"Gençleri duygusal telkinlerle tektipleştirdiler"

-FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporundan: -"Devlet kademelerine yerleştirilmek üzere seçilen gençler, ışık evleri adı verilen örgüt evlerinde abi ve abla denilen elemanlar aracılığıyla duygusal telkinlerle beyinleri yıkanarak tektipleştirildi" -"Elamanlarını militan gibi yetiştirmiş, onlara yerleştirilecekleri devlet kurumlarında uzun yıllar kendilerini gizlemelerinin yollarını öğretmiş ve vakti geldiğinde emri ile harekete geçmeleri için programlamıştır" -"Yargı organları ile yargıya yön veren idari birimler FETÖ’nün nihai amacı çerçevesinde mutlaka ele geçirilmesi gereken birer hedef olarak belirlenmiş, örgüt bu hedefin gerçekleştirilmesi için uzun yıllara yayılan stratejik planlama doğrultusunda 15 Temmuz darbe girişimine kadar faaliyetlerini sürdürmüştür"

Google Haberlere Abone ol
"Gençleri duygusal telkinlerle tektipleştirdiler"

TBMM (AA) - SEVAL GÜLER - FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporunda, FETÖ'nün devlet kademelerine yerleştirilmek üzere seçilen gençleri, ışık evleri adı verilen örgüt evlerinde "abi" ve "abla" denilen elemanlar aracılığıyla duygusal telkinlerle beyinleri yıkanarak tektipleştirdiği, onlara yerleştirilecekleri devlet kurumlarında uzun yıllar kendilerini gizlemelerinin yollarını öğrettiği ve vakti geldiğinde emri ile harekete geçmeleri için programladığı belirtildi.

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) 15 Temmuz Darbe Gi̇ri̇şi̇mi̇ i̇le Bu Terör Örgütünün Faali̇yetleri̇ni̇n Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemleri̇n Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun taslak raporunda FETÖ/PDY'nin kamu kurumlarına sızarak örgütlenmesine bir başlık altında yer verildi.

Bu bölümde yapılan tespitlerde, FETÖ'nün başlangıcından beri devlet içinde teşkilatlanmayı ve ışık evlerinde yetişen gençleri devletin kilit mevkilerine yerleştirmek suretiyle devletin üst düzey kadrolarını ele geçirmeyi hedeflediği ifade edildi.

Bu amaçla öncelikle eğitim alanına el atıldığı, okullar, dershaneler ve etüt merkezleri açıldığı, devlet kademelerine yerleştirilmek üzere seçilen gençlerin ışık evleri adı verilen örgüt evlerinde "abi" ve "abla" denilen elemanlar aracılığıyla duygusal telkinlerle beyinleri yıkanarak tektipleştirildiği bildirildi.

Raporda, "Böylece elamanlarını militan gibi yetiştirmiş, onlara yerleştirilecekleri devlet kurumlarında uzun yıllar kendilerini gizlemelerinin yollarını öğretmiş ve vakti geldiğinde emri ile harekete geçmeleri için programlamıştır." denildi.

-"28 Şubat süreci örgütün önünü açtı"

Komisyona bilgi veren eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, örgütün 1980'lerden itibaren devletin çeşitli kademelerine sorular çalarak, çeşitli yöntemler kullanarak girmeye başladığını, 1990'lı yıllarda aynı sürecin devam ettiğini ve 28 Şubat sürecinin de örgütün önünü açtığını ifade ettiği de raporda yer aldı.

Raporda, komisyona bilgi veren kişilerin değerlendirmeleri ışığında, "Örgütün, devlet kurumlarını kontrolüne almak suretiyle iktidarı ele geçirmeyi hedef edindiğini, bu maksatla ortaya çıktığı 1960'lı yıllardan itibaren örgüt evlerine çektiği zeki ve genç insanları bir yandan örgüt militanı şeklinde yetiştirirken bir yandan da iyi bir eğitimle devlet kademelerinde yer almasını sağladığını ortaya koymaktadır." görüşüne yer verildi.

Örgütün, merkezi sistemle yapılan sınavları organize eden ÖSYM kurumuna da sızmasıyla sınav sorularını çalarak başlangıçta sızma olarak adlandırılabilecek kamu kurumlarına eleman yerleştirme faaliyetinin kitlesel bir hal aldığı ve hedef kurumları işgale kadar vardığı ifade edilen taslak raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Örgütün hedefi tüm kamu kurumlarını ele geçirmek olmakla birlikte bazılarına daha fazla önem ve öncelik vermiştir. Bu kurumların emniyet, askeriye, mülkiye ve yargı olduğunu görmekteyiz. Nitekim özel önem ve öncelik verdiği bu kurumların ele geçirilmesi faaliyetlerine 'mühim hizmetler' adı vermiş, bu kişilerden sorumlu tuttuğu kişilerle (imamlarla) FETÖ lideri doğrudan görüşmelerde bulunmuştur. Bu nedenle örgütün bu kurumları ele geçirme faaliyetlerini ayrı başlıklar halinde incelemek gerekmiştir."

-Yargıyı ele geçirme çabaları

Raporun yargıda örgütlenmeye ilişkin bölümünde; HSYK Genel Kurulunun 15 Kasım 2016 tarihli kararı, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 4 Ağustos 2016 tarihli kararı ile Ankara Çatı İddianamesinde FETÖ'nün yargıdaki yapılanması ve faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelere yer verildi.

Ayrıca, örgüt üyelerinin yargıya sızma girişimlerine dair bir kısım eski HSYK üyelerinin beyanlarından da alıntılar yapıldı.

Raporda, kararlar, iddianame ve bazı yargı mensuplarının beyanları doğrultusunda, şu tespitlere yer verildi:

"Yargı organları ile yargıya yön veren idari birimler FETÖ'nün nihai amacı çerçevesinde mutlaka ele geçirilmesi gereken birer hedef olarak belirlenmiş, örgüt bu hedefin gerçekleştirilmesi için uzun yıllara yayılan stratejik planlama doğrultusunda 15 Temmuz darbe girişimine kadar faaliyetlerini sürdürmüştür. 15 Temmuz darbe girişimine giden yolda örgüt mensuplarının bilhassa 17/25 Aralık sürecindeki iş ve icraatları, kamuoyundaki isimleriyle Askeri Casusluk, Balyoz, Ergenekon, Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu dosyaları gibi daha sonra hukuka aykırı işlemlerin tespit edildiği soruşturma ve kovuşturmalarda şüpheli sıfatındaki bir kısım askeri personelin rütbe ve silahlı kuvvetlerdeki mevkileri nazara alındığında FETÖ'nün yargı içindeki yapılanmasının örgüt için taşıdığı önem ve demokratik hukuk devleti için oluşturduğu tehlike tüm çıplaklığıyla göz önüne çıkmaktadır."


Yorumlar