CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Ordu'da

- Kemal Kılıçdaroğlu: (1) - "Yakın bir zamanda eğer fındık ithal edersek hiç şaşırmayın. Söylemesi benden. Benim de görevim şudur: Ben üç hamle sonrasını görmek zorundayım. Türkiye üzerine oynanan oyunları ben görmek zorundayım ve bu oynanan oyunları halkıma anlatmak zorundayım" - "100'den fazla kanunda muhtar adı geçiyor. O kanunları ne siz biliyorsunuz ne de ben. Bir temel muhtarlık kanunu olması lazım. Her muhtar o kanunu eline aldığında görevlerini ve yetkilerini, her şeyini bilmeli. Bunun hazırlığını yaptık. 134 maddeden oluşan bir muhtarlık temel kanunu hazırladık"

Google Haberlere Abone ol
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Ordu'da

ORDU (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yakın bir zamanda eğer fındık ithal edersek hiç şaşırmayın. Söylemesi benden. Benim de görevim şudur: Ben üç hamle sonrasını görmek zorundayım. Türkiye üzerine oynanan oyunları ben görmek zorundayım ve bu oynanan oyunları halkıma anlatmak zorundayım." dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere Ordu'ya gelen Kılıçdaroğlu, Ordu Ticaret ve Sanayi (OTSO) Meclis Salonu'nda muhtarlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gerçeklerini Ticaret ve Sanayi Odasının çatısı altında dillendirme görevinin olduğunu söyledi.

Bu ülkenin geleceğinden sadece kendisinin değil herkesin sorumlu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla ayın 24'ünde sandığa gideceğiz ve oylarımızı kullanacağız. Ben sizden 'Oyu şöyle ya da böyle kullanın' diye özel bir ricada bulunmayacağım. Bulunacağım tek ricam şu: Sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Çünkü bu seçimler bildiğimiz klasik bir siyasi parti tercihi olmanın ötesindeki seçimlerdir." diye konuştu.

Herkesin kafasında bir soru işareti olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hepimiz soruyoruz, önümüzdeki süreçte ne olacak? Ne olacak bu memleketin hali? Toplantımıza katılan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de bu soruları soruyorlar. Ticaret ve Sanayi Odasının yöneticileri bu soruları soruyorlar. Muhtar arkadaşlarımız da bu soruları soruyorlar. Kahvede oturan vatandaşımız da bu soruları soruyor. Ben size 10 yıl önce gelip burada bir konuşma yapsaydım ve 'Arkadaşlar yakın bir zamanda Türkiye saman ithal edecek' deseydim, herhalde 'Bu genel başkan kafayı yemiş' derdiniz. Saman mı ithal edilir, ama bugün geldiğimiz nokta budur."

Kılıçdaroğlu, tarımın, dünyanın bütün ülkelerinde stratejik bir sektör olduğuna işaret ederek, "Arabanız olmayabilir ama yemek yemek zorundasınız. Ayakkabınız olmayabilir ama yemek yemek zorundasınız. Buzdolabınız olmayabilir ama yemek yemek zorundasınız. Yani beslenmek zorundayız. O nedenle tarım dünyanın bütün ülkelerinde stratejik sektördür." dedi.

"Türkiye bugün ne oldu da buğday, arpa, yulaf, et, fasulye, mercimek ve canlı hayvan ithal ediyor?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yakın bir zamanda eğer fındık ithal edersek hiç şaşırmayın. Söylemesi benden. Benim de görevim şudur: Ben üç hamle sonrasını görmek zorundayım. Türkiye üzerine oynanan oyunları ben görmek zorundayım ve bu oynanan oyunları halkıma anlatmak zorundayım. Türkiye'nin tarımı üzerinde büyük bir oyun oynanıyor. Kim, egemen güçler oynuyor. Diyorlar ki bize tavsiye ediyorlar, 'Türkiye tarımdan çıksın. Ne gerek var Türkiye tarımla uğraşıyor. Başka işlerle uğraşsın.' Egemen güçlerde 81 milyonu kim doyuracak, bunun kavgası veriliyor. Biz kendi kendimizi doyuramadığımıza göre birileri bizi doyuracak. Bu kavga veriliyor. Geçmişin önemli kuruluşları büyük ölçüde devre dışı bırakıldı."

- "Egemen güçlere teslim olan bir siyasal anlayış var"

Kılıçdaroğlu, bir dönem FİSKOBİRLİK, ÇAYKUR ve Toprak Mahsulleri Ofisinin olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Bütün bunları düşündüğünüz zaman bu eski güçlü kurumlar neden gittikçe güçsüz hale getiriliyor? Çiftçinin eli ne zaman güçlü olur, ne zaman zayıf olur? Çiftçi ürettiği ürünü uzun süre tutamaz. Bunun bir raf ömrü var ama bir araba üretirsiniz satılmazsa depoda dursun. Ne olacak? 5 yıl da dursa hiçbir şey olmaz. Hatta bir süre daha durursa antika olur, daha pahalıya satarsınız ama buğday, çay, fındık üreticisi öyle değil. Belli bir zaman içerisinde malı sattı sattı, satamadıysa gitti. Maalesef 1930'larda kurulan ne kadar kurum varsa zayıflatıldı. Egemen güçlere teslim olan bir siyasal anlayış var. Yakında bu düzen, bu devran devam ederse bütün fındık üreticileri kendi bahçelerinde işçi konumuna gelecek."

Bu durumdan rahatsız olan vatandaşlardan tavırlarını değiştirmesini isteyen Kılıçdaroğlu, "Milliyetçilik kuru lafla olmuyor. Kendi halkının çıkarlarını koruma yönünde aldığınız kararlarla milliyetçi olup olmadığınız ortaya çıkar. Ne diyordu Amerika? 'Afyonu ekmeyeceksin.' Peki ne yaptı rahmetli Ecevit? 'Ne yaparsanız yapın ben afyonu ektireceğim' dedi. Milliyetçilik odur." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, fındık konusunda en tutarlı politikaları güden, en çok dillendiren ve en sağlıklı çözümleri üreten tek partinin CHP olduğunu vurgulayarak, "Kimse bundan farklı düşünmesin. Bize oy verirsiniz, vermezsiniz, o ayrı bir şey. Fındık için yürüyüşü yapan biz. Mitingi yapan biz. Sorunu çözen biz. Getirip parlamentoda dillendiren biz. Hepsini yapıyoruz. Şimdi haklı olarak diyoruz ki mademki bu sorunu en iyi bilen biziz. Mademki çözen ve çözüm önerileri getiren biziz, mademki mitingini ve yürüyüşünü yapan biziz, artık sizler de elinizi vicdanınıza koyup bir tercihte bulunun." ifadesini kullandı.

Hollanda'nın Konya'dan küçük olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Türkiye'nin ise 17-18 milyar dolar. Neyimiz eksik? Güneş, toprak, çiftçi, her şeyimiz daha fazla var. Su deseniz o da var. Bereketli topraklar, o da var. Neyimiz eksik? Bir şeyimiz eksik. Artık uyanmalıyız. Artık gerçekleri görmeliyiz. Türkiye'de eksik olan namuslu siyaset. Namuslu siyasete ihtiyacımız var. Siyaset köşeyi dönme aracı değil. Cebi doldurma değil. Bir adam siyasete girip zenginleşiyorsa bilin ki o adam kul hakkı yemiştir. Eğer siyasete girmiş biri siyaseten zenginleşmiş ise malı götürmüş demektir. Malı götüren adamın da bu memlekete faydası yoktur."

- "İlk yapacağımız işlerden birisi muhtarlık temel kanununu çıkarmaktır"

Muhtarların demokrasinin temel taşı olduğunun sürekli dile getirildiğine değinen Kılıçdaroğlu, "Mademki muhtarlar demokrasinin temel taşı, muhtarları niye adam yerine koymuyorsun? Muhtarların niye hakkını vermiyorsunuz? Muhtarların tarihsel bir geçmişi var. Muhtarların demokrasiden gelen güçlü bir geleneği var." dedi.

Kılıçdaroğlu, muhtarların özel bir yasası olması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"100'den fazla kanunda muhtar adı geçiyor. O kanunları ne siz biliyorsunuz ne de ben. Bir temel muhtarlık kanunu olması lazım. Her muhtar o kanunu eline aldığında görevlerini ve yetkilerini, her şeyini bilmeli. Bunun hazırlığını yaptık. 134 maddeden oluşan bir muhtarlık temel kanunu hazırladık. Allah nasip eder, sizler de destek verirseniz Sayın Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturur, Millet İttifakı da Mecliste çoğunluğu sağlarsa ilk yapacağımız işlerden birisi muhtarlık temel kanununu çıkarmaktır. Onu yapacağız."

Muhtarların özel, bağımsız binalarının olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Niye sizin binanız yok? Siz seçimle gelmiyor musunuz? Bugün siz seçimi kazanır gelirsiniz, orada siz oturursunuz, yarın da bir başkası gelir oturur ama vatandaş bilir ki bu bina muhtarlık binası. Öyle gecekondu yerlerde, sığınacak yerlerde muhtarlık mı olur? Buna niye itiraz etmiyorsunuz? Sizi düşünmeyenlere niye oy veriyorsunuz? Hepimizin oturup düşünmesi lazım." dedi.

Muhtarlara mutlaka kentlerde belediyelerin, kırsalda da valiliğin bir eleman tahsis etmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bunun da bir yasal zorunluluk olması gerektiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, bütün sosyal yardımların da muhtarlıklar aracılığıyla yapılması gerektiğini vurguladı.

(Sürecek)


Yorumlar