Erdoğan Avrupa'ya seslendi: Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne yaparsan yap Avrupa Birliği'nin tavrı ortada. 54 yıl geçti 54 yıl, hala bizimle bunlar dalga geçiyor. Verdikleri sözleri tutmazlar, 'vize uygulaması' dersin tutmazlar, mültecilerle ilgili 'şu kadar para vereceğiz' derler vermezler. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, başka bu işin çaresi yok." dedi.

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan Avrupa'ya seslendi: Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz

Erdoğan, Beştepe'deki "15 Temmuz Şehitler Abidesi"nin açılış töreninde, Türkiye'nin yaşadığı en büyük ihanetlerden biri olan 15 Temmuz'un ilk yılında şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere sıhhat ve afiyet diledi.

Şehitlerin, 11 Temmuz Salı günü başlayan ve gece saat 00.00'a kadar devam edecek programlarla anıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazilere de şükranların sunulduğunu dile getirdi.

"Demokrasi ve Milli Birlik Günü" olarak ilan edilen 15 Temmuz'u "unutmama, unutturmama" sözünü yerine getirmekte kararlı olduklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz'u ne kendimiz unutacağız ne de bizden sonraki nesillere unutturacağız. Biz bugün nasıl Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı unutmuyor, her fırsatta yad ediyor, bu mücadelelerden gereken dersleri çıkarıyorsak, 15 Temmuz'u da böyle bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Aslında destanların tek bir kahramanı olur, 15 Temmuz'un ise milyonlarca kahramanı var. Bizim yaptığımız tek şey, o gece milletimizle birlikte olmaktı. O gece milletimizle yürek yüreğe, kafa kafaya, kol kola Feto'cu hainlere ve onları kullanan güçlere karşı meydan okuduğumuz için bugün buradayız.

Bu cesareti gösteremeyenler şimdi 'kontrollü darbe' iftirasıyla 15 Temmuz'u gölgelemenin, o gece verilen mücadeleye çamur atmanın çabası içindeler. VIP'de, tanklar orada dururken, pazarlık bitiyor, tanklar çekiliyor ve beyefendi Bakırköy Belediyesinde misafir ediliyor. Kontrollü darbe, olağanüstü hal. Ne olacaktı? İstedikleri gibi yine at oynatmaya devam mı edeceklerdi? İnşallah yarın Milli Güvenlik Kurulu toplantımız var. Bu konuyu görüşeceğiz, hükümetimize olağanüstü halin tekrar uzatılması teklifini yapacağız."

- "250 şehidimizin ruhaniyetinin hesabını veremeyiz"

Dünyanın değişik yerlerinde, eyaletlerde herhangi bir olayda, rahatlıkla olağanüstü hal kararı alınabildiğini, Fransa'da teröristlerin 10-15 kişiyi öldürmesinin ardından 1 yıl olağanüstü hal kararı verildiğini dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, "Burada bizim devletimizi yıkmaya teşebbüs ediyorlar, 250 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz var. Biz bu kararı verirken George'a mı soracağız, Hans'a mı soracağız? Şu anda parlamenter hukuk sistemi içerisinde parlamentomuz var, parlamentomuzdan gelir, geçerse bana geldiği zaman ben de bunu onaylarım. Bu kadar açık söylüyorum. Niye? 250 şehidimizin ruhaniyetinin hesabını veremeyiz, 2 bin 193 gazimizin o acılarını çekemeyiz." diye konuştu.

Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanesinde gazileri ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Ayağı kopuk olanlar, kolu olmayanlar, başının yarısı kopmuş olanlar... Bütün bunlar ortada bir vaka. Biz hala acaba George ne der, Hans ne der? Bunu düşünüyoruz. Avrupa Birliği'nde durum ne olur? Bunu düşünüyoruz. Ne yaparsan yap Avrupa Birliği'nin tavrı ortada. 54 yıl geçti 54 yıl, hala bizimle bunlar dalga geçiyor. Verdikleri sözleri tutmazlar, vize uygulaması dersin tutmazlar, 'Mültecilerle ilgili şu kadar para vereceğiz' derler, vermezler. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, başka bu işin çaresi yok." ifadelerini kullandı.

- "Bu hesabı verecekler, bu işin lamı cimi yok"

O gece canları pahasına sokaklara dökülen milyonları görmeyenlerin, FETÖ'den, PKK'dan tutuklananların hakları için adeta kendilerini parçaladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"İşte en son Hamburg G20'de bize onları soruyorlar. Hala onları soruyorlar. Bu 250 şehidi, 2 bin 193 gaziyi sormuyorlar. Acaba İstanbul'da 1 milyon insan niçin sadece Anadolu yakasında bir araya geldi? Bunu sormuyorlar. Bugün 81 vilayette bu insanlar niçin sokaklarda? Bunu sormuyorlar. Niçin? İşlerine gelmiyor. Birileri de sözde adalet yürüyüşü yapıyor. Niçin? Bizim Hatay'da, Türkmen kardeşlerimize gönderdiğimiz yardımların ne yazık FETÖ'cüler tarafından önünün kesilerek... MİT tırları, FETÖ'cü savcıların talimatıyla önleri kesiliyor, ondan sonra sandıklarda ne var, ne yok bunlara da bakıyorlar. Bunlara bakma yetkisi de yok ama anında 'Ben yaptım, oldu' dediler, bu işi de yaptılar. Şimdi içeride. Bu hesabı verecekler, bu işin lamı cimi yok.

Şu anda yargıda bakıyorsunuz keyif yerinde. Orada o mağdur, mazlum şehitlerimizin ailelerine karşı adeta caka satıyorlar. Ben bugün söyledim, Sayın Başbakan burada, Adalet Bakanı da burada, diyorum ki bunlara artık Guantanamo'da olduğu gibi özel elbise giydirip, mahkemeye de böyle gelmeleri lazım. Böyle grand tuvalet mahkemeye gelmek gibi bir şey olmaz. Çünkü o mağdur, o mazlum kardeşlerimizin hakkını almamız lazım. Neler oldu, neler oluyor... Biz üzerimize düşeni yapmamız lazım."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şehitlerimizin bedenlerini toprağa vermiş olsak da kendileri yüreğimizde hep yaşayacak. FETÖ'cü hainler ise hapishanelerin kalın duvarları arkasında çürüyüp giderken, her gün tekrar tekrar ölecekler. Her gün bir yenisini uydurdukları tarihler, peşine takıldıkları hezeyanlar hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. FETÖ'cülere destek verenler de içeride, dışarıda er veya geç tarihin kara defterine isimlerini yazdırarak çekilip gidecekler." dedi.

Erdoğan, Beştepe'deki 15 Temmuz Şehitler Abidesi'nin açılış töreninde konuştu.

15 Temmuz'u unutmadıkları gibi bu ihanet karşısında kimin, nasıl bir duruş sergilediğini de unutmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, bu meselenin siyaset meselesi değil, vatan meselesi olduğunu görerek en başından beri bu mücadelenin içinde yer alanları da unutmayacaklarını söyledi.

Erdoğan, "Başta MHP Genel Başkanı olmak üzere 15 Temmuz ihaneti karşısında dimdik duran tüm siyasetçilerimize milletim adına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bunun yanında darbecilerin yolları açmasıyla kendilerini güvenli evlere atıp, çay-kahve eşliğinde televizyondan olup bitenleri seyredenleri de unutmayacağız." diye konuştu.

TBMM'de özel oturum yapıldığını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özel oturumda bile hala ortalığı karıştırmanın gayreti içerisinde. Bir defa şu anda hakkındaki belgeleri senin temizlemek için çok daha bu iş için vakit ayırman lazım. Darbe gecesi cesaret gösterip sokağa çıkamayanları, 'Yiğitlik herkesin harcı değildir' diyerek bir nebze anlıyoruz ama 'Darbe için tanklar yürürse onların önüne önce ben çıkarım' deyip de kaçanları da anlıyoruz. Türk milletinin hala varlık-yokluk mücadelesi verdiği bir dönemde teröristlerle sözde adalet yürüyüşü yapıyor. Terör örgütünün desteklediği kişilerle beraber kol kola. Hastaymış, belediye başkanıymış 'Ama hasta olduğu için çıkarmakta fayda var' denilen kişi, hasta adam çıktı, şimdi nasıl yürüyor bu adam, bu yolları nasıl yürüyor? Yani biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulamayız. Hassas olacağız. Bunlar hasta filan değil. Hepsi yalan. Türkiye düşmanları ile Pensilvanya ile aynı dili kullanarak kendilerine saf seçenleri asla affetmeyeceğiz. Milletimiz, FETÖ'nün başındaki şarlatanın ihanet ordusuna asker yazılanlardan bunun hesabını mutlaka soracaktır."

"Milletimiz müsterih olsun"

Bugün ve her yıl burada, şehit yakınları ve gazilerle milletle birlikte anma etkinlikleri gerçekleştirip dua edeceklerini dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Şehitlerimizin bedenlerini toprağa vermiş olsak da kendileri yüreğimizde hep yaşayacaklar. FETÖ'cü hainler ise hapishanelerin kalın duvarları arkasında çürüyüp giderken, her gün tekrar tekrar ölecekler. Her gün bir yenisini uydurdukları tarihler, peşine takıldıkları hezeyanlar hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. FETÖ'cülere destek verenler de içeride-dışarıda er veya geç tarihin kara defterine isimlerini yazdırarak çekilip gidecekler. Milletimiz müsterih olsun, gönüllerini ferah tutsun. Hiçbir şehidimizin, gazimizin kanı yerde kalmayacak. Şunu çok açık, net söylemem lazım. Eğer bu şehitlerimizin intikamını biz alamıyorsak da bilesiniz ki azizun zuntikam olan Allah alacaktır."

Uhud Kadir Işık gibi daha 17 yaşındayken, henüz askerlik çağına bile gelmeden ülkesine ve milletine hizmet yolunda şehadet mertebesine ulaşanların kanlarının asla yerde kalmayacağını vurgulayan Erdoğan, "Külliye'nin önüne birlikte geldiği babasının eve dönmesi ısrarlarına, verdiği cevap çok enteresan, 'Bu benim de vatanım değil mi baba?' diyerek karşı çıkan 9 yaşındaki kızımın emanetine halel getirmemek bizim namus borcumuzdur. Emin olunuz ki ülkemize, milletimize, özgürlüğümüze, geleceğimize silah doğrultan hainlerin hiçbiri bir daha gün yüzü göremeyecek." ifadelerini kullandı.

Nurullah Genç'in 15 Temmuz şiirinden dizeler okuyan Erdoğan, 15 Temmuz'u zaferle neticelendirmenin önem taşıdığını, ancak 15 Temmuz'dan gelecek için ders çıkarmanın daha önemli olduğunu söyledi.

"Korkaklar zafer anıtı dikemez"

Erdoğan, anma etkinlikleri ve açılışı yapılan anıtların geçmişle birlikte geleceğin muhasebesinin yapılmasına vesile teşkil edeceğini dile getirdi.

Açılışı yapılan anıtta "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" yazdığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu başlıklara uygun bir şekilde de orada bakıyorsunuz. Tek millet, orada millet şekillendirilmiş. Tek devlet tam karşımda, Cumhurbaşkanlığı forsu. Tek vatan da Anadolu haritamız. Bayrak da da bayrağımız. Bu anlamlı abide ile birlikte inşallah her yıl bu Milli Birlik Günü'nde burada bir arada olacağız. Türkiye'nin bir daha böyle bir ihanet teşebbüsüne maruz kalmaması için kamu kurumlarımızdan sivil toplum örgütlerimize kadar hepimizin üzerimize düşenleri yapması şart. Hainlerin devletimize ve toplumumuza sızabilecekleri en küçük bir boşluk dahi bırakmamalıyız. FETÖ'yü, kimdir, anlatmalıyız. Bunun adını anmaktan çekinmemeliyiz. Herkes bilecek bu haşhaşinin kim olduğunu. Bunu anlatmamız lazım. Eğitimden ticarete, teknolojiden üretime kadar her alanda ülkemizin ve milletimizin hedeflerine uygun çalışmalar gerçekleştirmeliyiz. Kimse bize başarıyı altın tepsi içinde sunmayacaktır. Biz başarıyı aklımızla, yüreğimizle, bileğimizle elde edeceğiz. 15 Temmuz bize bu başarıya sadece dışarıdaki düşmanlarımızı değil, aynı zamanda içimizdeki hainleri de yenerek ulaşmamız gerektiğini göstermiştir. Türk milleti, tarih boyunca hiçbir mücadeleden kaçmamıştır. Kardeşlerim, şunu unutmayın, korkaklar zafer anıtı dikemez."

Başarının formülünün, belli olduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Tek millet, işte karşımda... Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla, Boşnak'ıyla, Romanı'yla 80 milyon, tek millet. Tek bayrak... Sakın ha, bu adamların paçavraları var, bunlar bizi aldatmasın. Ve bu oyuna gelmeyelim. Bu renk, sıradan bir renk değil. Şehidimizin, gazimizin kanından alıyor rengini. Hilal bağımsızlığımızdan ifadesi. Yıldız, her yıldız bir şehittir. Tek vatan... 780 bin kilometrekare. Burada kimseye operasyon yaptırmayız. İşte görüyorsunuz, son zamanlarda duyuyorsunuz, Tendürek'te, Gabar'da, bütün buralarda şu anda Silahlı Kuvvetlerimiz, jandarmamız, polisimiz, güvenlik güçlerimiz, hepsi terör örgütlerine buraları ne yaptıklarını görüyorsunuz. Ne demiştik? Bunların inlerine gireceğiz demiştik. Girdik mi? İnlerine girdik. Sadece bunların değil, FETÖ'cülerin de gireceğiz demiştik, ona da girdik. Ve şimdi kaçıyorlar. Avrupa'ya, Amerika'ya kaçıyorlar, her yere. Daha çok kaçacaklar. Onlar kaçacak biz kovalayacağız."

İlkelerden dördüncüsünün de "tek devlet" olduğunu bildiren Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka bizim devletimiz yok. Tek devletimizi güçlü hale getireceğiz. Güçlü bir devlet olarak da Allah'ın izniyle dünyadaki o saygın yerimizi daha güçlendireceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ilkelere sıkı sıkıya sarılındığı müddetçe, üstesinden gelinemeyecek hiçbir sorunun olmayacağını belirterek, "Ne terör örgütlerinin eylemleri ne darbe girişimleri ne diplomatik ayak oyunları ne ekonomik tuzaklar bizi, Allah'ın izniyle durduramaz. Türkiye'yi, kalleş bir darbeyle teslim alacaklarını sananlara 15 Temmuz'da nasıl derslerini verdiysek diğer alanlarda da aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, "Selam Olsun" şiiriyle şehitleri selamladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda 15 Temmuz kahramanlarını da şöyle selamladı:

"Selam olsun tanka karşı dimdik duran kahramanlara, helal olsun bu yiğitleri doğuran eli öpülesi analara. Yazıklar olsun darbeye sevinen kanı bozuklara. Selam olsun Nene Hatun'lara, Şerife Bacı'lara, helal olsun Çanakkale ruhunu yaşatanlara. Yazıklar olsun vatan elden giderken kaçan korkaklara, selam olsun ölüme meydan okuyan tüm canlara, helal olsun darbeye darbe yapan korkusuzlara. Yazıklar olsun özgürlüğümüze kasteden alçaklara, selam olsun kefenim sırtında diyerek yola koyulanlara, helal olsun gövdesini kurşuna siper eden yiğitlere. Yazıklar olsun kendi milletine silah sıkan soysuzlara."

15 Temmuz Şehitler Abidesi'nin bu duyguları hep canlı tutacağını kaydeden Erdoğan, "Bir kez daha 15 Temmuz ve terörle mücadele şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şifalar temenni ediyorum. Özellikle istiklaline ve istikbaline sahip çıkan milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum." dedi.

Yorumlar