin DEAŞ, bunlar girecek Türkiye'de canlı bomba patlatacaklardı, etkisiz hale getirildi." diye konuştu.

(Sürecek)

Yorumlar