AK Parti İstanbul Milletvekili Külünk:

- "Deniz Baykal operasyonu ve MHP'deki Sayın Bahçeli'ye yönelik parti içi operasyon, 15 Temmuz'un altlık operasyonudur" - "Seçim, parlamenter sistemde her zaman iradesine başvurulacak millete gitme aracıdır. Dolayısıyla bu araçtan kimsenin korkmaması gerekir"

Google Haberlere Abone ol
AK Parti İstanbul Milletvekili Külünk:

TBMM (AA) - AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, "Deniz Baykal operasyonu ve MHP'deki Sayın Bahçeli'ye yönelik parti içi operasyon, 15 Temmuz'un altlık operasyonudur." dedi.

Külünk, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin, Birinci Dünya Savaşı sonrasında konulan virgülün ardından son derece önemli günler yaşadığını belirterek, "Bütün bu ağır süreçlere rağmen 80 milyon memleket evladının, bütün farklılıklarıyla büyük bir sağduyu, müthiş bir metanet ve olgunlukla gelişmeleri takip ettiğini görmek de son derece kıymetli." ifadesini kullandı.

Ülke dışında verilen beka mücadelenin yanı sıra içeride de hükümet sisteminin yenilenmesinin tartışıldığını anımsatan Külünk, diğer taraftan terör saldırılarıyla mücadele edildiğini, döviz baskısıyla Türkiye'nin devletin sistemini belirlemesine müdahale eden güçlerle de ekonomik cephede mücadele edildiğini aktardı.

Külünk, şu görüşleri dile getirdi:

"Bu bir anlamda ikinci milli kurtuluş mücadelemizdir. Aynı anda bu kadar çok cephede mücadele veren ancak Anadolu topraklarının ruhunu ve aklını Türkiye olarak ifade eden aziz milletimiz verebilir. Dolar üzerindeki Türk lirasına karşı baskı, doğrudan Anadolu topraklarına finansal teröristlerin saldırısıdır. Türkiye şu anda finansal terörizmin saldırısı altındadır. Bu finansal terörizmin CHP'de işbirlikçileri vardır. Bu işbirlikçiliği ifade ettikleri cümlelerle ispat eden cümleler vardır.

Dolarla anayasa değişikliğinin ne alakası var? Birileri bize şu mesajı mı veriyor: 'Türkiye'yi size teslim etmeyiz. Türkiye size bırakılmayacak kadar önemlidir.' Birileri bize 'Türkiye'de parlamenter sistemin aklı biziz, bunu inşa eden biziz, bu sistem içerisinde asıl güç merkezi otoriter bürokratizmdir. O otoriter bürokratizmin egemenliğinin sınırlandırılmasına izin vermeyiz mi' demek istiyor? Bugüne kadar Merkez Bankasının bürokrasisi üzerinden, Türk milletinin cebindeki para üzerinden operasyonlarla 'siyaseti, devleti belirleyen biziz' diyerek, 'Size Türkiye'yi teslim etmeyiz mi' demek istiyorlar. CHP yetkilileri de bu anlamda Wall Street'in Türkiye acentalığını mı yapıyorlar?"

- "Otoriter bürokratizmin etki alanı sınırlandırılıyor"

Bugünkü Cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmalarıyla otoriter bürokratizmin etki alanının sınırlandırıldığını ifade eden Külünk, bunu gören otoriter bürokratizmin, İnönü çizgisindeki CHP'yle ve FETÖ çizgisiyle ittifak ederek, sistem değişikliğine direnç geliştirmek istediğini ileri sürdü.

"Parlamenter sistemle büyük hedeflere yürümenin son eşiğindeyiz. İstikrarlı bir AK Parti ve güçlü bir lider Recep Tayyip Erdoğan ile parlamenter sistemin bu ülkeyle ve milletle ilgili beklentilerinin maksimize edilmesinin son eşiğindeyiz." ifadesini kullanan Külünk, eğer sistem değişikliği gerçekleşmez ise Türkiye'de istikrarsızlığın olacağını söyledi.

Finansal terörizmin, spekülatörler aracılığıyla sosyal dokuyu rahatsız etmeye çalıştığını kaydeden Külünk, bu kişilere yönelik hukuki işlem yapılması ve kim olduklarının açıklanması gerektiğini söyledi.

CHP tabanına ve cemevlerine de teşekkür eden Külünk, "Üzerlerindeki tüm kirli operasyon çabalarına rağmen bu ülkenin birliğine ve beraberliğine gösterdikleri hassasiyete şükranlarımı ifade ediyorum." dedi.

- "Seçimden kimsenin korkmaması gerekir"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Külünk, erken seçime tartışmalarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Seçim, parlamenter sistemde her zaman iradesine başvurulacak millete gitme aracıdır. Dolayısıyla bu araçtan kimsenin korkmaması gerekir. O nedenle bu bir şantaj değil, parlamenter sistemin işleyişinin bir alternatifi olarak güncellenmesinden daha doğal ne olabilir? Anayasa Komisyonu Başkanımız bunu ifade etmiştir. Sayın Bahçeli de bunu ifade etmiştir. Doğrudan millet odaklı düşünmesi ve milleti adres göstermesi Bahçeli'nin bu anlamda durduğu yer son derece kıymetlidir." yanıtını verdi.

Meclisteki kavgada kürsünün nasıl kırıldığı sorusu üzerine ise Külünk, yaşananlar sırasında ayağından yaralandığını anlatarak, kürsünün bilinçli bir şekilde yıkılmadığını kaydetti. Olay sırasında itiş kakış yaşandığını belirten Külünk, "Kürsünün o şekle gelmesi bir karambolün sonucudur. Yani orada CHP'li arkadaşlar 'kürsüyü biz tutacağız', biz de 'biz tutacağız' dedik doğal olarak. Kürsünün etrafında, benim olduğum alanda hiçbir arkadaş, CHP'li arkadaş şiddet uygulamadı. Ben buna şahidim. Öbür taraftakileri de gördük zaten, Genel Başkan Yardımcımıza o tavır hiç şık değil. Milletvekili arkadaşımızın bacağının ısırılması hiç şık değil. Ama hepimiz de dikkat etmeliyiz, parlamento hepimizin." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Bülent Tezcan'ın, AK Parti ile ilgili iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Külünk, şu açıklamada bulundu:

"Bugün FETÖ'yü idare eden akıl CHP'yi de idare etmekte. Ben söylemiyorum. Kendileri ispatlıyor hem de bunu. FETÖ'yü Türkiye'ye dayatan irade ile CHP'yi bugün Deniz Baykal'dan sonra travmatik bir hale dönüştüren akıl, aynı akıldır. FETÖ'yü reorganize eden akıl, bugün CHP'yi reorganize etmek istiyor ve başarıyor da. Aslında Deniz Baykal operasyonu 15 Temmuz operasyonudur. Deniz Baykal operasyonu ve MHP'deki Sayın Bahçeli'ye yönelik parti içi operasyon, 15 Temmuz'un altlık operasyonudur. CHP tabanını bir kez daha tebrik ediyorum. Tepe yönetimlerin 15 Temmuz çizgisindeki duruşlarına itibar etmeyerek, bu ülkede demokrasiden ve milletten yana tavır aldıkları için. 15 Temmuz'u bir akşam üzerinden düşünmeyiniz. CHP'nin genel başkan değişimi bir 15 Temmuz operasyonudur. MHP'nin zorlanması bir 15 Temmuz operasyonudur, 15 Temmuz'un alkışlayıcılarını hazırlama operasyonudur."

Yorumlar